Ceren, yaklaşık 1 yıldır restorasyon çalışmaları yaptığı tarihi müzede tamamen şans eseri -belki de talihsizlik demeliyiz- gizli bir kapı bulmuş ve kazara açmıştı 1 hafta önce. Müzenin daha önce bilinmeyen bu yeni bölümü sanat dünyasında büyük bir şok etkisi yaratmış; yıllar içinde öyle ya da böyle kaybolan ya da çalındığı düşünülen bir çok eserin bu gizli bölmede bulunması tüm gözleri müzenin üzerine çevirmişti. Bu durum Ceren'i mutlu etmek yerine fazlasıyla rahatsız etmişti düşünülenin aksine. Ceren sevmiyordu plana dahil olmayan son dakika sürprizlerini. Normal koşullarda 2 hafta içinde müzedeki restorasyon çalışmalarını bitirip Kahire'ye gitmeyi, bambaşka bir maceraya atılmayı planlıyordu. Ama şu kahrolası gizli oda ortaya çıktığından beri işleri bitirmek şöyle dursun her gün, her saniye bir yenisi ekleniyordu yapılacaklar listesine maalesef.
Ceren her gün aynı iç sıkıntısı ile kalkıyordu yataktan. Gitmesi gereken tarih yaklaştıkça gidemeyeceği gerçeği ile yüz yüze geliyordu. O sabah da aynı bıkkınlıkla müzenin yolunu tuttu. Sabah trafiğine takılmayı hiç sevmiyordu. Bulduğu ilk boşlukta gaza bastı; önünde kaplumbağa gibi giden kırmızı bir arabayı sollayıp şehir içi hız limitine de hiçe sayarak müzeye vardı. Halletmesi gereken işler arttığı için ekibine yeni elemanlar alması gerekmişti. Neyse ki işinin ehli ve hevesli kişileri bulma konusunda hiç sorun yaşamıyordu. Yalnız canını sıkan başka bir konu vardı. Müze müdürü dün gece aramış, bugün bir akademisyenin gelip müzede yapılan çalışmaları inceleyeceğini söylemişti. Adamın yeni keşfedilen bölümle ilgili bir kitap yazmayı planladığını da eklemişti. Giderek artan iç sıkıntısı yetmezmiş gibi şimdi bir de bu adam çıkmıştı başına.
Ceren dışarıdan görünen tüm enerjisine, çılgınlığına, rahatlığına rağmen özünde oldukça kapalı biriydi. Kapılarını kimseye açmaz, kimseye güvenmez, kimseyi kolay kolay yanına yaklaştırmazdı. Yeni insanlarla tanışmayı pek sevmez; mümkün olsa kör-sağır taklidi yapmayı yeğlerdi. Elbette çok yakın dostları vardı ama onlar başkaydı. Ceren'in hayatındaki kimse 100'den başlamazdı değer görmeye. Ceren için herkes sıfırdı. Dostları zaman içinde yüzlük olduklarını defalarca kez kanıtlamışlardı. Ama dedim ya onlar başkaydı işte! İstisnalar kaideyi bozmaz, insanların çoğu yüzlük olamazdı.
photo credit: https://pxhere.com/tr/photo/1293595
(...devam edecek.)
Demiştim ben size. Bakın bu saate kadar bekledim yazmanızı:)) Hadi bakalım şimdi Ceren'in maceralarını bekleyeceğiz. Güzel bir başlangıç, Ali, Ceren'in ateşini nasıl yakacak merak etmeye başladım bile:)
YanıtlaSilEmin değilim ama Ali'nin kalemi kırılacak, bu kez defteri kapatamayacak gibi geliyor bana :))
SilHımmm, çok keyifli bir şey geliyor gibi :)
YanıtlaSilBirkaç farklı yol görünüyor şu an. Şu açılan kapıdan geçip fantastik diyarlara mı gitse Ceren yoksa kapıyı komple kapatıp Kahire uçağına mı yetişse? Bakalım :)
SilVay !! Süper.. ellerimi oğuşturdum ve bekliyorum devam yazılarını :))
YanıtlaSilGeliyor. Okul çıkışı yazcam hemen ;)
SilAHA! yazmışsın hem de ne yazmışsın <3 Heeyecanla bekliyorum gidişatı - Kahire mi Pencere mi :D
YanıtlaSilYa kafamda deli deli hikayeler dönüyor, seçemedim henüz ama bilgisayara oturunca hangisi dökülürse tuşlara oradan devam edeceğim :)
Sil