Bugün karşıma çıkan 3 farklı alıntı var ki üçüne de KATILMIYORUM. Belki de ilk kez bu kadar muhalifim yazarlara!
İlk alıntıyı sevgili Momentos paylaşmış. Tarihe not düşelim, ilk kez fikir ayrılığına düştük. Bence bir yanlışa devam etmek, yanlış olduğunu bildiğin ama geri de dönemediğin bir yolda yokuş aşağı yuvarlanmaktır bazen. Yol biter, mecburi geri dönüş başlar. Bilmek ayrıdır, karar vermek ayrı, verdiğin kararı uygulayabilmekse apayrı!
İkinci alıntı Instagram'da severek takip ettiğim, Özdemir Asaf ismiyle açılmış bir hesapta çıktı karşıma. Turgut Uyar'a çok şaşırdım. Beklediğin gelecek de zamansız geldin diyeceksin, bir de elin kolun dağınık diye sarılmayacaksın??? Demek ki pek de ölüp bitmiyorsun gelsin diye!
Sonuncusunu canım arkadaşım Melike paylaşmış. Yanılmıyorsam Kafa Dergi'den. Eğer o aşktan birileri sağ çıktıysa o aşk ölmüştür çoktan. Başımız sağolsun!
Bugün de böyleyim işte!
#edebiyat #Hayat #muhalif
Muhalif olma durumunu hemfikir olmaya yeğlerim. Çünkü muhalif olmak içinde daha çok düşünce barındırır:)
YanıtlaSilAlıntıladığınız sözlerde sizinle hemfikir olduklarım var, size muhalefet ettiklerim de. Farklı düşünmek, düşünen her insanın doğasında var. Bazen düşüncelerimizde genel kanaatin aksine azınlıkta da kalabiliriz, sorun yok yine.
O zaman baştan başlayalım:
Cohelco'nun "Bir yanlışı tekrar ediyorsan, artık o bir yanlış değil, karardır." sözüne muhalefet etmişsiniz. Ben de size muhalefet ettiğime göre yazara katılıyorum:) Kanımca ikinci kez yaptığın yanlış, katmerli kötü bir karardır. "bile bile lades" yani "even wishes" durumu. Bazen doğruya giden yollar kapalı da olabilir, odada kapalı kalan bir kuşun çıkamayacağını bildiği halde pencere camına defalarca çarpması gibi. Bazen bir kez daha tecrübe edeyim dersiniz yanlışa düştüğünüz bir işte. Bu durum farklı, çünkü ikinci denemenizde ufak da olsa yeni bir şeyler ekler ya da değiştirirsiniz. Belki de ilk yanlıştan şans eseri ayakta kalmayı başardınız, fakat ikincisinde aynısını tekrarlarsanız bu kez şansınız olmayabilir. Yani düştüğünüz o yoldan geri dönemeyebilirsiniz. Aynı yanlışı ikinci kez tekrarlayan kişi acı çekmeye kararlı bir kişidir bence. Elbette, neyin yanlış neyin doğru olduğu da kişiye göre değişir. Sizin yanlışınız benim için doğru, benim yanlışım sizin için doğru olabilir. Bunu da not düşmüş olayım:)
"Zamansız gelme, elim kolum dağınıksa sarılamam." Turgut Uyar'ın bu sözünde elinin kolunun dağınık olmasıyla kastettiği ne? Üçyüzbin şiirinden bir dizeymiş bu. "http://acikerisim.fsm.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11352/2332/Karaarslan.pdf?sequence=1&isAllowed=y" şiire ilişkin güzel bir tahlil var burada, sayfa 84,85. Şair, aslında bu dizeyle bir ironi yapıyor sevdiğine, "şimdi gelme, elimde paketler var, sarılamam" diyen birinin aklından zoru olmalı:) Eminim, şiiri benden daha iyi değerlendirirsiniz, ben sizden bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum.
Ama üçüncü konu alıntının konusu ihtisas alanım:) "Bir aşktan ancak onu sevgiye dönüştürenler sağ çıkabilir." Sizinle bu konuda hemfikirim:) Dam üstünde saksağan... Aşk sevgiye dönüşür, sevgi aşka dönüşür dönüşmesine de, dönüşüm olmazsa kuyuya mı düşüyor bu aşıklar:))
Teşekkürler, beyin jimnastiği sona erdi:)
Mr. Kaplan yine yaptıpınız yapacapınızı :) ilk alıntıyla ilgili söylediklerinize katılmamak mümkün değil. O cama vurup duran kuş gibiyiz bazen hayat karşısında, ne içinde kalabiliyoruz sakince ne de dışına çıkabiliyoruz camı kırıp kan revan içinde kalmadıkça. Üstelik gücümüz yeter mi? O da meçhul...
SilTurgut Uyar ne kastetmiş diye düşünemiyorum bile ben o düzeyi okuyunca. Gönlüm kırılıyor anında "zamansız gelme" diyebilen bir aşık(?) fikri karşısında. Belki durup düşünsek ironiyi görür daha farklı bakarız ama işte ne olursa olsun "gelme" denilir mi hiç canhıraş beklenmesi gerekene?
En çok 3. konuda hemfikir olduğumuza sevindim :) Gerçi orda "Aşk sevgiye dönüşür, sevgi aşka" demişsiniz ama bence dönüşen bir şey yok. Genelde yıllar içinde aşkın yanına sevgi ekleniyor zamanla, sonra aşk vadesi dolunca çekip gidiyor. Sevgi bazen kalıyor, bazen onun varlığı da yetmiyor ilişkiden sağ çıkmaya. Bazen de sevgiyle başlıyor, yolda aşk dahil oluyor aynı hikayeye ama yine kalıcı değil, misafir oyuncu gibi repliği bitince çekiliyor sahneden. İş tabi ki ömürlük sevgiyi bulmakta ama kimse kimseyi "Aşkımız sevgiye dönüştü" diye kandırmasın bence :D
Turgut Uyar'ın sözüne taktım; Bence o zamansız gelme elim kolum başkasıyla dolmuştur falan ,demek istiyor gibi. Zaten giden gittiyse gelmesin bir daha kardeşim.
YanıtlaSilŞiirin tamamı şöyleymiş ve işler biraz karışıkmış sanırım :))
Sil300.000
Bu kıvırcık ateşten yalanlar 300.000
Kimi sularca inanıyorum kimi zulüm yakıcı
Çocuksu, deli deli zincirler boğuntusu gök
Elimde kolumda senin seslerin var gel de aldırma
Kadınları çıplak görüyorum koşup seni soyuyorum
Bir açıcı gerdanlık görsem boynun aklıma geliyor bilemezsin
Seni kentlere seni bankalar seni seni 300.000
Seni zamansız ölümlere karşı koyuyorum hep aklımdasın
Yükün ağır, bir irisin bir ufaksın yetiştiremiyorum 300.000
Kapattığımız sağnak akşamları açtığımız sabahları 300.000
Elimden tut beni acar balıklara alıştır
Tekin durmayı öğret acıkmış aç kayalarda
Gel anasız pencereme perde ol kurtulayım
Kalk ellerini yıka bize gidelim
Soyunur dökünür odalarda konuşuruz
Bir o kaldı 300.000
Odalara kapanmak odalarda konuşmak odalarda ölmemek
Canımız çekerse sevişiriz de kalk gidelim
Üç sokak ötede bir ev var yeşil gibi sana onu gösteririm
Konuşur sevişir dövüşürüz 300.000
Benim yırtıcı kuşlara tutkum işte bundan ötürü
Yadırgamadan gökyüzüne aşka acıkmaya alışkın
Zamansız gelme elim kolum dağınıksa sarılamam
Senin ağustos çeşmeleri yüzüne özlemle eğiliyorum
Bir karşı durulmaz istek bir telaşla kendiliğinden
Bir serin renk anlıyorum aydınlık gözlerinden sorma
Sen zenginsin alırım tükenmezsin
Allah gelene kadar sen olursun şiirlerimde bu bir
Boş ver kavgalara kuruntu sorunlarına boğuntuya gelme
Ben adını demesem de anlıyorsun 300.000
Ü ç y ü z b i n
Cümbür cemaat aşka abanıyoruz
- Turgut Uyar
Ağlatacak yine bu dam beni.
SilAthena'nın bu şarkısı ya da orijinali "I did it my way" benim kayınpederimin toprağa verilme öncesi şarkısıydı. Hıristiyanlarda öyle oluyor, sevdiği ya da onu anlatan şarkı eşliğinde 3-4dk sessiz duruyor ve onu düşünüyorsun (ve genelde ben de ağlıyorum, ortamda en çok ağlayan da ben oluyorum yahu).
Turgut yine yapmış Turgut'luğunu. "Sakın gelme, hazır değilim, deliyim kaç gündür.." diye giden bir MFÖ şarkısında Mazhar o müzikle ne demek istediyse işte aynısını Turgut da kelimelerle demek istemiş :) basit.
hihi komik geldi bana alıntılar ve yorumlar neşelendim :)
YanıtlaSil