Perşembe, Ekim 08, 2020

Hayat ve Hayati Kaptan - 11. Bölüm REVİZE***

Rıfat sözünü bitirdiğinde Hayat ne diyeceğini bilemez bir halde kaldı. Rıfat'la yıllardır çok yakın arkadaştılar ama aralarındaki ilişki asla bunun ötesine geçmemişti. Hatta lise yıllarında Hayat'ın en çok kızdığı şey aralarında arkadaşlıktan fazlası olduğuna yönelik imalardı. Şimdi anlıyordu ki Rıfat onun bu tavrından çekindiği için hislerini kendine saklamış ve onca yıl sadece arkadaş olmakla yetinmişti. Hayat ne düşüneceğini, ne diyeceğini bilmiyordu. 

- Rıfat, ben gerçekten çok şaşırdım. Ne diyeceğimi bilemiyorum.

- Anlıyorum. Zaten saat de çok geç oldu ve benim yüzünden yeterince yoruldun bugün.

Yolun geri kalan kısmına sessizlik hakim oldu. Eve ulaştıklarında Rıfat iyi geceler dileyerek ayrıldı. Hayat tüm gece Rıfat'ın söyledikleri ışığında geçmişi düşünüp durdu. Rıfat'ı çok seviyordu, birlikte hep çok eğlenir, harika vakit geçirirlerdi. Rıfat yurt dışına gittiğinde Hayat onun yokluğunu derinden hissetmişti. Gelmediği yıllarda neler yaptığını hep merak etmiş, sık sık olmasa da arada sırada telefonla ve mektuplaşarak haberleşmişlerdi. Ama bu gece olanlara hiç hazır değildi Hayat. Hayati Kaptan'ı ilk kez gördüğü andaki o heyecanı Rıfat için hissetmiyordu. Belki bir zamanlar onun da içinde farklı duygular oluşmuştu ama o zamanlar sadece arkadaş oldukları gerçeğine o kadar sıkı sıkıya sarılmıştı ki Hayat... "Keşke..." diye geçirdi içinden, keşke her şey farklı olsaydı.

Hayat, Rıfat'ın ondan bir cevap bekleyeceğini biliyordu. Ertesi sabah aklında düşünceler ve soru işaretleri ile ayrıldı evden. Dalgın bir halde yürürken kafasını kaldırdığı anda Hayati Kaptan'ı buldu karşısında.

Hayati Kaptan tüm gece uyumamış, kendiyle ve içinde kopan sessiz fırtınayla hesaplaşmıştı bir kez daha. görmezden gelmeye, inkar etmeye, yok saymaya çalışsa da oradaydı işte gerçek. İlk kez gördüğü andan itibaren tek düşüncesi Hayat olmuştu. Görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir sancıydı göğsündeki. Ne yapacağını bilmiyordu. Bildikleri elini kolunu bağlıyordu. Yasemin, çocuklar, sorumluluklar...

Hayat ve Hayati Kaptan kısacık bir bakışmanın ardından selamlaşarak birlikte yürümeye başladılar.

- Günaydın.

- Günaydın.

- Yorgun görünüyorsunuz.

- Haklısınız Hayat Hanım. Zor bir gece geçirdim. Hayat... Hayat elini kolunu bağlıyor bazen insanın. 

- Bazen de biz duvarlar örüyoruz sanırım hayatın önüne. 

- Sanırım sizin için de zor bir gece olmuş. Haddim değil ama umarım Rıfat Bey sizi kıracak bir şey yapmamıştır.

Hayat, bir anlık şaşkınlıktan sonra;

- Hayır, hayır asla! Rıfat o uçarı görüntüsünün aksine çok ince ruhlu, ince düşünceli biridir. Asla beni kıracak bir şey yapmaz.

- Haddimi aştıysam mazur görün.

- Rica ederim. Kötü bir niyetiniz olmadığından eminim.


Vapur iskelesine vardıklarında Rıfat'ı iskelenin girişinde Hayat'ı beklerken buldular. Hayati Kaptan istemeyerek de olsa onları yalnız bırakarak kaptan köşküne çıktı.


- Günaydın Hayat.

- Günaydın Rıfat.

- Dün gece söylediklerimin seni şaşırttığını biliyorum ama senden bir şans istiyorum. Sadece sana kendimi anlatabilmek için. Hemen bir cevap vermek zorunda değilsin. Sadece benden uzaklaşma yeter benim için. Sen kendini hazır hissedene dek ben bir daha bu konuyu hiç açmayacağım

Hayat, Rıfat'a minnettarlıkla gülümsedi ve birlikte vapura bindiler.


*** Hikayenin sonunu çoktan yazdım ve maalesef aşırı derecede sonuç odaklı biri olduğumdan aradaki bölümleri tamamlamak için acele ediyorum ama bu şekilde hem hikayeye hem de karakterlere haksızlık olacak. Sevgili Mr. Kaplan'ın bahsettiği okura yansıyan "acelecilik" hissini ortadan kaldırmak için bu bölümü revize ettim.


*Şarkı: Seni Her Gördüğümde - Erkin Koray


16 yorum:

  1. Önce müziği açtım. Sonra da okudum.
    Bana ne ilginç geliyor biliyor musun? Bazı insanlar ömür boyu milyonlarca insan arasında 1 kişiye bile denk gelmiyorsa, bu acaba "kader" midir, "bakış açısı sorunu" mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki de şanstır! O bir kişiye denk gelip elin kolun bağlı kalıp ömrünün geri kalanını göğsüne oturan öküzle geçirmektense hiç denk gelmemek daha iyidir belki de :D Bir de tam tersi var, birle kalmayıp iki, üç, dört... Sürüsüne bereket aşk sığdıranlar var bir ömre :))) Adını ne koyarsak koyalım, şans/kader/bakış açısı... Kimine kavun, kimine kelek bir düzeni(?!) var hayatın :D

      Sil
    2. Hiç öyle düşünmemiştim :)))) ya doğru, lisede tanışıp evlenenler belki de ilerde düşünüyordur “başkası olsa daha mı iyi olurdu” diye..

      Sil
    3. Var öyle arkadaşlarım ve genelde söyledikleri şey hep benzer: "Gözümü açtım o, başkasını bilmiyorum ki! Daha iyisi var mı yok mu nasıl bileyim!"

      Sil
    4. Sanırım bu da çok "yazık" bir durum. Tek ruh, tek beden.. trilyonlarca çeşit varken... :/

      Sil
  2. İçinden çıkılması zor karışık duygular... Rıfat'ı anlıyorum, Hayat'a duygularını açmaktan kaçarak arkadaşlığını kurtarmış. Aksi halde büyük bir olasılıkla Hayat'ı göremeyecek, konuşamayacaktı. Fakat yıllar boyu bunu içinde saklayarak iyi mi etti? Tartışmaya açık. Çok zor bir durum, biliyorum:)
    Hayati'nin cesareti beni çok şaşırttı. Sanki olay çok çabuk gelişti, bir acelecilik seziyorum. Onun aldığı risk Rıfat'ın alacağı riskten binlerce kat fazlaydı oysa. Evli olmasından dolayı, hem Hayat'tan alacağı cevap açısından hem de eşi Yasemin Hanımefendi bakımından büyük sorun. Ben Hayati'nin durumunda kalsaydım asla cesaret edemezdim. Hayati doğru bir şey mi yaptı acaba, Hayat Hanım'dan umut ettiği yanıtı almış olsa bile. Esas hikaye bundan sonra başlıyor, bakalım:)

    Bir de Hayati'nin şu cevabı çok manidardı:)
    " - Haklısınız Hayat Hanım. Zor bir gece geçirdim. Hayat... Hayat elini kolunu bağlıyor bazen insanın."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam da dediğiniz gibi "acelecilik" yüzünden böyle oldu. Hikayenin sonunu yazdım, ara kısmı bitirmek için biraz acele ediyorum ama bu kez de havada kalacak ve hikayeye haksızlık olacak diye endişe ediyorum. Hayati'nin bu cesareti aslında pek onluk bir hareket de değil. Bakalım neler olacak.

      Sil
    2. Mr. Kaplan ilk yazdığımda pek içime sinmemişti bölüm. Siz yorum yapınca hepten gözüme battı, kulağımı tırmaladı. Değiştirdim. Yorumunuz için teşekkürler :)

      Sil
    3. Bence de böyle daha oturaklı olmuş. Zaten synı gün içinde iki kişiden birden ilan-ı aşk almak?! :)

      Sil
    4. Elinize sağlık, şimdi her şey oturdu yerli yerine:) Güzel bir hikaye oldu. Sanırım son bölümdü bu, değil mi?

      Sil
    5. Hayır! Sona daha var :) Ama aceleye getirmemek için zorlamam gerek kendimi biraz.

      Sil
    6. Tüh revizyon öncesi bölümü kaçırdım :)

      Sil
  3. bu bölüm iyiydi yaa evet tadını çıkaralım tabisidekiiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep çabucak bitiriyorum hikayeleri, bu kez azcık sabredeyim di mi :D

      Sil
  4. pikiii şizofren sohbetini silerim sonaaa, bigudili anneye takılmak için öyle yazdıydıım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok silme, senin blogun sonuçta. Ben bu konuda aşırı hassasiyet göstermiş, objektif bakamamış olabilirim.

      Sil

İkigai

İkigai, şu anda okuduğum kitabın adı. Kitabın alt başlığı "her güne mana ve neşe katmak".  Kısaca açıklamak için  Wikipedia 'y...