Ayın 16'sında 12'de otelden ayrılıp Marmaris'in merkezine indik; kapalı çarşıyı gezdik, kaleye şöyle bir karşıdan baktık, sahilde yürüdük, magnet aldık. Arya günlük dondurmasını da yiyince tekrar yola koyulduk.
Melike, Marmaris'ten Isparta'ya geçerken yolda mutlaka Salda gölüne de uğrayın demişti. Navigasyona güvenip bilmediğimiz yollara girdik. Girdiğimiz yolun sonu kapatılmış. O noktaya gelmeden önce solda birkaç giriş vardı ama navigasyon sürekli devam etmemizi söylediği için vardır bir bildiği diye düşündük. İşin sonunda ucundan kıyısından da olsa gördük Salda gölünü ama hiç umduğum gibi değildi. Biz yanlış yoldan gittiğimiz için esas güzel olan kısmı göremedik.
Evrim'in söylenmeleri eşliğinde Salda'dan ayrılıp Isparta'ya yollandık; akşamüstü vardık. Naile teyzenin elleriyle yaptığı kabune pilavı ve güveç ile karnımızı bir güzel doyurup Isparta'yı gezmeye çıktık.
Sanırım Marmaris'e en son 1996 ocak ayında şube teftişi için gitmiştim. Oyyy. Çok olmuş yaa.
YanıtlaSilBaya olmuş :) Tekrar gidilebilir sanki :)
Silkabune pilavı ne yaaaa :)
YanıtlaSilBiz de ilk kez duyup yedik :)) çok güzel bir pilav :)
Sil