Hatırası kalsın :)
Cumartesi, Ağustos 02, 2025
Perşembe, Temmuz 31, 2025
Kırka Bir Kala Hayat ve Asalet Hakkında Düşüncelerim #Yaş39
Yarın 1 Ağustos yani benim doğum günüm :) Tastamam 39 oldum :)) Kırk yaşa bir yıl kala aklımdan geçenleri yazmak istiyorum.
Çocukluğumdan beri zihnimde bir "asalet / asillik" algısı var. Nasıl anlatacağımı tam olarak bilemiyorum ama bazı insanlar daha ilk anda, uzaktan bile bir asalet hissi uyandırıyor bende. Aklımdan anında "Ne kadar asil, ne kadar hoş!" diye geçiyor. Kendimi ise asla öyle göremiyor, asla öyle hissedemiyorum. Gerçi son yıllarda az da olsa aştım bu hissi ve bazı günler kendime karşı daha hoşgörülü oluyorum :)
Bahsettiğim asaletin öyle soylu bir aileden gelmekle, kraliyet ailesi mensubu ya da paşa/bey/dük çocuğu olmakla hiçbir ilgisi yok. Tamamen bir duruş, bir hâl/tavır, bir aura meselesi benim bahsettiğim. Kelimeler yetersiz kalıyor, örneklerle göstereyim.
- "Bunu nerede giyeceğim?"
- "Buna benzer başka bir kıyafetim var mı?"
- "Bu parça dolabımda olmadığı için bir sorun yaşıyor muyum?
Perşembe, Ağustos 04, 2022
Olduğun gibi gel Hayat! Kabulümsün!
3 gün önce doğumgünümdü ve ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha hissettim.
Hem yorumlardan hem de mesaj atarak doğum günümü kutlayan tüm Blogger arkadaşlarıma da buradan bir kez daha teşekkürler.
İyi ki varsınız her biriniz ve iyi ki hayatı zenginleştiriyoruz beraberce 🥰
...
Her şey tam da olması gerektiği gibi oluyormuş hayatta. Ne bir eksik, ne bir fazla. Hepimiz atabileceğimiz tek ve kaçınılmaz adımları atıyoruz her an'ımızda.
İşte bu yüzden tam da olduğun gibi gel Hayat! Kabulümsün!
Teşekkürler,
Aldığın ve verdiğin her şey için!
Hoş geldin yeni yaşım 🥳 #36
Pazar, Ağustos 01, 2021
Yolun yarısı (mı acaba?)
Otuz Beş Yaş
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
N'eylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.
Cahit Sıtkı Tarancı
Bugün benim doğum günüm, 35 oldum :) Yukarıdaki şiirin şairi Cahit Sıtkı 46 yaşında vefat etmiş. Şiirde bahsi geçen Dante ise 56 yaşına kadar yaşamış. Yani şiir biraz ironik. Umarım benim yol daha uzundur :D
Perşembe, Ağustos 01, 2019
Doğum Günü Çocuğu (?!?!?)
Hiç büyümüş gibi hissetmiyorum kendimi. Aksine aklı hiç tanımadığı bir dünyada sürekli karışan, yeni şeyler görmeye, yeni şeyler öğrenmeye aç bir çocuk gibi hissediyorum. Evet tabi ki eskisi gibi değil bir çok şey. Mesela sabahlara kadar coşup eğlenemez bedenim ya da karda kışta sokaklara çıkıp gezemem aynı umursamazlık ve enerjiyle. Ama işte isteklerimden bir nebze vazgeçmiş de değilim. Hâlâ aynı hatalara düşmeye meyilliyim, hâlâ asiyim, hâlâ fevri, hâlâ inatçı 😁
33 demeyi sevdim de 33 olmayı pek anlayamadım. Yirmilerin sonunu da anlayamamıştım. Epeyce bir zaman 23-24 yaşımda takılı kalmıştı aklım, yaşımı soranlara 23-24 diyor sonra da pardon ya 28/29 oldum ben diyordum 🙈🙈🙈 şimdi 33 yaşımdayım diyorum rahatlıkla ama aklım hâlâ 18-19larımda. Garip bir Benjamin Button sendromuna yakalanmış gibiyim. Bedenim, yaşım ilerliyor da zihnim çocuklaşıyor gitgide sanki 🙄 Büyüdükçe küçülüyormuşum gibi geliyor bazen ama şikayetçi de değilim. Tanıyorum kendimi, biliyorum huyumu suyumu, artımı eksimi 🙂 kendimle inatlaşmıyorum, kendimle savaşmıyorum eskisi gibi. Evet hâlâ asiyim, hâlâ başıma buyruk, hâlâ inatçı ama zarar vermekten kaçınıyorum eski benin aksine. Yani yıkıcı değil de daha kendi halimde, daha yapıcı olmaya çabalıyorum. Her şeyi yeni öğrenen çocuklar gibi, hayatla mücadele etmenin daha barışçıl yollarını öğrenmeye çalışıyorum. İlkinde de fena iş çıkarmamıştım ama bu kez daha az kalp kırmayı hedefliyorum 🙂 Yolun yarısına 2 kala hem çocuklaşıp hem büyümeyi hayal ediyorum. Napalım biraz delilik var serde ama böyle de idare ediyor ailem, arkadaşlarım, sevdiklerim, sevenlerim, 🥰
Doğumgünümü kutladığınız için hepinize çok teşekkürler. İyi ki doğmuşum, iyi ben olmuşum, iyi ki beni böyle seven, böyle kabul eden, beni iyileştiren kocaman gepgeniş bir ailem var 🥰
Misafir
Şu an evde bir misafirimiz var. Adı Latte :) Latte, Sibirya Kurdu kırması yani yarı-Husky bir dişi :) Evrim eve getirince yıkayıp paklamış;...

-
Ay saçı burma Uzakta durma Gel ay sevgilim Boynunu burma Dağda duman yeri var Kaşta keman yeri var Yarim benden incinmiş ...
-
Bir önceki yazımda bahsetmiştim mutfak aşkıma geri döndüğümden. Epeydir uzak kalınca hamburger yapmak için düştüm netteki tariflerin peşine ...