Salı, Ağustos 26, 2025

Bazen anlatmak gerek...

Pazar günü kahve içmeye gelen bir arkadaşımız, "Kapının önünde bu ayakkabılar da ne? Hiç yakışıyor mu? Köylü gibi..." deyince; "Evrim şehirli de ben köylüyüm hatta dağlıyım, Zeytindağ!" diyerek cevap verdim gülümseyerek. Az önce de nam-ı diğer Leylak Dalı, Nurşen öğretmenimin yazısını okuyunca içimden yazmak geldi :) 

Benim baba tarafım Bergamalı. Köyümüzün adı Zeytindağ :) Babaannem Çerkes*, dedem Yörük. Nasıl olmuşsa aynı köyde kesişmiş yolları ve evlenmişler. 

Köyde herkesin bir lakabı var. Bir sürü Mustafa var, babamın lakabı tam isabet: Deli Mustafa; büyük dedemiz Çerkes Hakkı :) Babannemin ismi başlı başına bir olay: Zişan, "soylu/asil", "anlı şanlı" demek; kardeşinin adı Behiye, "güzel, alımlı kadın". Çerkes Hakkı, kızlarına isim verirken sevgisini de eklemiş isimlere. Keşke eşleri kıymet bilen insanlar olsaymış ama şans gülmemiş yüzlerine. 

Bizim köyde her evde elektrik, su var ama ben ille de babaannemin büyüdüğü evin tam önündeki çeşmeden akan buzzzz gibi sudan içmeliyim hatta başımı komple suyun altına daldırmalıyım :)) Babaannemin büyüdüğü evin üst katında devasa bir hamam! Değme evlerde yoktur öyle baştan ayağa mermer döşeli kocaman banyo :) 

Evlerin hepsinde hayat/sofa/avlu var. Avlunun bir köşesinde kümes; kümeste tazecik yumurtalar. Evin arkasında dam; damda inekler, taze süt, tereyağ, ev yoğurdu, köy peyniri... Her yer zeytin ağacı, mis gibi zeytinyağ kokusu... Kuzinede pişen patatesli etler, börekler, tazecik çıtır çıtır ekmek... Of da of! 

Küçükken yazları köye gitmeye, kuzenlerle kavuşup koşup oynamaya bayılırdım. Gündüzler bağda bahçede, derede, ağaç tepesinde, akşamları komşuculuk... Yorgunluktan şıp diye dalınan en keyifli uykular... 

Şimdi gitsem sever miyim, ne düşünür, ne hissederim emin değilim ama özlemişim çocukluğumu. Hatırlattığınız için bir kez de buradan teşekkür ediyorum Leylak Dalı öğretmenim 🥰




... 


*Türk Dil Kurumu" Çerkez" yazımını tercih ediyor ama Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) "Çerkes" yazımını doğruluyor.



1 yorum:

  1. ben de "kasabalıyım" demeyi çok severim :) bahsettiğim kasaba, anne memleketim olan Turgutlu'nun ikinci ismi de "Kasaba" olduğundan bu kelime oyununu da ayrıca severim. Ve çocukluğuma ait en sevdiğim, özlediğim şey, dedemlerin Turgutludaki küçük ama bana o zaman çok büyük gelen, minnacık avlusu ve taraçasıyla beni büyüleyen evleridir. Cansever boşuna dememiş "Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk, hiç bir yere gitmiyor" diye :)

    YanıtlaSil

Bazen anlatmak gerek...

Pazar günü kahve içmeye gelen bir arkadaşımız, "Kapının önünde bu ayakkabılar da ne? Hiç yakışıyor mu? Köylü gibi..." deyince; ...