Perşembe, Ocak 21, 2021

Keçinin İstemediği Ot




Bazen içinde olduğumuz durumun farkına bile varamayız. Ta ki çok yakınımızda benzer bir durum yaşanana dek. Bakarız ve yavaş yavaş idrak ederiz. 3. tekil şahıslar üzerinden kendimizi tanırız ve bazen kendimize katlanamayız. Ya da yanı başımızdaki insanı tanır, ona katlanamayız. İşler bu noktaya gelince geri dönüp hiçbir şey bilmiyormuş gibi devam da edemeyiz. Anladıklarımızın faturasını birilerine kesip hesabı kapatma ihtiyacı duyarız. Kendimizden ya da yanı başımızdakinden çıkaramayınca, 3. tekil şahıslardan çıkarmak isteriz hayal kırıklığımızın acısını.

Matrix filmini izlediyseniz Morpheus ve Neo arasında geçen o meşhur seçim sahnesini hatırlarsınız. Sonunda Morpheus, Neo'dan kırmızı ve mavi olan iki haptan birini seçmesini ister. Neo, kırmızı hapı seçerse içinde yaşadığı simülasyondan kurtulup gerçeklikte uyanacaktır; maviyi seçerse hapsolduğu kurmaca hayatın içinde yaşamaya devam edecektir. Morpheus, "gerçekler"den başka bir şey vaat etmediğini söyleyerek peşine düştüğü bilginin sandığı gibi olmayabileceği konusunda uyarır Neo'yu.

*1. video orijinal dilde, 2.si dublajlı.



Neo kendi seçiminden pişman olur mu bilemeyiz ama filmin bir başka karakteri, Cypher kırmızı hapı aldığı güne lanet etmektedir içten içe. Arkadaşlarına ihanet etme pahasına mavi hapı alarak yeniden cehaletin mutluluk vaat eden kollarına bırakmak ister kendini; bunu da o ünlü ve benim en sevdiğim replik olan "Ignorance is bliss" ("Cehalet mutluluktur") sözüyle anlatır.


Cypher'ın bilmediği ve bizim de kabul etmeyip tüm gücümüzle inkar etmeye çalıştığımız şey, gözümüzü bir kez gerçeklikte açtıysak, bundan sonra ne kadar sıkıca yumarsak yumalım kurmaca dünyamıza geri dönemeyeceğimiz gerçeğidir. Yani bir mavi hap değil, bir kutu hap yutsak bildiklerimizi unutamayız. 

Kısacası 3. tekil şahıslara kestiğimiz fatura kısa süreliğine bizi rahatlatsa da çok geçmeden iç sesimizi  yeniden duymaya başlarız. Maalesef bir kez fark edilen gerçekler, ne kadar uzak dursanız durun, sırf siz öyle istiyorsunuz diye kendi kendiliğinden yok olma eğiliminde değildirler. Aksine her köşe başında karşımıza çıkıp sürekli hatırlatırlar kendilerini. Bir kez fark ettiyseniz kendi defolarınızı ya da yanı başınızdakilerin defolarını bir daha görmezden gelemezsiniz. Boşa kürek çekmeyin, kabul edin defolarınızı, defolarımızı! 



6 yorum:

  1. Film çok güzeldi benzetmeniz harika oturmuş teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Doğrusu Matrix filmi ilk vizyona girdiğinde izlemiş ve bir şey anlamamıştım. Sonra o kadar üzerinde konuşuldu ki, kendimde büyük bir eksiklik hissettim. Belki şimdi bir kez daha izlesem bir şeyler anlayabilirim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence mutlaka bir kez daha izleyin Mr. Kaplan. Modern dünyanın köleleri oluşumuzu, nasıl uyutulduğumuzu ama bununla beraber bu gerçeğin farkına varmanın bizi mutlu değil aksine daha da mutsuz edebileceğini çok güzel anlatıyor Matrix serisi. Ben 2-3 senede bir Matrix serisini izlerim. Geleceğe Dönüş ve Star wars serisini de bu şekilde ara ara tekrar izlemeyi seviyorum ama onları tamamen eğlence amaçlı izliyorum :)

      Sil
  3. hayaller yalanlar güzeldir, gerçek kim sever yaaa, seçenek olsa kimse gerçeği seçmez. keanuuu, john wick yaa :) geleceğe dönüş, ayy en az 50 kere izledim :) matrix in altyazısı çevirisini yapmıştım yakınlarda özel kanallara :)

    YanıtlaSil

Konu dönüp dolaşır...

Aşk'a gelir. Selvi Boylum Al Yazmalım'ı izlemenin tadı her yaşta farklıdır. Aşkın tekilliğine ve sonsuzluğuna inanılan gençlik yılla...