Yolculuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yolculuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çarşamba, Eylül 03, 2025

Yok böyle şans!

Zorlu bir gündü. 

Sabah duşta elimden kayan duş jelini yakalamaya çalışırken dizimi musluğa çarptım. Sonra o acıyla giyineyim edeyim derken okula geç kaldım.

Okulda kurul toplantısı vardı ki maşallah sorunsuz geçti denilebilir. Okuldan apar topar çıkıp Rize'ye gittim. Diş kaplaması için beşinci kez gittim ama öncekilerde hep Evrim götürmüştü. Bu kez mecburen yalnız gittim. 

Giderken bir yağmur başladı anlatamam. Silecekler yetişemiyor, göz gözü görmüyor. Randevuma 5dk kala varıp arabayı AVM otoparkına bıraktım ve oradan hastaneye yürüdüm. Bir miktar ıslandım, ayaklarım dereye girip çıkmış gibi oldu.

Hastaneden çıktığımda yağmur seviye atlamıştı. AVM'ye dönene kadar delice ıslandım. Vardığımda her yerimden şakır şakır sular damlıyordu. O şekilde arabaya binip 1,5 saat yol gitmem mümkün olmadığı için gidip kendime kıyafet aldım. Hazır başlamışken Arya'ya da bir şeyler aldım; ordan markete geçtim; market alışverişimi de yapıp yola öyle çıktım.

Yaradan halime acımış olacak ki şehir içinden çıkana dek yağmur önümü, sağımı solumu görmeme izin verdi. Transit yola çıktığım gibi görüş mesafem neredeyse sıfıra indi. Öndeki aracın ışıklarını takip ede ede ilerledim ama bazı anlarda korkudan çığlık attığım oldu. Bir ara sollama yapan bir aracın tekerinden sıçrayan su kütlesi büyük bir gürültü ve şiddetle ön cama çarpıp aklımı aldı. Direksiyona yapışıp yavaşça frene bastım. Halihazırda çok yavaş ve tetikte gittiğim için sorun olmadı ama yine de anlık korktum.

Hopa'ya geldiğimde yağmur tüm hızıyla devam ediyordu. Arya'yı voleybol kursundan alıp eve öyle geçmeye karar verdim. Şu an spor salonunun önünde bekliyorum. Şükür yağmur biraz azaldı yazıyordum ki yine bir anda şiddetlendi. 

... 

Yine de şanslıyım ki sağsalim geldim onca yolu. Bir de ne zamandır canım incir istiyordu ama Hopa'da bulamamıştım, hastanenin köşesinde seyyar satıcıda görünce hemen aldım :)

Şu an evdeyiz. Sıcacık çorba eşliğinde yazıyorum bu son satırları :)

Evim, evim, güzel evim :)


🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰

Pazar, Ocak 26, 2025

Evden Bildiriyorum: Evim, güzel evim :)

Sağsalim eve geldim :)

Evrim beni elinde bir gül ve tam da tahmin ettiğim gibi şu sıralar en sevdiğim tatlı olan ekler ile karşıladı.


Yüzümde açan güllerin sebebi 
elimdeki kırmızı gülden çok kucağımdaki Ekleristan paketi olabilir 😅🥰


Bir önceki yazının yorumlarında, Çiçek konusunda şüpheliyim ama kesin tatlı alıp gelir :) yazmıştım. O beni, ben onu tanımışız birlikte geçen 19 yılın sonunda :) Sadece çiçek alıp gelse 2dk sonra "E n'apcam ben bunu şimdi? Keşke tatlı alsaydın" diyeceğimi bildiği için işi garantiye almış :)) 

Sarılıp koklaştıktan sonra ben arka koltukta, sevdiceğim direksiyonda çıktık yola. Yol boyu bıdır bıdır konuştuk, şıp diye geliverdik eve :) Kapıda Arya karşılayıp kucakladı sıkıca ve pır diye yok oldu. Özlemiş ama bir sarılmalık :)) 5 gün de bile büyümüş, güzelleşmiş geldi kuzum gözüme. Kargaya yavrusu kuzgun görünürmüş hesabı :)))

Dün bir kez daha anladım ki bazen mutluluk çok basit ama anlatılamayacak kadar büyük bir zenginlik. Bir masanın etrafında buluşmak, sohbet edip neşeyle yemek yemek, dertleşmek, şakalaşmak, sevgiyle sarılıp sarmalanmak... 

Herkese sevdikleriyle sağlıklı, huzurlu, keyifli zamanlar diliyorum :)

... 

Sağlıkta ve hastalıkta gerek yazarak gerek arayıp sorarak her daim yanımda olduğunu hissettiren tüm blog arkadaşlarıma çooook teşekkür ederim 🥰 İyi ki varsınız 🤗



Cumartesi, Ocak 25, 2025

Bu Kez Yoldan Bildiriyorum :)

Şu an Havaist ile yoldayım. 11 gibi havaalanında olurum. Check-in yapıp tekerlekli sandalyeye bineceğim. Heyecanlıyım :p

İstanbul Havaalanına gelenler bilir, başlı başına bir ilçe kadar büyük havaalanı. Girişten boarding kapılarına yürürken günlük 10bin adım hedefini tamamlamak mümkün. Ne kendimi ne de çantamı o kadar süre taşıyamayacağım için tekerlekli sandalye talep ettim. Uçuştan 48 saat önce talep yapılması gerekiyor. Ben biraz geç kaldım, 36 saat kala şansımı denedim; onayladılar.

Uçağım 12.15'te. Değişiklik olmazsa 14.10 gibi Rize'de olacağım. Evrim karşılayacak beni. Şöyle elinde çiçeklerle karşılasa ve beni şaşırtsa diyeceğim ama aklına geleceğini sanmıyorum.

Her şeyi karşı taraftan beklememek lazım diyerek mesaj attım Evrim'e :))


Bakalım işe yarayacak mı 😄
Çiçek böcek bahane; eve dönmek, çekirdek aileme kavuşacak olmak şahane 🥰 


Annemler çok güzel baktılar bana. Hastaneye götürüp getirdiler, tüm gün başımda beklediler. Onlarla kaldığım 5 gün içinde sulu köfteden ayvalı kerevize, dolmadan ciğer tavaya sevdiğim tüm yemekleri yaptı annem. Ve tabi ki yine kendine diye aldığı ama benim seveceğimi düşündüğü kıyafetleri bana giydirerek uğurladı evden :D

İlk yıllarda bu giyim kuşam mevzu büyük sorundu aramızda. Annem taşlı tuşlu, parıltılı, leoparlı, dantelli tüllü kıyafetler sevdiği, bense onlardan koşarak kaçtığım için hiç anlaşamıyorduk. Son yıllarda o benim tarzıma doğru kaydığı için biraz daha kolay anlaşır olduk :)) Şu an Gülnur Collection'a ait - yani annemin dolaptan - polar bir eşofman ve snowboardcu tarzı renkli bir sweatshirt ile dönüyorum eve :)


Güncelleme: Havaalanına geldim. 
Şans bu ya bugün ağrım var ve uçak tam dolu 😣 Ekstra boş koltuk hayalim suya düştü 😢 
Neyse bu da geçer 🙂
... 


Umarım bir dahaki yazımı evimden, sevdiceğimin ve kızımın yanından yazıyor olacağım :)

Görüşmek üzere 🙋🏻‍♀️


Pazar, Temmuz 28, 2024

Başlanan Noktaya Dönüş #19. Gün

Ayın 22'sinde sabah 7'de uyanıp kaldığımız aparttan çıkış yaptık. Önce Atakum plajından denize girip ayılmaya çalıştık. Malum önceki gece çok keyifli ve bol rakılıydı :) Biraz ayılınca ve mekanlar da servis vermeye başlayınca kahvaltı yaptık.

Kahvaltı sonrası yola koyulduk. 1,5 saat Evrim sürdü; mola verdik. Direksiyona ben geçtim, uyku bastırana kadar yaklaşık 2 saat sürdüm. Sonrasında Evrim sürerken ben bir uyumuşum... Karnım acıkınca uyandım :D

8 yıldır Hopa'da olmamıza rağmen o çok meşhur Çayeli kuru fasulyesini denememiştik ve ben Evrim'in başının etini yiyip duruyordum "Bi' kuru fasulye yemeye götürmedin bizi!" diye :))) Yolda karnımız acıkınca Evrim, "Madem öyle Çayeli'ne girip şu çok istediğin kuru fasulyeden yiyelim" dedi. Tabi ki balıklama atladım :)) 

Çayeli'nde  Lale Restaurant'a gittik ve hayallerime kavuştum :)) Gerçekten yediğim en lezzetli kavurma, pilav ve  kuru fasulyeydi. Üstüne de bir fırın sütlaç, keyiften dört köşe olduk :))


Yolunuz Çayeli'ne düşerse Lale'de kırıfasulye ve kavurma yemeden geçmeyin :) 


Karnımız doyunca tekrar yola koyulduk ve göz açıp kapayana dek evimize vardık. Evim, evim, güzel evim hissini anlatmama gerek yoktur sanırım :)) 

19 gün, 5 farklı şehir, yaklaşık 3700 km yol ve bolca mutluluk :) Darısı gelecek tatillerin başına :) 

Cumartesi, Temmuz 27, 2024

Yeniden Samsun #18. Gün

Ayın 21'inde Eskişehir'den Samsun'a doğru yola çıktık. Polisevinde ayın 22'sinden önce yer yoktu bu yüzden internet üzerinden Grand Atakum Hotel'den rezervasyon yaptım. Daha doğrusu ben öyle yaptığımı sanıyordum.

Samsun'a gelmek üzereyken bir anda solda yanıp sönen bir tabela ilişti gözüme. Grand Atakum Boutique Hotel. O an içime bir kurt düştü ve Evrim'e oteli aramasını söyledim. Uzun lafın kısası ben, isim benzerliği yüzünden Samsun Atakum'daki Grand Otel yerine Kavak'ta bir butik otelde dağ manzaralı bir oda rezervasyonu yaptırmışım 🤦🏻‍♀️

Akşam, Sevgili Buraneros ve Enn Sevdiği(miz) Kadın'la buluşacağımız için Kavak'ta kalmamız pek mümkün değildi. O rezervasyonu iptal edip Atakum'da bir yer bulmaya çalıştık. Evrim buldu bir yer. Normal koşullarda tercih edeceğim bir yer olmasa da bir geceliğine sadece uyuyup sabah tekrar yola çıkacağımız için kabullendik.

Oda işimiz hallolunca akşam için kararlaştırılan buluşma mekanımıza gittik. Kaldığımız yere 8dk.lık yürüme mesafesindeymiş şansımıza. Sevgili Buraneros ve Enn Sevilen Kadın gelince ekibimiz tamamlandı ve tüm gece sürecek o çok tatlı sohbet başladı :) Tabi ki sohbetimize bir 50'lik ve bir 35'lik eşlik etti :)



Gecenin sonunda ilk fırsatta tekrar buluşmak üzere sözleşip vedalaştık ve odamıza gidip direk uyuduk :)) 



Yeniden Eskişehir #15. #16. #17. Gün

Ayın 18'inde Isparta'dan ayrılıp Eskişehir'e gittik. Dayımız ve yengemiz tatil dönüşü de mutlaka onlara tekrar gitmemizi istemişlerdi. Seve seve gittik tabi ki :)

15. günümüz yolda geçti. Cumhuriyet sucuklarında mola verip hem karnımızı doyurduk hem de Afyon köy ekmeği aldık. Eskişehir'e vardığımızda akşam olmuştu. Dayımlarla yemek yiyip dinlendik. Ertesi gün hep birlikte Kanlı Kavak parkına gittik. Parka bayıldığımızı söylemeye gerek var mı bilemiyorum :)) 





Parktan sonra Haller'e gittik; takı aldık, pizza ve yine o harika tahin dondurmasından yedik :) Sonra barlar sokağına gidip biraz da orda takılıp günü keyifle bitirdik :) 





Eskişehir'deki son günümüzde Vega alışveriş merkezine ve Şelale parka gittik. Şelale park çok güzel bir yer. İçindeki Şelale Cafe'de midem bayram etti çünkü Eskişehir deyince aklıma ilk düşen şey çibörek ve sonunda yiyebildim :))



Yel değirmeni olur da Don Quiote olmaz mı hiç 😄




Geceyi evde dinlenerek, ailecek sohbet muhabbet ile bitirdik ve ertesi gün biz yine yollara düştük. 

Bir sonraki durağımız Samsun. Tabi ki yine Sevgili Buraneros ve Enn sevdiği(miz) kadın ile buluştuk :) 

Bir koşu yazıp yayınlayayım :) 

Cuma, Temmuz 26, 2024

Isparta #14. Gün

Isparta'daki 2. günümüzde kahvaltının ardından Melike ile şehir turuna çıktık.





Isparta deyince akla gelen iki şey:
 Güller ve Süleyman Demirel


Tarihi Firdevs Bey Camii 





Melike ile Isparta'yı şöyle bir tavaf ettikten sonra Melike'nin anneannesinin evine gittik. Bahçesinde yerlere kadar sarkan meyve ağaçlarıyla nanılmaz güzel bir ev. 



Bazı minik detaylar, pek hoşlar :) 


Öğleden sonra daha kalabalık bir ekiple Eğirdir gölüne gittik. Melike yol boyunca bize rehberlik yaptı. 






Göl yüzmek için pek cazip değil ama seyir tepesinden manzara muhteşem! Eğirdir dönüşü Kirazlıtepe'de yemek yedik üstüne de tabi ki dondurma :)) 

Ertesi sabah arkadaşlarımızla vedalaşıp Isparta'dan ayrıldık ve Eskişehir'e doğru yola çıktık. Onu da bir dahaki yazıda anlatayım :) 


Cumartesi, Temmuz 22, 2023

Gerçekleşen Hayaller #2 - Datça

Kaldığımız yerden devam :)

Kampa giriş yaptıktan sonra ilk iş çadırımızı kurup eşyalarımızı çadıra taşıdık. Hava karardığı için ilk akşam yemeğimizi pansiyonun cafesinde yedik. Ertesi sabah da yine cafede kahvaltı ettik ama sonrasında alışverişe çıkıp kendi yemeklerimizi kendimiz hazırladık. Kahvaltılar klasik: tavada yumurta ya da menemen, peynir, zeytin, domates, salatalık, çay. Akşamları makarna, salata, yoğurt; sucuk ekmek; rakı - meze...


Çadırımızı kocaman bir limon ağacının altına kurduk.

Yola çıkmadan önce küçük kamp ocaklarından almıştık bolca tereddüt ederek. Oda spreylerinden hallice bir tüp ile çalışıyor bu ocaklar. Ya 2 çay demleriz de biterse diye diye aldık ama korktuğumuz gibi olmadı. 4-5 kez çay demledim, bir kez filtre kahve için su kaynattım, bir kez tavada yumurta, bir kez menemen, bir kez sucuk ve bir kez de tam paket makarna  pişirdim. Bence gayet iyi idare etti. Ocak 450 TL, bir tüpü 50 TL. Son gün ikinci tüpü kullanmaya başladık. Yedek tüp almakta fayda var :) 


Kamp alanının plajı




Kampın ilk iki günü bir yere gitmeden dinlendik. Üçüncü gün Palamutbükü'ne ve Akvaryum (Gerence) koyuna gittik. Palamutbükü sıradan bildiğimiz o aşırı kalabalık tatil yerlerinden biri ama Akvaryum koyu tam bir cennet. Pembe taşlarıyla, cam gibi suyuyla gerçekten adını hak ediyor. 


Gerence Akvaryum Koyu



Denizin dibi ve sahil hep bu pembe taşlarla kaplı :) 


Gözlüksüz görülüyor su altı :) 

Akvaryum koyundan dönünce hazırlanıp Eski Datça'ya gittik. İyi ki de gitmişiz. Çok güzel bir yer ve şimdiye dek gördüğüm en uygun hediyelik eşya ve takı dükkanlarını görmeden dönseydik çok yazık olurmuş. Magnet ler 20 - 25 ve küpe / halhal / bileklik / taç fiyatları 40 TL. Kendime iki tane Datça'ya özgü çaputlu bileklik/halhal, iki çift küpe ve bir çaputlu taç aldım. Arya da kendine anahtarlık, taç, bileklik aldı. Hatıra olarak magnet almayı da es geçmedik tabi ki :)) 





Can Yücel'in evi




Datça sokaklarında bir garip kız :))) 

Eski Datça'ya yemek yedikten sonra kendimizi Devlet Hastanesi'nde bulduk. Korkmayın yemekletle ilgisi yok :D Evrim sancılanınca yine taş sandık ama enfeksiyon kapmış sadece. Serum, iğne, ilaç... Ertesi gün toparlandı. 

Kamptaki son günümüzde Gabaklar koyuna ve Knidos Antik Kenti'ne gittik. İkisine de bayıldık.  


Gabaklar Koyu




Knidos  Antik Kenti





Knidos Deniz Feneri
(Şu arka soldaki minik şey :)) 
... 

Tatilde yapılacaklar listemizin bu noktaya kadarki tüm maddelerini hatta fazlasını tikledik :)

Bu sabah erken kalkıp hava ısınmadan çadırımızı ve eşyalarımızı toplayıp aracımıza yükledik. Datça'yla vedalaşıp yola koyulduk. Sonraki durağımız Çandarlı (İzmir/Dikili) ama öncesinde Şirince'de küçük bir mola verip Şirince şaraplarını tadalım :) 

3. Bölümde görüşmek üzere :) 

Misafir

Şu an evde bir misafirimiz var. Adı Latte :) Latte, Sibirya Kurdu kırması yani yarı-Husky bir dişi :)  Evrim eve getirince yıkayıp paklamış;...