Evet, evet o Leyla!
İlk gençlikte aklımızı başımızdan alan, mahallenin tüm delikanlılarını Mecnun eden... İşte yıllar sonra tekrar gördüm onu. Bir köşe başında, başında ipek eşarbı, elinde kırmızı ayakkabıları... Nerden gelip ne yöne gideceğini bilmez bir hâlde... Çok uzun zamandır yolda gibi, geldiği yönü de varacağı yeri de unutmuş gibi. Yanına gittim, tanımadı beni.
- Benim, Kuşlu sokaktan Ahmet. Köşedeki bisikletçinin oğlu.
- Hatırladım. Kırmızı bisikletinle takılırdın peşime.
- Şey... Evet. Nereye gidiyorsunuz? Eşlik edeyim size.
- Nereye gidiyorum?.. Acaba geliyor muyum yoksa dönüyor muyum?.. Neyse... Gidelim de yolda hatırlarım belki.
- Ne tarafa gidiyoruz?
- Gülbahar'a gideceğiz.
- Şişli Gülbahar mı?
- Evet.
Gülbahar'ı bilirsin, dik bir yamaçtır. Oradaymış evi. Bizim mahalleden ayrılınca önce İzmir'e gitmiş, bir süre sonra da İstanbul'a. Pek değişmemiş, gözlerinin ve dudaklarının etrafını saran çizgileri saymazsak. Hâlâ o bildiğimiz Leyla.
Eve girince önce eşarbını çıkardı sonra incecik vücudunu saran siyah elbisesini. Öylesine doğaldı ki vücudunun her bir devinimi... Başımı çevirmek gelmedi içimden. Zaten onun da pek umrunda değildim.
- İyiyseniz ben gideyim artık.
- Otur. Geliyorum.
Az sonra üzerinde saten gecelik ve sabahlığı, elinde iki kadeh ve bir şişe beyaz şarap ile geri geldi.
- Herkes kırmızısını sever bunun ama ben beyazını seviyorum. İçersin değil mi?
- Size eşlik edeyim.
- Anlat.
- Siz anlatın lütfen. Mahallece çok merak ettik siz ansızın mahalleden ayrıldıktan sonra sizi.
- En çok da Seher Hanım merak etmiştir değil mi?
- Şey.. Bilemiyorum...
- Tabi sen daha bıyıkları yeni terleyen bir delikanlıydın o zaman. Nereden bileceksin? Sen hiç aşık oldun mu? Sahi erkekler aşık olabiliyor mu? Yoksa gelip geçici heveslerinizin kölesi olmaktan öteye geçemiyor musunuz?
- Afedersiniz. Sizi gücendirecek bir şey mi yaptım bilmeden?
- Sen mi? Hayır. Sen istesen de gücendiremezsin artık beni. Benim kalbim yıllar önce kırıldı bir kez. Bir daha kimse kıramaz.
- Anlatır mısınız bana olanları? Belki iyi gelir size de...
- Neyi anlatayım? Fuat'a nasıl aşık olduğumu, evli olmasına rağmen bana nasıl umut verdiğini, daha dün "Beraber kaçıp gideriz buralardan" derken istediğini elde edince "Ailem, karım, çocuklarım... gidemem affet beni" deyişini mi anlatayım? Yoksa Seher Hanım'ın ayılıp bayılıp herkese "Gül gibi kocamı zorla ayarttı komşular, aman dikkat edin sizin kocalarınızı da baştan çıkarır bu şıllık" deyişini mi? Kırık kalbimle ordan oraya sürüklendiğim yılları mı?.. Anlatsam ne olur ki? Diner mi kalbimin acısı?
- Ben.. Bilmiyordum. Çok üzgünüm.
- Üzülme. Yine gelsem dünyaya yine Leyla olmak isterim. Yine sevmek, yine gözümü karartıp aşkımın peşine düşmek isterim. Hiç sevmeden hiç sevilmeden, kırılmadan, sızlamadan boşuna atacak bir kalp neye yarar ki?
Ne diyeceğimi bilmeden oturdum öylece karşısında bir süre. Şarabı bitmiş, yenisini doldurmuştu. Tekrar sordu o soruyu:
- Peki sen? Sen hiç aşık oldun mu?
Olmuştum. Sustum. Söyleyemedim.
*Sevgili Buraneros'un Leyla'sı ile tanıştık bu gece. Onu anlatacaktım aslında ama şişede durduğu gibi durmadı Leyla, öykü oldu döküldü parmaklarımdan. Öykü olası varmış demek ki Leyla'nın. Vesile olduğun için teşekkürler Sevgili Buraneros :)
İsteyene:
İyi ki şişede durduğu gibi durmuyor ve iyi ki yine şişede durduğu gibi durmamış Sevgili KuyruksuzKedi. Öykü muhteşem, okurken filmini izledim desem yeri... tam bir Leyla idi, Nazım gibi resmini çiz desen çizerim valla, o derece yaşamışım öyküye... Üstelik bir damla şarap yokken damağımda:) Ben de sana ve Evrim'e teşekkür ederim, Leyla'ya ve okura o kadar çok şey kattınız ki:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Sevgili Buraneros :) Akşam alelacele yazıp Leyla keyfine geri döndüğüm için ufak tefek hatalar gözümden kaçmış şimdi okuyunca fark ettim. Onları düzelteyim ki ayıp olmasın Leyla'ya :)
Silhımm türk filmi bu de mi :) suzan avcı ile izzet günay :)
YanıtlaSilSuzan Avcı'dan çok daha ince biri var hayalimde... Adı yok, zarif, rüzgarda uçacak kadar narin bir siluet...
SilSevgili Buraneros'tan merak edip geldim. Leyla dillerde, karşılaşmalarım ise destansı. Hikaye çok güzeldi. Teşekkürler :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim :) Beğenmenize sevindim :)
SilSüper :) eline sağlık, nicedir öykü yazmıyordun, özlemişim <3
YanıtlaSilÇok teşekkürler Momentoscum :) Ben de özlemişim :)
SilHakikaten merak etmeye başladım bu Leylâ'yı :))
YanıtlaSilCanım Ceren'im keşke fırsat olsa sen, ben Leyla buluşsak bir masada :)
SilRengi kırmızı veya en azından yakutî olmalıymış.. bu daha çok sarışın bir hanıma benziyor ;) ama Mecnun için farketmez tabii.. Ahmet Altan'ın bir romanındaki kadın kahramanın durumuna benzettim Leylayı.. güzel anlatmışsınız.. devamı dileğiyle...
YanıtlaSilLeyla...
Sil"Gönül kimi severse güzel O'dur" denilir hani, işte Leyla da öyle bir güzel... Kimine sarışın, kimine esmer :)
Bayıldım yaaaa, hiç bitmesin istedim. Yine yaz yine yine yaz :))))
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Kulağıma fısıldanınca yazabiliyorum anca :)
Sil"Leyla" ismi bana hep Leyla Erbil'i, öykülerini, romanlarını, Ahmed Arif'in "Leylim"i olmasını ve daha pek çok şeyi çağrıştırır...Şarap da ismin hakkını veren cinsten kesinlikle :)
YanıtlaSilama sizin öykünüz de pek güzel olmuş gerçekten :) ellerinize sağlık
Çok teşekkürler :) Beğenmenize çok sevindim. "Leyla" deyince benim aklıma bir de MFÖ'nün Buselik Makamı şarkısı geliyor :)
SilGüzel bir öykü olmuş Leyla. :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
SilYıllar öncesinden tanışmışlığımız var Leyla ile ama uzun zamandır ne Leyla, nede başkası :) Hikaye tek kelime ile mükemmel...
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Son kadehle birlikte bir süreliğine vedalaştım ben de Leyla ile az önce :)
SilÇok da güzel bir öykü olmuş 😊
YanıtlaSilÇok teşekkürler 😊
SilBlog dünyamızın pek sevdiğimiz, idealist öğretmenlerinden Sevgili KuyruksuzKedi öğretmenimizin öğretmenler günü kutlu olsun::)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Sevgili Buraneros :) Çok mutlu ettiniz beni :)
SilGüzel bir hikaye Mrs. Kedi, tebrik ederim. İlhamlarınız bol olsun ki biz de böyle güzel öykülerle buluşabilelim. Ahmet'in işi zor:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Mr. Kaplan :) İlham nerden ne zaman gelecek hiç belli olmuyor :) Ahmet için üzülmemek ne mümkün!
Sil