İlk günün konusu:
1 . Belki aramıza yeni katılanlar vardır ya da olacaktır. Önce birbirimizi tanıyalım.
Karantina döneminden önce neredeydin nasıl bir yaşam şeklin vardı, şimdi neredesin ne yapıyorsun, günlerini nasıl geçiriyorsun, neler değişti hayatında bu süreçte?
Karantina öncesi haftanın 5 günü okula gidip İngilizce öğretmeye çalışan 5 yıllık bir öğretmen, 14 yıllık sevgili, 8 yıllık eş, neredeyse 7 yıllık anne, 22 yıllık ablayım. Daha derinlere inip nasıl biri olduğumu öğrenmek isteyen olursa şuraya eski bir Ağaç Ev Sohbeti olan "Kimsin sen?" yazımı ve beni o yazıyı yazan kişi yapan geçmişimi şuraya bırakayım.
Karantinadan sonra neler değişti? İlk günler durumu kabullenmek istemedim. Normal yaşantıma devam ettim. Sonraları duruma isyan etmeye başladım. Hâlâ ara ara modum çok düşüyor. Ama son 1 haftadır epeyce yavaşladı hayat benim için ve ilk günlere nazaran biraz daha uyum sağlamaya başladım. Biraz dinginleştim sanırım.
Karantinanın başına dönecek olursak, 13 Mart itibari ile öğretmenlik askıya alındı, full-time ev kadını ve annelik başladı. Okullar kapandı ama 1. sınıf kızım için ev okulu başlayınca ben de yarı zamanlı sınıf öğretmenliğine geçiş yapmış oldum. Bu süreçte anladım ki sınıf öğretmenlerini baş tacı yapmalı, milletvekili maaşı bağlamalıyız. Bir çocuğa anlatmak, öğretmek, sabırla, sevgiyle, boğuşmadan ders çalıştırmak bu kadar zorken sınıftaki onca çocukla aynı anda ve o kadar saat üst üste uğraşmak hiç kolay değil.
Sınıf öğretmenliğinden arta kalan zamanlarımda yemek, çamaşır, dolap-çekmece düzeni gibi ev işleri ile vakit geçiriyorum. Ama bunlardan çok online kurslar ve bloglar ile haşır neşir oluyorum sanırım. Gitar çalmaya çalışıyorum. Henüz sadece 4 parça çalabiliyorum. Spor yapıyorum. Instagram'da inanılmaz güzel canlı antrenmanlar var. Mesela ben Muay Thai öğrenmeye başladım :)
Sadece spor değil akademik gelişim için de inanılmaz fırsatlar var bugünlerde. Misal bugün 5 günlük bir "IELTS Writing Challenge"a katıldım. 5 gün boyunca ders videolarını izleyip verilen günlük görevleri yaparak 5 günün sonunda IELTS sınavında yazma bölümünden 7 ve üzeri puan almayı hedefleyen bir çalışma. İlgili site şurda :)
Gevezelik edesim gelmiş, anlatttıkça anlattım :)) İkinci günün konusuna geçeyim.
2. Şu sıralar evde en sevdiğin köşen neresi? Orayı özel kılan nedir?
Evde en sevdiğim köşe mutfak masası. Çünkü manzarası büyüleyici :) Özellikle günbatımlarını hiç kaçırmadan o köşeden izliyorum. O masada gitar çalışıyorum. Ödevleri o masada yapıyoruz. Yemekleri de deniz manzarası eşliğinde o masada yiyoruz tabi ki :)
Mutfak dışında ikinci favorim kütüphane/bilgisayar odamızdaki L koltuğun uzun köşesi :) Oraya uzanıp nette takılmaya ya da dergi okumaya bayılıyorum. Bir zamanlar bağımlısı olduğum kitap okumaya henüz dönemedim ama o köşede kitap okumak da zevkli.
Yeni gelenler için belirteyim ki bir süredir yazıları müzikle bitirmeyi seviyorum. O an nasıl eserse rüzgar, müzikler de öyle :) Eskiden "Yazarken fonda ... çalıyordu." diye bitirilirdi dergilere yollanan mektuplar, bu şarkılar da o günlere olan özlemin yansımaları sanırım :)
Aşağıdaki şarkının başında Haluk Bilginer'in söylediklerinin aksine ben ölmekten pek korkmuyorum çünkü aynen Epikuros gibi düşünüyorum: "Ben varsam ölüm yok, ölüm varsa ben yokum. O halde üzülecek ne var?". Tabi ki ardımda kalanlar var üzülecek ama ölüm karşısında yapacak da bir şey yok sonuçta :) Peki neden bu şarkı? Bilmiyorum. Aklıma bu şarkı geldi birden :)