Pazartesi, Temmuz 29, 2024

Tahinli Dondurma = Mutluluk

Tahinli dondurma benim için bitmeyen bir aşk :)))

Yazları Çandarlı'da her akşam tahinli dondurma yerim. Bu yaz Çandarlı'ya gitmedik ama tamamen şans eseri Eskişehir'de Haller'in içinde tarihi bir muhallebicide ve Isparta'da Yörük Dondurma'da tahinli dondurma bulduk. Tabi ki hem tatile giderken hem de eve dönerken toplamda 4 kez yedim :) 

Tatil biterken içimi "Ben şimdi bir daha nereden bulacağım tahinli dondurma?" hüznü kapladı. Sonra aklıma evde yapma fikri düştü ve tabi ki tarif için internete daldım. Bir sürü tarif var. Kimisinde toz sahlep, kimisinde muz, kimisinde 1 bardak şeker var. Hiçbiri tam istediğim gibi değildi. Ben de kendi tarifimi oluşturdum, şu an buzlukta. Bakalım, sonuç nasıl olacak?


Malzemeler:

  • 1 pkt krema
  • 1 avuç ceviz
  • 200 ml laktozsuz süt (ben ölçü olarak krema kutusunu kullandım :)) 
  • 200 ml tahin (ölçü yine krema kutusu :) 
  • Bal (göz kararı koydum ama sanırım 1 kahve fincanı kadar) 


Hazırlık:

Önce ceviz ve sütü blendardan geçirip süzdüm. Üstüne krema ve bal ekleyip çırptım. En son tahini ekleyip tekrar çırptım. Bu aşamada tadarak bal miktarını arttırabilirsiniz. 

Karışımı buzluğa atıp 1 saat sonrası için alarm kurdum. Buzluktan çıkarıp çırpıp tekrar buzluğa koydum. Netteki tariflerden öğrendiğim üzere dondurma yaparken bu çırpma işlemini 2-3 kez yapmak gerekiyormuş. 

Yazıyı dondurmayı beklerken yazıyorum. Sonucun fotosunu çekip öyle paylaşacağım :) 





Sonuç tam bir tahin rüyası 🎉🍦😍

Pazar, Temmuz 28, 2024

Başlanan Noktaya Dönüş #19. Gün

Ayın 22'sinde sabah 7'de uyanıp kaldığımız aparttan çıkış yaptık. Önce Atakum plajından denize girip ayılmaya çalıştık. Malum önceki gece çok keyifli ve bol rakılıydı :) Biraz ayılınca ve mekanlar da servis vermeye başlayınca kahvaltı yaptık.

Kahvaltı sonrası yola koyulduk. 1,5 saat Evrim sürdü; mola verdik. Direksiyona ben geçtim, uyku bastırana kadar yaklaşık 2 saat sürdüm. Sonrasında Evrim sürerken ben bir uyumuşum... Karnım acıkınca uyandım :D

8 yıldır Hopa'da olmamıza rağmen o çok meşhur Çayeli kuru fasulyesini denememiştik ve ben Evrim'in başının etini yiyip duruyordum "Bi' kuru fasulye yemeye götürmedin bizi!" diye :))) Yolda karnımız acıkınca Evrim, "Madem öyle Çayeli'ne girip şu çok istediğin kuru fasulyeden yiyelim" dedi. Tabi ki balıklama atladım :)) 

Çayeli'nde  Lale Restaurant'a gittik ve hayallerime kavuştum :)) Gerçekten yediğim en lezzetli kavurma, pilav ve  kuru fasulyeydi. Üstüne de bir fırın sütlaç, keyiften dört köşe olduk :))


Yolunuz Çayeli'ne düşerse Lale'de kırıfasulye ve kavurma yemeden geçmeyin :) 


Karnımız doyunca tekrar yola koyulduk ve göz açıp kapayana dek evimize vardık. Evim, evim, güzel evim hissini anlatmama gerek yoktur sanırım :)) 

19 gün, 5 farklı şehir, yaklaşık 3700 km yol ve bolca mutluluk :) Darısı gelecek tatillerin başına :) 

Cumartesi, Temmuz 27, 2024

Yeniden Samsun #18. Gün

Ayın 21'inde Eskişehir'den Samsun'a doğru yola çıktık. Polisevinde ayın 22'sinden önce yer yoktu bu yüzden internet üzerinden Grand Atakum Hotel'den rezervasyon yaptım. Daha doğrusu ben öyle yaptığımı sanıyordum.

Samsun'a gelmek üzereyken bir anda solda yanıp sönen bir tabela ilişti gözüme. Grand Atakum Boutique Hotel. O an içime bir kurt düştü ve Evrim'e oteli aramasını söyledim. Uzun lafın kısası ben, isim benzerliği yüzünden Samsun Atakum'daki Grand Otel yerine Kavak'ta bir butik otelde dağ manzaralı bir oda rezervasyonu yaptırmışım 🤦🏻‍♀️

Akşam, Sevgili Buraneros ve Enn Sevdiği(miz) Kadın'la buluşacağımız için Kavak'ta kalmamız pek mümkün değildi. O rezervasyonu iptal edip Atakum'da bir yer bulmaya çalıştık. Evrim buldu bir yer. Normal koşullarda tercih edeceğim bir yer olmasa da bir geceliğine sadece uyuyup sabah tekrar yola çıkacağımız için kabullendik.

Oda işimiz hallolunca akşam için kararlaştırılan buluşma mekanımıza gittik. Kaldığımız yere 8dk.lık yürüme mesafesindeymiş şansımıza. Sevgili Buraneros ve Enn Sevilen Kadın gelince ekibimiz tamamlandı ve tüm gece sürecek o çok tatlı sohbet başladı :) Tabi ki sohbetimize bir 50'lik ve bir 35'lik eşlik etti :)



Gecenin sonunda ilk fırsatta tekrar buluşmak üzere sözleşip vedalaştık ve odamıza gidip direk uyuduk :)) 



Yeniden Eskişehir #15. #16. #17. Gün

Ayın 18'inde Isparta'dan ayrılıp Eskişehir'e gittik. Dayımız ve yengemiz tatil dönüşü de mutlaka onlara tekrar gitmemizi istemişlerdi. Seve seve gittik tabi ki :)

15. günümüz yolda geçti. Cumhuriyet sucuklarında mola verip hem karnımızı doyurduk hem de Afyon köy ekmeği aldık. Eskişehir'e vardığımızda akşam olmuştu. Dayımlarla yemek yiyip dinlendik. Ertesi gün hep birlikte Kanlı Kavak parkına gittik. Parka bayıldığımızı söylemeye gerek var mı bilemiyorum :)) 





Parktan sonra Haller'e gittik; takı aldık, pizza ve yine o harika tahin dondurmasından yedik :) Sonra barlar sokağına gidip biraz da orda takılıp günü keyifle bitirdik :) 





Eskişehir'deki son günümüzde Vega alışveriş merkezine ve Şelale parka gittik. Şelale park çok güzel bir yer. İçindeki Şelale Cafe'de midem bayram etti çünkü Eskişehir deyince aklıma ilk düşen şey çibörek ve sonunda yiyebildim :))



Yel değirmeni olur da Don Quiote olmaz mı hiç 😄




Geceyi evde dinlenerek, ailecek sohbet muhabbet ile bitirdik ve ertesi gün biz yine yollara düştük. 

Bir sonraki durağımız Samsun. Tabi ki yine Sevgili Buraneros ve Enn sevdiği(miz) kadın ile buluştuk :) 

Bir koşu yazıp yayınlayayım :) 

Cuma, Temmuz 26, 2024

Isparta #14. Gün

Isparta'daki 2. günümüzde kahvaltının ardından Melike ile şehir turuna çıktık.





Isparta deyince akla gelen iki şey:
 Güller ve Süleyman Demirel


Tarihi Firdevs Bey Camii 





Melike ile Isparta'yı şöyle bir tavaf ettikten sonra Melike'nin anneannesinin evine gittik. Bahçesinde yerlere kadar sarkan meyve ağaçlarıyla nanılmaz güzel bir ev. 



Bazı minik detaylar, pek hoşlar :) 


Öğleden sonra daha kalabalık bir ekiple Eğirdir gölüne gittik. Melike yol boyunca bize rehberlik yaptı. 






Göl yüzmek için pek cazip değil ama seyir tepesinden manzara muhteşem! Eğirdir dönüşü Kirazlıtepe'de yemek yedik üstüne de tabi ki dondurma :)) 

Ertesi sabah arkadaşlarımızla vedalaşıp Isparta'dan ayrıldık ve Eskişehir'e doğru yola çıktık. Onu da bir dahaki yazıda anlatayım :) 


Perşembe, Temmuz 25, 2024

Ey Hayat, Neden Bu Kadar Uyuzsun?

Mutluluktan uçup enerji ile dolup taştığım bir tatilden yeni dönmüşken, bu gazla evdeki fazlalıkları atıp mutfak dolaplarını, ayakkabılığı, kütüphaneyi, ardiye dolabını toplayıp evi minimal bir cennet yapmaya başlamışken eve alıcı çıktı. 

Şimdi ben ne diyeyim sana ey Hayat?

Biliyorum belki böylesi daha hayırlı, belki daha güzel bir ev çıkacak karşımıza, belki de her şeyin daha güzel olması için önce her şeyin karman çurman olması gerekiyordur, hayatın altının üstünden daha güzel olmadığı ne malum falan filan... 

Biliyorum ama bilmek yeterli olmuyor şu an. Hopa'da ev kiraları 20-28bin bandına çıkmış; satılık daireler içinde en ucuzu(?!) bizim ev: 3 MİLYON TL!!!

Ne diyeyim bilmiyorum... Şu an sadece evi almaya niyetlenen kişi evi beğenmesin diye umuyorum. 

Cumartesi, Temmuz 20, 2024

Marmaris ve Salda Gölü #13. Gün

Ayın 16'sında 12'de otelden ayrılıp Marmaris'in merkezine indik; kapalı çarşıyı gezdik, kaleye şöyle bir karşıdan baktık, sahilde yürüdük, magnet aldık. Arya günlük dondurmasını da yiyince tekrar yola koyulduk.






Kapalı çarşının içindeki bir mağazada sevdiğimiz animelerin figürlerini görünce çok şaşırdık. 


Melike, Marmaris'ten Isparta'ya geçerken yolda mutlaka Salda gölüne de uğrayın demişti. Navigasyona güvenip bilmediğimiz yollara girdik. Girdiğimiz yolun sonu kapatılmış. O noktaya gelmeden önce solda birkaç giriş vardı ama navigasyon sürekli devam etmemizi söylediği için vardır bir bildiği diye düşündük. İşin sonunda ucundan kıyısından da olsa gördük Salda gölünü ama hiç umduğum gibi değildi. Biz yanlış yoldan gittiğimiz için esas güzel olan kısmı göremedik.




Umduğumuz gibi olmayan 
bir Salda gölü macerası :(


Evrim'in söylenmeleri eşliğinde Salda'dan ayrılıp Isparta'ya yollandık; akşamüstü vardık. Naile teyzenin elleriyle yaptığı kabune pilavı ve güveç ile karnımızı bir güzel doyurup Isparta'yı gezmeye çıktık.




Isparta'yı kuş bakışı izlemek çok keyifliydi :)



Isparta maceramızın kalanı bir dahaki yazının konusu olsun :) 

Salı, Temmuz 16, 2024

"Sınırsız"ın Sonu #11. & #12. Gün

Bugün otelden ayrılıyoruz. 

Dün, benim için biraz kötü başladı gün. IBS yüzünden gecenin üç buçuğunda sancıyla uyandım ve 1,5 saat kıvrandım. Sabah olduğunda tükenmiştim. Tüm öğünlerde mecburen haşlanmış patates ve yoğurt yiyip havuz başında uyukladım. 

Dün şezlong komşumuz olan aile tam bir sabır sınavıydı. Çocuk inanılmaz inatçı ve laftan pek anlamıyor, babasının da kalır yanı yok. Kadının hiç sesi çıkmıyor, ya yapısı gereği pasif biri ya da bıkmış ve boşvermiş artık. Tüm gün çocuk ve adam saçma sapan inatlaşıp durdular. İşin kötüsü tüm inatlaşmanın sonunda hep çocuğun istediği yapıldı ve her şey boşuna yaşanmış oldu. Bir noktadan sonra sırtımı dönüp kulaklık taktım ki daha fazla şahit olmayayım. - Sonradan dönüp okuyunca kendimi acımasız ve işgüzar buldum. Durumun içinde olmak başka, dışından ahkam kesmek başka. Umarım işler o aile için kısa sürede kolaylaşır. - 

Havuz başında müzik dinleyip kitap okumak en sevdiğim tatil aktivitesi sanırım. Dün bir kitabım bitti, yeni kitaba başladım. Bu tatilde okuduğum 3.kitap :) Keşke Hayat sadece tatillerden ve kitaplardan ibaret olsa :))

Bugün oteldeki son günümüz olduğu için sabah erkenden kalkıp tam bir Türk anası olarak yolluk hazırladım :))) Açık büfeden taşıması kolay simit, poğaça ve meyvelerden alıp poşetledim, önceden kenara ayırdığım boş su şişelerimize de meyve suyu doldurdum. Sonra gidip yüzdüm, son son denizin tadını çıkardım :)



Gözünü açamayanlarda bugün :) 


Az önce havuzdan çıktım. Şimdi odaya gidip son kez etrafı kontrol edip çıkacağız. Sıradaki duraklar: Marmaris Çarşı, Salda Gölü ve Isparta.

Görüşmek üzere 🙋🏻‍♀️

Pazar, Temmuz 14, 2024

Biri Nazar Mı Dedi? #10. Gün

Sözüm Blogger meclisinden dışarı ancak diğer mecralar için sosyal medya nazarı diye bir şey var sanırım cidden. Annem sık sık "Facebook'ta ya da Instagram'da paylaşmayın fotoğraflarınızı" der ama çok da ciddiye almıyordum önceki güne kadar. Önceki sabah önce dudağımın uçukladığını fark ettik sonra da tüm gün oda kapısı ile sorun yaşadık. En az 5 kez müdahale edilip tamir edildi kapı ama nedense sürekli tekrarlıyor sorun. Şu güzelim tatilde nazara olan inancımız tazelenmese iyi olurdu ama n'apalım olsun :)))

İşin şakası bir yana hayatta böyle ufak tefek aksilikler olabiliyor. Tam her şey yolunda gidiyor derken ayağımız tökezleyebiliyor. Çok da takılmadan olur öyle deyip yola devam etmek gerek :) Eski ben asla yapamazdı. Alt tarafı bozuk bir kapı yüzünden "tüm aksilikler de bizi buluyor, bir işimiz rast gitmiyor" diye diye oturup ağıt yakardım. Olay bitse bile etkisinden çıkamaz, negatife bağlardım hemen ama dün yaşadığımız kapı krizinde gayet sakin alıp tamire gelenlerle sohbet edip gırgır şamata yaptım :)) 

Yıllar önce Evrim'le sevgililik dönemimizde bir akşam sofra hazırlarken ve artık açlıktan ölmek üzereyken tüm sıcağa, imkansızlık içindeki mutfağımıza rağmen  kızarttığım bir tabak ekmek elimden düşüp yeri boyladığında girdiğim sinir krizini hiç unutamam. Oysa ki hem faydasız hem de aşırı bir tepki. Şimdilerde benzer şeyler yaşayınca olan oldu deyip boşveriyorum. Dün de öyle yaptım.

Kapı mevzu zor da olsa çözülünce günlerdir yapalım dediğimiz şeyi yapıp Arya ile otelin kuaförüne saçlarımızı cornrow örgü yaptırmaya gittik. Arya o kadar güzel oldu ki... 




Bana da hafiften bir gençlik aşısı oldu gibi :)) 


Dün gecenin eğlence programı Evrim'in dört gözle beklediği karaokeydi :) Evrim, Elvis Presley'den Can't Help Falling in Love With You şarkısını söyledi. Fena değildi :)) Gecenin kazananı ise Ankara'nın Bağları ile herkesi costuran abiydi bence :) Bir de gerçekten çok güzel sesi olan ve Sezen şarkısı söyleyen genç bir arkadaş vardı. 

Cuma geceki Moğol akrobatlardan bahsetmesem olmaz. Acayip yetenekli bir ekipti. Onlar havada uçarken ay aman nasıl uçuyorlar, düşmesinler diye diye izledim :) 




Ayağıyla ok atıp hedefi vurmak?! 


Bir de ikinci kademeye tırmanıp tekrarlamak?!?!? 


Ekibin herbir üyesi acayip yetenekliydi. Tüm ekip 4-5 kez kostüm değiştirip birbirinden güzel farklı kareografiler sundular. 


Yarın son tam günümüz, sonraki gün 12'de otelden ayrılıyoruz. Eskişehir'e Isparta üzerinden gidip Isparta'da 1-2 gün kalmak istiyoruz ama henüz net değil. Bakalım :)


Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...