Salı, Kasım 14, 2023

Tercih

Ne kadar kaçınmaya çalışırsak çalışalım biliriz aslında acı gerçeği. Susturmaya çalışsak da içimizde bi' ses bıkıp usanmadan ve yılmadan söyler neyin doğru neyin yanlış olduğunu. O sesi duymamak için kuru gürültülere boğarız kendimizi. Sessizlik olur da içimizdeki sesi duyarız diye korkarız yalnızlıktan, kendimizle başbaşa kalmaktan. Ya da içindeki sesin söylediklerini o kadar yüksek sesle duyar ki dışarıdan da anlaşılacak diye çekinir kimseyle samimiyet kuramaz insan bazen. Ya onlar da görürse, ya onlar da duyarsa o sesin söylediklerini...

Yalnız kalmayı gerçekten seven insanlar barışıktır içindeki sesle ve gerçeklerle. Korkacak bir şeyi yoktur. 

"Benim içimde öyle bir ses yok" diyen çıkar mı bilemiyorum. Sesin kaynağı konusunda değişik fikirler var. Kimisi vicdan, kimisi akıl, kimisi mantık, kimi ruh diyor o sese. Ben de ruh diyenlerdenim. Tüm insanlığın içinde tek bir ruhun parçaları var bence. Her birimiz o kolektif ruha bağlıyız; duymayı, dinlemeyi ve uymayı becerebilsek kimse yanlış yapmayacak yeryüzünde. Hepsi bir tercih meselesi: O sesi duymak ya da duymamak, işte tüm mesele bu!


... 


Zor zamanlarımda yorumlarıyla yanımda olan tüm blog arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Ama iki kişi var ki yüzümü güldüren, onlarsız çok daha zor olur Hayat. Biri canım Ceren'im❤️, diğeri yetenekli Momentos'um ❤️ Ceren, en zor anımda yetişip illa ki mesajlarıyla güldürüyor beni ve dünya aydınlanıyor; Momentos'un podcastleri de her daim yanımda. Sabahları aile kahvaltılarımızı şenlendiriyor; yalnızken bir kapı aralıyor ve çıkarıyor beni zihnimin dehlizlerinden. 

Dün tüm gün Radyo Momentos dinledim. Spotify'dan Radyo Momentos açıp "Tüm bölümler - Çalınmayanlar - En eski" seçeneklerini takip edince ilk günden bu yana arada gözden kaçan tüm yayınlar peşpeşe çalınıyor. Aşağıda paylaştığım G/astronomi isimli hikaye  böyle çıktı karşıma ve inanılmaz iyi geldi bana. Momentos'un sesinden dinlemek için:

G/astronomi #1

G/astronomi #2

G/astronomi #3

G/astronomi #4

G/astronomi #5

G/astronomi #6


13 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Ay kalp gitti bir sürü şey yazmıştım onlar kaldı :) Evren bana "kısa kes" demeye çalışıyor ama yine de dinlemeden söyleyeceğim: içses'e ara sıra "eeeh yettin gari" demek gerekiyor, yoksa tepemize binen şımarık bir çocuk gibi hep talep hep talep.. Dün shameless izliyorum, Fiona diyor ki "uyuşturucu partisi yapıp 3 yaşındaki kardeşimizin uyuşturucuyu yemesi sonucu yoğun bakıma alınmasından, bir türlü baltaya sap olamamamdan, ev hapsi kurallarını çiğneyip hapse girmemden ne bipolar annem, ne alkolik babam, 34 yaşındaki ben sorumluyum".. Lip de diyor ki "you are not perfect."
      Bu kadar ;) Hiçbirimiz mükemmel değiliz ve mükemmel olmaya çalışmamalıyız.. Olduğumuz şeklimizle bizi seven üç beş kişi var mı, tamam.
      Ha diyeceksin ki onlara zarar veriyorum ama, evet doğru zarar veriyor olabiliriz ama güzellikler de veriyoruz, mümkün mertebe bu dengeyi kurduğumuz sürece sorun yok.. Hem düşünsene yanında biri var ve mükemmel biri bu, sence de çok sıkıcı olmaz mıydı onunla hayat? Kabus gibi olurdu! ;) Öpüyorum...

      Sil
    2. Seni dinleyip iç sesime "Ehhh yettin gari!" dedim az önce Ceren :))) "Beni çok daha önce susturabilirdin, tek yapman gereken dediklerimi ilk seferde gerçekten duyman!" dedi. Aslında duydum da işime gelmedi. Neyse bakalım uydum dediklerine, sanırım bir süre susar artık :))

      Çoooook seviyorum seni ❤️ İyi ki varsın 😘

      Sil
  2. KuyruksuzKedim, sanırım bu bir sarmal!
    Çünkü ben sana iyi geliyorum, sonra sen bir şey yazıyorsun sen bana iyi geliyorsun ve bu tüm dostlar/tanıdıklar arasında böyle süregidiyor. İnsanın kendisini dinlemesi çok mühim bir olay, ben çok önem veriyorum. Bedenim ya da iç sesim bana ne söylüyor, çok uzun zamandır dinlerim ve genellikle hep doğru noktalara yönlendirir. Bazen de sessiz kalır, beni bana bırakır. :)
    Kafandaki sesleri bilemem ama bedeninin sesine mutlaka kulak ver derim, çünkü inan bana arızaya geçmeden önce sinyal veriyor.

    Bak mesela sen de bana iyi geldin ve iyi bir iş yaptığımı bana hatırlattın. 2021 senesindeki ilk yayınlardandır blogda da yayınladığım bu öykü. Çok etkilenerek ve severek yazmıştım. Uzun zamandır şiir ve öykülere uzağım, sanırım biriktirme dönemi :)
    Çok teşekkür ederim, çok zarifsin o yayınları buraya taşıyarak yeniden günışığına çıkardın.
    Güzellikler ve sağlık sarmalasın seni bir ömür boyu. <3 @>------

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim Momentoscum ❤️ Zarif olan sensin 💐

      Sil
  3. Hep güzel insanlar çıksın karşınıza huzur veren insanlar. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Güzel insanlarla karşılaşalım hep dediğiniz gibi :)

      Sil
  4. Merhabalar.
    O iç sesler hepimizde var. Hem de cırcır böceği gibi hiç susmayan ve mütemadiyen kafamızın etini yiyen. O, iç seslerden uzaklaşmanın bir başka yolu da tebdili mekandır. Hani derler ya, "tebdili mekanda ferahlık vardır" diye. Eğer benim imkanım olursa hemen tebdili mekan yapıyorum ve cırcır böceklerinden kurtuluyorum. Ancak, imkan ve fırsat bulamazsam, onlarla kavgam hiç bitmiyor. Bitmesi için en az bir haftalık bir süreye ihtiyacım oluyor. Eğer çok daha azgın bir iç sesiyle mücadele ediyorsam bu süre on beş günü buluyor.

    Ben biraz da takıntılı bir adam olduğum için, söz konusu o iç seslerle başım derttedir. Eğer takıntılarımdan kurtulursam, bir sorun yoktur.

    Bu konuda kendi kendimizin doktoru olmasını öğrenirsek eğer, bu bizi rahatsız eden iç seslerden fazla rahatsızlık duymadan bir kaç saat içinde kurtulabiliriz gibi geliyor. Ben bir seferinde denemek istedim ama, beceremedim. İlla ki tebdili mekan lazım bana, aksi halde kurtulamıyorum. Ya da bir uzmandan bu konuda yardım almamız gerekecek.

    Ne kadar tebirli olsam da, ne kadar önlem alsam da illa ki bir şeyler gelip beni buluyor ve beni rahatsız etmeye başlıyor. Hani derler ya "takma kafana" diye, öyle kolay değil ki bu iş. Gel de takma. Sen ne kadar takmamak için dirensen de o sesler senin direncini illa ki kırıyor ve başlıyor ötmeye.

    Allah kolaylık versin. Allah sabır versin. Allah cümlemizi iyi insanlarla ve iyi olaylarla karşılaştırsın.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Recep Bey,
      Ben iç sesimle kavga etmem pek çünkü benimki genelde hatta %100 haklıdır. Sadece bile bile duymazdan gelmeyi tercih edip kendimi m.k çukurunda bulurum zaman zaman. Tebdil-i mekan fikrinize ise sonuna dek katılıyorum ve okulumu değiştirmek için ilk kez ciddi bir adım atıp müdürümle konuştum bugün. Sömestr tatilinde görevlendirme ile yaz tatilinde de atama ile okulumu kesin olarak değiştirmek istiyorum. Umarım her şey yolunda gider ve yeni okulumdan yeni maceralarımı paylaşırım burda.

      Sil
  5. Yazının başlığı gibi, bir paragrafın sonunda "Hepsi bir tercih meselesi: O sesi duymak ya da duymamak, işte tüm mesele bu." diyorsun ya, katılıyorum o düşüncene. Beş duyu organımızı yeterince kullanamadığımız zamanlarda bir şeylerin eksikliğini duyuyoruz zaten.
    Hele çok sesli, uğultulu, karmakarışık ortamlarda bazı seslere kulak tıkayıp daha net seslere kulak vermek insana iyi geliyor gerçekten.
    Her değişim yeni bir yola adım atmak gibidir. Yolun açık olsun.

    YanıtlaSil
  6. derin düşünmeden yaşamak lazıım hayat güzel beee :)

    YanıtlaSil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...