Salı, Mayıs 26, 2020

Schedule - Mr. Kaplan'a Selam Olsun :)

Bugün ne güzel bir gün! Dün de güzeldi! Hatta önceki gün de 😊

Oysa ne kadar korkmuştum ilk kez deneyimleyeceğimiz ve 4 gün sürecek olan sokağa çıkma yasağından... O kadar hızlı ve rahat geçti ki anlamadım bile :) Neler yaptım / yaptık?

Yasaktan önceki gün kendimi doğanın kollarına atmıştım. İyi ki yapmışım :) Sonraki günlerde istesem ve yasak olmasa bile yapamazmışım çünkü hava feci soğudu ve yağmurluydu. Taa ki bugüne dek! Bugün yaz geliverdi :)

Yasağın ilk günü sıradandı, geçip gidiverdi. İkinci gün bayramdı. Erkenden kalkıp spor yaptım, duş aldım, giyinip süslendim ve ev halisinden de aynı özeni göstermelerini istedim. Ailecek kahvaltı yaptık ve sevdiklerimizi aramaya başladık. Tüm gün telefondaydık :) Bol bol hasret giderdik, şakalaştık, gülüştük. Birbirimize ekrandan çikolata ikram ettik :)) Akşam nasıl oldu hiç anlamadık :)





Yasağın 3., bayramın 2. günü hava acayip bozdu. Hem soğuk hem de yağmurluydu. Yine sporla başladım güne ama bu kez duştan sonra süslenmek yerine eşofman ve sweat giyip battaniyeyle kanka olmayı tercih ettim :D Yine bir şeyler izledik Evrim'le. Sonra podcast dinledim, bloglarda takıldım, birazcık kitap okudum. Mutfakta müzik açtım, çılgınca dans edip partiledim :P Bir ara Evrim de gelip katıldı, birlikte dans ettik. Epeyce de güldük :D Gece ben dizi izledim, Evrim arkadaşlarına Zoom'dan FRP oynattı, ben arkadan kopya verip sabote ettim azıcık :)))



Bu sabah kalkar kalkmaz hemen 14 günlük antrenman programının 7. gününü tamamladım, ardından bir arkadaşımın önerdiği 20 dk'lık bir yoga akışını yapmaya çalıştım ama videoya ayak uyduramayıp yarım bıraktım. Onun yerine yogaya başlangıç videosu açıp onu yaptım. Sonra da yoginin önerdiği nefes çalışmalarını yapıp duşa attım kendimi.

Canım epeydir patatesli omlet çekiyordu ama üşengeçlikten yapmıyordum, bu sabah yaptım :D Cidden güzeldi, gerçekten isteyerek yapana dek beklediğime değdi :) Kahvaltıdan sonra yemek yapıp evi temizledim ve kendimi balkona attım. Creative Resources and Ideas konulu bir webinara kayıt olmuştum, kulaklıklarımı takıp onu izledim balkonda. Güneş o kadar güçlüydü ki iliklerime kadar ısıttı içimi dışımı :)) Hatta webinar biter bitmez üstüme bikinimi giyip güneşlendim tüm gün. Bir ara Evrim geldi kahve içtik,sonra o dizi izlemek için içeri gitti, ben de güneşlenirken kitap okudum. Akşam yemeğini balkonda yedik birlikte. Az önce de karşılıklı Martini içtik :) Evrim yine içeri gitti, ben hâlâ balkondayım :)



Gelelim başlıktaki "schedule"a :) Balkonda güneşlenirken kendime haftalık bir çizelge / program hazırladım. Gün içinde yaptıklarımı tikleyeceğim. Daha çok tik atmak için de daha çok şey yapacağım :D Hedefim her gün hepsini yapmak. Bugün başladığım yoga programı 7+7+7 şeklinde 21 gün devam ediyor. Sonrasında 20 dk'lık videoyu tekrar deneyeceğim. Yani umarım :D Gitar ve İspanyolca'yı hep savsaklıyorum bu aralar :( Daha istikrarlı olmam lazım.

4 günün totaline bakarsak Ceren'in yazısına yorum yaparken yazdığım gibi "Mutluyum. Evrim de mutlu, Arya da. Oysa onları mutlu etmek için bir şey yapmadım. Kendimi mutlu ettim, onlar da mutlu oldu :) Mutsuzken yaptıklarım onları mutsuz ediyor. Onları mutlu etmek için ekstra bir şey yapmak yerine kendimi mutlu edince onlara da olumlu bir yansıması oluyor demek ki bu durumun. Kısacası "önce ben" demek de çok da sorun yok ölçüyü kaçırmadıkça :)

Kısacası 4 günlük sokağa çıkma yasağında çıkardığım ders:

"Kendinle savaşma, sev kendini, seviş! "

Yaşasın Hedonizm :)))))))

Mutlu olmak için öyle büyük bir şeylerin peşine düşmeye, bir şeyin parçası olmaya, bir sebep bulmaya gerek yoktur belki de. Gündelik hazlara odaklanmak belki de en kolay, en basit çaredir kapanmayan yaralara. Şimdilik böyle geliyor bana, yarın ne düşünürüm bilinmez :)




17 yorum:

  1. Bu dört günü ben de yazmak istiyorum. Başında baya stres olmuştum. Ama bir şekilde geçti gitti..Sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. hayattan sporu alın geri neyi kalır ki?
    kuyruksuz kedicim, seninki net 'hareket' kafası. onun ışıltısı bu.

    yoksa evde parkenin üzerinde 4 gün boyunca yaşamak, çorap giyip koltukta uzanmak çok saçma.
    akhfsakhfkh

    YanıtlaSil
  3. Şahane geçmiş 4 gün. Benimki de güzeldi ve bugün öğrendik ki, yeni "açılımlar" da kapıda! Havuzlar açılıyooooooor! Bira bahçeleri dışındaki lokantalar, sinemalar hatta mekanın büyüklüğüne bağlı olarak 100 kişiye varacak sosyal aktivite merkezleri de açılıyoooor :D Bunlar beni benden aldı, dur bakalım ne olacak, haşemayı çıkarıp bikiniyi giymek gibi oluyoruz biraz ama bakalım bu deneyin sonucu ne olacak.. Bizde açılımlar size 15gün sonra gelecektir (hep öyle gitti çünkü bu süreç) ama Türkiye'de korku biraz daha fazla, onu hissediyorum, mutlaka "çok erken"ci kesim karşı çıkacaktır. Bakalım neler olacak önümüzdeki zamanlarda ama umut var artık hem de çok net.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ha anaokulları hala kapalı o ayrı :D

      Sil
    2. Bugün çocukların serbest günüydü. Çoluk çocuk herkes sahildeydi. En karşı olanlar bile çıkmıştı. Çünkü artık sınıra geldi millet. Bakalım neler olacak. Umarım iyi gider her şey de en başa dönmeyiz.

      Sil
  4. Bu dünyada önemli olan ne? Mutlu olmaksa, evet mutlu olmana çok sevindim. Hedonizm yaşasın sonsuza dek:))))

    Ama ben öyle sanıyorum ki, light kinizm/sinizm (opposite of hedonizm) kategorisindeyim:))
    Söz konusu Yunan felsefesini şöyle özetleyebiliriz;
    "Yaşamın amacı mutluluktur ve buna ancak erdemle ulaşılabilir. Erdem ise bilgeliktir, yani kişinin kendine yeterliliği ile. Bu anlamda erdem, ruhun özgürlüğüdür ya da ruhsal özgürlüktür."

    Güzel şeyler yapmışsın, ben anlattıklarının çok azına sahiptim ama en az senin kadar mutluydum, çünkü hiç bir şeye sahip olmasam bile özgürce düşünebiliyordum:))

    Light derken şunu anlatmak istedim. Evet güzel şeyler, insanları mutlu eder. Beni de mutlu ediyor elbette. Fakat yokluklarında karalar bağlamam. Bana öyle geliyor ki, dört gün değil kırk gün evde kapalı kalsam kendime dert etmem.

    Ve bütün bu mutluluk oyunlarının birer hayal perdesi olma ihtimalini göz ardı etmiyorum, asla çözemeyeceğim ve üzerinde düşünmekten de kendimi alamayacağımı bildiğim yaşamın anlamı sorunsalında:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizi çok iyi anlıyorum Mr. Kaplan. Özgürce düşünmek benim için de her şeyden değerli. Ama işte bazen düşündükçe içinden çıkamıyorum, derinliklere çekiliyorum. Sonra da korkuyorum o derinlerde vurgun yemekten ya da boğulmaktan. Anlayacağınız üzere zorda kalınca kaçma eğilimi gözteriyorum :D

      Ruhun özgürlüğüne gelecek olursak, mevcut koşullarda başkalarını mutsuz etmeden mutlak bir ruhi ya da maddesel özgürlüğe ulaşabileceğime inanmıyorum. Karşımda iki seçenek var: ya sahip olduğum sınırlı özgürlükle yaşayıp hedonistik mutluluklara kaptıracağım kendimi ya da içinden çıkamayacağım düşüncelerin derinliklerine gömüleceğim. Sanırım şimdilik hedonizm daha cazip :))))

      Sil
    2. Bakma benim sözlerime:)) O sözler aslında niyetten ileri değil. O yüzdendir benim light'lığım. Fıçı içinde yaşayan Diyojen'in seviyesine ermek için önümde daha çok yol var:)))

      Düşüncelerin derinlikleri bende negatif bir etki yaratmıyor. Bunun muhtemel sebebi, kendimi çok fazla beklenti içine sokmadığım olabilir belki.

      Hedonizm, hepimizin yaşantısının bir parçası aslında. Yaşamda ona da yer olmalı fakat onu gerçeklerden bir kaçış yolu olarak görmüyorum.

      Belki de belli bir yaştan sonra insanın fikri değişiyor:))

      Sil
    3. Bu akşam çilingir sofrasını kurduk Mr. Kaplan. Yakası bağrı açılmamış fıkralar havada uçuştu. Kadehler tokuştu, kahkahalar inletti alemi :) Kaçış yolu mu bilmiyorum ama iyi böyle :D 35'e 1 kala yani yolun yarısına gelmişken hayat alkolle, arkadaşlarla, sevdiklerimizle güzel :) çok da düşünmemek lazım :D

      Sil
    4. İnanın ki yanınızdaymışım gibi sevindim. Fırsatları değerlendirmek yetmez, bol bol da fırsat yaratmak lazım ayrıca:)

      Keşke her günümüz, gecemiz öyle olabilse. Herkes aynı coşkuyu her zaman yaşasa. İşte o zaman kimsenin aklına düşünmek gelmez.

      Sanırım eğlenmeye uzak kaldığında ve yapacak işi olmadığında düşünüyor insan. O zaman hem kendini, hem başkalarını, hem de her şeyi düşünüyor işte...

      Belki de hiçbir şeyin başını, sonunu düşünmemek gerek. Özellikle de sonunu. Çalışırken, çalış çalış nereye kadar diyordum. Eğlencenin de sınırı yok. Beni düşündüren bu sınırı olmayan şeyler mi acaba?

      Sizin yaşınızda ben çok yoğun çalışıyordum. Eğlenmek yemek içmekse eğer, o dönemde fırsat buldukça dibine vuruyordum. Adrenalin zirvedeydi. Bir tünelin içinde kendimi kaybetmiş vaziyette koşturuyordum. Ve inanın ki işimin dışında hiçbir şeyi düşünmüyordum.

      Askerin boş kalması istenmez mesela. Çukur kazdırırlar ona amaçsız. Kazdım komutanım dediğinde, tamam şimdi doldur derler. Bu böyle gider. Çünkü bilirler ki, insan boş kalırsa düşünmeye başlar. Düşünmek çok tehlikeli bir şeydir. Aman ha:)))

      Sil
  5. maşallah maşallah tatlı aile, hep mutlu olun yaa, bir de yedikleriniz çok güzeldiii :) bir de time management oooo kutlarıım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep biliyor musun şu hayatta beni en çok zorlayan şey zaman yönetimi. Hiçbir işimi sıraya koyamamam. Bir şeye başlarım, onu yarım bırakıp başka bir şeye geçerim, onu da bırakırım, başa dönerim. Böyle başı kesik tavuk gibi ordan oraya koşuşturmaktan ne yapacağımı şaşırırım. Hep Evrim'den yardım istiyorum, şu işlerimi bir sırala, bana bir plan program yapıver diye. Planı yapmak da yetmiyor, beni sık sık denetlemesi lazım ki bırakıp başka bir şeye geçmeyeyim :D

      Sil
    2. hıhım anlıyorum, time manegement ile ilgili iyi kitaplar var. bakabilirsin. yani saatli planlı olmak için ama bence boşver yaaa böyle geldiği gibi yaşamak da güzel. yani plan gerektiren bir durum yok ki. belki ev dışında iki işin olsaydı mesela daha planlı olabilirdin. denetleme işi de bizim türklerin özelliği. öğrenciler der ya, hocam beni bana bırakma, yani kendi kendine motive edip çalışamazlar, bu türklerin özelliği, motivasyon eksikliği, hep dışardan bişi olcak :) boşveer sal gitsin :)

      Sil
  6. merhaba, şu 14 günlük antreman programı hangisi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba :)

      Program linkini bırakıyorum aşağıya :)

      https://www.youtube.com/playlist?list=PLfj4lZyPiNanTn-BKXvdOBFt96tt53a8S&feature=share

      Sil

İkigai

İkigai, şu anda okuduğum kitabın adı. Kitabın alt başlığı "her güne mana ve neşe katmak".  Kısaca açıklamak için  Wikipedia 'y...