Hayat bir süredir durmuştu benim için. Depremle yatıp depremle kalktım. Neredeyse yemeden, içmeden, uyumadan depremi ve yaşanan felaketi düşünüp durdum. Yıkılan binalar, ulaşılamayan enkazlar, koordinasyon ve iletişim eksiklikleri, giderek artan ölüm sayısı karşısında öylece el kol bağlı izleyici kalmak... Nefes almak bile ağır ve çok zordu.
Eğitime ara verilince keşke elimizden daha fazlası gelse diyerek okuldaki yardım toplama çalışmalarına katıldım, üyesi olduğum sendikaya ve Ahbap'a bağış yaptım, sonrasında ne yapabiliriz diye planlamaya destek verdim. Yer yer normal hayatına devam edenlere kızdım hiç hakkım olmadığı hâlde.
5-6 günün sonunda vücudum iflas etti. Uykusuzluk ve yorgunluktan kas spazmları başladı, migren coştu, fıtığım çekilmez hâle geldi. Sakinleştirici ve ağrı kesici içip kanepeye bıraktım kendimi. Epeyce uyumuşum. Bir nebze toparlanınca yine bir suçluluk hissi sardı ruhumu. Yine başladım kendimi tüketmeye.
3 gün önce bu kez kendimi durdurmaya karar verdim. Önce fıtık için doktora gidip düzenli iğne olmaya başladım sonra tüm deprem haberleri ile bağımı kopardım. TV'ye, radyoya elimi sürmedim; sosyal medyada deprem görünce hemen geçtim. Sadece kitap okudum ve Arya ile çizgi film izledim. Böyle yapmak bencilce biliyorum ama kendimi soyutlamazsam devam edemeyeceğimi anlayınca başka çare gelmedi aklıma. Sürekli depremle yatıp depremle kalkınca Evrim'den sonra Arya bile halimden endişelenmeye başlamıştı.
Hayata bir şekilde devam etmeliyiz. Unutmak, bitti gitti, geçti demek değil bu. Unutulacak, geçip gidecek gibi değil. Bu felaketi yaşayanların her türlü destek ihtiyacı uzun süre devam edecek. Bu yüzden sağlam kalıp onlara destek verebilecek hâlde olmalıyız.
Pazartesi okullar açılacak. Bir öğretmen olarak öğrencileri endişelendirmeden, üzmeden, travma yaratmadan deprem gerçeğiyle yüzleşmeleri için neler yapabileceğimi düşünüyorum. İleride işlerini düzgün yapan insanlar olmaları için işler düzgün yapılmadığında yaşanan trajedileri bugünden öğrenmeleri gerekiyor. Ama üzmeden, korkutmadan, yıkıcı değil yapıcı bir uslüpla yerine getirilmesi gereken hassas bir görev bu. Rehber öğretmenlere büyük rol düşüyor, diğer öğretmenlere doğru adımları göstermeliler ki biz kaş yapayım derken göz çıkarmayalım.