Oldum olası severim dedektifleri, polisiye romanları. Agatha Christie'nin efsanevi Hercule Poirot'u bir yana, Arthur Conan Doyle'un Sherlock Holmes'u bir yana ama son favorim Asimov'un Arzlı dedektifi Elijah Baley. Çelik Mağaralar'da tanıştım Baley ile, Şafağın Robotları'nda aşkına da şahit oldum, naifliğine de.
Gezegenler arası polisiye hikayeler anlatan seri 4 kitaptan oluşuyor ve Robot serisi olarak biliniyor. Ben şimdilik 2 tanesini okudum. Diğerleri de sırada:) Arzlı Baley ve onun Aurora gezegeninde üretilmiş Robot ortağı Daneel Olivaw'ın maceralarını anlatan seri tam çıtır çerez, polisiye roman seven ve bilim kurguya yeni başlayanlar için de iyi bir geçiş olacak türdeler. 4 roman haricinde bir de öykü varmış ama ona henüz ulaşamadım.
Dünyalı sıradan bir polis memuru iken kendini bir anda galaktik cinayetlerin ortasında bulan Baley'nin en umutsuz olduğu anda sırf sorduğu sorularla, kanıt olmadan, karmaşık bir mantık dizisi ile işi çözen usta bir dedektife dönüşmesini izlemek çok keyifli. Ben okurken Baley karakterini çok sıradan, ilk bakışta tehdit olarak algılanmayacak hatta bu adam mı çözecek her şeyi dedirtecek bir tip olarak hayal ettim nedense ama 2 kitabın sonunda da Baley gözümde devleşip karizmatikleşti :) Bu arada Daneel Olivaw'ın üretilen ilk insansı robot olarak Asimov'un kurgusal tarihine geçtiğini, 20.000 yıllık ömrü ile Vakıf serisinde de kendine yer edindiğini belirtmeden geçmek haksızlık olur.
Robot serisinin kitapları şöyle:
Çelik Mağaralar
Güneşin Tanrıları (The Naked Sun)
Şafağın Robotları
Kurtarıcı (Robots and Empire)
Hikaye:
Mirror Image
Spoiler vermemeye çalıştım ama Şafağın Robotları kitabının sonu başka bir kitabın başı gibi gibi demesem çatlarım :D Bence okuyun, seveceksiniz.
Pazartesi, Temmuz 29, 2019
Pazar, Temmuz 28, 2019
Müzikle İyileşiyor Ruhum
Sarar sarmalar, iyileştirir müzik ruhları. Bu gece de öyle oldu. Kapandı tüm kesikler, kabuk bağladı yaralar. Her kelime ruhuma işledi, tek tek basıldı en güzel notalara. İyi ki müzik var şu dünyada!
Cumartesi, Temmuz 27, 2019
Pati İzleri
Gecenin karanlığında cam gibi parlayan bir çift bilyeydi adeta gözlerin. Ah hele o kuyruğun... Nasıl da kaçtın önce ama vazgeçmedim seni sevmekten. Patilerinin izi kolumda, hırlaman kulağımda kaldı. Ah çok tatlıydın be Pisi! Yine olsa yine severim seni. Hiç takılmam gözlerimi yakan, boğazımı tıkayan kahrolası alerjiye! Aldırmam bir saniye bile.
Çok kedi sevdim de izini bırakan olmadı böyle :) Başka bir kedisin vesselam! Bir gecede çaldın kalbimi Pisi'm :) Yaşından büyük o bakışların, kuyruğunu sallayışın, hem patilerinle tutup hem kaçışın... İyi öğrenmişsin sen bu oyunu, kaçan kovalanır di mi Pisi'm? Belki de hep kaçmak lazım değerli olmak için. Elde edince anlamı yitip gidiyor mu hayallerin acaba?
Kediler nankör diyorlar ama eminim insanlar daha nankör! O yüzden alerjiye inat yine seni seçerim, yine seni severim Pisi'm. İnsanları sevmek mi? Galiba benim için o konu biraz tartışmalı hâlâ.
Çok kedi sevdim de izini bırakan olmadı böyle :) Başka bir kedisin vesselam! Bir gecede çaldın kalbimi Pisi'm :) Yaşından büyük o bakışların, kuyruğunu sallayışın, hem patilerinle tutup hem kaçışın... İyi öğrenmişsin sen bu oyunu, kaçan kovalanır di mi Pisi'm? Belki de hep kaçmak lazım değerli olmak için. Elde edince anlamı yitip gidiyor mu hayallerin acaba?
Kediler nankör diyorlar ama eminim insanlar daha nankör! O yüzden alerjiye inat yine seni seçerim, yine seni severim Pisi'm. İnsanları sevmek mi? Galiba benim için o konu biraz tartışmalı hâlâ.
Cuma, Temmuz 26, 2019
Işıklı Yol
Dünyanın en ışıklı yolundan, ömrümün en karanlık gecesine yürüdüm. Durmadım, düşünmedim. Ne pişmanlık hissettim, ne huzur buldum. Buz gibi sularda yüzdüm. Korktum, üşüdüm, titredim soğuktan. Ben oldum.
Her gece varıyor sabaha, en karanlık olanlar bile. Kimisi güneşli bir güne, kimisi fırtınaların göbeğine... Bilmiyoruz nasıl bir sabaha uyanacağımızı ama yine de dalıyoruz her gece uykunun derinine. Rüyalar, kabuslar, hayaller, karabasanlar... Bazen uykusuz geceler... Ama işte burdayız yine de! Bitmez denilenler bitiyor, geçmez denilenler geçiyor. Olmaz dediğin oluyor.
Öyle bir dönüyor ki Dünya, yer yerinden oynuyor, taş üstünde taş kalmıyor. Ama değişmiyor ufacık hayatlarımızın ufacık çıkmaz sokakları. Kapı düz duvar oluyor da, akıl düz mantığa eremiyor bazen.
Dünyada anlatılmayan bir hikaye, çalınmayan bir nota yokmuş, ne anlatıldığı değil, nasıl anlatıldığıymış fark yaratan. Defalarca kez oynanmış bu oyun, defalarca kez anlatılmış bu masal. Ama işte yine de herkes en orjinali kendininki sanıyor her defasında. Komik aslında düşününce. Ama nedense içinden bakınca komik gelmiyor insana.
Bazen en karanlık geceler en aydınlık sabahlara varır. Düşünce karanlığa insan hep en çok bildiği şeye sarılır. Bildiğin yollar, bildiğin yerlere çıkar. Define haritasına gerek yok, yol tam bildiğimiz yerde.
Dinlemek istersen:
"nasıl uzağız gerçeğe
ve nasıl da biliyoruz bunu içten içe,
sahte sevgi arsızlığından her gün daha da derine düşüyoruz,
doğru vicdanî boşluğu bulduğumuz andaki naifliğimiz en şeytani gücümüz
iler tutar yanımız yok
bin güzelliği bir hatayla siliyoruz,
çünkü affetmeyi unuttuk, öleceğimizi unuttuğumuz gibi
uzaktan sızan o ince ışığı soruyorsun ya, al sana define haritası.
sevgiyi kazanmak için verdiğimiz emeği,
kazandığımız sevgiyi korumak için de verdiğimizde kurtuluruz.
başka kurtuluş yok!"
Her gece varıyor sabaha, en karanlık olanlar bile. Kimisi güneşli bir güne, kimisi fırtınaların göbeğine... Bilmiyoruz nasıl bir sabaha uyanacağımızı ama yine de dalıyoruz her gece uykunun derinine. Rüyalar, kabuslar, hayaller, karabasanlar... Bazen uykusuz geceler... Ama işte burdayız yine de! Bitmez denilenler bitiyor, geçmez denilenler geçiyor. Olmaz dediğin oluyor.
Öyle bir dönüyor ki Dünya, yer yerinden oynuyor, taş üstünde taş kalmıyor. Ama değişmiyor ufacık hayatlarımızın ufacık çıkmaz sokakları. Kapı düz duvar oluyor da, akıl düz mantığa eremiyor bazen.
Dünyada anlatılmayan bir hikaye, çalınmayan bir nota yokmuş, ne anlatıldığı değil, nasıl anlatıldığıymış fark yaratan. Defalarca kez oynanmış bu oyun, defalarca kez anlatılmış bu masal. Ama işte yine de herkes en orjinali kendininki sanıyor her defasında. Komik aslında düşününce. Ama nedense içinden bakınca komik gelmiyor insana.
Bazen en karanlık geceler en aydınlık sabahlara varır. Düşünce karanlığa insan hep en çok bildiği şeye sarılır. Bildiğin yollar, bildiğin yerlere çıkar. Define haritasına gerek yok, yol tam bildiğimiz yerde.
Dinlemek istersen:
"nasıl uzağız gerçeğe
ve nasıl da biliyoruz bunu içten içe,
sahte sevgi arsızlığından her gün daha da derine düşüyoruz,
doğru vicdanî boşluğu bulduğumuz andaki naifliğimiz en şeytani gücümüz
iler tutar yanımız yok
bin güzelliği bir hatayla siliyoruz,
çünkü affetmeyi unuttuk, öleceğimizi unuttuğumuz gibi
uzaktan sızan o ince ışığı soruyorsun ya, al sana define haritası.
sevgiyi kazanmak için verdiğimiz emeği,
kazandığımız sevgiyi korumak için de verdiğimizde kurtuluruz.
başka kurtuluş yok!"
Pazartesi, Temmuz 22, 2019
Dilekler tutuyoruz, bi' tek kayan yıldız aynı...
Aynı göğün altında, aynı yıldızlara bakıp farklı dilekler tutuyoruz. Oysa hepimiz biliyoruz yıldız kaymasının meteor düşmesi olduğunu. Yani hepimiz biraz romantik, biraz hayalperest, bolca melankoliğiz aslında.
Dileklerimiz gerçek olur mu bilmiyorum ama dileklerimizin ne kadar gerçek olduğu tartışılır. Ne kadar dürüstüz kendimize? Kaçımız bakıyor en derinine, gerçekten ne istediğine? Bakınca göreceklerinden korkmayan kaç kişi var şu yıldızlı göğün altında? Kalabalık mıyız yoksa bir avuç avare mi?
Dileklerimiz gerçek olur mu bilmiyorum ama dileklerimizin ne kadar gerçek olduğu tartışılır. Ne kadar dürüstüz kendimize? Kaçımız bakıyor en derinine, gerçekten ne istediğine? Bakınca göreceklerinden korkmayan kaç kişi var şu yıldızlı göğün altında? Kalabalık mıyız yoksa bir avuç avare mi?
Dolu Küpler, Boş Küpler
Doluya koysam almıyor, boşa koysam dolmuyor!
Arkamda dolu küpler, önümde boşlar. Elimde hayat, 33 yaşım, kalbim, zihnim, ruhum... Bitmeyen bir hesap içindeyim. Dolu küpler zaten dolu, elimde kalanları koyamam. Boş küplere atsam dibe çöküyor elimdekiler.
Her şey yolunda, yolunda da ben değilim. Kaybolup kaybolup tekrar bulmaktan yoruldum yolları. Biri kaybolmuş bir çocukmuşum gibi zihnimden tutup adrese teslim ediverse...
Dinlemek istersen
Arkamda dolu küpler, önümde boşlar. Elimde hayat, 33 yaşım, kalbim, zihnim, ruhum... Bitmeyen bir hesap içindeyim. Dolu küpler zaten dolu, elimde kalanları koyamam. Boş küplere atsam dibe çöküyor elimdekiler.
Her şey yolunda, yolunda da ben değilim. Kaybolup kaybolup tekrar bulmaktan yoruldum yolları. Biri kaybolmuş bir çocukmuşum gibi zihnimden tutup adrese teslim ediverse...
Dinlemek istersen
Pazar, Temmuz 21, 2019
Kadın
Tanrı kadını yarattı, Ademoğlu onu kendine meftun sandı. Oysa gerçekler başkaydı.
Giyindi kadın, kendi için. Soyundu, yine kendi için. Sevdi, delice sevdi. Sadece istediği için. Güldü, mutlu oldu dünya, çiçek açtı toprak. Ağladı kadın, gökler yarıldı, kahroldu evren.
Üretti kadın. Direndi, çabaladı, ilerledi. Tükendi. Durdu dünya. Doğurdu, ana oldu, nefes oldu, döndürdü dünyayı.
Sevdiği için öldü kadın, sevgisiz kalınca yine öldü. Nefes alamayıp kaçınca öldürüldü kadın. Adı yok, sanı yok. Adem'e eş oldu ama yok olmayı, hiç olmayı kabul edemedi kadın.
Yeri geldi sustu, yok olur gibi oldu kadın. Ademoğlu başardım, üstün geldim sandı. Yine yanıldı. Ne o susturabilirdi kadını, ne kadın boyun eğebilirdi Adem'e. Hamurunda yoktu işte!
Zordu kadın olmak, hayata tutunmak. Mecbur olduğu için değil, boyun eğmeyi bilmediği için direndi kadın.
Sertab Erener "Bir çaresi bulunur"
Giyindi kadın, kendi için. Soyundu, yine kendi için. Sevdi, delice sevdi. Sadece istediği için. Güldü, mutlu oldu dünya, çiçek açtı toprak. Ağladı kadın, gökler yarıldı, kahroldu evren.
Üretti kadın. Direndi, çabaladı, ilerledi. Tükendi. Durdu dünya. Doğurdu, ana oldu, nefes oldu, döndürdü dünyayı.
Sevdiği için öldü kadın, sevgisiz kalınca yine öldü. Nefes alamayıp kaçınca öldürüldü kadın. Adı yok, sanı yok. Adem'e eş oldu ama yok olmayı, hiç olmayı kabul edemedi kadın.
Yeri geldi sustu, yok olur gibi oldu kadın. Ademoğlu başardım, üstün geldim sandı. Yine yanıldı. Ne o susturabilirdi kadını, ne kadın boyun eğebilirdi Adem'e. Hamurunda yoktu işte!
Zordu kadın olmak, hayata tutunmak. Mecbur olduğu için değil, boyun eğmeyi bilmediği için direndi kadın.
The Tell-tale Heart
Edgar Allan Poe'nun en güzel öykülerinden biridir "Gammaz Yürek" diye çevrilen The Tell-tale Heart öyküsü. Blogun başlık kısmında yazan "Manxcat, just a cat telling tales" yazısının iki kaynağından biridir aynı zamanda. İlkini şurda kedili bir Özdemir Asaf şiiri ile anlatmıştım.
Poe'nun öyküsünde baş karakter işlediği cinayeti saklamaya çalıştıkça kalbi de inatla açık etmeye çalışır. Blog başlığımdaki "tell tales" hikaye anlatmak anlamına gelirken "tell-tale" kelimesi geveze, boşboğaz, gammaz anlamlarını taşır. Ben de blogda hem öykülerimi yazıyorum hem de boşboğazlık, gevezelik ediyorum işte. Bazen de saklamak istediklerimi gammazlamaya çalışan kalbimle savaşıyorum satır aralarında.
Manx cat, kuyruksuz bir kedi. Büyürken çok şey atlatıp hep ayakta kaldığım için kediye benzetirlerdi beni. Ama keyifle dikleştirip salınacağım bir kuyruğum yok maalesef. Bu yüzden hikayelere sığınan, son canını boşa harcamak istemeyen kuyruksuz bir kedi gibiyim. Bundandır belki de köşeye sıkışınca tırnaklarımı çıkarıp can havliyle saldırışım.
Poe'nun öyküsünde baş karakter işlediği cinayeti saklamaya çalıştıkça kalbi de inatla açık etmeye çalışır. Blog başlığımdaki "tell tales" hikaye anlatmak anlamına gelirken "tell-tale" kelimesi geveze, boşboğaz, gammaz anlamlarını taşır. Ben de blogda hem öykülerimi yazıyorum hem de boşboğazlık, gevezelik ediyorum işte. Bazen de saklamak istediklerimi gammazlamaya çalışan kalbimle savaşıyorum satır aralarında.
Manx cat, kuyruksuz bir kedi. Büyürken çok şey atlatıp hep ayakta kaldığım için kediye benzetirlerdi beni. Ama keyifle dikleştirip salınacağım bir kuyruğum yok maalesef. Bu yüzden hikayelere sığınan, son canını boşa harcamak istemeyen kuyruksuz bir kedi gibiyim. Bundandır belki de köşeye sıkışınca tırnaklarımı çıkarıp can havliyle saldırışım.
Akıl Tutulması
Hani olur ya bazen bodoslama çarpar insan bir yere, işte tam öyle hissediyorum. Gözüm açık, önüme bakıyorum ama görmüyorum. Çarpa çarpa gidiyorum. Her yerim çürük çarık... Güpegündüz karanlıkta kalmış gibiyim. Alt yazı geçiyor hayat, akıl tutulması en güzel benim zihnimden izleniyormuş bu yaz.
Cuma, Temmuz 19, 2019
Hayatı Sorgulatan Pazar Arabası
Bazen kendimi uçsuz bucaksız bir hiçlikte savruluyor gibi hissediyorum. Mesela boş bir pazar arabası ile yaz sıcağının dibinde pazara ulaşmaya çalışırken... Mesela pazarda daracık tezgah aralarında durup sohbet eden teyzelerle karşılaştığımda... Mesela 100 yaşında amcalar inatla araba kullandığı, daha doğrusu kullanamadığı için sıkışan trafikten karşıya bile geçemediğimde... Mesela ölmek üzere eve geldiğimde hadi denize gidelim diyen Arya'nın gözlerinde bitmiş yansımamı gördüğümde...
Bu aralar mütemadiyen sorguluyorum hayatı! Ne yapıyorum ben? Ömrümün sonuna dek bunları mı yapacağım? Nasıl kabullenip, nasıl sindireceğim? Neden diğerleri gibi ben de basitçe her şey süper deyip devam edemiyorum? Aklımda deli sorular... Deliliğimi sorgulayan bir akıl...
Şimdilik bir bira açıp, nefes alıp, Arya'yı denize götürmeye odaklanacağım. Tüm soruların üstünü ağır bir kapakla kapatıp basıp geçeceğim şimdilik.
Bu aralar mütemadiyen sorguluyorum hayatı! Ne yapıyorum ben? Ömrümün sonuna dek bunları mı yapacağım? Nasıl kabullenip, nasıl sindireceğim? Neden diğerleri gibi ben de basitçe her şey süper deyip devam edemiyorum? Aklımda deli sorular... Deliliğimi sorgulayan bir akıl...
Şimdilik bir bira açıp, nefes alıp, Arya'yı denize götürmeye odaklanacağım. Tüm soruların üstünü ağır bir kapakla kapatıp basıp geçeceğim şimdilik.
Perşembe, Temmuz 18, 2019
Bazı Sözler Dokunur
Dokunur sözler...
Kimisi kalbe dokunur, kırar; kimisi ruha dokunur, yaralar, iz bırakır; kimisi taa ciğere dokunur, parçalar...
Hani bazı şarkılar dilimize dolanır, kulağımızda çalınır ya hep... İşte o sözler de dokunur içimizde bir yerlere. Bu aralar bazı şarkılar fena dokunuyor bana.
Hayat akıp gidiyor. Yaş alıyoruz, yaşlanıyoruz. Birbirinin aynı binlerce güne uyanıyoruz. Evet sağlıklıyız, nefes alıyoruz, yaşıyoruz. Ama bu kadar mı her şey?
Bilmiyorum ve huzursuzlanıyorum bazen sebepsiz yere işte böyle.
Kimisi kalbe dokunur, kırar; kimisi ruha dokunur, yaralar, iz bırakır; kimisi taa ciğere dokunur, parçalar...
Hani bazı şarkılar dilimize dolanır, kulağımızda çalınır ya hep... İşte o sözler de dokunur içimizde bir yerlere. Bu aralar bazı şarkılar fena dokunuyor bana.
Hayat akıp gidiyor. Yaş alıyoruz, yaşlanıyoruz. Birbirinin aynı binlerce güne uyanıyoruz. Evet sağlıklıyız, nefes alıyoruz, yaşıyoruz. Ama bu kadar mı her şey?
Bilmiyorum ve huzursuzlanıyorum bazen sebepsiz yere işte böyle.
Cumartesi, Temmuz 13, 2019
3 Yeni Yarışma
Yıllardır öykü yarışmalarına katılmak için heveslenip duruyorum ama yarışma koşulları yüzünden vazgeçiyordum. Çoğu öykü yarışması tek bir öyküyü kabul etmeyip birden fazla öyküden oluşan dosyalar ile başvuru yapılmasını talep ediyordu. Öykülerin daha önce yayınlanmamış olma koşulu yüzünden bu beni çok zorluyordu. Ama son zamanlarda sık sık 1000-2000-3000 kelime sınırlı ve tek öykü ile başvurulan yarışmalar yapılıyor. Şimdiye kadar katıldığım 2 yarışma için verilen sürede sıfırdan 2 öykü yazarak başvuru yaptım ve ilkinde 9., ikinci yarışmada 7. oldum. Şimdi önümde katılmayı planladığım 3 yeni yarışma daha var. Halihazırda 2 öyküm ve 1 öykü için de fikrim var.
Yarışmalar için başvuru linklerini paylaşıyorum. Belki benim gibi heveslenip şansını denemek isteyenlere faydası olur :)
2019 Gio Başvuru Şartları
2019 TBD Bilim Kurgu Öykü Yarışması
YBKY 8. Öykü Yarışması
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Sakin Kalabilmek
Bir süre önce olana bitene sinirlenmenin çok manasız olduğunu kabullenmiş ve olan biten şeyler karşısında sakinliğimi korumanın daha mantıkl...
-
Ay saçı burma Uzakta durma Gel ay sevgilim Boynunu burma Dağda duman yeri var Kaşta keman yeri var Yarim benden incinmiş ...
-
"Çok güçlüsün. Ben olsam onca şeye dayanamazdım." O kadar çok duydum ki bu cümleleri... Değilim! Dayanmamak gibi bi...
-
Bir önceki yazımda bahsetmiştim mutfak aşkıma geri döndüğümden. Epeydir uzak kalınca hamburger yapmak için düştüm netteki tariflerin peşine ...