Müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çarşamba, Şubat 05, 2025

Bugün şiir, bugün müzik...

Sana değil,

Sonu sana çıkan yollara aşıktım ben.

İşte tam da bu yüzden 

Seni değil, 

Ellerini, gözlerini, dizlerini özledim ben.

... 


Telli Sazlar Üçlüsü - Güldaniyem 

Pazar, Kasım 19, 2023

It's A Beautiful Day*


Bugün yataktan mutlulukla kalktım çünkü 1 haftalık ara tatili tam da olması gerektiği gibi sınavları okuyup dönemi, öğrencileri değerlendirip okula hazır gidecek şekilde geçirdim. Tabi ki kendime ve aileme de zaman ayırdım. Bu yazıyı da kendime ayırdığım zamanın içinde deniz kıyısında dalgalara karşı yazıyorum :)

Uyandığım andan beri kulağımda aynı şarkı:


It's A Beautiful Day - Trinix x Rushawn


*"It's A Beautiful Day" by Tim Mcmorris

Asıl paylaşmayı hedeflediğim şarkı buydu ama aceleyle yukarıdaki parçayı paylaşmışım 
ama olsun o da uymuş hissiyatıma :)


Günlerin iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin olmasının tek sebebi bizim öyle düşünmemiz. Bazen bunu göremiyor ve bitsin şu berbat gün diyoruz. Aslında o gün bitince olacak tek şey bizim bakış açımızın değişecek olması. Yani aslında bir şekilde o gün olanlar önemini yitirecek, kendimizi eninde sonunda daha iyi hissedeceğim. Biliyoruz ama o an bunu kabul etmeye ve gerçekleştirmeye kadir olamıyoruz. Yine de şanslıyız ki türümüz her koşulda ayakta kalmaya programlanmış yoksa işimiz zordu. 

Umarım sizin gününüz de güzel geçiyordur :) 

Mutlu pazarlar! 



Pazar, Ocak 29, 2023

Öyle bir zamanda gel ki...

Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.

ellerimde koparmaya çalıştığım zincirlerden kalma yara izleri

yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.

gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.

yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.


öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.

belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.

hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,

hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.

hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.

hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.

hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.


öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.

sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.

ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.

dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad’a yeterince.

yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.

unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,

sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki

yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.

öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın…



Dipnot: Yukarıdaki şiiri şuradan aldım. Ezginin Günlüğü - 40 yıllık şarkılar albümünden "Gelmiyorsun" şarkısını dinlerken aklıma Orhan Veli'nin "Öyle bir havada gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın." dizeleri geldi. O dizeler Orhan Veli'nin "İstanbul İçin" adlı şiirinden alıntı ama yukarıdaki şiirden tam emin olamadım.

Pazartesi, Ocak 23, 2023

Uzak(?!) Akraba

Ankara'dayım. 


Dikmen'deki polisevinde kalıyorum. 




Kızılay metro istasyonundaki kitap fuarında gördüğüm defterlerin kapak görselleri tam benlikti :D Ama fiyatlar için aynı şeyi söyleyemeceğim. Sıradan, bildiğimiz çizgili defter nasıl 130 TL olabilir aklım almıyor. 



Su almaya giderken yolda anne tarafımdan 3. göbek kuzenimle karşılaştım :))) 


Hatırla Kalbim - Hüsnü Arıkan 

... 
Hatırla kalbimBüyük uykumuzda yaşayan şeylerHatırla kalbimBir daha olmayacak şeylerYeniden olacak şeylerİyi ki olmuş şeylerDeniz'ler Mahir'lerHatırla kalbim
... 

Pazar, Ocak 15, 2023

Bazı şarkılar...

Gönlüm hikayesi olan şarkılara tutkun...


Boyalı da Saçların - Mabel Matiz

Boyalı da saçların ruhuma dolanırken tel tel
Boğuluyorum aman, yok ilacı bunun, tez gel
Kollarında kördüğümler, çözülmez mi gönül?
Ağrısında durur cevabı ama bakmıyor iki gözüm
Her müphem bir fırtına olur, kalır izi

Göremedin gözyaşımı
Silemedim gömleğine
Ya bu sitemi kollarına al
Yanayım ya ben derdime

Yetiremedim, doyuramadım
Bitiremedim, aman
Ver bu canı şerefinle
Vurdum ama öldüremedim

Cigarası da tüter, canım acısından yorgun
Kendi dalına düşman bu çiçeği nasıl sevsin?
Kollarında kördüğümler, çözülmez mi gönül?
Ağrısında durur cevabı ama bakmıyor iki gözüm
Malumuydun, arandıkça kaybeder izin

Göremedin gözyaşımı
Silemedim gömleğine
Ya bu sitemi kollarına al
Yanayım ya ben derdime

Göremedin gözyaşımı
Silemedim gömleğine
Ya bu sitemi kollarına al
Yanayım ya ben derdime

Yetiremedim, doyuramadım
Bitiremedim, aman
Ver bu canı şerefinle
Vurdum ama öldüremedim

...

Perşembe, Ekim 27, 2022

Perşembe Gecesi Müziği*

*Sevgili Momentos'a selam olsun :) 

Az önce Instagram'da İzzet Çapa'nın bir gönderisi sayesinde tanıdım aşağıdaki genci. Marcin 18 yaşında ve bir gitar aşığı. Bach'tan Beethoven'a bir sürü sanatçının eserini sadece gitarı ile çalıyor ve bence çok da iyi çalıyor. Dinlerken klasik müzik dinliyormuş gibi hissetmedim. Daha enerjik, daha coşkulu, daha genç bir sound. Ben sevdim :) 



Dinlerken aklımdan neler geçti neler... 

Bambaşka bir hayat, bambaşka hayaller... Bazen karşılaştığım şeyler karşısında hayatlarımızın ne kadar sınırlı, bakış açımızın ne kadar dar, hedeflerimizin ne kadar kısır olduğunu fark ediyorum.

"Aman çocuğum çok çalış, aman çocuğum hep 5 al, hadi iyi bir okul kazan, mezun ol, iyi bir işe gir, evlen, ev al, araba al, çocuk, 2.çocuk, bir ev daha al, kenara para koy. Ömrün yettiyse emekli ol, torun bak..."

Yaşama, öl!

Oysa ne hayaller var peşinden koşulası... Marcin kendi hayalinin peşinde koşarken ne kadar mutludur?

Ya biz?

Dilerim peşinden tutkuyla koşacağımız hayaller kurmayı öğreniriz çok geç olmadan... 

Pazar, Mayıs 29, 2022

Momentos'un Pazar Günü Müziği

Sevgili Momentos, her pazar takipçilerini birbirinden güzel müziklerle buluşturuyor. Bu haftaki seçimi de yine muhteşem 🧡

Ben salıncağıma gömüldüm, keyfini çıkarıyorum.  Hadi siz de tıklayıp dinleyiniz :)


Fotoğraf dünden... 


Pazartesi, Kasım 01, 2021

Jolene

İngilizceye olan aşkıma rağmen yabancı müzikle aramda hep bir mesafe var ama nedense country müzik seviyorum. Günlerdir dilimde olan şu şarkıyı paylaşmadan geçmek istemiyorum :)


Şarkının bestecisi ve ilk meşhur eden kişi 42 Emmy adaylığı ve 7 Emmy ödülü bulunan Dolly Parton. Dolly ismi eminim tanıdık gelmiştir.  İlk klon koyuna Parton'dan esinlenerek "Dolly" adı verilmiş :D
Parton, Miley Cyrus'un da vaftiz annesi.

Şarkının sözleri çok ilginç. 


Jolene, Jolene, Jolene, Jolene
Sana yalvarıyorum benim erkeğimi alma
Jolene, Jolene, Jolene, Jolene,
Lütfen sırf yapabiliyorsun diye onu alma


Güzelliğin benzersiz
Kumral saçlarının parlak bukleleri ile
Fildişi tenin ve zümrüt yeşili gözlerin ile
Gülüşün ilkbahar nefesi gibi
Sesin yaz yağmuru gibi yumuşak
Ve ben seninle yarışamam
Jolene


Uykusunda senin hakkında konuşuyor
Ve yapabileceğim hiçbir şey yok
Ağlamaktan başka, o senin ismini sayıkladığında
Jolene
Ve ben kolayca anlıyorum
Erkeğimi nasıl da kolayca alabileceğini
Ama sen onun benim için ne ifade ettiğini bilmiyorsun
Jolene


Sen istediğin erkeği seçebilirsin
Ama ben bir daha asla aşık olamam
O benim için tek
Jolene
Seninle bu konuşmayı yapmak zorundaydım
Mutluluğum sana
Ve sen her ne yapmaya karar verirsen ona bağlı
Jolene

Başka bir kadına yalvaracak kadar çaresizce aşık olan bir kadın... İstediği erkeği baştan çıkarabilecek kadar güzel olduğu halde ikinci kadın olmayı kabul eden başka bir kadın... Adam nasıl biri acaba? Ama yok yok! Bu o adamın hikayesi değil, bu iki kadının hikayesi sadece.

...


Aşağıdaki parçayı ise yakın zamanda tamamen tesadüf eseri dinledim ve sesi duyduğum ilk anda aşık oldum. Kelimelerle anlatmak zor. Jack Smith şarkıya giriş yaparken dünya bir anda değişiveriyor sanki. 



Pazar, Eylül 12, 2021

Namevcut

Geçen gün bahsettiğim hayatla arama giren bulut yine büyüdü nedense. Bulut büyüdükçe ben hissizleşiyorum. İngilizce'de "numb" diye bir kelime var, "uyuşmuş, hissiz, donup kalmış" anlamları var. İşte tam öyle oluyorum. Bir donukluk hali sarıyor ruhumu. Günlük işlerimi yapmaya devam ediyorum otomatik pilotta ama orda değilim aslında. Benliğim namevcut. Çok kötü mü peki bu hâl? Bilmem. Alıştım galiba ben, yuvarlanıp gidiyorum.

Bugünü radyo dinleme günü ilan ettim kendi kendime. Genelde telefondan dinliyorum radyo. Canliradyodinle sitesini kullanıyorum. En çok dinlediğim radyolar Kafa Radyo, Pal Nostalji, Radyo 45'lik, Bozcaada ve Açık Radyo. Bugün Kafa Radyo dinliyorum. Az önce Ceyda Düvenci ile Eğitim Takvimi vardı ve dinlemesi keyifli geldi bana. Salih'le Geçen Hafta programı da keyifliydi. 

Şuraya bırakayım linki :)

Radyo dinlemek güzel de reklamlar biraz sıkıcı. Eskiden çok güzel reklamlar olurdu, dinlerken bu kadar sıkılmaz hatta favori reklamlarımı beklerdim hevesle. Eski şarkılar da genel olarak daha anlamlı, hikayesi olan parçalardı. Şimdi şarkı ne anlatıyor belli değil çoğu zaman. Gittikçe her şey tatsızlaşıyor mu yoksa sadece ben yaşlanıp zamana yetişemez hâle mi geliyorum acaba?

Sevdiğiniz radyo ve programları varsa yazar mısınız?

Benim sevdiğim bazı programlar:

Zeki Kayhan Coşkun'la Matrax

Nihat'la Muhabbet 

Sunay Akın - Ve Şaire ve şaire

30 Kafa şarkı









Salı, Haziran 29, 2021

Bir Kelime: "Fukuku" (Momentos'a Selam olsun :)

Sevgili Momentos'un "Bir Kelime" yazılarından esinlenerek ben de bir kelime tanıtmak istiyorum:

fukuku: 1. (isim) böğürtlen 

Özellikle Çayeli, Rizede ve az da olsa Hopa'da kullanılan bir kelime. Türkiye Türkçesi Ağızları sözlüğünde sadece "böğürtlen" olarak verilmiş ama  "ahududu" için de kullanılabiliyor. Hatta içinde dağ çileği ve "fukuku" kelimeleri geçen şöyle bir şarkı da mevcut :)




Çarşamba, Haziran 09, 2021

Hafiflik

Kuş gibi hafiflemiş hissediyorum kendimi! 

Uzun zamandır bir cenderede sıkışmışım da birden biri vidaları açıvermiş gibi...

Bir kafeste hapismişim de kafes kırılmış gibi...

Üstümde bir ton ağırlık varmış da birden kalkmış gibi...

Böyle tüm şarkılar dans etmek için yazılmış gibi...

Açtım müziği son ses, dans etmiyorum da uçuyorum sanki :)


Bir Fotoğraf Çekinebilir miyiz? - Mirkelam


Dünkü Bebek - Ayla Çelik





Videolar yetmedi, fotolara da kıpırdak parçalar koydum :D Son ses açıp zıplayın :))))

Pazartesi, Haziran 07, 2021

İçimdeki iflah olmaz arabeskçi (?!)

Bazı şarkılar var ki istemsizce seviyorum maalesef :)))) Aşağıdaki şarkı fantazi sınıfına mı yoksa arabesk sınıfına giriyor bilemedim tam ama... Bu şarkıyı ve bu şarkıyla özdeşleşmiş başrollerini Hülya Avşar, Kenan Kalav ve Cüneyt Arkın'ın oynadığı o eski Türk filmini seviyorum. Aslında tam olarak seviyorum da denemez de sanırım bu şarkının hatrına izliyorum denk gelince :) 




Pazartesi, Mayıs 10, 2021

Take care of the one who needs you most

Take care of the one you love

Take care of the one you need

Take care of the one who needs you most

Wafafa wam the one that feels you so

Take care of the one that holds your hand when it's cold.



Salı, Nisan 20, 2021

"An"da kalmak...

Anda kalmaya, anı yaşamaya çalışıyorum. Her an olması zor ama bir yerinden tutmak lazım hayatı. 

Günün yaşamaya değer anları:

  • Bağıra çağıra şarkı söyleyerek araba sürdüğüm anlar,
  • Bisiklete binip kendimi rüzgara bıraktığım anlar,
  • Şu Playlisti oluşturup dinlediğim anlar... 

Bu da sevdiğim başka bir playlist

Bugünlük bu kadar! 



Perşembe, Şubat 25, 2021

Şarkılar da olmasa...

 İzlemesi keyifli, pozitiflik fışkıran birkaç video bırakıp kaçıyorum. 





Yaz gelsin artık! Yüzmeye, dans etmeye ve gülmeye ihtiyacı var hepimizin.




















Salı, Ekim 27, 2020

Diz Boyu Ne ki Zürafa Boyunu Aşan Bir Salaklık!

Bazen salaklığa doymaz insan. Rezillik diz boyu denir ya işte bazen de salaklığımız zürafa boyunu aşar. Doya doya yaşamaya çalışırken yapmaya doyamadığımız salaklıklar yaparız bazen. Kendimizi hiçe sayar, kıymetimiz bilinir sanırız. Sonrası öfke, sonrası hayal kırıklığı... 

"Hani... " diyorum kendime, "Hani insan sevmezdin sen?", "Hani çiğ süt emmişiz, her kötülük gelir elimizden!" derdin... Şimdi neden şaşkınsın ki bu kadar? Neden öfkelisin? Neden bu hayal kırıklığın? Ne zaman, nasıl bağladın insanoğluna umudunu, hayalini? 

Boşver diyorum, boşver devam et bildiğini okumaya. Sen yine bildiğin gibi yaşa; bilmeyen, anlamayan yansın kendi derdine! 

İçimde çalan, çaldıkça içimi parçalayan, beni duvardan duvara çalan bir müzik var. Keşke kaydedip şuraya bırakmak mümkün olsa. Ben bulamadım aradığım müziği, siz sevdiğiniz bir parçayı açıp öyle okuyun bu kez. 

Çarşamba, Eylül 23, 2020

Şarkı İlkbahar, Ben Son...

Hadi kutlayalım sonbaharı demek istiyorum ama...


Sonra diyorum içsek güzelleşsek yine...

Gece çok genç, arzular şelale
Haber etsek o yâre
Gelse Bomonti'den şereflendirse bizi
Olsak teyyare




 

Salı, Eylül 01, 2020

Eylül

Eylül’dü

Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylül’dü.

Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Eylül’dü.

İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
Gözlerini sildi zaman..
Dedim ya… Eylül’dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.

                                                           Cemal Süreya




Ayrılık Ayracı

Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun
Bir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadın
Gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi
Ve ne kadar az konuşur olduk günboyu
Birden ayrımsadık ki ayrılık orada başlıyor
Tam da susuşların birbirine eklendiği yerde
Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada
Kirletilmemiş bir bulut bile yok artık
Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışımda
Yaşadığın kent de sana benziyor gitgide
Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor
Ya da erteletiyorum biletimi son anda

Uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam
Karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kalbin
Yazdığım şiirler de canımı sıkıyor artık
Fotoğraflarımı yırtıp atıyorum tek tek
Ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi
Eylül diyorsun, tam da orada başlıyor ayrılık

Üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için
Uçaklar gemiler trenler çiziyorsun duvarlara
Kendine bir deniz bul artık bir de rüzgar
Parçalanacağın bir uçurum bul bu dünyada
Tek tutkun o kenti bırakıp gelmek olmalı
Ve gelirken havaya uçurmak bindiğin otobüsü

Birden ayrımsadık ki ayrılık orada başlıyor
Tam da çiçeklerin sulanmadığı yerde
Konuşacak bir şeyler bulamıyorsak günboyu
Derim ki ayrılık gündemdedir ne yapılsa
Ve sen bütün ayraçları kaldırdığını sanmıştın
Ama unutmuşsun yine de ayrılık ayracını

                                                                 Ahmet Telli



Ben Eylül Sen Haziran

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara

                                                        Ümit Yaşar Oğuzcan,













Pazartesi, Temmuz 13, 2020

Bazı şarkıların hikayesi kendinden büyüktür duymak isteyene!

Bazı şarkılar vardır, hikayesi bir şarkıya sığmaz, anlatsan roman olur. Usul usul anlatır şarkı dinleyene arkasındaki koca bir hikayeyi. Bundandır bazı şarkıları çok sevişimiz.

Bir şarkı söyleyelim beraber, yarınlara umut kalsın!

Sonbaharı özleyenlere...






Salı, Mayıs 26, 2020

Schedule - Mr. Kaplan'a Selam Olsun :)

Bugün ne güzel bir gün! Dün de güzeldi! Hatta önceki gün de 😊

Oysa ne kadar korkmuştum ilk kez deneyimleyeceğimiz ve 4 gün sürecek olan sokağa çıkma yasağından... O kadar hızlı ve rahat geçti ki anlamadım bile :) Neler yaptım / yaptık?

Yasaktan önceki gün kendimi doğanın kollarına atmıştım. İyi ki yapmışım :) Sonraki günlerde istesem ve yasak olmasa bile yapamazmışım çünkü hava feci soğudu ve yağmurluydu. Taa ki bugüne dek! Bugün yaz geliverdi :)

Yasağın ilk günü sıradandı, geçip gidiverdi. İkinci gün bayramdı. Erkenden kalkıp spor yaptım, duş aldım, giyinip süslendim ve ev halisinden de aynı özeni göstermelerini istedim. Ailecek kahvaltı yaptık ve sevdiklerimizi aramaya başladık. Tüm gün telefondaydık :) Bol bol hasret giderdik, şakalaştık, gülüştük. Birbirimize ekrandan çikolata ikram ettik :)) Akşam nasıl oldu hiç anlamadık :)





Yasağın 3., bayramın 2. günü hava acayip bozdu. Hem soğuk hem de yağmurluydu. Yine sporla başladım güne ama bu kez duştan sonra süslenmek yerine eşofman ve sweat giyip battaniyeyle kanka olmayı tercih ettim :D Yine bir şeyler izledik Evrim'le. Sonra podcast dinledim, bloglarda takıldım, birazcık kitap okudum. Mutfakta müzik açtım, çılgınca dans edip partiledim :P Bir ara Evrim de gelip katıldı, birlikte dans ettik. Epeyce de güldük :D Gece ben dizi izledim, Evrim arkadaşlarına Zoom'dan FRP oynattı, ben arkadan kopya verip sabote ettim azıcık :)))



Bu sabah kalkar kalkmaz hemen 14 günlük antrenman programının 7. gününü tamamladım, ardından bir arkadaşımın önerdiği 20 dk'lık bir yoga akışını yapmaya çalıştım ama videoya ayak uyduramayıp yarım bıraktım. Onun yerine yogaya başlangıç videosu açıp onu yaptım. Sonra da yoginin önerdiği nefes çalışmalarını yapıp duşa attım kendimi.

Canım epeydir patatesli omlet çekiyordu ama üşengeçlikten yapmıyordum, bu sabah yaptım :D Cidden güzeldi, gerçekten isteyerek yapana dek beklediğime değdi :) Kahvaltıdan sonra yemek yapıp evi temizledim ve kendimi balkona attım. Creative Resources and Ideas konulu bir webinara kayıt olmuştum, kulaklıklarımı takıp onu izledim balkonda. Güneş o kadar güçlüydü ki iliklerime kadar ısıttı içimi dışımı :)) Hatta webinar biter bitmez üstüme bikinimi giyip güneşlendim tüm gün. Bir ara Evrim geldi kahve içtik,sonra o dizi izlemek için içeri gitti, ben de güneşlenirken kitap okudum. Akşam yemeğini balkonda yedik birlikte. Az önce de karşılıklı Martini içtik :) Evrim yine içeri gitti, ben hâlâ balkondayım :)



Gelelim başlıktaki "schedule"a :) Balkonda güneşlenirken kendime haftalık bir çizelge / program hazırladım. Gün içinde yaptıklarımı tikleyeceğim. Daha çok tik atmak için de daha çok şey yapacağım :D Hedefim her gün hepsini yapmak. Bugün başladığım yoga programı 7+7+7 şeklinde 21 gün devam ediyor. Sonrasında 20 dk'lık videoyu tekrar deneyeceğim. Yani umarım :D Gitar ve İspanyolca'yı hep savsaklıyorum bu aralar :( Daha istikrarlı olmam lazım.

4 günün totaline bakarsak Ceren'in yazısına yorum yaparken yazdığım gibi "Mutluyum. Evrim de mutlu, Arya da. Oysa onları mutlu etmek için bir şey yapmadım. Kendimi mutlu ettim, onlar da mutlu oldu :) Mutsuzken yaptıklarım onları mutsuz ediyor. Onları mutlu etmek için ekstra bir şey yapmak yerine kendimi mutlu edince onlara da olumlu bir yansıması oluyor demek ki bu durumun. Kısacası "önce ben" demek de çok da sorun yok ölçüyü kaçırmadıkça :)

Kısacası 4 günlük sokağa çıkma yasağında çıkardığım ders:

"Kendinle savaşma, sev kendini, seviş! "

Yaşasın Hedonizm :)))))))

Mutlu olmak için öyle büyük bir şeylerin peşine düşmeye, bir şeyin parçası olmaya, bir sebep bulmaya gerek yoktur belki de. Gündelik hazlara odaklanmak belki de en kolay, en basit çaredir kapanmayan yaralara. Şimdilik böyle geliyor bana, yarın ne düşünürüm bilinmez :)




Misafir

Şu an evde bir misafirimiz var. Adı Latte :) Latte, Sibirya Kurdu kırması yani yarı-Husky bir dişi :)  Evrim eve getirince yıkayıp paklamış;...