Merhaba,
yazmayalı uzun zaman oldu.
zor günler geçip gitti. güzel günler geldi:)
artık hayatımın her anını sevdiğimle paylaşıyorum.
hayat artık daha kolay görünüyor gözüme, kendimi daha iyimser hissediyorum.
ama isyankâr ruhum tamamen yok olmadı tabi ki.
bu kez de vakitsizliğe, belli bir rutine uymak zorunda oluşumuza isyan ediyor ruhum.
filmin en güzel yerinde olmadık sebepten telefonun çalmasına,
yorgunluktan ölsem de işe gitmek zorunda oluşumuza,
tam tüm işlerim bitti derken son dakika gollerinin çıkmasına,
kafamıza estiğinde istediğim yere gidemeyişimize,
kısacası "ekonomik özgürlük" uğruna "ruhsal özgürlüğümüz"den vazgeçmek zorunda oluşumuza bozuluyorum bu kez de.
ama maalesef hayat böyle.
her istediğimizi yapabildiğimiz bir yer olsaydı oranın adı "Dünya" değil "Cennet" olurdu sanırım :)
Pazartesi, Haziran 04, 2012
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
Sonu olmayan işler...
Cumartesi günü epeydir ötelediğim kıyı köşe, dip bucak temizliği yaptım sonunda. Evrim, Latte'yi yürüyüşe çıkardı, ben de oda oda, cam ç...
-
Bir önceki yazımda bahsetmiştim mutfak aşkıma geri döndüğümden. Epeydir uzak kalınca hamburger yapmak için düştüm netteki tariflerin peşine ...
-
Ay saçı burma Uzakta durma Gel ay sevgilim Boynunu burma Dağda duman yeri var Kaşta keman yeri var Yarim benden incinmiş ...
-
Herkes kendine en az bir kez sormuştur sanırım: "Ben burda ne yapıyorum? Ne için yaşıyorum? Amacım ne? Benim cevabım basit: Mutlu olmak...