Güncelleme: Arkadaşımla dün (27.01.25) konuştuk. Hareketli bir tatil geçiriyorlarmış; birkaç il değiştirmişler, arada ailesinden ayrılmış eski arkadaşları ile buluşmuş... Tahmin ettiğim gibi zaman nasıl geçmiş fark etmemiş. Hopa'ya dönünce buluşmak üzere sözleştik.
...
Biraz üzgün ve kırgınım.
Çok önem verdiğim, çok yakın gördüğüm - belki de en yakın saydığım - bir arkadaşım günlerdir arayıp sormadı. Oysa Salı günü tedaviye gideceğimi biliyordu. İlla araması gerekmiyor tabi ama bir mesaj yazıp halimi sorabilirdi diye geçiyor içimden. Sitem etmek istemiyorum ama avutamıyorum da işte şu an kalbimi :(
Bahsettiğim arkadaşım akıllı telefon kullanmıyor. Whatsapp üzerinden gelen tüm bilgileri ben ona mesajla iletiyorum; okul ya da arkadaş grubumuzda bilmesi gereken bir yazışma olunca anında mesajla haberdar ediyorum, çekildiğimiz tüm fotoları Facebook üzerinden ona hep ben yolluyorum. Bunları zoraki değil, sevgimden ve içimden gelerek yapıyorum.
"Ben bunları, bunları yapıyorum o da bi' zahmet beni arayıp sorsun" gibi anlaşılmasın hissiyatım. Öyle değil. Sadece içimden bir sızı geçiyor aklıma gelince: Nasıl olduğumu merak etmedi mi? Yoksa aklına bile gelmedim mi hiç?.. Böyle düşündüğümü bilse üzülür, belki de farkında değildir. Kasıtlı değildir eminim. Sonuçta tatil ve onlar da ailecek seyahat halindeler.
Bilemiyorum işte... İnsan değer verdiği kişice aynı değerde olmama ihtimalini fark edince istemsizce üzülüyor sanırım.
...
Yarın eve dönüyorum. Evrim'i ve Arya'yı çok özledim. Baba-kız iyi idare ettiler, her şey aynı düzende devam etti. Baba-kız yemeğe ve alışverişe çıktılar; Evrim birkaç kez arkadaşıyla balığa çıktı; Arya voleybol antrenmanlarına gidip geldi...
Bazen ayrı kalmak iyi geliyor. Atilla İlhan'ın dediği gibi:
...
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
her şey onunla ilgili