Çarşamba, Haziran 10, 2020

Ağaç Ev Sohbetleri #42 - Değiştirilemeyen Özgeçmiş

Bu haftanın ağaç ev sohbet konusu Azkaban Firarisi'nden gelmiş:

Eğer bir zaman makinen olsaydı ve istediğin zamana gidebilseydin neyi değiştirirdin? İyi veya kötü sonuçlar doğurabileceğini bile bile yapabilir miydin?

Azkaban Firarisi dünyanın dengesini unutmamak lazım demiş kendi yazısında.

Şimdiye kdr okuduğum yazılarda genelde dünya tarihi ile ilgili şeyleri değiştirmeye niyetlenmiş blogger arkadaşlarımız. Benim de aklıma ilk önce Hitler'i yok etmek ve Amerika'nın keşfini önlemek geldi. Ama işlerin bununla bitmeyeceğini biliyoruz tabi ki.

Neden kendimizden önce dünyanın geçmişini, insanlığın kaderini değiştirmeyi düşünüyoruz acaba? Belki de hiçbirimizin cesareti yok en başa dönüp bir şeyleri değiştirmeye, başka olasılıklara yelken açıp başka hayatlar yaşamaya.

Mutlu Anlar Koleksiyoncu'sunun  şu yazısındaki soruya cevaben her şeye rağmen 10 üzerinden 10 vermiştim çocukluğuma. Oysa blogu takip edenler biliyor pek de güzel değil çocukluk anılarım ama yine de Ağaç Ev Sohbetlerinin verdiği hayali imkana rağmen geri dönüp değiştirecek cesaretim yok sanırım benim de.

Peki neden 10 puan verdim çocukluğuma? Sokakta geçri çocukluğum, koşup oynayarak, arkadaşlarımla eğlenerek, ip atlayıp top peşinde koşarak... Çıkmaz sokakta büyüdüm ben. Belki de bundandır çıkmazlara düşkünlüğüm, durup durup yeni çıkmazlara düşüşüm. Çıkmaz sokakta büyüyüp çıkmaz sokakları sevmek... Çocukluk işte!

Geçmişte bir şeyi değiştirince neler olabileceğini kestirmek çok zor. Kaş yapayım derken göz çıkarmak istemem. Detaylı analiz ve planlama olmadan geçmişte atılan her bir adım yıkıcı etkiye sahip olabilir ve gelecek yıllar geçmişi aratabilir. Bu yüzden ben daha büyük riske girip şansımı Hitler'den yana kullanırdım sanırım.






15 yorum:

  1. Hitler'in sanat öğretmeninden yana kullansaydın bari, biliyorsun "çok beceriksizsin" diye adamı okuldan kovup dünyanın başına dert eden bir öğretmeni olmuş, düşünsene Hitler muazzam bir ressam olsaydı, tarih kitaplarında değil sanat kitaplarında yer bulsaydı. İşte bunu merak ediyorum: yine de dünya tam aynı noktaya gelir miydi? Çünkü ben "tek adam" teorilerine inanmıyorum, o da tek değildi sonuçta. Üstelik dünyadaki tek örneği de değil.. Malesef galiba insanlık olarak biz değişemiyoruz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak bu çok iyi fikirmiş :D Adam sanatla uğraşsa mutlu biri olurdu. Ama dediğin gibi dünya yine de bir şekilde tam aynı noktaya gelebilirdi her şeye rağmen.

      Sil
  2. İmdi, risk almayı sevmiyorsun. Kaş yapayım derken göz çıkarmayım diyerek geçmişi karıştırmaktan yana değilsin. Bir bakıma evdeki bulgura razısın:)

    Diğer taraftan, dünyayı değiştirebilmek için önce kendimizi değiştirmemiz gerek diyenlerdensin. Ve bunu yapamamamızın muhtemel sebebini cesaretsizlikle açıklıyorsun.

    Ve sonunda eline geçen bu inanılmaz kudreti Hitler'i yok etmekte kullanırken yine de büyük risk aldığını düşünüyorsun. Bunun yanı sıra Amerika'nın keşfinin de insanlık adına büyük bir felâket olduğunun altını çizmişsin.

    Kelebek etkisine inanırım:) Evet, geçmişte yapılacak en ufak bir değişikliğin geleceği nasıl ve ne boyutta etkileyeceği kestirilemez. Ne kadar büyüleyici değil mi? Evrende sonsuz sayıda senaryo demek bu. En iyisinden en kötüsüne kadar sonu olmayan bir tayf!

    Hitler'i yok ederdim diyorsun. Nasıl? Henüz etkinlik kazanmadan meselâ, fırtınalı bir günde, üç katlı bir binanın çatısından havalanan kiremit parçası, alel acele parti toplantısına yetişmeye çalışan Adolf'un başına düşüp onun ölümüne sebep olması hiç de şaşırtıcı bir olay olarak değerlendirilmezdi.
    Bu olaydan sonra, Almanya, nasıl şekillenir, dünyadaki etkileri nasıl olurdu bilinmez.

    Avrupa'nın maceracı ipsiz sapsızları, Amerika'yı keşfedip yerlilere kıyım yapmışlar. Bir an şöyle düşündüm. Amerikanın maceracı ipsizleri gelip Avrupa'yı işgal etselerdi, ya da Afrika'nın zencileri, beyazların kendilerine yaptıklarının aynısıni onlara yapsalardı nasıl bir dünya beklerdi bizi!
    Bütün yaşananların ve yaşanacakların sonsuz sayıda tesadüfün bir araya gelmesiyle oluştuğunu düşünüyorum.

    Kendimizi değiştirmekle dünyayı değiştireceğimiz fikrine mesafeliyim. Elbette bizim her soluk alıp verişimizin bile yaratacağı değişikliği yadsımıyorum. Ne yapmak istediğimizi önemli ve sahip olduğumuz gücümüz de öyle! Bana göre, dünyada kaotik ortam devam ediyor. Kaotikliğin oluşturduğu tuhaf bir düzen içindeyiz.

    Yani, ne Hitler ne Amerika, ne de kendimizi değiştirmeye çalışmamız, hiçbir şey, kontrolü elimize geçirmeye yeterli olmayacaktır. Belki daha iyi, belki daha kötü, bazıları bize iyi, bir kısmı başkalarına ama su kendi yolunu bulacak, bazen bizi kullanarak, bazen bize rağmen:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hitler'i yok etmek için önerdiğiniz plan güzel, işe yarar :D Ceren'in fikrini deneyip Hitler'i kendi halinde zararsız bir ressam yapamazsam sizin planı deneyeyim :D

      Sil
  3. Bu arada Mrs.DBE'nin yazıları içinde kendimi kaybedip, üzerine yorum yapma cesaretini kendimde bulamadığım ruh hallerimde gözüme ilişen Fernando Pessoa'dan bir alıntı, sizin çocukluğunuza olan bağlılığınıza ışık tutar gibi:)

    Hepimizin iki yaşamı var;

    Sahici olanı: çocukluğumuzda düşlediğimiz yaşam...

    Sahte olanı: başkalarıyla ortaklaşa yaşadığımız" ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mr. Kaplan ben şimdi şu sözün içinde kaybolsam kimse daha da beni bulup çıkaramaz.

      Sil
    2. Çok doğru bir tesbit.
      stelik ne kadar kişiyle etkileşime girersek o kadar çok sayıda sahte yaşam yaratıyoruz. İnsan sosyal bir canlı olmasaydı sadece fiziksel ihtiyaçlarımızı gidermek için diğer insanlarla bir araya gelseydik acaba dünya nasıl bir yer olurdu, insanlığın gelişimi nasıl olurdu merak ediyorum. ALmanya'daki aşırı bireysel yaşam bazı fikirler veriyor ama emin olamıyorum :) Çok sevgiler Mr. Kaplan!
      Manxcat, Mr. Kaplan yine lafı tam gediğine koymuş :)

      Sil
    3. Bu arada Pessoa'nın aslında çok büyük ve sevecen bir ailede büyümesi, annesiyle arasındaki ilişkinin oldukça yakın olması (diğer bir sevdiğim yazar Borges için de geçerli bu) ve yazdıklarının bu kadar "yalnızlık" ve "içe dönüş" odaklı olması..

      Sil
    4. İnsan varoluştan rahatsız demek ki... Ne yapsan yine de yalnız, yine de içe dönmeye, arıza çıkarmaya meyilli...

      Sil
  4. Kelebek Etkisi filmi geldi aklıma :)

    YanıtlaSil
  5. çıkmaz sokakta büyüyüp çıkmazları sevmek. çok güzel bir buluştu bu yaaa :)

    YanıtlaSil
  6. heeey bu yazının linkini gidip kedi mırıltısının son yazısına link olarak bırakabilir misiin :) ağaç ev sohbetlerini o düzenliyor da her pazartesi bir önceki sohbetin linklerini son yazısında topluyor. sohbeti yazanlar da kedi mırıltısına gidip yazdım diyoo :)

    https://www.kayipfisilti.com/2020/06/agac-ev-sohbetleri-43_15.html

    YanıtlaSil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...