Pazar, Ekim 25, 2020

Doya Doya... Doyabilir mi insan?

Başlık olarak "Doya Doya Yaşamak" yazacaktım ama yazarken fark ettim ki insanoğlu doyumsuz. Sevdiğimiz şeyler söz konusu olunca ne kadar çok olursa olsun yetmiyor. Sadece maddesel şeylerden bahsetmiyorum, sevdiğimiz insanla geçirdiğimiz vakitler de yetmiyor, sevdiğimiz bir şeyi yapmak - mesela yazmak - için sahip olduğumuz zaman da yetmiyor. Hep daha fazlasını istiyoruz. Biliyorum böyle olmayanlarınız vardır içinizde ama sayıca az olduğunuzu düşünüyorum :D

Sonbaharı ne kadar çok sevdiğimi anlatmıştım daha önce. Doğanın içinde kaybolmak, huzur bulmak, renklerin dansını izlemek, kuşların cıvıltısını dinlemek... Tüm bunlara doyamıyorum. Kendimi dağa taşa vuruyorum. Artvin'deki bir yürüyüş kulübüne katıldım, yakın çevredeki rotalara düzenledikleri yürüyüşlere katılıyorum haftasonları. Onlar Artvin'den geliyor, biz de arkadaşlarla Hopa'dan çıkıp yolda onlara katılıyoruz. 2 hafta önce Cankurtaran'dan Kemalpaşa'nın yukarısındaki Akdere köyüne yürüdük 25-26 km. Gerçekten çok yorucuydu ama bir o kadar da keyifliydi. Dün de Borçka Karagöl'e gittik. Araçtan indikten sonra 16 km.lik bir rotayı takip ederek gölü tepeden gören yaylalara çıltık Yol boyu manzara o kadar güzeldi ki...





Karagöl'ün yanından yukarıya doğru çıkarak yaylalara ulaştık. Yayla evlerini uzaktan görünce içimi saran mutluluğu anlatamam. O kadar doğal, o kadar samimi insanlar ki yayladakiler bizi görür görmez evlerine davet ettiler, çay ikram ettiler. Evlerinin fotoğrafını çekerken de "Dur ben de poz vereyim" diyecek kadar neşeli ve eğlenceliler.




Yayladan Karagöl'e bakmak... Hislerimi anlatacak kelimeler yok! Bıraksalar orda kalırdım tüm gün ama tabi her güzel şeyin bir sonu var. Çıktığımız gibi indik aşağıya, biraz da Karagöl'ün kenarında kalıp yürüyüşü bitirdik. 







Doğada olmak o kadar güzel, o kadar iyi geliyor ki bana keşke bu hissi birebir paylaşmak mümkün olsa... Elime geçen her fırsatta yine doğaya karışmak, doğanın bir parçası olduğumu her zerremde hissetmek istiyorum. Doymasam da doya doya içime çekmek istiyorum sevdiğim şeyleri!



8 yorum:

  1. Aman Allahım ne güzel yerler ne güzel yerler. En kısa zamanda ben de böyle bir yürüyüş kulübüne katılmalıyım, eğlenceli görünüyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle katılmalısınız! Yayla evlerini gördüğüm andaki sevincimi, en tepeye çıkıp Karagöl'e baktığımda hissettiğim mutluluğu anlatamam. Sessizliğin ortasında oturup içime nefes nefes huzur çektim :) Mutlaka deneyimlenmesi gereken şeyler var bu kısacık hayatta!

      Sil
  2. Muhteşem!!! Beni de götürdün resmen! Yayladan ne zaman iniyorlarmış peki? Hatırlıyorum Eylül ortası gitmiştik 2004 sanırım, buzzzz gibiydi, muhteşemdi ama dişlerim birbirine vuruyordu... Doğanız çok güzel, ne büyük şans ve ne güzel değerlendirmişsin!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında çoktan inmiş herkes :) Sadece hafif çatlak bir amca kalmış 150 civarı hayvanı ile! Bizi misafir eden aile fotoğraftaki evi yeni yapmış, hatta hala bitmemiş yapım aşaması da o yüzden gidip geliyorlarmış ara ara. Bizi görünce ısrarla evlerine, sofralarına davet edip çay ikram ettiler. Denk gelmemiz çok büyük şanstı :)

      Sil
    2. Ne kadar güzel insanlar....

      Sil
  3. Yazınızı okurken kafamda yazmayı planladığım bir yazıyla yakın bir ilişki olduğunu fark ettim:) Bu aralar yazma konusunda kısır bir dönemden geçiyorum. Bulunduğunuz Doğu Karadeniz yürüyüş için eşsiz bir bölge. Siz de hakkını vermişsiniz. Her mevsimin ayrı güzelliği var. Uzun yürüyüşleri ben de seviyorum fakat eşimin ayakları rahatsız. Onu bırakıp gitmek de içime sinmediği için yapamıyorum:( Bu arada manzaralar nefis, böyle güzel bir gün geçirdiğiniz için sizin adınıza sevindim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mr. Kaplan, eşim benimle aynı keyfi almıyor bu doğa yürüyüşlerinden hatta kilosu yüzünden zevkten ziyade işkence oluyor onun için. Onunla bu keyfi paylaşmayı o kadar çok isterdim ki... Başıma bir iş gelir diye benim yalnız gitmeme de çok sıcak bakmıyor eşim ama aldığım keyfi, gözlerimdeki mutluluğu görünce, sesimdeki neşeyi duyunca kıyamıyor, "Aklım sende kalıyor ama n'apalım git bakalım" diyor :)

      Hergün bakıyorum yeni bir şey yazdınız mı acaba diye. Hatta Ağaç Ev Sohbetleri iyi ki devam ediyor, en olmadı onu kesin yazarsınız diyerek bekliyorum yazılarınızı :) Hatta bugün Sevgili C. ile sohbet ederken çınlattım kulaklarınızı :D Kısa da olsa yazın, zaten yazmaya başlayınca illa ki gelir devamı :)

      Sil
  4. işte en güzel hayat bu, doğada :)

    YanıtlaSil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...