Pazartesi, Nisan 14, 2025

Kalbimden geçen...

Evin boya işi bitmek üzere. 

Salonun tek duvarı ve mutfağın sıvası-boyası kaldı. Salonun duvarı boyandı ama çıtaları henüz takılmadı çünkü Hopa'da istediğim çıtalardan yok. internetten sipariş verdim. Gelince usta duvarı tamamlayacak. Mutfakta da taşınması gereken elektrik tesisatı var; o iş hallolunca dolaplar gelmeden önce mutfak duvarları sıva yapılıp boyanacak.

Boya işi umduğumdan çok daha iyi gitti. Seçtiğim renk, duvara sürülünce çiğ beyaz gibi ya da rengi dönmüş, morarmış beyaz giysiler gibi bir renk çıkacak diye çok endişlenmiştim ama şükür öyle olmadı ve tam seçtiğim renk oldu. TV duvarı için seçtiğim kalker renginden vazgeçip kalbimin sesini dinledim ve Jotun boyanın Deep Cosmo rengini aldım. Koyu mavi, saçlarım gibi, çok sevdiğim montumun rengi gibi, yemek masamızın pufunun rengi gibi... Odanın kocamanlık hissi biraz gitti, duvar odayı sınırladı gibi ama pişman değilim. 


Evin geneli bu renk oldu. 
Arya'nın odası ve mutfak gri, salon tek duvar koyu mavi. 



Işık parladığı için gerçek renkler tam gözükmüyor. Solda krem gibi gözüken duvar aslında yukarıdaki fotoğraftaki ile aynı renk. Sağdaki ise daha koyu bir mavi. Duvarın çıta işi bitip gündüz ışığında çekince fotoları güncellerim. 
... 

Salona alacağımız yeni üçlü koltuğu bugün seçip aldım. Annemlerin çift kişilik yatağını da aldık. Banyo lavabosu için batarya almıştım; beklediğimden çok daha kaliteli çıkınca aynı markanın mutfak bataryasından sipariş verdim. Böylece geriye alınacak perde ve halı gibi bir iki şey kaldı. Onlar da taşındıktan sonra halledilir. 


Mevcut koltuklarımıza en yakın model bu olduğu için mecburi tercihim oldu. 
... 

Evrim'in evle ilgili listesinin ilk ve ona göre en önemli maddesi alaturka küçük tuvaletin kapatılıp depo alanına dönüştürülmesiydi. Dün o işin büyük bölümünü halletti. Şimdi geriye misafir banyosunun dolap ve lavabosunun kurulum ve montajı kaldı. Mutfak ve banyo montajı sonrasında taşınmaya hazır hale geleceğiz.

Koli ayarlarsak bu hafta sonu en azından yukarı depoya kaldırılacak eşyaları taşımayı planlıyoruz. Bakalım, gelişmeleri yine yazarım 🙋🏻‍♀️


Salı, Nisan 08, 2025

Neden bu kadar zor?

Seçmek, karar vermek benim için aşırı zor. Neden böyle?! 

Yeni ev için önce mutfağın şekline sonra dolap rengine, materyaline, kapak modeline karar vermem gerekti. Bitmedi daha tezgah, tezgah arası, evye, batarya, dolap kulpları... Seç seç bitmiyor. Seçemiyorum! Seçtiklerimden emin olamıyorum. Karar vermek çok zor!

Mutfakla bitse iyi! Banyo dolabı, bataryası, çeri çöpü... Üstüne bir de tüm ev için boya seçmesi var ki o da ayrı bir işkence benim için. Zorla seçtim bi' şeyler ama asla emin olamıyorum. Seçtiklerim bir araya gelince ortaya ne çıkacak bilemiyorum. Gözümde canlandırma yeteneğim sıfır. 

Çoğu insanın zevkle, heyecanla yaptığı işler benim için kabus gibi maalesef. Keşke birisi gelse "Sen şöyle otur, ben her şeyi halledeceğim ve bitince çok beğeneceksin" dese... Evrim'e soruyorum, "Sen nasıl istersen öyle olsun hayatım" diyor. Tam seçiyorum, "Emin misin?" diyor. Çıldırmama ramak kaldı.

Biliyorum tüm bunlar aslında işin zevkli/eğlenceli/heyecanlı kısmı, ufak tefek şeyler, halledilirler. Biliyorum ama işte bilmek daha iyi hissettirmiyor.

Dün zar zor ve en sonunda bıkkınlıkla bunlar olsun işte diyerek çoğu şeyi seçtim. Geriye mutfak evyesi ve bataryası kaldı. Onları da seçip karar verme yükünden kurtulmak istiyorum bir an önce. Boya renklerini seçip aldığım halde içimden hâlâ "TV duvarı lacivert olsa keşke" diye geçiyor :( Elimi tutan, engelleyen yok ama basiret bağlanması gibi bir şey, yapamıyorum!

Yeni evin salonuna girince tam karşı duvar, TV duvarı olacak. O duvar için kafamda bir sürü fikir dönüp duruyor. Duvara çıtalarla şekil yapıp diğer duvarlardan daha koyu, farklı bir renge boyamak istiyorum. Ama işte uzun vadede göz yorar mı, sıkılır mıyız, odayı küçültür, karartır mı gibi zibilyon tane saçma soru yüzünden cesaret edemiyorum. En çok da bu cesaret edemeyişime kızıyorum :( 



1. Bu çıta dizilimi diğerlerine göre daha basit uygulanabilir gibi duruyor.


2. Bu İskandinav desenlerini hatırlattığı için hoşuma gitti.



3. Sadece ortaya doğru gelen üçgenler güzel, 
arada kalan merdiven gibi diğer çıtalar fazlalık olmuş bence.



4. İstediğim renge en yakın olan bu ama bu kadar karışık bir şekil istemiyorum tabi ki.


Boyaları çoktan aldım. Filli boyanın "Maya" ve "Kalker" renklerini aldım. Mutfak ve Arya'nın odası andezit grinin iki tonu olacak. Ama işte aklım hala şu yukarıdaki çıtalı ve koyu renk duvarda


Salon 3 duvarı ve evin geri kalanı bu renk. 
Ben bu rengi bej alt tonlu sanıp seçmiştim halbuki az önce öğrendim ki alt tonu mormuş!???



Salon TV duvarı bu renk olacak eğer ben son dakika değiştirmezsem...
Katalogda bundan çok daha koyu görünüyordu. Bakalım evin duvarında nasıl olacak.

...


Off baktıkça daha da darlanıyorum ve iyice beceriksiz hissediyorum kendimi. Yeter. Akışa bırakıyorum şu an itibari ile. Artık nasıl olacaksa olsun. Beğenmezsek biraz kullanır, seneye tekrar boyatırız. 

...

Bu arada Evrim daha iyi, ağrısı var ama doktor taş düşmek üzere demiş. Diğer böbrekte de 2,7mm taş varmış. Yani onun ağrısı da yakında başlar maalesef. Arya'nın satranç turnuvası iyi gidiyor. Umduğumdan iyi idare ediyor Arya :) Maşallah diyeyim, dilimi ısırıp, tahtalara vurayım.
Lütfen siz de bana uyun :))

Pazar, Nisan 06, 2025

Yine...

Evrim yine taş döküyor. 4 gündür sabah akşam hastanedeyiz. Dün gece 10'da geldik hastaneye, eve gittiğimizde sabah 4 olmuştu. Az önce - 11.00 - geri geldik. Evrim'e ağrı kesici yaptılar, etki etmesini bekliyoruz. Ağrı kesiciler en fazla 6 saat kesiyormuş ağrıyı. 

Taş 4mm ve kanala inmiş ama bir türlü düşmüyor. Bu Evrim'in 3. taş döküşü. Geçen yaz dökmemişti. Önceki iki yaz Temmuz - Ağustos gibi dökmüştü. Bu kez taş erken davrandı, öncekiler kadar büyümeden düşüşe geçti.

Evrim bu haldeyken onu bırakıp gidemeyeceğim için Arya ile Muş'a gitmiyorum. Arya'yı yarı yolda bırakmış gibi hissediyorum ama elimde olan bir şey değil. Arya takımıyla gidecek. İçimde binbir türlü endişe... Gitme desem emeklerine, hevesine yazık ve takımın geri kalanına da haksızlık çünkü Arya gitmezse tüm maçlarda hükmen yenik sayılacak. 

Evrim en başından istemiyordu gitmemi ve tabi ki sonuç onun istediği gibi oldu. Adamdaki Karma kimsede yok. Ne istese oluyor maşallah!

Yıllar önce Derya ile Pınar'ı görmeye, Zonguldak'a gitmeye karar vermiştik. Evrim o zaman da gitmemizi istememiş ama fiilen engel de olmamıştı. Biz Arya ile Bahçeşehir'den Esenler otogara gidene dek tam 3 tane belediye otobüsü bozulmuştu. Üçüncü otobüste Evrim'i arayıp "Yav Allah aşkına bi' sal bizi de, gidelim artık!" demiştim. Bunun gibi çoook örnek var beraber geçirdiğimiz 20 yıl içinde. Evrim'in bir şeye gönlü yoksa o iş olmaz, net. "Kendi kendini gerçekleştiren kehanet" diyorlar böyle durumlara ama ben Evrim'in temiz kalbine ve karmasına bağlıyorum.

Üçlü ağrı kesici iğneye rağmen ağrısı geçmedi Evrim'in. Şimdi başka bir ilaç verdiler serum içinde. Evrim acı içindeyken bu şekilde beklemek gerçekten çok zor. Umarım bir an önce düşer şu taş. 


Salı, Nisan 01, 2025

Attıkça ferahlamak ve Muş Yolculuğu

Taşınmanın güzel yanlarından biri atmak ve attıkça hafiflemek :) Biz de şu an tam o aşamadayız. Evrim'in bilgisayar odasındaki kitaplıklara daldık; gereksiz ne varsa toplayıp attık. Oda nasıl ferahladı anlatamam. Sıra evin diğer odalarında. Aslında ben ara ara her yeri yavaş yavaş elden geçirip ayıklıyordum ama yine de her seferinde atılacak, satılacak bir şeyler çıkıyor. 

Yeni eve giderken hiçbir fazlalık, kullanılmayan işlevsiz hiçbir eşya götürmek istemiyorum. Ev daha büyük ve bir de çatıda bize ait kilitli depo alanımız olacak ama yıllarca el sürmeyeceğimiz, bir süre sonra varlığını bile hatırlamayacağımız ıvır zıvırı buradan oraya sürüklemenin manası yok. Ne kadar eşyadan kurtulursam o kadar iyi.

Geçen gün Volkan'la konuşurken "yeni ev, yeni eşya" mantığı yerine "yeni ev, daha az eşya"dan yana olduğumu söyledim. Mevcut evimizde kullandığımız, sağlam eşyalarımızı götürüp kullanmaya devam edeceğiz. Şu an için alınacak eşya listemiz kısacık:

  1. Salon penceresi şimdikinden daha uzun olduğu için mevcut tül perdenin aynısından bir tane daha alıp ikisini birlikte kullanacağım.
  2. Salon için bir tane üçlü koltuk daha alınacak. 
  3. Klozet kapakları kırık olduğu için onlar yenilenecek. 
  4. Bir de annemler bize geldiklerinde kalacakları misafir odası için çift kişilik yatak alacaklar.

Bunlar dışında mevcut olan yemek ve koltuk takımımızı, ankastre eşyalarımızı, yatak odası, gardırop, kitaplık gibi tüm eşyamızı kullanmaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz sene ailecek yaptığımız 1000 parçalı puzzleları çerçeveletip duvarlara asacağız. Henüz yapmadığımız son bir puzzle daha var. Onu da taşınınca yapıp mutfağa asarız :) 

... 

İki gün önce yukarıdakileri yazıp bırakmışım. Bugün ayakkabılığa daldım. Tüm kutuları elden geçirdim, bantladım, etiketledim. Kutusuz ayakkabılar için şeffaf ayakkabı kutuları almıştım, onları da doldurup etiketledim. Eskiyen küçülen ayakkabıları dışarı çıkardım. Kalanları boyadım, yerleştirdim. Ayakkabılık düzene girdi. 

Evrim tüm bu ayıklama, atma, toparlama işini yeni evde mi yapsak acaba diyor ama ben işi oraya bırakmak istemiyorum. Hazır tatilde boşken parça parça halletmek ve gidecekleri azaltmak daha mantıklı geliyor. Taşınınca kolileri açıp hiç uğraşmadan her şeyi yerine yerleştirmek daha kolay olacak bu şekilde. 

Şu ana dek kütüphane, gardırop ve  ayakkabılıklar bitti. Sırada baza içleri ve balkondaki dolabın içi var. Mutfaktan da birkaç parça çıkacak eşya var. Onları da yavaş yavaş hallederim bu tatilde. 

Her şey plana uygun giderse Nisan sonu - Mayıs başı taşınacağız. Taşınmamız için mutfağım bitmesi ve kurulması gerekiyor. O belli olunca taşıma firması ile görüşüp taşınma tarihini netleştiriceğiz. Öncesinde boya ve temizlik işleri var ama tarih belli olduktan sonra hallolur hepsi. 

Bu ara bizde gündem pek değişmiyor yatıp kalkıp evle ilgili bir şey halletmeye çalışıyoruz ama pazar gecesi itibari ile durum değişecek. Pazar gecesi Arya ile Muş'a gidiyoruz. 

Arya'nın da içinde olduğu okul satranç takımı il birincisi olduğu için bölge turnuvasına katılmaya hak kazandılar. Turnuva önce Tokat'ta yapılacaktı ama sonradan değişmiş, önümüzdeki hafta Muş'ta olacakmış. Biz de tüm hafta Muş'ta olacağız. 

Anne-kız heyecanlıyız ama Evrim'in bu heyecanı paylaştığını söyleyemeyeceğim maalesef :)) Pek istemiyor gitmemizi ama engel de ol(a)mıyor. Umarım Arya için güzel bir deneyim olur da gittiğimize değer :) 

Muş'tan güzel haberlerle görüşmek üzere 🙋🏻‍♀️

Cuma, Mart 28, 2025

Adım adım...

İngilizce'de "One step at a time" diye bir ifade var: "Her seferinde bir adım" yani koşmadan, acele etmeden, tek seferde her şeyi halletmeye çalışmadan... Sürekli bunu hatırlatıyorum bugünlerde kendime. 

Adım adım... 

Şimdiye kadar tamamlanan adımlar:

  • Aradığımız gibi bir ev bulduk.
  • Kredi alıp evi satın aldık. 
  • Mutfağı yenileyecek ustaları bulduk. Malzemeye ve renge karar verdik. 
  • Dolap yerleşimi konusunda birkaç kez fikir değiştirsek de sonunda ölçü alındı.
  • Banyo dolabı seçip sipariş verdim.
Sıradaki adımlarsa şöyle:
  • Salon için mevcut koltuklarımızla uyumlu bir üçlü koltuk almak, 
  • Taşınırken götürmek istemediğimiz eşyaları seçip uygun yöntemlerle elden çıkarmak, 
  • Evin boyanıp temizlenmesi, 
  • Taşınma. 
Bu aralar her gün stres yumağı gibiyim. Bir şeyler seçmek, karar vermek çok zor. Sürekli sonradan pişman olur muyum endişesi... Evrim daha rahat tabi ki. Bu olsun, öyle olsun, şöyle de olur, sen nasıl istersen öyle olsun... Yani karar vermek hep bana kalıyor. Tam karar veriyorum "Bak böyle de bir şey varmış", "Şöyle de olabilir aslında" diye alternatiflerle geliyor. Zaten karışık olan kafam iyice çorba oluyor. Sonra da kalkıp "Aman sen kendine dert arıyorsun, her şeyi zorlaştırıyorsun" diyor. Bilmiyorum, haklı belki de. 

Mutfak dolapları bayram sonrası yapılmaya başlanacak, banyo dolabı bayram tatilinde teslim edilecek. Evdeki eşyaları bayram tatilinde biraz ayıklayayım diyorum. En azından kitaplar, dergiler vs... Hatta bu yazıyı şimdi bitirip başlayayım ayıklamaya. 

Gelişmeleri yazarım yine 🙋🏻‍♀️

Salı, Mart 25, 2025

Büyük Bir Değişiklik

Ülkece içinden geçtiğimiz olağanüstü günler bir yana biz ailece de biraz zor  günlerden geçtik.

Son 2 hafta içinde bir sürü şey oldu. Oturduğumuz ev 3 yıldır satılık ama şimdiye kadar hiç alıcı çıkmamıştı. Yakın zamanda eve bakmaya gelenlerden biri evi beğenmiş ve almak istemiş. Ev sahibi aradı ne zaman çıkarsınız diye. Hemen çıkamayacağımızı, ancak okullar kapanınca çıkabileceğimizi söyledik. Bir gün sonra evi almak isteyen kişi ortak bir tanıdıkla bize 15 güne çıksınlar diye  haber gönderdi.

Normal koşullarda işi iyice inada bindirip çıkmazdım ama 3 yıldır giden gelen, eve bakan, yok aldılar almadılar derken çok bunaldım. Bir de bize haber gönderen kişi, evi kardeşine alacakmış ve bahsi geçen kardeş daha önce Hopa Belediye Başkanını belediyenin içinde herkesin gözü önünde 3 el ateş ederek yaralayan birisi. Adam haber gönderip tehdit eder gibi çıksınlar deyince Evrim gelsin de çıkarsın demeye başladı. Hâl böyle olunca evden iyice soğudum. 

Kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış benzeri bir hâl içinde ev bakmaya başladık ve baktığımız ikinci evi beğendik. Bu arada bizim evin satışı iptal oldu ama hemen ardından başka bir alıcı daha çıkmış. Biz beğendiğimiz evi almaya çalışırken dün akşam kapımız çaldı ve bir kadın "Biz yeni ev sahibiniziz, içeri girelim konuşalım" dedi. Evin satıldığından haberdar edilmediğimiz için karşımda çat kapı gelip içeri girmeye çalışan birini görünce şok oldum ve içeri almadım. "Biz evden çıkacağız ama hemen değil ancak Mayıs gibi, siz numaramı kaydedin haberleşiriz" deyip kadını içeri almadım. Kadın gitti ama tabi bana kuruldu. 

Yarım saat sonra telefonuma mesaj yağmaya başladı, şu ibana kirayı atın, içeri alsaydınız konuşacaktık vs. diye. Ben de "Telefonla haber verip gelseydiniz daha farklı olurdu" diye cevap verdim. Bu ayın kirasını çoktan ödediğimi, gelecek ay için de depozitoyu kullanacağımız için kira ödemeyeceğimizi söyledim. Kadın iyice sinirlendi. Neyse eski ev sahibi sizle görüşür halledersiniz dedim konuyu kapattım. Kendi aralarında anlaşsınlar ki evi almadan önce bu konuları konuşmuş olmaları gerekirdi. 

Neyse... 

Gelelim bizim yeni evimize; şu an kiracı olarak oturduğumuz evin en sevdiğim yanı manzarasıydı. Muhteşem gün batımlarını özlemeyeceğim desem yalan olur ama 9 yıllık deniz manzaramızı yemyeşil bir doğa manzarası ile değiştiriyoruz. Yani maviden yeşile, transit yol gürültüsünden doğanın sessizliğine transfer oluyoruz :)


Salon ve mutfaktan balkona çıkılıyor :) 



Önceki mutfak penceremiz denize bakarken yeni mutfak yeşile bakıyor :) 




Evin içi iyi durumda. Mutfak ve banyo dolapları yenilenip boya yapılınca taşınmaya hazır olacak. Bayram sonrası başlanacak ve yaklaşık 1 ay sürer gibi düşünüyoruz. Mayıs başı taşınabilirsek Evrim'in bu yılki doğum gününü kendi evimizde kutlayabiliriz.

Bu süreci stresten midem delinmeden en kısa sürede atlatırız umarım. 

Salı, Mart 11, 2025

Yok, olmuyor! İçimden gelmiyor!

Elim yazmaya gitmiyor :( Hayat o kadar feci bir hızla akıp gidiyor ki ben oturup yazamıyorum. Ama üzgün de değilim. Yazamıyorum ama... 

Yaşıyorum!

Zaten amaç da bu değil mi? 

Doyasıya yaşamak :) 





Mavilendim :) 



Kalbimden geçen...

Evin boya işi bitmek üzere.  Salonun tek duvarı ve mutfağın sıvası-boyası kaldı. Salonun duvarı boyandı ama çıtaları henüz takılmadı çünkü H...