Cumartesi, Ekim 04, 2025

Ekim...



Hava bugün 29°C! Güneşi görünce kendimizi sahile attık. 
Tabi ki Latte'yi de getirdik, Turşu da peşimize takılıp bizimle geldi :)



Lattiş, deniz suyunun tuzlarını yalamayı sevdi :)) 

Karadeniz'de olmamıza rağmen deniz henüz soğumadı. Güneşli günlerde hâlâ denize girebiliyoruz. Önceki yıllarda Kasım sonuna kadar giriyordum ama geçen yıl Ekim sonu - Kasım başı soğudu su. Bakalım bu yıl nasıl olacak :)

Unutmadan 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü'ymüş, sabah öğrendim. 

Keşke yaşama saygı duymayı öğrensek ve tüm canlıları koruyabilsek...




Cumartesi, Eylül 27, 2025

Artılar - Eksiler

Evcil hayvan sahiplenmek çok güzel bir şey. AMA eksileri de yok değil. Üstüne iyice düşünmeden, artıları - eksileri hesaba katmadan, anlık heveslerle fevri şekilde sahiplenilen evcil hayvanlar sonradan işin zorluğu anlaşılınca sokağa bırakılıyorlar maalesef.

Evcil hayvan sahibi olmak sadece oynamak, sevmek, kendi canımız isteyince ilgilenmek değil. Mesela Latte'nin günde 3 - 4 kez yürüyüşe çıkarılması gerekiyor. Evrim sabah 6-7 gibi çıkarıyor, ben ya da Arya öğlen 12-1 gibi çıkarıyoruz. Akşamüstü 6-7 gibi Evrim ya da ben, gece 11-12de yine Evrim çıkarıyor yürüyüşe. Olur da çıkarmazsak evde ıslak ve kokulu bir takım sürprizlerle karşılaşmamız kaçınılmaz :)) 

Tek zorluk yürüyüş değil tabi ki. Bir de toz-kir-tüy ve koku sorunları var. Evi her gün makine ile süpürüyoruz; gün içinde sağı solu defalarca kez ıslak mendil ile siliyoruz. Latte'nin minderini ve havlusunu sürekli yıkayıp kurutuyorum. Evrim'in ve Arya'nın tüm ısrarlarına rağmen yıllardır evcil hayvanımız olmamasının sebebi böyle sorumlulukların altına girmek istemeyişimdi ama Latte irademi delip geçti. 

Latte'yi çok sevmesem bu kadar zorluk çekilmez. Bazı günler özellikle çok zor. Misal dün okuldan yorgun argın gelip tüm evi temizlemek zorunda kaldım. Günlük/anlık temizlik için Kiwi marka şarjlı dikey süpürge almıştım, dün geldi. Gelir gelmez denedim ve ucundaki o ışık yüzünden sinir krizi geçirdim. Çok titizseniz sakın ola ki ucu ışıklı süpürgelerden almayın, maazallah kalp krizi bile geçirtebilir insana. 

Süpürgenin ucundaki ışığın vurduğu her yerde öbek öbek kıl, yün, tüy!.. Aklımı kaybettim ve basbas bağırmaya başladım. Latte'yi Arya'nın eline tutuşturup evden çıkarttım. Evrim tüm evi büyük makineyle kıyı köşe süpürdü, halıları silkeleyip kaldırdı. Tüm odaları köpük köpük silip kırkladım. Her odada su değiştirdim, silip odanın kapısını kapattım.

Evi süpürdükten sonra Evrim'i de evden gönderdim. Evrim dışarıda tarakla Latte'yi iyice tarayıp dökülen tüylerinden bir miktar arındırdı. Eve geri döndüklerinde Latte'yi kuru köpük şampuan ile temizledik ve organik köpek parfümü sıktık. Şu an misler gibi kokuyor kızımız :)

Her şey bittiğinde yorgunluktan ölüyordum ama ev pırıl pırıl ve misler gibiydi :) Çok uzun süre böyle kalmayacak ama n'apalım Latte'yi seven kılına tüyüne katlanır :)))



Arkadaşlarımız Latte'ye bir sürü hediye almışlar. 
Fotoğraftaki köpeklere özel hışırdayan terlik :)) 



Latte'nin oyun arkadaşı :))


Latte'yle az önceki yürüyüşümüzden kareler :) 


Bakmayın öyle uslu durduğuna, kendisi tam bir kuduruk, alıştıkça şımarıyor :)) 






Cuma, Eylül 26, 2025

Bana öyle bir şey deyin ki...

Geçen hafta Instagram'da karşıma çıkan bir paylaşım vardı; aynı paylaşımı bir arkadaşım da görmüş ve bize geldiğinde sordu:

- "Eğer ben hafızamı kaybetmiş olsam, hatırlamam için bana benimle ilgili ne söylerdin?"

Ben, onun çok güçlü biri olduğunu, zorlukların üstesinden geldiğini, kimseye pabuç bırakmayan biri olduğunu hatırlatacağımı söyledim. Muhabbetin devamında eğer ben hafızamı kaybetsem, onlar neler diyeceklerini söylediler. Arkadaşım da eşi de "Ay belim, ay başım.. " diyerek espriyle karışık beni bana fiziksel hastalıklarım, ağrılarım sızılarım ile hatırlacaklarını söylediler gülerek. O an çok takılmadım, "Hafızayı kaybedince ağrılar sızılar kaybolmaz muhtemelen yani onları hatırlatmanıza pek gerek olmaz, zaten yine ağrı sızı hissederim bence" deyip gülüp geçtim.

Ertesi gün, yolda ortak bir arkadaşımıza rastladım. "Ay seni görünce aklıma fıtığım geliyor" dedi gülerek. Kendi kullandığı ilaçlardan bahsetti, benim nasıl olduğumu sordu. Geçen yıla göre epeyce iyi olduğumu söyledim. 

Olanlar beni düşündürdü.

Hastalıkların beni tanımlayan bir şeye dönüşmüş olmasına, insanların beni görünce akıllarına ilk olarak "hastalık", "ağrı sızı" geliyor oluşuna üzüldüm. Demek ki çok ağlanmışım arkadaşlarıma... 

Dün de çok sevdiğim iki arkadaşımla karşılaştım. Öpüştük koklaştık, karşılıklı iltifatlar havada uçtu :) İyi göründüğümü, gençleşmiş olduğumu söylediler. "Maşallah belin daha iyi herhalde. Ne güzel, hep iyi ol!" dediler.

Hâlâ eğilip çorap ve ayakkabı giyemiyorum. Ya Evrim giydiriyor ya da ben ayağımı dizden büküp yana çevirip değişik bir yöntemle giyiyorum. Sabahları yüzümü ancak squat pozisyonunda yıkıyabiliyorum ama her şeye rağmen geçen yıldan beri katettiğim yol yadsınamaz. 

Bir sürü farklı rahatsızlığımın içinde bir şekilde nefes alıp yaşamaya devam ediyor oluşuma, haftada 3 gün gittiğim fizyoterapist eşliğinde birebir pilates seanslarının belimi güçlendiriyor oluşuna, geceleri ağrıdan uyuyamadığım, sabaha dek yatakta kıvrandığım günlerin geride kalmış olmasına şükrediyorum. 

Günlük hayatımı çok etkileyen diğer hastalığım IBS için, Kasım'daki endoskopi - kolonoskopi sonrası daha işe yarar bir tedavi planı çizilebilirse daha iyi olacağım günler olacak umarım. 

Umutluyum :) 




Dün Arya ile çorba, yemek, pilav ve salata yaptık :)

Mutfakta anne-kız zaman geçirmeyi seviyoruz :)



Çarşamba, Eylül 24, 2025

Günlük Rutin - Eylül 2025

Canım Ceren yazmış kendi günlük rutinini ve sonunda hadi sen de yazsana demiş :)

Haftaiçi

06.55 Alarmsız, organik uyanış :)) 

07.00 Yataktan kalkış - Arya'yı uyandırma (Gerçi Arya artık benden önce uyanıyor :) 

07.00 - 07.30 Kahvaltı

07.30 - 08.00 Okula hazırlık

08.00 Evden çıkış

08.30 Ders başlangıcı

Pzt - Çrş - Prş. 12.00 Okuldan çıkış

12.30 Latte ile yürüyüş  / Salı-Cuma Arya çıkarıyor yürüyüşe 

Salı - Cuma 15.10 Okuldan çıkış

Pzt - Salı 16.00 / Cuma 18.00 Reformer Pilates

17.00 Eve dönüş - Duş - Yemek hazırlığı 

19.00 - 19.30 Akşam yemeği

20.00 Dizi / Film / Oyun

21.00 Arya ile kitap saati

00.00 Uyku

*Genelde haftada bir gün okul çıkışı kızlarla cafeye gidiyoruz. O günlerde evde yemek hazırlamıyorum ve genelde dışarıda yiyoruz :D


Hafta sonları biraz farklı tabi :) 

06.55 Yine otomatik uyanış ama bu kez 10'a kadar yatakta yuvarlanmaca

10.00 Yataktan çıkıp ailece kahvaltı hazırlama 

Ekmek almak ve masayı kurmak Arya'da, peynirler ve sucuk Evrim'de, duruma göre tavada yumurta / pancake / yumurtalı ekmek / patates vs. yani sıcaklar bende :)) 

Kahvaltı sonrası:

Cumartesi: Evrim'le birlikte haftalık alışveriş

Alışveriş sonrası günlük ve haftalık yemek hazırlığı

Akşam: Ailece oyun - Benim favorim Trivial Pursuit ama Arya'nın favorisi Cluedo ve Monopoly :)) Evrim hepsinde iyi :) 

Pazar: Temizlik - Çamaşır - Çamaşır - Çamaşır - Çamaş... 

Arya için mısır patlatmaca ve ailece film keyfi :) 

Uyumadan önce kitap keyfi :) 


Son zamanlarda bu rutine tüm boşluklarda Latte ile yürüyüş ve oynaşmaca gibi keyifli maddeler de  eklendi :)) 


Üç aşağı beş yukarı böyle bir rutinde yuvarlanıp gidiyorum :)

Bugün rutini kırıp denize geldim. Su o kadar güzel ki girince çıkmak istemedim :)







Pazar, Eylül 21, 2025

Bir Deli Kuçu

Latte evimize geleli bugün tam 10 gün oldu :) 



Latte henüz 8 aylık; 
geceleri yalnız uyurken biraz korkuyor. 
O yüzden ona peluş bir uyku arkadaşı aldım :) 


Kızımla sabah yürüyüşlerimiz pek keyifli 🥰🧿



Latte kızım, yeni tasması ve isimliği ile pek güzel 💗💜🧿



Nereye otursam gelip ayağımın dibine yatıyor 💛🧡🤎🖤


Böyle dayanıyor ayağıma ve uyuyor.  
Ayağımı çekince patisi ile tutup sarılıyor 😄 
🧿💛🧿🧡🧿🤎🧿🖤🧿


Pazar, Eylül 14, 2025

Hayatın Amacı

Herkes kendine en az bir kez sormuştur sanırım: "Ben burda ne yapıyorum? Ne için yaşıyorum? Amacım ne?

Benim cevabım basit: Mutlu olmak!

Kastettiğim şey öyle 7/24 süren sonsuz mutluluk değil; mümkün oldukça çok mutlu an'a sahip olmak, mutlu olduğum anların diğer anlardan fazla olması :) Yaşam amacım bu!

Dünyayı değiştirmek, iz bırakmak, büyük(?) insan olmak gibi amaçlarım yok. Mikro hayatımda sevdiğim insanları mutlu edebilirsem, onlara faydam dokunursa ben de mutlu oluyorum. Ötesi için enerjimi harcamaya gönüllü değilim. Hem zaten herkes kapısının önünü süpürse dünya tertemiz olmaz mı? Yani demem o ki, herkes mikro hayatında kendinin ve yakın çevresinin mutluluğu için yaşasa - tabi ki başkalarının sınırlarını ve haklarını ihlâl etmeden - dünya çok daha mutlu bir yer olmaz mı?

Bence insanı en çok mutsuz eden şey o büyük büyük hayatın anlamı ve yaşam amacı arayışları, bulamayışlar, buldum sanıp varamayışlar, varınca sil baştan boşlukta hissedişler... Oysa hayatın anlamına ya da yaşam amacına odaklanmak yerine; içinde olduğumuz hayata, ufak mutluluklara, sağlığımıza, sevdiklerimize, yapmaktan keyif aldığımız mini minnacık şeylere odaklanıp her an'a kıymet vererek mutlu olmak çok daha kolay. 

Şimdi içinden "N'apalım? Her daim kolaya mı kaçalım? Zor olanı seçip daha büyük şeyler başarmayalım mı?" diyenler olacak. Bu tabi ki bir tercih meselesi. Ben şahsen zor olanı seçip büyük şeyler başarmak istemiyorum. Yukarıda da yazdığım gibi ben sadece mutlu hissettiğim anlar mümkün oldukça çok olsun istiyorum :) 

Zamanımın %80'inde zorlanıp %20'sinde mutlu olmak yerine hedefim %80 mutluluk, %10 stabil, %10 (hatta mümkünse daha az :) mutsuzluk gibi bir oran yakalamak :)) Ama tabi isteyen kendini istediği kadar zorlayıp hayatın anlamını arayabilir, kendine büyük bir yaşam amacı seçebilir ve o yolda ilerleyebilir. Dedim ya benimkisi tamamen kişisel bir tercih :) 

Ben mutlu olduğum yerde, popüler tabirle "konfor alanımda" kalmak istiyorum. Gayet rahat ve huzurluyken durduk yere konfor alanımdan çıkıp kendimi zorlamam gerektiği konusunda ikna olabileceğimi pek sanmıyorum :)) 

Kırka bir kala ne istediğimi, nelerden hoşlandığımı, neyle mutlu olduğumu biliyorum ve bunun için Hayat'a müteşekkirim. 

Okulda öğrencilere ulaşabilmek, bir şeyler öğretebilmek, evde kızıma rehberlik ve yol arkadaşlığı edebilmek, eşimle bir şeyler izlemek, yürüyüşe, yolculuğa çıkmak, yüzmek, kitap okumak, sevdiğim yemekleri yemek, yeni yerler görmek... Her biri içimi mutlulukla ve huzurla dolduran şeyler :) 

Bugünün mutluluk anlarından bazılarını şuracığa bırakayım :) 🧿🧿🧿



🧿🧿🧿
 

🧿🧿🧿


🧿🧿🧿


🧿🧿🧿


Bir avuç renk cümbüşü, bir avuç mutluluk :) 

Instagram'da takip ettiğim, ata tohumu kullanımını yaygınlaştırmaya çalışan hesap sahibinin paylaştığı bu fotoğraf Arya'yla yüzümüzü gülümsetip bizi mutlu etti :) 

... 



Cumartesi, Eylül 13, 2025

Misafir

Şu an evde bir misafirimiz var. Adı Latte :)



Latte, Sibirya Kurdu kırması yani yarı-Husky bir dişi :) 



Evrim eve getirince yıkayıp paklamış; 
evdeki ilk gecesini misafir odasında geçirdi Latte kızımız :) 
... 

Latte, geçen kış henüz bebekken sokağımızda görüp aşık olduğumuz bir köpek. Şu an tahminen 8 aylık civarı. Bugün kısırlaştırılacak. Kısırlaştırma sonrası 1 hafta kadar evde kalması gerekiyor. Sonrasını bilemiyorum.

Köpek sahibi olmak Evrim'in çocukluk hayali, Arya da küçüklüğünden beri evcil bir hayvan besleyelim diye yalvarıyor. 

Arya küçükken yavru bir kediyi eve almayı çok istedik ama benim kedi alerjim olduğu için alerji hapı istemeye gittiğim doktor izin vermedi. Alerji hapının geçici durumlarda işe yaradığını, evde kedi beslersek uzun vadede alerjik astım olabileceğimi söyledi. İyi ki de öyle deyip bizi vazgeçirmiş. Daha sonra Hopa'ya taşındığımızda Arya alerjik astım oldu ve biz çok zor zamanlar geçirdik.

Ezelden beri "Hadi kedi olmuyor ama bari köpeği kabul et!" diye baskı yapıyorlar baba-kız. Evde köpek beslemeye karşı çıkışımın birçok sebebi var. Bakımı sorumluluk gerektiren zor bir iş. Yemesi, tuvalet, yürüyüşü, banyosu, tüyleri... Daha da büyük sorun koku mevzusu... 

Evcil hayvan beslenen evlerde bir koku sorunu oluyor maalesef. Kapı açılır açılmaz içeriden sıcak, buram buram bir nem ve hayvan kokusu geliyor burnuma. Başkaları hissetmiyor belki ama benim burnum hassas. Ben çoğu parfümü de koklayamam ve parfüm olan ortamda duramam. Yani iyi ya da kötü fark etmiyor, bazı kokular bana aşırı ağır geliyor.

Yukarıda yazdığım her şeye rağmen Latte, onu gördüğüm ilk an kalbime sızdı. İlk görüşte aşk gibi bir şey :)) O günden itibaren acaba sahiplensek mi diye ciddi ciddi düşünüp durduğum ilk köpek Latte. Bu bir haftalık nekahat süresi bizim için de bir deneme süreci. Evrim ve Arya tüm sorumluluğu alırlarsa ve ben de kokuya bağışıklık kazanabilirsem belki Latte'nin kalıcı yuvası olmayı düşünebiliriz.

Bakalım 🙂



Pazar, Eylül 07, 2025

Güze Yaraşır Verimli Bir Pazar Günü

Sonbaharı seviyorum.

Hava bir parça serinlese de denize girmeye devam edebilmemin güzü sevmemde katkısı olduğundan eminim :) 





Eskiden yaz bitiyor diye çok üzülürdüm ama son 4 - 5 senedir güz gelince huzur buluyorum. Yazın koşturmacası bitiyor; yerini serinlik, sakinlik, düzen alıyor. 




Bugün okul öncesi son gün olduğu için yarım işlerimi toparlayıp son hazırlıkları tamamladım. Kış için barbunya ayıkladım, fırında karnıyarıklık patlıcan kızartıp buzluğa attım, mısır ayıklayıp paketledim, Arya'nın öğle yemekleri için sandviç hazırladım sonra da dolabındaki eşyaları ayıkladım, küçülenleri vermek üzere paketledim. 

Sıra kendimde :) Oje sürüp yarın için ilk güne uygun eğlenceli bir ilk ders planı hazırlayacağım :) 

Tüm öğretmen meslektaşlarıma ve tüm öğrencilere verimli ve keyifli bir eğitim - öğretim yılı diliyorum 🤗







Cumartesi, Eylül 06, 2025

Eylül

Seminer haftamız bitti, Pazartesi ziller öğrenciler içi in çalacak :) 

Bugün Arya, Artvin'de hazırlık maçında; Evrim, İstanbul'da aile ziyaretinde yani yalnızım. Kendimi sahile attım :)


Bir(a)mos :)) 

3 gecedir koltukta sızıyorum. Evrim yokken yatak odasında uyuyamadım nedense. Sabahları da erkenden - 5 ve 5.45 - uyandım hep. Evrim bu gece geliyor çok şükür.

Henüz ders programım belli değil ama Pzt sabahı anestezi uzmanı ile görüşeceğim; onay verirse genel cerrah endoskopi - kolonoskopi tarihi verecek. Sonra okula dönüp yeni eğitim - öğretim yılına başlayacağım :)

Hevesli ve heyecanlıyım 🤗🧿

Umarım bu halimi koruyup çoğaltarak güzel bir yıl geçiririm öğrencilerimle :)

Bugünlük bu kadar 😃🙋🏻‍♀️

... 


Update: Az önce saç derimden arı soktu!!! Yok böyle bir şey gerçekten!!! Elimi attım ve arıyı silkeledim, iğnesi de elime geldi saçlarımın içinden!!! Daha önce çok kez arı soktu ama hiç kafamdan olmamıştı. Şoktayım 😱



Çarşamba, Eylül 03, 2025

Yok böyle şans!

Zorlu bir gündü. 

Sabah duşta elimden kayan duş jelini yakalamaya çalışırken dizimi musluğa çarptım. Sonra o acıyla giyineyim edeyim derken okula geç kaldım.

Okulda kurul toplantısı vardı ki maşallah sorunsuz geçti denilebilir. Okuldan apar topar çıkıp Rize'ye gittim. Diş kaplaması için beşinci kez gittim ama öncekilerde hep Evrim götürmüştü. Bu kez mecburen yalnız gittim. 

Giderken bir yağmur başladı anlatamam. Silecekler yetişemiyor, göz gözü görmüyor. Randevuma 5dk kala varıp arabayı AVM otoparkına bıraktım ve oradan hastaneye yürüdüm. Bir miktar ıslandım, ayaklarım dereye girip çıkmış gibi oldu.

Hastaneden çıktığımda yağmur seviye atlamıştı. AVM'ye dönene kadar delice ıslandım. Vardığımda her yerimden şakır şakır sular damlıyordu. O şekilde arabaya binip 1,5 saat yol gitmem mümkün olmadığı için gidip kendime kıyafet aldım. Hazır başlamışken Arya'ya da bir şeyler aldım; ordan markete geçtim; market alışverişimi de yapıp yola öyle çıktım.

Yaradan halime acımış olacak ki şehir içinden çıkana dek yağmur önümü, sağımı solumu görmeme izin verdi. Transit yola çıktığım gibi görüş mesafem neredeyse sıfıra indi. Öndeki aracın ışıklarını takip ede ede ilerledim ama bazı anlarda korkudan çığlık attığım oldu. Bir ara sollama yapan bir aracın tekerinden sıçrayan su kütlesi büyük bir gürültü ve şiddetle ön cama çarpıp aklımı aldı. Direksiyona yapışıp yavaşça frene bastım. Halihazırda çok yavaş ve tetikte gittiğim için sorun olmadı ama yine de anlık korktum.

Hopa'ya geldiğimde yağmur tüm hızıyla devam ediyordu. Arya'yı voleybol kursundan alıp eve öyle geçmeye karar verdim. Şu an spor salonunun önünde bekliyorum. Şükür yağmur biraz azaldı yazıyordum ki yine bir anda şiddetlendi. 

... 

Yine de şanslıyım ki sağsalim geldim onca yolu. Bir de ne zamandır canım incir istiyordu ama Hopa'da bulamamıştım, hastanenin köşesinde seyyar satıcıda görünce hemen aldım :)

Şu an evdeyiz. Sıcacık çorba eşliğinde yazıyorum bu son satırları :)

Evim, evim, güzel evim :)


🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰🧿🥰

Pazar, Ağustos 31, 2025

Acilde biten tatil...

Bugün resmi olarak yaz tatilimin son günü, yarın tüm öğretmenler işbaşı yapıyor(uz). 

Dün gece - hatta saat itibariyle bu sabaha karşı - yine acildeydim. Bitmeyen hastalıklarımdan ikisi güçlerini birleştirip beni yere serdi tatilin son gününde.

Leylak Dalı öğretmenime selam olsun ben de biraz şakaya vurayım halimi... Alt gövdemde kesilip biçilmeyen, henüz bistrü ile tanışmayan tek mahrem yerim kalmıştı ama olur mu, eksik kalır mı hiç?! Ona da bi' ameliyat arzusu hasıl olmuş. Bu ameliyatla Bermuda Şeytan Üçgeni tamamlanmış olacak.



Görseli yapay zeka Gemini yaptı, 
ben sadece son noktaları birleştirdim.
... 


Yarına genel cerrahi randevusu aldım. Müstakbel kasabıyla tanışmak için bekleyen kurbanlık koyun modunda bekliyorum.



Cumartesi, Ağustos 30, 2025

Arya ve Sihirli Değnek



Fotoğraf geçen yıldan :) 

... 

Bir iki saat önce Arya gelip beraber kitap okuyalım mı deyince sevinerek kabul ettim tabi ki :) Arya yeterince okuduğuna karar verince kitabını kapattı. Ben de fırsattan istifade ona şu soruyu sordum:

- Sihirli bir değneğin olsa neleri değiştirirdin? Evde, hayatında ve dünyada olmak üzere söyleyebilir misin?

- Evde şu ışıkları (salondaki sarı ışığı kastediyor); hayatımda okulumun binasını (daha geniş bir bahçe, kapalı spor salonu, resim atölyesi, bilişim sınıfı, zeka oyunları odası gibi şeyler istiyormuş) değiştirmek isterdim. Dünyada ise kız çocuklarının istismarını durdurmak isterdim.

Cevapları beni hem mutlu etti hem de hüzünlendirdi. Salondaki ışık halledilir; okuldaki son 2 senesi, umarım sonrasında imkanları çok daha iyi olan bir okulu olur. Bunlar dışında bir derdi, sorunu olmamasına çok sevindim ama iş kız çocuklarının istismarını durdurmak mevzusuna gelince kendimi çok çaresiz hissettim. 

12 yaşında bir kız çocuğunun dünyada değiştirmek istediği şeyin kız çocuklarının istismarı olması... Kahredici! İstismara uğrayan çocukları koruyamayan, korumayan sisteme karşı, elinde sihirli değnekle karşı koymaya çalışan 12 yaşındaki cesur bir kız çocuğundan daha aciz olmak içimi acıttı.

Keşke hepimizin elinde bir sihirli değnek olsa da cesaretimizi toplayıp birlik olup yapılması gerekeni yapabilsek...



Salı, Ağustos 26, 2025

Bazen anlatmak gerek...

Pazar günü kahve içmeye gelen bir arkadaşımız, "Kapının önünde bu ayakkabılar da ne? Hiç yakışıyor mu? Köylü gibi..." deyince; "Evrim şehirli de ben köylüyüm hatta dağlıyım, Zeytindağ!" diyerek cevap verdim gülümseyerek. Az önce de nam-ı diğer Leylak Dalı, Nurşen öğretmenimin yazısını okuyunca içimden yazmak geldi :) 

Benim baba tarafım Bergamalı. Köyümüzün adı Zeytindağ :) Babaannem Çerkes*, dedem Yörük. Nasıl olmuşsa aynı köyde kesişmiş yolları ve evlenmişler. 

Köyde herkesin bir lakabı var. Bir sürü Mustafa var, babamın lakabı tam isabet: Deli Mustafa; büyük dedemiz Çerkes Hakkı :) Babannemin ismi başlı başına bir olay: Zişan, "soylu/asil", "anlı şanlı" demek; kardeşinin adı Behiye, "güzel, alımlı kadın". Çerkes Hakkı, kızlarına isim verirken sevgisini de eklemiş isimlere. Keşke eşleri kıymet bilen insanlar olsaymış ama şans gülmemiş yüzlerine. 

Bizim köyde her evde elektrik, su var ama ben ille de babaannemin büyüdüğü evin tam önündeki çeşmeden akan buzzzz gibi sudan içmeliyim hatta başımı komple suyun altına daldırmalıyım :)) Babaannemin büyüdüğü evin üst katında devasa bir hamam! Değme evlerde yoktur öyle baştan ayağa mermer döşeli kocaman banyo :) 

Evlerin hepsinde hayat/sofa/avlu var. Avlunun bir köşesinde kümes; kümeste tazecik yumurtalar. Evin arkasında dam; damda inekler, taze süt, tereyağ, ev yoğurdu, köy peyniri... Her yer zeytin ağacı, mis gibi zeytinyağ kokusu... Kuzinede pişen patatesli etler, börekler, tazecik çıtır çıtır ekmek... Of da of! 

Küçükken yazları köye gitmeye, kuzenlerle kavuşup koşup oynamaya bayılırdım. Gündüzler bağda bahçede, derede, ağaç tepesinde, akşamları komşuculuk... Yorgunluktan şıp diye dalınan en keyifli uykular... 

Şimdi gitsem sever miyim, ne düşünür, ne hissederim emin değilim ama özlemişim çocukluğumu. Hatırlattığınız için bir kez de buradan teşekkür ediyorum Leylak Dalı öğretmenim 🥰




... 


*Türk Dil Kurumu" Çerkez" yazımını tercih ediyor ama Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) "Çerkes" yazımını doğruluyor.



Pazartesi, Ağustos 25, 2025

Acilen Netflix'in seçici ekibine ulaşmam gerek!

İki gece önce bölük pörçük 1-2 sahnelik bir rüya gördüm ve az önce oturup o rüyadan bir anime senaryosu yazdım. Evrim'le sıkı animeseverler olarak daha önce gördüğümüz hiçbir senaryoya benzemeyen özgün bir senaryo olduğu konusunda hemfikiriz. Bu senaryonun animesi yapılırsa çok tutacağından da eminiz. Kulağa biraz kendini beğenmişlik gibi geliyor farkındayım ama aslında öyle değil. Ben 20+ yıllık, Evrim 30+ yıllık anime izleyicisi, fantastik edebiyat okuyucusu ve FRP oyuncusuyuz. Mevcut deneyimimizle bu senaryonun şansını yüksek görüyoruz. Ama işte işin en zor yanı bu senaryoyu uygun kişilere ulaştırmak. Yaklaşık 2 saattir senaryo göndermek için Netflix'e nasıl ulaşabileceğimi araştırıyorum. Bulamadım.

Netflix'e dizi veya sinema fikri göndermek için lisanslı bir telif temsilcisi veya önceden Netflix'le mevcut bir ilişkisi olan bir yapımcı, avukat, menajer ya da eğlence yöneticisi ile temasa geçilmesi gerekiyormuş. Netflix sadece bu kişiler aracılığıyla yapılan başvuruları kabul ediyormuş. Bahsi geçen kişileri bulmak mümkün ama kolay değil. Daha önce senaryosunu Netflix'e satanlarla ilgili hikayeler duydum ama hiçbirinin detayını bilmiyorum. 

Keşke bir yolunu bulabilsem!


Cumartesi, Ağustos 23, 2025

Söze Dökülemeyenler...

Göğsüme bir ağırlık çöktü yine. Sebepsiz diyeceğim ama sebepli... Tam olarak şu sebepten diye adını koyamıyorum. Bir tür iç sıkıntısı, bir şeyler yanlış hissi...

Maaalesef nazara, insanlardan yayılan kötü/haset enerjiye inanıyorum. Belki inandığım için belki de gerçek olduğu için kötü enerjiden etkileniyorum ara ara.

Evrim'in annesi sık sık "Her şeyinizi paylaşmayın, kendinize saklayın. Nazar değer sonra." der. O öyle deyince "Aman canım, ne olacak? Kim ne yapsın bizi!" diyorum ama zaman zaman haklı çıkıyor.

Şu an göğsümü sıkıştıran sıkıntıdan kurtulmak için her şeyi yapabilirim ama yapılacak bir şey yok maalesef. Umarım tez zamanda zararsızca geçer gider.


Tam şu an, tam şurada olup iç sıkıntımı akan suya bırakmak istiyorum ama henüz çok erken. Evrim ve Arya uyuyor. 2-3 saat sabretmem gerek. 
... 


Kalkıp hazırlık yapayım. Kendimi oyalarsam geçer belki bu iç sıkıntısı...



Cumartesi, Ağustos 16, 2025

Yaz = Tahinli Dondurma :))

Yaz demek benim için tahinli dondurma demek :))

Çandarlı'ya gittiğimiz yazlar her akşam sahilde yürüyüşe çıkıp tahinli dondurma yerdim. Son yıllarda Çandarlı'ya gitmediğimiz için her yerde tahinli dondurma peşine düşmüşlüğüm var. Geçen yaz Eskişehir ve Isparta'da yedim ama tabi ki yetmedi, evde kendim de yaptım.

Bu yaz dondurma yapmak zor gelince geçen hafta bir kutu vanilyalı ve çikolatalı dondurma alıp üstüne tahini boca ederek yedim :)) Ama yetti mi? Hayır :)) Az önce canım yine tahinli dondurma istedi. Önceden parçalayıp buzluğa attığım 3 adet olgun muzu blendera atıp ezdim; yarım paket krema, 1-2 tatlı kaşığı bal ve göz kararı (3-4 yemek kaşığı) tahin ekleyerek bızztlamaya devam ettim. 

Sonuç muhteşem 😍


Görsel temsili - internetten alıntı - çünkü ben dayanamayıp direk yedim dondurmayı :)) 

... 

Bu satırları ev yapımı aşırı basit ve sağlıklı tahinli dondurma eşliğinde yazıyorum. Tahin seven durmasın, denesin 😄

Deneyecekler de şimdiden afiyet olsun 🤗

... 


Günün fotosunu da bırakayım buraya :) 

... 

Perşembe, Ağustos 14, 2025

Ağustos Ortası

Ağustos'u yarıladık sayılır :) 

Zaman su gibi akıp gidiyor. Kalanları ortaya karışık buraya bırakıyorum :D



Günler sonra hava denize girmeme müsaade etti :) 



Arada kilometreler de olsa kadehler dostların şerefine kalktı :) 


... 



Aslında bu setin kocaman başka bir Scooby'si vardı ama Arya küçükken yolculuklarımızdan birinde kayboldu. O günden beri set yarım kaldığı için üzülüyordum. Sonunda istediğime yakın bir Scooby bulup alınca rahatladım :)


Pazar, Ağustos 10, 2025

Hazırlık

Okulun başlamasına tam 4 hafta var. Öğretmenler 1 Eylül'de başlayacağız; öğrenciler 8 Eylül'de. Ben de bugün biraz okul hazırlığı yapayım dedim :)

Eve taşındığımız günden itibaren mutfak camının önünü çalışma alanım yapma hayali kuruyordum ama araya tatil girince ertelemiştim. Bugün hayalimi gerçekleştirdim 🤗



Sağ taraf mutfak tezgahı, sol tarafımda balkon var :) 
🧿🧿🧿
... 


TLC izleyenler bilir, tüm ev yenileme programlarında "ada mutfak" ve küçük de olsa bir "home office" alanı yapılıyor. Ben de öyle bir alanım olmasını ve mutfakta da ada tezgahın ucunda bar sandalyeleri olmasını çok istiyordum ama mutfak yaptırırken ekstra eklenen her bir cm.in sorun ve para demek olduğunu görünce ada mutfaktan vazgeçtim. Ama hayalleri gerçekleştirmenin başka yolları da bulunabiliyor ufak tefek değişiklikler ile :) Ada mutfak ve bar hayalim devre dışı kalınca ben de cam önüne eklediğim  bir masa ve sandalye ile kendime mini bir "çalışma alanı" oluşturdum. Laptop ve yazıcıyı da yerleştirince bence müthiş oldu :)


Manzaramı da paylaşayım 🧿🧿🧿




"Bu manzarada iş mi yapılır? Olsa olsa hayallere dalınır!" diyen arkadaşlarımı yalancı çıkarmak istemem ama ben azıcık iş yaptım bugün bu masada :D







Yukarıdaki posterleri Canva ile hazırladım. Bir de 7 ve 8.sınıflar için bir çalışma programı hazırladım yine Canva ile. Canva'daki 50. tasarımım olmuş çalışma planı :) Aslında bu sayı günümüz koşullarına göre çok düşük. Yapay zekayla çalışmak artık kaçınılmaz. İstesek de istemesek de yeni nesil ekranlarla nefes alıp veriyor. Onlara ulaşmanın yolu da teknolojiyi etkin kullanmaktan geçiyor. 

...



Hayallerdeki "yarımada mutfak" :) 
Yaptırmaktan vazgeçişimin artı bir sebebi de belim yüzünden bar sandalyelerinde rahat oturamıyor oluşum.

...


İlham kaynağı olabilecek bazı home office köşeleri :)









İlla ki ayrı bir oda olması gerekmiyor. Benimkisi mutfakta, sizinkisi salonda olabilir :)

Sene içinde kendi köşemden bol bol fotoğraf paylaşacağım sanırım :)

...


Yazıyı sıradaki hayalim ile bitireyim :)





Ekim...

Hava bugün 29°C! Güneşi görünce kendimizi sahile attık.  Tabi ki Latte'yi de getirdik, Turşu da peşimize takılıp bizimle geldi :) Lattiş...