Eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazar, Nisan 21, 2024

Son Günler

Salı günü yine Trabzon'daydık. HPV ve Smear sonuçlarım negatif yani temiz çıkmış. Bu güzel haber :) Ama - olmasa şaşarım - yaralar var; doktor kolposkopi ile biyopsi yapmak istedi. Kaşüstü'nden Numune kampüsüne geçtik. Kolposkopi yapıldı. 5 ayrı yara varmış üçünden parça alındı ama yeterli olmayabilirmiş. Sonuç 1 ay sonra belli olacak. İşlem detaylarını anlatmak bir yana komple silmek istiyorum hafızamdan. O kadar acı vericiydi ki düşmanım bile yaşamasın. Bu mevzuyu 1 aylığına rafa kaldırıyorum.

...

Sonunda Hopa'ya bahar geldi. Hava 26-29 derece ve günlük güneşlik. Tabi ki ben havalara uçuyorum. Uzun süredir baharı bekleyince eve sığamaz oldum :) Tüm boş zamanlarımda sahile indim. Evde olduklarında Evrim'i ve Arya'yı da ikna ettim, her fırsatta güneşin ve güzel havanın tadını çıkardık. Çarşamba günü deniz sezonunu açtım. Su soğuktu ama bir kez dalınca alışıyor insan :D Mühim olan güneşin, sudan çıkınca üşümeyecek kadar ısıtması. Denizden çıkınca güneşlenmek ve dergi okumak çok keyifliydi. Bugün de Arya ile komşumuzun dağ yolundaki evine, yeşilliklerin arasında meyve toplamaya gittik.



Şiiri üst tabakanın tekelinden çıkarıp halka indiren Garip akımının öncülerinden 
Orhan Veli, 110 yaşında!


Deniz sezonu tarafımca resmen açılmıştır :D


Erguvan yok ama baharın hatırına mor salkım paylaşıyorum Canım Ceren'im <3



Pazar günü ailecek kahvaltı edince değmeyin keyfimize :))






Arya da mor salkımlardan nasibini aldı tabi :)

...

Pazartesi akşamı çevrimiçi, Perşembe öğleden sonra ve Cuma tam gün yüz yüze Erasmus+ proje eğitimindeydim. Eğitim veren kişi alanında bilgili, eğitim vermeye uygun, tam donanımlı genç bir İngilizce öğretmeniydi. Eğitim benim için inanılmaz keyifli ve verimliydi. Online kısımda ve yarım günlük kısımda teorik olarak öğrendiklerimizi son gün gruplar halinde proje yazarak uygulamalı olarak pekiştirdik. 

Benim geçen sene bir başvuru denemem olmuştu ama yazım aşamasında deneyimsizlikten tıkanıp kalmış ve projeyi bitirememiştim. Eğitimde anladığım üzere o fikrin proje olabilmesi için epeyce yolu varmış. Ama vazgeçmek yok tabi :) Şimdi okulumuzda sayısı giderek artan özel gereksinimli öğrencilerin destek eğitimiyle ilgili bir proje yazmak istiyorum. Hatta eğitimde projenin taslağını yazdım bile diyebiliriz :) Tabi ki eksikler var ama halledilmeyecek şeyler değil. Bir daha ki proje döneminde okulda olursam bu proje ile başvurmayı düşünüyorum. Okulda değil de BİLSEM'de olursam bu kez benzer bir projeyi üstün yetenekli öğrencilere uyarlayıp oradan başvuru yapabilirim.

...

İkigai kitabından biraz daha bahsetmeden duramayacağım :D Kitap bitmesin diye yavaş yavaş okuyorum. Hatta bitmesin diye araya 3 dergi alıp okudum :) Kitabın büyük vaatleri ya da büyük bir edebi iddiası yok. Aksine çok basit, sade bir dille bildiğimiz şeylerden bahsediyor. Ama okumak ve üzerine düşünmek o kadar iyi geldi ki bana. İngiltere'deki arkadaşımla paylaşınca o da hemen okumaya başladı. Şimdi her gün birbirimize ikigai anlarımızı anlatıp birbirimizle paylaşarak ikiye katlıyoruz hayattan aldığımız keyifleri :) Ben  bu haftaki ikigai anlarımın çoğunu yukarıda paylaştım. Geçen yazıda belirlediğim birçok alanda harekete geçtim ve tam da düşündüğüm gibi çok iyi geldi ve tüm hafta mutlu mutlu gezindim etrafta. Her daim böyle olmayabilir ama olan zamanlar o kadar keyifli ki diğer anları görmezden gelecek gücü verebilir :)

Yazıyı sevdiğim, keyif aldığım anlardan biri ile bitireyim. Yalnız olduğum anlar dışında sevdiğim anların başında Arya ve Evrim ile geçirdiğim zamanlar var tabi ki. Her akşam Arya ile anime - bu ara "Deamon Slayer" ve "TheGrimm Variations" - izliyoruz. Bazen anime sonrası birlikte kitap okuma saati yapıyoruz.


Fotoğraf, dün geceden :)
Arya, Şermin Yaşar'ın "Dedemin Bakkalı" kitabını, ben de İkigai'yi okuyorum :)


Momentos'un bu haftaki Pazar müziği aklımdan çıkmıyor. 
Mutlaka Türkçe ya da yabancı bir popüler şarkı var bu melodi ile yazılmış, söylenmiş. 
Çok tanıdık, çok bildiğim bir melodi. 
Dilimin ucunda ama bir türlü çıkmıyor. Bir dinleyin lütfen, belki bilen çıkar aranızdan.

Cuma, Eylül 25, 2020

Fırsat Eşitliğinin Son Kırıntıları Tarihe Karışırken...

Bir öğretmen olarak gerçekten çok zorlanıyorum. EBA'da Canlı ders yapmaya çalışıyorum sistem izin verdikçe. Bu yıl derslerine girmem gereken 67 öğrenciden maksimum 30-35'i derslere katılabiliyor. Diğerlerinin ya imkanları el vermiyor ya da aileleri eğitime gerekli önemi vermiyor. Her derste istediği halde sistemsel sorunlar yüzünden derse giremeyen 7-8 öğrenci oluyor ve mesajla durumu bana iletiyorlar.

Canlı ders yapmakla bitmiyor mevzu. Ulaşamadığım öğrencilere derste yaptıklarımı WhatsApp ve yine Eba üzerinden iletmeye çalışıyorum. Ama çocukların çoğunun doğal olarak kendilerine ait telefonu ya da bilgisayarı yok. Veliler giden mesajları ne kadar iletiyor bilmiyorum. Elim kolum bağlı böyle oturup eğitimde fırsat eşitliğinin tam anlamıyla tarihe karışmasına katkıda bulunuyorum.

Kahroluyorum...


Çarşamba, Aralık 16, 2009

Ne Yapmalı?

yıllarca okuyoruz,bir sürü para döküyoruz.

sonra? sonra ne oluyor?

mezun olunca veriyorlar eline bir kağıt. adı da diploma.

memur olup kapağı devlete atmak istiyorsan durum oldukça vahim. kpss diye bir engel var. hangi bölümden mezun olursan ol, okulda ne eğitimi almış olursan ol fark etmiyor. hemen hemen herkes aynı sınava giriyor. sayısal derslerle aran iyiyse şanslısın. yoksa? yoksa memurluk da yok!

iyi kötü bir işe girersen şanslısın bu krizde. ama işe girmekle bitmiyor. okulda hiç öğrenmediğin bir sürü iş, bir sürü resmi evrak, bir sürü kural, bir sürü kanun...

başbakan "her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok." diyor. aslında ülkenin başındaki kişilerin çoğunun ilkoukul mezunu olduğu ve neredeyse tüm kadroların da onların yakınları ile dolu olduğu göz önüne alındığında mevcut durum pek de garip gelmiyor insana.

sabıkası olan sıradan ve zavallı vatandaşların memur olamadığı bu ülkede yine sabıkası olan bazı şanslılar rahat rahat parti kurup milletvekili hatta bakan olabiliyorlar.

aslında sorun okuyup okumamak da değil. sorun neyi ne kadar bildiğin ve ne kadar kurnaz olabildiğin.

peki ne yapmalı?

hiç okumak için uğraşmamalı onun yerine alternatif çözümler üretilmeli.

mesela:

yurtdışına göç etmeli(?!)
okumak için harcanacak tüm parayla bilumum şans oyunları oynamalı(?!)
abuk sabuk bir parti kurup milletvekili olmalı(?!)
kurmaca aldatma-aldatılma-kaçamak hikayeleriyle ünlü olmayı denemeli(?!)
bilumum yarışmalara katılıp acıklı hikayelerle büyük ödülü götürmeye çalışmalı(?!)

yaratıcı çözümlerinizi bekliyorum.

Misafir

Şu an evde bir misafirimiz var. Adı Latte :) Latte, Sibirya Kurdu kırması yani yarı-Husky bir dişi :)  Evrim eve getirince yıkayıp paklamış;...