Cuma, Eylül 16, 2022

Bardağı taşıran son damla...

Bardağı taşıran son damla olmak istemezsin. Olmamalısın! O kadar çok damla sığar ki bir bardağa... Ama o son damla her şeyi bitiriverir bir anda. Son damla olan, boğulur bardaktan taşan binlerce damlanın ağırlığı altında. 

...

Birçok şeyi görmezden geliyorum; olan olmuş, biten bitmiş diyorum. Anda kalıp olup bitene takılmıyorum elimden geldikçe. Ama olup bitenler birikiyor demek ki içeride bir yerde. Sonra ufacık bir an yetiyor her şeyin yüzeye çıkmasına. Evrim'in vurdumduymazlığı yüzünden Arya'nın öğle arasında okuldan eve gelip de benim önceki gece uykusuz ve yorgun halimle onun için yaptığım çorbayı içmeyip masadaki simitleri yediğini öğrenince olanlar oluyor bana mesela. O an beynimde bir volkan varmışçasına yükselen lavları hissediyorum. Tüm haftanın -belki de yılların - yorgunluğu çöküveriyor omuzlarıma; o yorgunluk bezginliğe, bezginlik isyana dönüşüveriyor. Tüm hafta hem Arya'ya hem eve; hem okula hem de kendime yetmeye çalışmışken emeklerimin boşa gitmesi çileden çıkarıyor beni. Ben gecenin bir vakti yorgun argın uykusuz halimle çorba yaparken Evrim'in o çorbayı Arya'ya içirmemiş olmasına "Olan olmuş" deyip devam edemiyorum maalesef. Öyle yapmam gerektiğini biliyorum ama işte bazen bilmek yetmiyor.

Durup düşününce kızsam ne fayda diyorum ama... Çok kızdım ve neden kızdığımı anlattım. Evrim anlamıyor ve çok abarttığımı düşünüyor ama diyelim ki anladı. Bir dahaki sefere aynısı olmayacak mı? Hayır. Yine aynısı olacak çünkü bir dahaki sefere dek Evrim her şeyi unutmuş, zihnini sıfırlamış olacak. "Geçen sefer anlaşmamış mıydık bu konuda?" dediğimde en iyi ihtimalle "Unutmuşum / Fark etmemişim / İstemeden oldu / Dalgınlığıma gelmiş... falan diyecek. Yine sinirlendiğimle kalacağım. Anlaşıldığı üzere bu ne ilk hadisemiz ne de son olacak.

Çözüm için iki yol var gibi: Ya her şeyi her daim kendin yapmak ya da istediğin gibi halledilmeyen şeyleri kabullenmeyi öğrenmek. Tek sorun hangi yolu seçeceğim değil, seçtiğim yolda kalmayı isyan etmeden nasıl başaracağım.


( Credit: Yiğit Özgür )

Dipnot: "Aman canım çorbayı sonra içer, karnını doyurmuş çocuk işte" denilebilir. Arya son 3 gündür sadece kuru şeylerle ( poğaça, makarna, sandviç, simit...) yani karbonhidrat ağırlıklı beslenmiş olmasaydı ben de öyle deyip geçerdim belki. Bugün boğazından sulu bir şey geçsin en azından diye dün gece yatmadan önce kalan son enerji kırıntımla tarhana çorbası pişirmiştim bugün öğlen  (saat itibari ile dün) içsin diye. İçmeyince boşa gitti tüm uğraşım. Keşke taa içimden ve tüm benliğimle "Amaaan canım, boşver! diyebilsem... Şimdilik sadece dışımdan diyorum. 

Canım Ceren'in çok sevdiği bir sözle bitireyim:

"Fake it till you make it!"

(Gerçekten yapana dek taklit et!) 



23 yorum:

  1. Kadınların çabasını eşleri pek anlamıyor malesef. Kendi istediği şeyler anında yerine gelsin isterler ama senle ilgili meseleleri önemsiz gibi hep göz ardı ederler. Bu duruma ben de sinir oluyorum. Pek çok şeyi umursamamayı öğrendim, fırsat buldukça laf sokuyorum ki anlasın diye ama değişen bir şey yok.
    O kadar uğraşmışken haklısın sinirlenmekte. Yaptığım yemeğe kulp takılınca sinirlenirim ben de. Onu bulamayanlar da var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok farklı dünyalardanız erkekler ile. Boşver deyip geçmeyi öğrenmemiz gerekiyor.

      Sil
  2. Her iki resimde on numara uymuş konuya, Ceren'in pek sevgili sözünü motto yapıp assak yeridir.

    Zor bir durum ve sizi o kadar iyi anlıyorum ki, kalan son enerjiyle yapılan çorba, ne çok kıymetli oysa... Analık hissi, içten gelen birşey; erkeklerse bunu anlamak istemiyor. Hayatı çok yüzeysel düşünmeden gelişine yaşıyorlar benim genelde gördüğüm.
    Seninle beraber sinirlendim. Ama Ceren haklı ne yapacağına karar verene dek taklit etmeye devam.
    Ve, dur bir nefes al. Sadece bir nefeslik hiçbirşey düşünmeden dur. Belki iyi gelir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aldım derin bir nefes, iyi geldi :) Teşekkürler :)

      Sil
  3. Merhabalar.
    Titiz annelerin işi zor. Hiçbir şeyi kafaya takmayan ve geniş bir insan olmak da herkese göre değil. Bu yapı meselesidir. Bardağı taşıracak son damla olmak asla istemem. Çünkü bardak dolmuş, en ufak bir zerreyi kabul edecek durumda değil.
    Bunun da tek çaresi var, sabır ve sabırlı olmaktır. Selam ve saygılarımla birliklte bardağı boş olan, sabırlı günler dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey,
      Dediğiniz gibi bardağın taşımadığı günlerimiz bol olsun.
      Selamlar, saygılar.

      Sil
  4. Merhaba, bence sen özde Arya'nın beslenmesindeki aksamaya değil eşinin senin çabanı, emeğini cepte görmesine kızmışsın. Çözüm olur mu bilmiyorum, ama bir daha son enerjinle çorba yapma. Son enerjinle çorbayı kocaya yaptır. Bakalım ertesi günü onu içiriyor mu, içirmiyor mu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süper fikir :) Bir dahakine deneyeceğim mutlaka :)

      Sil
    2. Aynen katılıyorum, kilit kelime burada "yorgun argın"..

      Sil
  5. Evrim Bey bunu anlamıyor olabilir yada öyle görünüyor.. Ama acaba Evrim Bey içinde, dışında neler yaşıyor.. Bunu da samimi olarak bilmek gerekiyor olabilir:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evrim Bey anlatsa biz de bilsek keşke :))) Ama bir şey yaşamıyor içinde bence çünkü o hiç atmıyor kalıcı hafızaya olayları. Anlık yaşıyor ve hop siliniveriyor her şey o anda.

      Sil
    2. Bende benzer bir yapıda görünüp, içinde fırtınalar kopan bir erkeğim:) Olay başka yerlere gitmeden derine inmek gerekebilir:)

      Sil
  6. Kendin iç canım kendin.. Olay tamamen orda, kendin hüplete hüplete iç, şahane olmuş diye diye iç, ellerime sağlık da de.. Ne halleri varsa görsünler artık ne Arya küçücük çocuk her öğünü %100 sağlıklı olmak zorunda, ne de Evrim kızıyla simit keyfinden vazgeçer o da çünkü belki kızımla başbaşa simit yiyelim diye düşünmüş olabilir yani, sen eve girip bağırınca belki gözüne far girmiş tavşan misali suç üstü yakalanmış olabilirler baba kız..
    O nedenle sen al önüne çorbanı ooooh afiyet olsun. Bulurlarsa akşama içerler ;)
    Bir dahakine de Arya'ya söyle Evrim'e değil bence.. Kızım bak okuldan geldiğinde iç diye gece yorgun olduğum haldeçok özendim, zevkle çorba yaptım sana de (fake it burda da geçerli ama çaktırmıyoruz), kız çocuk anlıyor satır arası mesajları, içer bak görürsün.. ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Ceren'im nasıl haklısın <3 Ben içtim bugün okula götürüp çorbayı :) Aynen dediğin gibi de Arya'ya söyledim ben yorgun olduğum halde senin için yapmıştım o çorbayı diye. Bir dahakine içerim anne, bilmiyordum dedi ama bakalım hatırlayacak mı :) Ne yaparsan kendine yaparsın sözü çok doğru. Başkasına kızıp kendimizi üzüyoruz sadece. Yapmamak lazım :)

      Sil
  7. arada oluyor işte neyse ki geçiyor, kabullenmek daha doğru gibi geliyor sanki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçiyor tabi geçmese insan delirir. Kabullenmek ile duyarsızlaşmak arasındaki ince çizgiyi iyi çizmek gerek galiba.

      Sil
  8. Bu konuda kitap yazabilirim Mrs. Kedi:) Fakat fazla uzatmayacağım. Ağaç Ev Sohbetleri yazısı gelmiş Deep'ten, henüz bakamadım. Kadın ve erkek, duygusal yönden birbirine benzemiyor. Eşim sizin davranışınızı gösterirken ben Evrim'in davranışını yadırgamıyorum, çünkü benim de ondan farkım yok:) Misal: Eve yarın misafir gelecek, işim var, iki yumurta kırıp önüne koyabilirim. Ben misafir olarak bir yere gittim, önüme iki yumurta koyup ağırladılar, sorun yok. Fakat eşim, bir hafta önceden haber verilmesini ister. Bir çeşit, iki, üç... Gençken abartmadan söyleyeyim kırk çeşit yemek hazırlardı. Şimdilerde neyse ki, tatlısından tuzlusuna on beş, yirmi çeşitte kalıyor. O kadar ayrıntılı düşünüyor ki, gelecek olan ne seviyor, neden hoşlanmıyor, hepsi misafirin arzusuna göre... Yani misafir umduğunu yiyor, bulduğunu değil:) Gelenler büyük övgüyle karşılıyorlar, mutlu oluyorlar, o zaman eşimin bütün yorgunluğu gidiyor. Fakaaat, ola ki misafirin o gün bir işi çıkmış olsun. Tam bir yıkım... Bardak, damla ne ki...
    Bir de şu var. Kadınların genelinde bu durum var sanırım, eşimden biliyorum. Kafalarında bir şeyler saklıyorlar ve biz erkekler bunu asla bilemiyoruz. Sizin anlattığınız durumda, yorgun argın yaptığınız çorba, Arya'nın iyi beslenmesi için düşündüklerinizin Evrim tarafından da bilindiğini düşünüyorsunuz. Olmuyor, bize göre derin düşünceler onlar. Hem belki biz sizinle aynı düşüncede değiliz. Evrim'e önceden bak ben çorba yapacağım Arya için. Ve son derece yorgunum. Arya'nın bunu içmesi lazım. Belki o zaman, bırak ben yapayım derdi. Belki de ya, bırak çocuğu istediğini yesin, bu kadar düşme üstüne diyebilirdi. Dolayısıyla sizin çorbaya verdiğiniz değer farklı onun için alt tarafı çorba! Bizim damat patlıcan karnıyarığı içinde kıyma olduğu için yemez. Kızım ise eti ağzına koymaz. Eşim kalkar, yarısını etli, yarısını kıymalı yapar. Ben asla bunu yapmam mesela. Karnıyarık kıymalı olur. Yemezse peynir ekmek yesin. Ama son dakika bir işi çıksa, benim için no problem, eşim için big one:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mr. Kaplan o kadar güzel anlatmışsınız ki! Şu cümleler kadın-erkek farkının özeti gibi:

      "Bir de şu var. Kadınların genelinde bu durum var sanırım, eşimden biliyorum. Kafalarında bir şeyler saklıyorlar ve biz erkekler bunu asla bilemiyoruz. Sizin anlattığınız durumda, yorgun argın yaptığınız çorba, Arya'nın iyi beslenmesi için düşündüklerinizin Evrim tarafından da bilindiğini düşünüyorsunuz. Olmuyor, bize göre derin düşünceler onlar. "

      Sil
    2. Ah bu spama düşen yorumlar beni de deli ediyor.. Bak mesela sen Mr. Kaplan' a cevaben yorum yazmışsın ama belli ki Mr. Kaplan' ın yorumu spamda bekliyor. :(
      Bu arada yeni yayınlarını bekliyorum, içinde kocaman nefesler alınmış :) <3

      Sil
    3. Canım Momentos, iyi ki yazdın. Tam da dediğin gibi Mr. Kaplan'ın yorumu spam.a düşmüş. Sen deyince baktım. Hatta kendi yorumlarımdan biri de spam.a düşmüş ki saçmalıkta son nokta!

      Her şey gelip geçiyor, nefes almak iyi geliyor. Her defasında derin bir nefes alıp devam etmeyi bilmeli insan :)

      Sil
    4. Aynen kendi blogumda benim de dahil olmak üzere başka yorumlar da vardı.. gercekten canımı sıkıyor artık bu durum..
      Nefes en önemlisi 😊

      Sil
  9. Bu yazıya ben de yorum yapmıştım sanki. Spama düşmüş olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kontrol ettim tekrar ama hiç yorum yok şu an spam.da. Belki yazıp gönderirken bir aksilik olmuştur, yorum gelmemiş.

      Sil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...