Kaldığımız yerden devam :)
Kampa giriş yaptıktan sonra ilk iş çadırımızı kurup eşyalarımızı çadıra taşıdık. Hava karardığı için ilk akşam yemeğimizi pansiyonun cafesinde yedik. Ertesi sabah da yine cafede kahvaltı ettik ama sonrasında alışverişe çıkıp kendi yemeklerimizi kendimiz hazırladık. Kahvaltılar klasik: tavada yumurta ya da menemen, peynir, zeytin, domates, salatalık, çay. Akşamları makarna, salata, yoğurt; sucuk ekmek; rakı - meze...
Yola çıkmadan önce küçük kamp ocaklarından almıştık bolca tereddüt ederek. Oda spreylerinden hallice bir tüp ile çalışıyor bu ocaklar. Ya 2 çay demleriz de biterse diye diye aldık ama korktuğumuz gibi olmadı. 4-5 kez çay demledim, bir kez filtre kahve için su kaynattım, bir kez tavada yumurta, bir kez menemen, bir kez sucuk ve bir kez de tam paket makarna pişirdim. Bence gayet iyi idare etti. Ocak 450 TL, bir tüpü 50 TL. Son gün ikinci tüpü kullanmaya başladık. Yedek tüp almakta fayda var :)
Akvaryum koyundan dönünce hazırlanıp Eski Datça'ya gittik. İyi ki de gitmişiz. Çok güzel bir yer ve şimdiye dek gördüğüm en uygun hediyelik eşya ve takı dükkanlarını görmeden dönseydik çok yazık olurmuş. Magnet ler 20 - 25 ve küpe / halhal / bileklik / taç fiyatları 40 TL. Kendime iki tane Datça'ya özgü çaputlu bileklik/halhal, iki çift küpe ve bir çaputlu taç aldım. Arya da kendine anahtarlık, taç, bileklik aldı. Hatıra olarak magnet almayı da es geçmedik tabi ki :))
Eski Datça'ya yemek yedikten sonra kendimizi Devlet Hastanesi'nde bulduk. Korkmayın yemekletle ilgisi yok :D Evrim sancılanınca yine taş sandık ama enfeksiyon kapmış sadece. Serum, iğne, ilaç... Ertesi gün toparlandı.
Kamptaki son günümüzde Gabaklar koyuna ve Knidos Antik Kenti'ne gittik. İkisine de bayıldık.
Bu sabah erken kalkıp hava ısınmadan çadırımızı ve eşyalarımızı toplayıp aracımıza yükledik. Datça'yla vedalaşıp yola koyulduk. Sonraki durağımız Çandarlı (İzmir/Dikili) ama öncesinde Şirince'de küçük bir mola verip Şirince şaraplarını tadalım :)
3. Bölümde görüşmek üzere :)