Geziden geleli neredeyse 2 hafta oldu ama fırsat bulup yazamadım. Ara tatilde Arya ile Adana - Hatay gezisi yapacağımızı yazmıştım sanırım daha önce. Gittik, döndük :))
Ayın 12'sinde Trabzon'dan Adana'ya uçtuk. Havaalanında arkadaşım ve oğluyla buluşup şehri şöyle bir turladık. Taş Köprü'de fotoğraf çekilip o gece kalacağımız eve (Meltem'in bir arkadaşının annesinde kaldık) gittik. Üstümüzü değiştirip yemek için dışarı çıktık.
Meltem'in abisi, Metin Abi, işi sebebiyle çok geniş bir çevreye sahip. Neredeyse her şehirde bir arkadaşı/tanıdığı var. Dolayısıyla biz gitmeden gezi planımız ve bazı rezervasyonlarımız yapılmıştı. İlk gece Adana'da "Mızdık Kazbaşı" diye bir restorana gittik. Mezeler salata, ara sıcaklar ve tabi ki Adana Kebap muhteşemdi. Mütemadiyen yediğim için çok foto çekemedim :))
Gezinin ikinci gününe meşhur Levent Börek'te kahvaltıyla başladık. Ben çıtır çıtır kızarmış börek sevdiğim için iç dokusu su böreğine benzeyen böreklere çok bayılmadım ama Meltem ve çocuklar çok sevdi.
Kahvaltıdan sonra otogara gidip otobüsle Hatay'a geçtik. 2 çocuklu 3 saatlik bir seyahat biraz zordu ama sağ salim atlattık :) Hatay'da polisevinde yer ayırmıştım hem öğretmenevinden daha iyi oluyor, hem de zaten öğretmenevinde yer olmadığı için. Ama durum pek de umduğum gibi olmadı ve bugüne kadar gördüğüm en kötü polisevinde kaldık 2 gece. Otel olsa tek yıldız bile alamaz diyeyim siz anlayın. Neyse ki sadece uyumak için odada bulunduğumuzdan pek takılmadık bu noktaya.
Eşyalarımızı odalara bıraktıktan sonra ünlü Pöç Kasabı'nı denemek için hemen çıktık. Polisevinden yürüyerek çarşıya indik; Asi Nehri'nin üstünden geçerek navigasyon sayesinde Pöç Kasabı'n içinde olduğu çarşıya girdik ama neredeyse tüm dükkanlar kapalı olduğu için hafiften telaşlandık. Pazar günü olduğu için bir çok yerin kepengi kapalıydı. Çarşı terkedilmiş gibiydi. Sonunda Pöç Kasabı bulduk. Açıktı :) İnanılmaz güzel bir tepsi kebabı ve kağıt kebabı yedik. İçli köfte de söyledik ama onu beğenmedik.
Pöç çıkışı St. Pierre Kilisesi'ni görelim dedik ama saat 16.00 olmuştu. Navigasyon siz varana kadar müze girişi kapanabilir diye uyardıysa da şansımızı deneyelim diyerek gittik. İyi ki de öyle yapmışız. Giriş kapanmadan yetiştik. Kilise dağdaki ufak bir mağaradan ve dağın diğer tarafına ulaşılan bir tünelden ibaret. Tünel ziyaretçilere kapatılmış. Bu kilise Hristiyanlık'ın en eski kiliselerden biriymiş. Kiliseden çıkışımız günbatımına denk gelince keyfimiz manzarayla birlikte katmerlendi.
Kilisenin içine oyulduğu tepenin uzaktan görünüşü.
Kilise bu tepedeki ufak bir mağaranın içinden ve tünelden ibaret.
Kiliseden sonra polisevine dönecekken eğer yakınsa Museum Hotel'e de gidelim dedik. Çok yakın olmasa da gittik ve bayıldık. İnanılmaz bir yer olmuş. Dünyada böyle başka bir otel yok. Tarihi eser çıkan yerlere imar izni verilmediğini düşünürsek normal. Her ne kadar oteli çok beğenmiş olsam da tarihi eserlerin bulunduğu böyle bir yerin otel olmasını tam olarak kabul edemedim. Keşke tamamen müze olarak daha iyi bir şekilde korunabilse.
Müze çıkışı taksiyle çarşı tarafına geri döndük. Akşam yemeği için yine tavsiye üzerine rezervasyon yaptırdığımız Altı Kapı Restaurant'a gittik. Çok şık ve güzel bir mekan. Fiyatlar uygun, menü güzeldi ama mezeler bir "vay canına" etkisi yaratmadı. Ama kızarmış peynir ve kıtır yufkalı salata gerçekten çok iyiydi. Yemekten sonra tabi ki dondurmalı künefe yiyerek geceye vurucu bir nokta koyduk :))
Hatay'daki 2. günümüz için yine tanıdıklar aracılığı ile bize özel bir tur ayarlamıştık. Şoförümüz ve gönüllü rehberimiz bizi 9'da polisevinden alıp önce Hammuş'un Yeri'ne kahvaltıya götürdü. Kahvaltı harikaydı :)
Kahvaltıdan sonra ST. Symeon Manastırı'na a gittik. Rüzgar güllerinin dibinde olan bu manastırın bulunduğu konum muhteşemdi.
Manastırdan sonra Harbiye Şelaleri'ne, Vakıflı Ermeni Köyü'ne ve içinde Musa Ağacı'nın bulunduğu Hıdırbey'e gittik. Hıdırbey'den sonraki duraklarımız ünlü Dor Tapınağı ve Titus Tüneli'ydi. Dor Manastırı'ndan Seleukos Krallığı'nın yerleşim alanına ve Türkiye'nin en uzun sahiline bakmak büyüleyiciydi.
Titus Tüneli'ni görüp şaşırmamak mümkün değil. Çocuklar olmasa diğer tarafına kadar giderdik belki ama çocuklarla belli bir noktaya kadar gidip geri döndük. Bir dahaki sefere tamamlarız umarım :)
Tünel çıkışında yine günbatımına denk geldik. Çevlik sahilinde günbatımı eşliğinde kalamar ve karides yiyerek soluklandık ve merkeze döndük. Bu arada söylemeden olmaz; Türkiye'nin en uzun sahil bisiklet yolu Çevlik sahilindeymiş. Bisiklet yolunu görünce içimin nasıl gittiğini, bisikletimle o yolda pedallamayı ne kadar çok istediğimi anlatamam.
Antakya'daki 2. akşamımız için şiddetle tavsiye edilen Konak Restaurant'a rezervasyon yaptırmıştık. İyi ki de öyle yapmışız. Bu kez her şey mükemmeldi. Mezeler beni benden aldı. Antakya'nın yerel şarabı olan Antioche'yi de denedik. Tüm günün yorgunluğunu oracıkta attık :)
Yemek bitiminde çocuklar tatlı isteyince garsonun önerisi ile peynirli irmik helvası söyledik ama hiçbirimiz sevmedik. Finali yine dondurmalı künefe ile yaparak geceyi taçlandırdık :)
Ertesi sabah erkenden otobüsle Adana'ya dönüp Trabzon uçağına bindik Arya ile. Trabzon'dan Havaş ile Rize, ordan da dolmuş ile Hopa'ya döndük. Eve girdiğimizde pert olmuştuk ama şikayet ettiğimiz söylenemez :)
Geziyle ilgili tek pişmanlığım gitmeden önce iyice planlamamış olmamız. Gittikten sonra fark ettim ki Hatay'da bir gün daha kalıp Antep'e geçebilir, orayı da gezdikten sonra Hatay - İstanbul, İstanbul - Rize yaparak eve dönebilirdik. İstanbul'a gitmişken annemleri de görüp az da olsa özlem gidermiş olurduk ama n'apalım bu seferlik böyle oldu.
Dipnot: Telefonumla ilgili bir sorun yaşadığım için fotoğrafları geç yükledim ama çoğu fotoğrafı yine yükleyemedim. Fotolar çok iyi değil ama hiç yoktan yeğdir diyerek yükledim.
Ah Hatay, 5 yıl önce gitmiştik kardeşimle, onun bir öğrencisi bize rehberlik edip didik didik gezdirmişti. Hem şehre, hem insanlarına hayran kalmıştım. Biraz bakımsız bulduğu, Asi'nin pisliğini de söylemeden geçemeyeceğim ama o kadar kusur kadı kızında da olur diyorum. Keşke Öğretmenevi'nde yer bulabilseymişiniz. Bugüne kadar kaldığım en iyi öğretmenevi idi ve ben böyle bir yerel kahvaltıyı 5 yıldızlı otelde bile yemedim desem yeridir, hala aynı mıdır bilemem tabii. Konak Restaurant'a biz de gitmiştik, şahaneydi gerçekten. Manastıra da tam güneş batarken çıkmıştık, o rüzgar tirbünleri aklımızı başımızdan aldı, kırmızı gözleri ve korkunç sesleri ile :) Hasılı şu an haydi Hatay deseler hemen valizi hazırlarım :))) Sizin de sefanız olsun...
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Ben de Antakya sokaklarında gezerken biraz şaşırdım aslında. Turistik yerlerde gezer gibi değil de ara sokaklarda kaybolmuş gibi ya da arabamız bozulmuş da sanayiye gidiyormuşuz gibi hissettim yer yer. Ama yine de birisi hadi gidelim dese düşünmeden giderim :)
SilNe zamandır aklımızda öyle bir gezi vardı Mrs. Kedi. Ben daha önce Adana, Antep ve Hatay'ı görmüştüm ama ailecek turistik bir gezi yapmayı istiyorduk. Bizim damat Adanalı olduğundan düğün sırasında epey gezdirmişti ailesi. Seyhan ve çevresini bu vesileyle görmüştüm. Eşim mutfağa ve özellikle Antakya mutfağına çok ilgili olması sebebiyle Antakya ve Gaziantep'i görmek istiyorduk özellikle. Belki ondan daha fazla görmek istediğimiz yer de Mardin, Midyat'tı. Urfa'da bir sıra gecesine katılmayı düşünüyorduk. Mevsim geçince seneye ertelemek durumunda kaldık. Ama mutlaka dediğim yerleri gezeceğiz. Yazdıklarınız bizim için güzel bir rehber niteliğinde. Umarım C. gibi silmeyi düşünmezsiniz:) Hani silmeye varsa niyetiniz, bir yere kopyalamak isterim:) Ne güzel yapmışsınız, özellikle yemek yerleri ilgimi çekti:) Programımda oralara yer vermek isterim.
YanıtlaSilBen de Mardin Midyat'ı görmeyi çok istiyorum Mr. Kaplan. Sıradaki hedeflerimden birisi orası. Yazıyı silmeyeceğim hatta üstüne fotoğraf ekleyeceğim umarım :) Eşinizle özellikle Konak Restaurant'a gitmenizi isterim.
SilKonak Restorana inşallah uğramışsınızdır diye içimden geçiriyordum, gittiğinizi okuyunca tekrar gitmiş gibi mutlu oldum:) Ve restoranın olduğu sokaklarda o bölgede ki en güzel yerler diyebiliriz:) Adana'yı bilmiyorum ama Antakya ve çevresine gitmekle harika bir şey yapmışsınız:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Hayat gezdikçe, yeni yerler görüp yeni tatlar denedikçe zenginleşip güzelleşiyor :) Umarım bol bol gezme fırsatı olur dileyen herkesin :)
Silayy hatay da müthişli bir pastane vardı yaaaa adını unuttum ama meşhur yaniiii :)
YanıtlaSilBilemedim. O kadar çok yer vardı ki gidilecek, görülecek, yenecek içilecek :))
Silpetek pastanesi eski ünlü :)
SilBir dahakine gideriz :D
Silİnan bana fotoğraflar olmasa bile şu yazıyı okumak ve hayal mekanizmasını çalıştırmak çok iyi geldi bana :)
YanıtlaSilSüper olmuş yine de.. Bravo size kızlar <3
Çok teşekkürler Momentoscum :) Fotoların bir kısmını ekleyebildim sonunda :) Şimdiki hayalim daha detaylı bir planlama ile Mersin - Adana - Hatay - Antep - Mardin gezisi yapmak :) Umarım bu yazıyı linkleyerek "Hayaldi, gerçek oldu" yazarım bir gün bloga :D
SilMerhabalar.
YanıtlaSilAdana-Hatay geziniz ile ilgili edindiğiniz izlenimlerinizi görselleriyle birlikte bizlerle paylaştığınız için teşekkür eder, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Gezi paylaşımlarını elimden geldiğince kaçırmadan okumak isterim.
Her iki ilimizin de kendine göre tarihi ve kültürel farklılıklarının hep bir adım öne çıktığına şahit olmak kadar daha güzel bir kazanım olamaz.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar Recep Bey :)
SilÇok güzel bir geziydi, paylaşmak benim için bir zevk :)
Selamlar, saygılar...
Çoook tatlı <3 ne güzel gezdiniz anne kız yine! Nicelerine…!
YanıtlaSilÇok teşekkürler Canım Ceren'im <3 Anne-kız seviyoruz gezmeyi :) Döner dönmez başladık yeni hayaller kurmaya, yeni planlar yapmaya :D
SilNe iyi yapmışsınız. Antakya tarihi ile mutfağı ile ziyaretçilerini mest eden bir yer. Geçmiş öğretmenler gününüz kutlu olsun. Sevgi ve selamlarımla 😊🌷🌷
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Antakya güzeldi ve 2 gün yetmedi her yeri görüp gezmeye. Tadı damağımızda kaldı :)
SilSevgiler, saygılar 🥰😊
Valla alkış, hakkını vermiş tadını çıkarmışsınız. Üstelik çok yakıştırmışsınız ve yakışmış lakin haytalı dondurmayı görmediğime göre yememişsiniz diye düşündüm:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Sevgili Buraneros :) Hayta tatlısı yiyemedik hatta çok istediğim Dalgaç'ta künefe de deneyemedik. Çocuklarla olunca ve zaman da kısıtlı olunca her yere yetişemedik. Yalnız yazmayı unuttum sanırım ama Ermeni köyünden ev yapımı likör - nar ve vişne likörleri - ile yine ev yapımı vişne şarabı aldım :) İçerken kulaklarını çınlatırım :D
SilBelki okumuşsundur ama yine de bir ihtimal deyip şuraya bir link bırakıyorum, eğer olur da bir kez daha yolun düşerse ve onlar hâlâ yaşıyorsa, 8. fotoğraftaki şu iki şahane çocukluk arkadaşı ile tanışmanı isterim. Bir deste iskambil kağıdı sahibi olacağın kesin. Fotoğrafın üstündeki iki ve altındaki paragraf onlarla geçirdiğimiz anlar:) Kulaklarım sen gidiyorum dediğinde çınlamıştı zaten:)
Silhttps://laparagas.blogspot.com/2017/12/unutulmaz-bir-muhabbet-vakfl-ve-poc.html
Gitmeden önce Hatay'la ilgili tüm yazılarını okudum :) Vakıflı'ya gitsek de o tatlı amcaları bulacak vaktimiz olmadı maalesef. Bir dahakine daha detaylı bir planlama yapacağım umarım :)
SilBelki de on sene oldu, bu gezinin benzerini yapalı. tadı damağımda kalmıştı, yeniden o günlere döndüm. Nice güzel gezilere. :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Fırsat olursa tekrar gidilecek bir yer bence Antakya, özellikle de benim gibi yeme içmeye düşkün olanlar için :)
SilYorulmuş ama tatmin olmuş gözüküyorsunuz fotoğraflardan.Yıllar önce bende bir turla gittim. Fakat Hatay yemeklerini met edildiği kadar beğenmemiştim.
YanıtlaSilEvet yorucu ama bir o kadar da güzeldi :) Turlarla gidilince o turun önerdiği/götürdüğü yerlerde yemek yeniliyor genelde. Bazı mekanlar nasıl olsa bir daha gelmeyecek aynı kişi diye gereken özeni göstermiyor. Biz özellikle en bilinen, en çok tavsiye edilen yerlere gittik. Böyle yerler kazandıkları haklı şöhreti lekelememek için daha özenli oluyorlar sanıyorum :)
Silgeçmiş yıllarda gitmiştim, güzel bir yer, künefesini beğendiğimi söylemeliyim:)
YanıtlaSilBiz de meze ve künefelere bayıldık :)
Silharika bir yer hatay, gidene kadar önyargılıydım ama çok sevdiğim özlediğim bir şehir. harika fotoğraflar :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Benim gidene dek kafamda pek bir fikir yoktu. Şehrin yerleşimini pek sevmedim ama gezip gördüğümüz yerlerin bazıları büyüleyiciydi gerçekten :)
SilGaziantep de güzel şehir. Özellikle yemek konusunda on numara. Bir gün de orayı gezersiniz umarım.
YanıtlaSilHatay'a sadece bir kez gittim. Tekrar gitmeyi ve doya doya gezmeyi istiyorum.
Ülkemizde o kadar güzel yerler var ki... Umarım isteyen herkesin gezip görmeye fırsatı olur :) Hatay'a giderseniz mutlaka Arkeoloji müzesine de gidin. Biz kısıtlı zaman yüzünden gidemedik, aklımızda kaldı.
SilHatay'a o kadar çok gitmek istiyorum ki. Museum Otel, Titus Tüneli, off sadece çarşısını da gezsem olurdu. :D Neyse bana güzel bir fikir oldu geziniz. Bol bol gezin siz.
YanıtlaSilTeşekkürler :) Umarım siz de gidip gezersiniz bir gün :)
SilHatay'a hiç gitmedim ama ne kadar güzel yerler varmış! Şahsen müze otel olayı benim hoşuma gitti, farklı geldi. Gidersem orada kalacağım. Resimler de siz de şahanesiniz.
YanıtlaSilKaldığımız polis evinin korkunçluğundan sonra Müze Otel'i görünce biz de keşke burada kalsaydık dedik arkadaşımla :)
SilNasıl güzel bir gezi olmuş, bayıldım :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
SilÇok güzeldi ve yetmedi :) Umarım yine gidebiliriz bir gün :)