Çarşamba, Ekim 23, 2024

Son günler...


Her akşam önce oyun sonra kitap okuma saati yapıyoruz Arya ile :)


Sanırım evvelsi gün çıkmıştı bu muhteşem gökkuşağı :) 



Günlerdir Uno oynuyorduk, bugün değişiklik olsun diyerek kızma birader oynadık. Dün gece Uno'da 5-2 yemiştim; bu gece kızma biraderde 2-0 yendim :D Arya, yenilen pehlivan güreşe doymaz hesabı bir tur daha oynamak istedi ama kitap okuma saatimiz geldiği için kurtardım paçamı :))

Yandan hadi sen de okusana deyip duruyor Arya Hanım :))

Görüşmek üzere... 

Pazar, Ekim 20, 2024

Aynadaki Kadın...

Havalar birden soğudu. Çok üşüdüğüm için yataktan çıkamıyorum. Yatağın tam karşısında ayna var. Bakıyorum ve şaşırıyorum aynada ufacık kalmış suratıyla, çökmüş gözleriyle bana bakan kadını görünce... O kadar ufak tefek geliyor ki gözüme... oysa bildim bileli "büyük" bir kadındı. Ben mi yanlış biliyordum yoksa aynadaki kadın mı küçüldü? Kararsızım.

Tekrar tekrar bakıyorum aynaya. Yetmiyor; ışığı açıp aynaya yaklaşıp bakıyorum. Evrim hep kaşık kadar yüzün var diyordu ama... Ne zaman kaşık kadar kaldı acaba bu yüz? Tanıştığımızda hiç öyle değildi eminim. Hatta daha düne kadar da öyle değildi. Peki ne oldu, ne zaman oldu? 

Ne olduysa bu fıtıkla başladı. Savaşmaktan yoruldum. Yoruldukça içime doğru çekilip küçüldüm sanırım. Tanımakta zorlanıyorum aynada gördüğüm kadını ama gözüm bir yerden de ısırıyor sanki ufaktan. Tam çıkaramıyorum. Sonra eski fotoğraflar geliyor gözümün önüne. Annem... Bir ağacın altında oturmuş hüzünlü bir gülümsemeyle bakıyor kameraya. Saçları kısacık...

Kız çocuklarının en büyük mücadelesidir annesine benzememek ama ne kadar uzağa gitmek istesek o kadar dibine düşeriz annemizin. Gölgesinde kalmak istemediğimiz onca yıldan sonra dönüp bakınca birbirine karışır gölgelerimiz. Ne kadar farklı olsak da bir yerden mutlaka bir şekilde benzeriz annelerimize... Aynaya bakınca tanıyamadığım bu kadın garip bir şeklide annemi anımsatıyor şimdi bana. 


Şikayet etmiyorum halimden. Başka bir yerde olmak da istemediğime göre mutluyum demek ki! 
Gülümsüyorum aynadaki bu yeni kadına. Kaşık kadar kalmış yüzüm, kısacık saçlarım ve yorgun gözlerimle inadına gülümsüyorum Hayat'a. 

Pazar, Ekim 13, 2024

Muhteşem Bir Cumartesi

Sabah sarmaş dolaş uyanıp yatakta miskinlik yapmak... Tavada yumurta, kızarmış ekmek, tereyağı, bal reçel, semizotu, salatalık ve olmazsa olmaz Bergama tulumu ile mis gibi bir sabah kahvaltısı...

Kahvaltı sonrası birlikte haftalık alışverişi halletmek, dönüşte yine sarmaş dolaş olup koltukta film izlemek... Film sonrası tazecik baget ekmeğe yapılan beyaz peynir, domates ve pesto soslu sandviçler ve bir termos çay ile sahilde mini piknik :) Piknikte biraz müzik, biraz dergi... Tam o esnada telefona düşen "Rüya iki tane tiyatro biletim var. Biz gidemiyoruz, biletler yanmasın, siz gidin." mesajı! Kaçar mı bu fırsat :D

5dk sonra biletlerle birlikte evdeyim. Evrim'i yolda telefonla ikna ettim :)). Hızlıca üstümüzü değiştirip tiyatroya yetişiyoruz. Oyunun adı "Irwin Motor". Vurucu bir oyun. Yer yer fazla geliyor bazı replikler bize ama oyuncular başarılı.

Oyun çıkışı sahilde el ele yürüyüş ve kapanış :)


Bir piknik severin aynaya yansıyan mutlu görüntüsü


Mükemmel üçlü: Kafa Dergi, Pestolu Sandviçler ve Çay :)


Nasil asil, nasıl tatlı bir arkadaştın sen :)




Cumartesi, Ekim 12, 2024

Sevmek

Gerçek sevgi çok basit, çok kolay, çok net, çok derin. Soru işaretleri yok, şüpheler yok, korkular, kaygılar yok, utanç yok.

Oturmuş kahvaltı yaparken bitmek üzere olan reçelin sonuna bakıp "O sever incir reçelini, bunu o yesin." demek. Sonra O'nu sevdiğini bir kez daha anlayıp gülümsemek :) Bu kadar basit işte sevmek!


Rastgele gezinirken bu şarkıya denk geldim. Ne çok sevilirdi Gökhan Kırdar şarkıları... 


Pazartesi, Ekim 07, 2024

Önce Deniz Sonra Yeni Bir Ben

Saçımı kestirdim tabi ki :) Çok bile dayanmıştım :))) 


Aslında bu modeli ilk kez kullanmıyorum. 
5 yıl önce de şöyleydim: 


Aradan geçen 5 yılda yaşlanmışım ama n'apalım Hayat'tan kaçış yok :) 

... 

Bugün hava 30 dereceydi. Okul çıkışı Evrim'i ikna ettim, birlikte denize gittik :)



        Saçlarımı da deniz dönüşü kestirdim


Salı, Ekim 01, 2024

Uyudum

Dün gece sonunda uyuyabildim. Yine bir süre sağa sola döndüm ama sonunda tahmin ettiğim gibi yorgunluğa teslim oldu vücudum. Bir civarı uyuyup altı buçuk gibi uyandım.

Dün okul çıkışı Arya ile son doz Hpv aşımızı olduk ki o bile günlerdir aklımda dönüp duruyordu. Sonrasında biraz arkadaşlarımla vakit geçirdim. Canım eve girmek istemeyince Evrim'i dışarı çıkmaya ikna ettim. Birlikte yürüyüp sonbahar güneşinin tadını çıkardık, kahve içip sohbet ettik. 

Eve döndükten sonra kafama takılan sorunların bir şekilde çözülebilecek olanlarını çözdüm. Elimden bir şey gelmeyenleri bir kenara ittim. Uzun vadede çözülecekler için ilk adımları attım. Yatağa elimde kitapla gittim. Saçma sapan düşüncelerin beynimi esir almasına fırsat vermedim. Sanırım yorgunluğun yanı sıra tüm bunların da etkisi oldu uyuyabilmemde.

Bu sabah daha dinç uyandım. Arya ile kahvaltı yaptık. Şimdi okula gitmek için çıkmam gerek.

Görüşmek üzere... 

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...