Cemal Süreya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cemal Süreya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cuma, Ekim 01, 2021

Hayat

Arkadaş,                                                          

Hayat diyorum, kısa... Kuşlar da uçuyor. 



"Hayat kısa, kuşlar uçuyor." 
- Cemal Süreya - 



Cumartesi, Ocak 09, 2021

Sevgilim...

 


Cemal Süreya bu dünyadan ayrılalı 31 yıl olmuş. 

...
Çiçekler, çiçeklere su verdim bu sabah
O gülün yüzü gülmüyor sensiz
...
diyor Cemal Süreya şiirinde. Aklıma Gülten Akın'ın şu dizesi geliyor:

"Güllere su verme, güze alışsınlar"

Hayat acımasız, güllere acımıyor. Bizim de alışmamız lazım susuzluğa ve hayata!


Bu şarkıyı az önce keşfettim! Cemal Süreya'nın "Sayım" şiirinden bestelenmiş!

...

ÖNCELEYİN

Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda
Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların
Sonra her şey çıkıp geldi

Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
Sen çıkardın utancını duvara astın
Ben masanın üstüne koydum kuralları
Her şey işte böyle oldu önce


1954
Cemal SÜREYA
(Üvercinka)

...

Bu yazıyı hiç bitiremeyebilirim. Şiirden şiire dolanıyorum; okumuyor, uçuyorum sanki!


"Yaz mezarına gömsünler sizi 
İlk kezmiş gibi buluştunuzdu 
Son kezmiş gibi seviştinizdi 
Yaz mezarına gömsünler sizi"

Cemal Sürayya





Cumartesi, Haziran 13, 2020

Birleştirince Bir Yere Varmayan Noktalar...

Şiirle gerçek manada tanışmam ve şiir aşığı olmam lise yıllarıma denk gelir. Şehnazların şiir gecesinde aralanan şiir kapısından kendi şiir gecemizde geçip bir daha da ayrılamadım o dünyadan. Orhan Veli, Nazım Hikmet, Can Yücel, ve Özdemir Asaf ile başlayan ilgim Cemal Süreya ile doruk noktasına erişti sanırım. Özellikle son zamanlarda Cemal Süreya şiirleri ile yatıp kalkıyorum adeta. En sevdiklerimi aşağıya bırakıp kaçayım.


Uzaktan Seviyorum Seni

uzaktan seviyorum seni 
kokunu alamadan, 
boynuna sarılamadan 
yüzüne dokunamadan 
sadece seviyorum

öyle uzaktan seviyorum seni
elini tutmadan
yüreğine dokunmadan
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden
şu üç günlük sevdalara inat
serserice değil adam gibi seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan
öyle uzaktan seviyorum seni
kırmadan
dökmeden
parçalamadan
üzmeden
ağlatmadan uzaktan seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi
dilimde parçalayarak seviyorum
damla damla dökülürken kelimelerim
masum beyaz bir kağıtta seviyorum.



Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı

Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir gece yarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri



Sevmek Ne Uzun Kelime

Dokunulmasa da, görülmese de;
Kalpte yer verilir bazısına,
Nedensiz...
Sen; aklım ve kalbim arasında kalan,
En güzel çaresizliğimsin.
Gerçi aklıma bile gelmiyorsun artık.
O kadar kalbimdesin ki...
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme,
Kırk yılın hatırına "SEN" kalayım.
"Sevmek" ne uzun kelime...
Şimdi açsam pencereyi beklesem.
Sen gelsen, olmaz ya hani geliversen.
Hiçbir şey sormasan,
Hiçbir şey söylemesen,
Sussan,
Sussam,
Sussak...
Susuşların anlattıklarını dinlesek.

               ...


"Sevmek Ne Uzun Kelime" ile başlayan şu mektubu paylaşmazsam eksik olur:

Sevmek ne uzun kelime. Derin deniz mavisi. Ne zaman geleceksin. Gelsen ya. Güzel buralar. Hem sana bütün olmayı öğretirim. Göğsünde kaybolurum hüzünlendiğim dakikalarda, çünkü senin omuzlarında ağlamanın deniz manzarası var. Giderdin dedim. Gittin ve gittiğin kırk gece sana uyudum. Aklım ödünç, ellerim yanlış. Ama sen yine de gitme. Gidersen peşinden gelmem ama kalırsan bu masalın sonunu birlikte öğreniriz. Bulutlardan elbise dikmeye başlasın mı güvercinler? Ama yine de sen bilirsin. Sana gitme demeyeceğim. Zaten ben senin gidişine hastayım. Sustuk yine. Sigaralarımızı içtik. Sigaralarımızı dedim evet. Sen sigara sevmezsin. Nefret edersin. Her sigara içtiğimde senin yerine de içiyorum ben. Gidiyorum. yollar ıssız, karanlık. Ben güzel değil miyim? Neden kuş koymuyorlar yoluma? Bu hayat sıktı. Gel yürüyelim.

Cemal Süreya / Onüç Günün Mektupları




Hadi siz de yorumlara sevdiğiniz bir şiiri bırakın :) Şiirsever değilseniz şarkı da kabul :)

#geceyebirşiirbırak





Misafir

Şu an evde bir misafirimiz var. Adı Latte :) Latte, Sibirya Kurdu kırması yani yarı-Husky bir dişi :)  Evrim eve getirince yıkayıp paklamış;...