Sarge, ekranın karşısında ne kadar süre hareketsiz kaldığını tam bilmiyordu. Sonunda silkelenip kendine geldi ve son 1 saate ait kayıtları temizlemeye karar verdi. Kayıtları tamamen silmesi dikkat çekerdi; son 1 saati silip yerine başka bir kayıt hazırlamayı düşündü ve bu düşüncesine kendisi de çok şaşırdı: "Kayıtlarla oynamak mı?". Sarge, başını büyük bir belaya soktuğundan emin olarak önündeki panele gerekli komutları girmeye başladı. Uzun bir gece onu bekliyordu. Bellekte geriye doğru tarama yapıp Rüya ve Evrim'in saçından giysisine kadar aynı olan görsel kayıtlar bulmalı ve onlardan anlamlı yeni bir kayıt oluşmalıydı. Keşke her daim takım giyinen o garip çiftlerden olsalardı Rüya ve Evrim; o zaman işi kolay olurdu Sarge'ın. Mevcut koşullarda Rüya ve Evrim'in görüntülerini farklı günlerden alıp konuşmalarının ve evin içindeki hareketlerinin birbiriyle tutarlı olmasını sağlaması gerekiyordu. O tüm bunları yaparken Rüya ve Evrim'in bir an önce normale dönmelerini diledi.
Bu sırada Rüya, öğrendiği onca şeyin ağırlığı ile aklını yitirmek ile aklını başına toplamak arasında gidip geliyordu. Tüm bu olanlar bir film senaryosu gibiydi adeta. "Paralel Evrenler ve Para-Evrimler!" dedi kendi kendine. Evrim, Rüya'nın ince bir çizgi üstünde zar zor dengede durmaya çalıştığını fark edince elinde olan tek şeyi yaparak işi espriye vurdu:
"Bak sana misler gibi senaryo malzemesi verdim. Eh artık benim adımı da eklersin sondaki "Credits" kısmına."
"Oh ne güzel' Yine dalgaya al her şeyi! Nasıl bu kadar vurdumduymaz olabiliyorsun anlayamıyorum. Tüm o "Evrimler"in tek ortak noktası bu olabilir: Vurdumduymazlık!"
"Haklısın hepimizin fabrika ayarlarında, senin vurdumduymazlık dediğin o savunma mekanizması olmasaydı hayatta kalamazdık; yaptığımız fedakarlıkları yapamazdık ve sen çok daha önceden her şeyi öğrenmiş olurdun muhtemelen." Evrim'in sesi sitem doluydu.
Rüya belki de ilk kez Evrim'e haksızlık ettiğini düşündü. Sebebini hâlâ tam olarak çözemediği bir şeyler yüzünden tüm o Evrimler kendi hayatlarından alınmış ve zorla Rüya'nın hayatına dahil olmuşlardı. Rüya asla yapamazdı böyle bir şeyi. Muhtemelen Yüksek Şûra üyelerinin her birine bağırıp çağırır; onun hayatına burunlarını sokma hakkını nereden aldıklarını sorardı. Belki Evrimler de ilk başta öyle yapmışlardı. Onlar da karşı koymuş ama bir şekilde mecbur bırakılmışlardı belki de. Daha önceki Evrimler ile ilgili gerçeklerin tamamını asla öğrenemeyeceğini düşündü Rüya. Ama şimdi en azından 8. Evrim'in gerçeğini öğrenebilirdi.
"Neden? Neden ben? Neden onca Evrim kendi boyutundan alınıp buraya, benim yanıma gelmek zorunda bırakıldı? Sizi nasıl ikna ettiler böyle bir şeye?"
"Diğerlerini nasıl ikna ettiler bilmiyorum ama beni ikna etmeleri pek de zor olmadı."
...
Not: Bu bölüm fırından yeni çıktı :) Az önce yazıp hemen yayınladım :)
uzun zamandır bu kadar heyecanla bir "arkası yarın" beklememiştim :)
YanıtlaSilBen de heyecanla yazıyorum gerçekten 🥰
SilBilim kurgu okumayan ben! Keyifle okur oldum ve bu bölümde sıcak, taze kitap kokusunu almak pek güzel oldu:))
YanıtlaSilÇok teşekkürler Sevgili Buraneros :) Büyük bir heyecanla ve tarifi mümkün olmayan bir keyifle yazıyorum 🤗🧿
SilOnuncu bölümü bekleyen sabra sahip değilim, noluuuur yeni bölüm gelsin. :)
YanıtlaSilYayınladım az önce :)
Sil8. Evrim' den buram buram aşk cümleleri :) <3
YanıtlaSil8.Evrim, biliyor bu işleri :))
Sil