Seçmek, karar vermek benim için aşırı zor. Neden böyle?!
Yeni ev için önce mutfağın şekline sonra dolap rengine, materyaline, kapak modeline karar vermem gerekti. Bitmedi daha tezgah, tezgah arası, evye, batarya, dolap kulpları... Seç seç bitmiyor. Seçemiyorum! Seçtiklerimden emin olamıyorum. Karar vermek çok zor!
Mutfakla bitse iyi! Banyo dolabı, bataryası, çeri çöpü... Üstüne bir de tüm ev için boya seçmesi var ki o da ayrı bir işkence benim için. Zorla seçtim bi' şeyler ama asla emin olamıyorum. Seçtiklerim bir araya gelince ortaya ne çıkacak bilemiyorum. Gözümde canlandırma yeteneğim sıfır.
Çoğu insanın zevkle, heyecanla yaptığı işler benim için kabus gibi maalesef. Keşke birisi gelse "Sen şöyle otur, ben her şeyi halledeceğim ve bitince çok beğeneceksin" dese... Evrim'e soruyorum, "Sen nasıl istersen öyle olsun hayatım" diyor. Tam seçiyorum, "Emin misin?" diyor. Çıldırmama ramak kaldı.
Biliyorum tüm bunlar aslında işin zevkli/eğlenceli/heyecanlı kısmı, ufak tefek şeyler, halledilirler. Biliyorum ama işte bilmek daha iyi hissettirmiyor.
Dün zar zor ve en sonunda bıkkınlıkla bunlar olsun işte diyerek çoğu şeyi seçtim. Geriye mutfak evyesi ve bataryası kaldı. Onları da seçip karar verme yükünden kurtulmak istiyorum bir an önce. Boya renklerini seçip aldığım halde içimden hâlâ "TV duvarı lacivert olsa keşke" diye geçiyor :( Elimi tutan, engelleyen yok ama basiret bağlanması gibi bir şey, yapamıyorum!
Yeni evin salonuna girince tam karşı duvar, TV duvarı olacak. O duvar için kafamda bir sürü fikir dönüp duruyor. Duvara çıtalarla şekil yapıp diğer duvarlardan daha koyu, farklı bir renge boyamak istiyorum. Ama işte uzun vadede göz yorar mı, sıkılır mıyız, odayı küçültür, karartır mı gibi zibilyon tane saçma soru yüzünden cesaret edemiyorum. En çok da bu cesaret edemeyişime kızıyorum :(
Off baktıkça daha da darlanıyorum ve iyice beceriksiz hissediyorum kendimi. Yeter. Akışa bırakıyorum şu an itibari ile. Artık nasıl olacaksa olsun. Beğenmezsek biraz kullanır, seneye tekrar boyatırız.