Yazmayalı 1 aydan fazla olmuş.
Bu sürede çok şey değişti. Aynı anda hem antidepresan kullanmaya hem de haftalık psikoterapi almaya başladım. Haftada 3 gün gittiğim reformer pilatesi bıraktım. Endoskopi - kolonoskopi oldum. Düştüm ve dizimi sakatladım. Köpeğimizi yeniden sahiplendirilmesi için bir arkadaşımıza bıraktık.
Olmadı. Biz beceremedik köpekli hayata uyum sağlamayı. Hepimiz haftanın beş günü okulda olduğumuz için Latte evde uzun saatler yalnız kaldı; duvar köşelerini, mobilya ayaklarını, sineklikleri, terliklerimizi çiğnedi, kemirdi. Üç kez kendi yatağını parçaladı; defalarca kez çişini evin içine özellikle de mutfağa yaptı. En son sabahın yedisinde beni kayalık alanda sürükleyip düşürdü. Dizim sakatlandı. Benim düşmem Evrim için bardağı taşıran son damla oldu maalesef Latte'yi götürüp bahçeli evde yaşayan bir arkadaşımıza bıraktı. Arya her gün uğrayıp seviyor, mama götürüyor, oynuyor. Keyfinin yerinde olduğunu söylüyor.
Son yazımda tükenmiş bir haldeydim. Günlerce salondaki koltukta yatıp kalktım. Ayaklarımı sürüyerek içimden dışımdan lanet okuyarak gidip geldim okula. Sonra doktora gittim. Doktor major depresyon teşhisi koydu, ilaç yazdı üstüne de bu yetmez bir de psikoterapiye yönlendiriyorum sizi dedi. Bir hafta sonra ilk seansa gittim.
Psikoterapist güler yüzlü, genç, tatlı bir kadın. Beni dinledi, sorular sordu, açıklamalar yaptı. Seans sonunda ödev de verdi. Kendimi, asla kıramayacağım bir döngünün içinde sıkışmış gibi hissediyordum ve gücüm kalmamıştı. Konuşup anlatmak iyi geldi. Kendi kendimi köşeye sıkıştırdığımı, her şeyi aynı anda dört dörtlük yapmaya çalıştığımı, yapamayınca da iyice dibe gittiğimi fark ettim.
Ödevim, yapmaya çalıştığım şeyleri azaltmak, yapamadıklarım için delirmemekti. Önce haftanın 4 günü benim, 3 günü Evrim'in olmak üzere yemek sorumluluğunu paylaştık. Üç gün de olsa akşama ne yiyeceğiz diye düşünmek zorunda olmamak o kadar büyük bir rahatlıkmış ki... Sonra temizlik, çamaşır gibi diğer işleri arka arkaya dizip bitene dek durmadan koşturmaktan vazgeçmeye odaklandım.
Terapistle ikinci görüşmem iyi geçti. Ödevi elimden geldiğince yaptım ve kendimi daha iyi hissediyorum. İnişler çıkışlar olmaya devam ediyor ama kendimi önceki kadar çaresiz hissetmiyorum. Daha gidecek yolum var ama yardım alınca döngüden çıkmak o kadar imkansız görünmüyor artık.
Bakalım...