Şu an evde bir misafirimiz var. Adı Latte :)
Latte, geçen kış henüz bebekken sokağımızda görüp aşık olduğumuz bir köpek. Şu an tahminen 8 aylık civarı. Bugün kısırlaştırılacak. Kısırlaştırma sonrası 1 hafta kadar evde kalması gerekiyor. Sonrasını bilemiyorum.
Köpek sahibi olmak Evrim'in çocukluk hayali, Arya da küçüklüğünden beri evcil bir hayvan besleyelim diye yalvarıyor.
Arya küçükken yavru bir kediyi eve almayı çok istedik ama benim kedi alerjim olduğu için alerji hapı istemeye gittiğim doktor izin vermedi. Alerji hapının geçici durumlarda işe yaradığını, evde kedi beslersek uzun vadede alerjik astım olabileceğimi söyledi. İyi ki de öyle deyip bizi vazgeçirmiş. Daha sonra Hopa'ya taşındığımızda Arya alerjik astım oldu ve biz çok zor zamanlar geçirdik.
Ezelden beri "Hadi kedi olmuyor ama bari köpeği kabul et!" diye baskı yapıyorlar baba-kız. Evde köpek beslemeye karşı çıkışımın birçok sebebi var. Bakımı sorumluluk gerektiren zor bir iş. Yemesi, tuvalet, yürüyüşü, banyosu, tüyleri... Daha da büyük sorun koku mevzusu...
Evcil hayvan beslenen evlerde bir koku sorunu oluyor maalesef. Kapı açılır açılmaz içeriden sıcak, buram buram bir nem ve hayvan kokusu geliyor burnuma. Başkaları hissetmiyor belki ama benim burnum hassas. Ben çoğu parfümü de koklayamam ve parfüm olan ortamda duramam. Yani iyi ya da kötü fark etmiyor, bazı kokular bana aşırı ağır geliyor.
Yukarıda yazdığım her şeye rağmen Latte, onu gördüğüm ilk an kalbime sızdı. İlk görüşte aşk gibi bir şey :)) O günden itibaren acaba sahiplensek mi diye ciddi ciddi düşünüp durduğum ilk köpek Latte. Bu bir haftalık nekahat süresi bizim için de bir deneme süreci. Evrim ve Arya tüm sorumluluğu alırlarsa ve ben de kokuya bağışıklık kazanabilirsem belki Latte'nin kalıcı yuvası olmayı düşünebiliriz.
Bakalım 🙂