Haziran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Haziran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çarşamba, Temmuz 01, 2020

Yumruğumuz kadarmış kalbimiz...

Bir kaşık suda fırtına koparmak deyimini severim. Bir yumrukluk yerde kopan fırtınalar düşünülürse bir kaşık suda da kopabilir küçük bir fırtına diye geçer içimden.

...

Yürek yemiş derler cesaret gerektiren işler yapan için. İlkel kabilelerde yapılan seramoniler gelir aklıma. Kabile liderlerinin ateş başında yabani hayvan kalbi yediği ve cesaretine cesaret eklediğine inanılan sahneler...

...

İnsan kim olduğunu değiştirebilir mi? İçinden gelene dur deyip dışından beklenen olabilir mi? Hadi oldu diyelim... Mutlu olabilir mi? Sorular retorik değil. Gerçek birer soru. Var mı cevabı bilen? Bir cevaba ihtiyacım var çünkü kendim sona varıp cevabı bulamıyorum. Hep tökezliyorum yolda.

...

Neden ben olmaya direnmek bu kadar zor? Neden ben olmak bu kadar cazip? Neden ben eremiyorum huzura hayat inadına bu kadar sakin ve huzurluyken?

...

Kafamda hep aynı deli sorular... Dönüp dolaşıyorlar. Ne yaparsa yapsın kendini yine kürkçü dükkanında bulan bir tilki miyim yoksa gerçekten yola çıkmaya cesareti olmayan, yürek yememiş bir korkak mı?

...

Cevaplara ihtiyacım var. Huzura ihtiyacım var. Her yer huzur, içim hariç!*

*yazarken aklıma Afrika geldi candan ötem sağolsun <3 p="">




Salı, Haziran 30, 2020

Yaz, Güz, Affetmek ve Kim Bilir Daha Neler Neler...

 UYARI: Bu yazı günlerdir sürünüyor. Nerde başlayıp nerde bittiğini bilmediğim, boşlukta sallanıp durduğum anların bir bütünü diyeceğim ama neresinden tutsam elimde kalır ki buna da bir bütün diyemiyorum.

28.06.2020

Balkonumuz çiçeklendi, tohumlarımız yeşillendi, fideler ilk mahsullerini verdi. 
Hayatı balkona sığdırdık.
                               

                                    




...

"Ben"i bir kenara bırakırsak her şey yolunda. Her yer yaz, ben güz.



...


Mark Wolynn'in "Seninle Başlamadı"  kitabını okuyorum. Aile travmalarının kuşaktan kuşağa aktarılıp biz farkına bile varmadan hayatlarımızı nasıl derinden etkileyebileceği anlatılıyor kitapta. Verilen örnekleri okudukça düşünüyor insan, ailesinden hangi travmaları miras almış olabileceğini.  O kadar çok ki bizim ailenin kadınlarında travma... Nereden tutsam elimde kalıyor benim miras! Haliyle tutup bir yerinden başlayasım gelmiyor.

Yazar kitapta ısrarla ilişkilerinizi düzeltin, affedin, sorunları arkanızda bırakın, yeni bağlar kurun diyor. Bütün hissetmek için ailevi bağların çok önemli olduğunu vurguluyor. Geçmişin geçmişte kalması için farkına varıp kökenine inmek ve sorunu kökten uca çözmek gerektiğini vurguluyor. Miras aldığımız travmaların kaderimiz olmadığını, işleri değiştirmenin elimizde olduğunu savunuyor.

Yıllar önce İstanbul'da vücut frekansımızı inceletmiştik. Analiz sonuçları benim affetmekle ilgili yoğun bir problemim olduğunu göstermişti. Sonuçlar üstünde konuşurken affedemeyeceğim şeyler yaşadığımı söylemiştim. İlerleyen süreçte "affetmek"ten kasıtın, tek tek kişileri affetmek değil de yaşadıklarımı bırakıp kendimi özgürleştirmek, kendimi affederek acıdan kurtulmak, özgürleşmek olduğunu anlamıştım. Yine de anlamak yetmiyor. Çok güçlü bir ağlama krizi sonrası kendimi affettim bazı şeyler için ama hâlâ içimi acıtan şeyler var. Geri dönüp bakmakta zorlanıyorum.

...

29.06.2020

04.45.

Hiç uyumadım. Saatlerdir ekrana bakıyorum boş boş. Kulağımda müzik, aklımda hayaller, karşımda gün doğumu... Yazıyı yazmaya dün başladım ama bitiremedim. Şimdi de bitirebileceğimden emin değilim. 

                           
...

05.48

O kadar çok şey yazmak istiyorum ki... O kadar çok şeyi yazamıyorum ki... 

...

13.02

Bu yazı nasıl bitecek çok merak ediyorum. 

Her şeyin suçlusu Blogger aslında. Telefondan fotoğraf yüklemeyi o kadar zorlaştırmışlar ki yazıyı bitirmek için gereken fotoğrafları bir türlü yükleyemediğim için yazıyı bitiremiyorum.

...

Son günlerden bahsedeyim diyorum.

...


30.06.2020

14.35


Arkadaşlarımızla her fırsatta vakit geçiriyoruz bol bol.


Akşam yürüyüşünde karşılaştık, yağmur yağınca bir cafenin saçak altına sığındık.


Pizza gecesi yaptık.

...


Günler geçiyor. Akşamları Arya ile bisiklet binmeye ya da yürüyüşe çıkıyoruz. Bazen Evrim de katılıyor bize.





...

Şimdi anne-kız denize gidiyoruz. Bu yazıyı da böylece yayınlıyorum. 





Misafir

Şu an evde bir misafirimiz var. Adı Latte :) Latte, Sibirya Kurdu kırması yani yarı-Husky bir dişi :)  Evrim eve getirince yıkayıp paklamış;...