Okul çıkışı spora gittim. Zar zor bitirip eve geldim. Latte'nin yüzü şişmiş, üstümü değiştirip duş bile almadan geldiğim gibi Latte'yi alıp zorla sürükleyerek veterinere götürdüm. Latte, veterinerin yerini biliyor, oraya gittiğimizi anlayınca tüm gücüyle ters istikamete gitmeye çalıştı. Neyse zorla gittik veterinere, arı sokmuş muhtemelen diye iğne yaptılar.
Önce arı sokmuş üstüne de iğne oldu; teselli edeyim diye yeni oyuncak alıp sahile götürdüm Latte kuzu(?!)sunu. Neşesi yerine gelene dek koşturduk oynadık. Hava buz, üşüdüm yoruldum. Eve gelince yarım saat sıcak duşun altında kaldım.
Şu an sadece Fındıklı'daki Avlu restauranta gitmek; soslu ciğer, Avlu spesiyal ve gavurdağ salatası söyleyip yanına da bi' küçük altın seri açmak istiyorum.
Ama...
Ama ya işte!
Evrim dershanede, Arya odasında, Latte mutfakta... Evrim eve gelince, saat kaç, ben zaten yorgunum diyecek; Arya gelmek istemeyecek, başka bir ilçeye gideceğimiz için evde yalnız kalması da beni huzursuz edecek; hadi bunu halletsek bu sefer de Latte'nin yürüyüşe çıkarılması gerekecek...
Şeytan diyor, bin arabaya git tek başına! Ama istediğim bu değil. Ben Evrim'le gitmek ve birlikte güzel vakit geçirmek istiyorum. Evrim de seve seve benimle gelsin, o da keyif alsın istiyorum. Eminim, "Bugün olmaz, çok istiyorsan cumartesi gidelim" diyecek. Cumartesi değil, şimdi gitmek istiyorum.
Tüm bencilliğimle tam şu anda gitmek istiyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder