Mert'in 5 yabancı dizi miminden esinlenerek ben de bir anime mimi yapayım dedim.
İşte benim favorilerim:
- Bleach: Ah neresinden başlasam... Ichigo, Kenpachi, Kisuke Urahara, Yoruichi (hem kara kedi formu hem de mor saçları ile tam benlik :)
- Death Note: Elinize bir defter geçtiğini ve o deftere her kimin adını yazarsanız ucu size hiç dokunmadan öleceğini düşünün...
- Sword Art Online: VR Teknolojisi ile girdiği oyundan çıkamayan oyuncuların oyunda ve gerçek hayatta sağ kalma macerası
- Fairy Tale: Büyücü loncalarının bulunduğu bir dünyada Fairy Tale loncası etrafında dönen maceralar
- Devil May Cry: Bir iblis avcısı olan Dante'nin maceraları. Hâlâ nasıl izlediğimi bilmediğim, aslında hiç sevmediğim kanlı, şiddet içeren anime türüne ait bir anime ama zamanında gayet de severek izleyip bitirmiştik eşimle. Şimdi tekrar denesem izlemem belki de.
Daha bir sürü anime var tabi ki sevdiğim. İlk izlediğim anime Sailor Moon'du ki çizgi film niyetine izliyordum, animenin ne olduğunu bile bilmiyordum o zamanlar. Sailor Moon sonrası yine çizgi film niyetine izlediğim Pokemon var, evet var :)))) Bilinçli olarak izlediğim ilk anime Full Metal Alchemist'ti. En yakın arkadaşlarımdan bir olan sevgili Derya sayesinde keşfedip birlikte izlemiştik. Sonra Evrim'le severek izlediğim bir başka anime iblis kahya Sebastian'ın maceralarını anlatan Kuro Shitsuji var ki her eve lazım öyle bir kahya :D
Halihazırda izlemeye devam ettiğim animelere gelirsek, Sword Art Online ile benzer bir konuya sahip olan Ixion Saga, konusu Fairy Tale'i andıran Black Clover, avcı olmak isteyen Gon'un maceralarını anlatan Hunter x Hunter, içindeki abuk sahnelere gıcık olsam da genel olarak eğlenceli olan Seven Deadly Sins ve şu an aklıma gelmeyen bir sürü anime daha :D Aklıma geldikçe eklerim ben buraya. Ama içlerinde en çok sevdiğim Bleach!
Anime seviyorsanız Onedio'nun önerilerine de şuradan göz atabilirsiniz.
Edit: Şu an isimlerini hiç hatırlayamadığım 3 tane anime var ve bahsetmeden geçmek de istemiyorum. Evrim işten gelince soracağım, umarım isimlerini hatırlar. Konuları şöyle:
1) Bir çocuk ilk okul yıllarına gidip çocukları kaçırıp öldüren bir katilin yakalanmasını sağlıyor. Aysu yoruma yazmış, ismi "Boku Dake ga Inai Machi"
2) 4 tane hero var, birisi kalkan herosu ve nedense heroları yardım için çağıran kraliyet ailesi bile diğer heroları koruyup desteklerken kalkan herosuna sürekli kazık atmaya çalışıyor. Aysu bunu da yazmış, bu animenin adı da "Tate no Yuusha no Nariagari".
3) Bir iblis ve melek dünyaya düşüyor, dünyada çalışarak hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Biliyorum böyle anlatınca komik oldu ama n'apalım :) Belki bir umut isimlerini bilen biri çıkar :D
anime 1 tane izledim kızım sayesinde çok güzeldi adını unuttum bunu da not aldım teşekkürler sevgiler
YanıtlaSilKızınız da seviyorsa anime, vardır bildikleri bunların içinden belki :)
SilKızım mutlaka biliyordur bu karakterleri ama ben bilmiyorum paylaşımın için teşekkürler
YanıtlaSilTeşekkürler :)
SilSailor moon için sanırım çoğumuz aynıyız, çizgi film diye baktığımız animeymiş:) sıkı takipçisiydim ben :)
YanıtlaSilYoruma cevap yazmayı atlamışım galiba. Az önce geri gelince gördüm. Sailor Moon'u hiç kaçırmadım :)
SilŞu adını hatırlamadıklarından birincisi Boku Dake ga Inai Machi olabilir, emin değilim. İkincisi Tate no Yuusha no Nariagari, bundan eminim. Ama üçüncüsü hakkında bir bilgim yok, adını hatırlarsan ben de duymak isteriimm! Bu güzeell yazı için teşekkürler birçok öneri yakaladım, ekran fotoğrafı da alıyorum :D
YanıtlaSilEveeeet! 1 de 2 de doğru!
SilÇok teşekkürler <3 <3 <3
Üçüncüyü de eşim hatırlar umarım :)
Sen de yazsana bu mimi :)
SilYaa davetin için teşekkür ederiim! Eğer kafamda bir sıralama yapabilirsem yazmayı çok isterim :)
Silooo bu kadar anime izlediğini bilmiyordum ya da unuttum mu onu da bilmiyorum şahanee :) bleach en sevdiğiiim <3 full metal alchemist de öyle ve sailor moon eveet :D devil may cry birkaç bölüm izlemiştim ama okul nedeniyle devam edememiştim onu da baştan izlemek istiyorum :) güzel bir mim olmuuş :) last exile, d-grayman bunlar da en sevdiklerimden bir de şey vardı basilisk ama o biraz şiddetli dövüşlü filandı belki sevmezsin. sailor moon döneminde şey de vardı kül kedisi müziği bile aklımda halaa :)
YanıtlaSilYok, daha önce pek bahsetmedim sanırım anime izlediğimden :) D-grayman hep çok önerilen animeler listelerinde çıkıyor karşıma, elbet ona da gelir sıra :D
SilBasilisk eşimin favorilerinden :) Benimse en sevmediğim tarz anime o tarz işte. Kan gövdeyi götürüyor, ortam hep kasvetli... Ne gerek var, bence anime izleyeceksek gülüp eğlenmemiz lazım :)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHayatımda hiç anime izlemedim desem:)
SilAncak yazınızda "ilk animeyi çizgi film niyetine izliyordum" cümleniz karşısında hayli şaşırdım. Merak edip araştırdım. Bakalım benim bildiğimden ne kadar farklıymış şu anime:) Bir de ne göreyim; memlekette "anime bir Japon çizgi filmi, abartmayın" diyenlerle "hayır kardeşim alakası yok animeye çizgi film diyemezsin" diyenler birbirine girmiş:)
Bu horoz dövüşünde yerimi anime çizgi film diyen tarafta almış bulunuyorum. Biraz araştırdım; işte elde ettiğim sonuçlar:
1. Japonlara helal olsun, hem dev bir sektör oluşturmuşlar hem de kültürlerini yayıyorlar (bu en önemlisi)
2. Bir de manga varmış, Japonların çizgi romanı
3. Japonlar anime'de kullandıkları karakterlerin bacakları uzun ve gözleri büyük. Gözlerinin büyük olması, çekik gözlü olmalarından doğan bir kompleks mi bilmiyorum.
4. Batının çizgi filmleri hep çocuklar için üretilmiş gibi bir algı var ki bu doğru değil. Belki de bu yüzden yetişkinler çizgi film izliyorum demekten utandıkları için anime izledim diyorlar.
5. Anime Fransızca animasyon'dan geliyor, Japonlar kendi dillerinde çizgi film diyorlar animeye.
6. Teknolojik gelişmeler eski çizgi film anlayışı üzerine çok fazla şey katmış hem görüntü hem de içerik olarak.
7. Emin olmamakla birlikte genel olarak seçilen konular bana göre oldukça absürd. Yani bilim kurgunun çok ötesinde. Mesela He-man'in "Gölgelerin gücü adına. Güç bende artık!" ne kadar tuhaf geliyor bana. Ne demek gölgelerin gücü. Kimin gölgesi? İşin içinde olmadığım için garip sorular mı soruyorum?
Bizim zamanımızda Red-Kit vardı garibim, o da gölgesinden daha hızlıydı ve silahını ateşleyip gölgesini yıkardı yere. Biz de güler geçerdik. Gölgelerin gücü adına, Mrs. Kedi, madem bu işin içindesin hele bana bir anlat şu anime işlerini. Deep'te aynı anime diyor başka bir şey demiyor:))) Yok, yok o her şeyi diyor. Benim çeviri romanda yeni öğrendiğim şeylerin hepsini biliyor, santranç şampiyonuymuş. Bir tek mahkumların rodeo yarışmasını bilemedi hehehe:))))
Mr. Kaplan size bazı noktalarda katılıyorum. Ancak "çizgi film" deyince daha çok çocukların izleyebileceği basit, eğlenceli, zararsız şeyler anlaşılıyor. Oysa animeler çocuklara pek de uygun değil. Şiddet, vahşet, fantastik unsurlar barındıran hatta bir kısmı ciddi seks içerikli animeler için çizgi film işte deyip geçmek biraz yetersiz kalabiliyor. Büyükler için çizgi film diyebiliriz belki :D Çoğu animeyi çocukların izlemesi zararlı olabilir.
Sil"Gölgelerin gücü adına!" kısmına gelecek olursak, orjinali "By the power of Grayskull!" ki neden "Gölgelerin gücü adına" şeklinde çevrilmiş hiçbir fikir yürütemiyorum :))) He-man gücünü Grayskull kalesinde bulduğu Sword of Power'dan alıyor ve o güçle de Grayskull kalesinin sırlarını koruyor. Yani "By the Power of Grayskull" demesi kendi içinde tutarlı aslında :D
RedKit'i de çok severdim ama büyüdükçe bazı saçmalıklar beni RedKit'ten soğuttu. Anime ve fantastik şeyleri sevenlerin değişik bir bakış açısı var Mr. Kaplan. Size biraz anlatayım. İzlediğimiz şeyin kurgulanmış bir evreni var ve o evrenin de kendine ait kuralları var. O kurallar ve olaylar son derece absürd olabilir. Bir sürü olağandışı şey olabilir ama evrenin kendine has kuralları ile çatışmaması gerekir. Kendi içinde tutarlı olması önemli :)
Anime dünyası çok büyük, çok geniş. Yemek pişirme animesinden tutun da tenis, buz pateni gibi spor animelerine; büyülü, savaşlı fantastik animelerden romantik aşk animelerine hatta hentailere kadar bir sürü farklı türü var. Biz eşimle en çok bir grup gencin birlikte maceralara atıldığı aksiyon ve komediyi dozajında harmanlayanları seviyoruz. Dünyadan kopmak, başka diyarlara dalmak iyi geliyor :)
Cizgi filmlerin masum olmadıklarına dair bir şeyler okumuştum.He-man almanlar ve ss ilişkisi varmış mesela , heidi ve çıplak ayaklarla kırlarda koşusu batıda kölelestirilen çocukların hikayesiymiş , çıplak ayaklı oluşları ne olduklarının temsiliymiş..daha örnekler çok..gölgelerin gücü adına yazınca , paylaşmak istedim.
YanıtlaSilValla sevenler cehaletimi bağışlasınlar ama insanların bu kadar kendilerini kaptırmaları, bir takım hayal gücünü zorlayan karakterler ve yaratılan algılar kafamda bazı soru işaretleri bırakıyor.
SilO çizgi filmlerin yapımcıları, çizerleri ne amaçlarla çizdiler, yaptılar emin olamayız. Önemli olan izlerken bizim ne düşünüp, ne hissettiğimiz. Her şeyin arkasında bir amaç, başka bir felsefe aramak yorucu bir şey bence. Şirinler için de komünist ve gay diyorlar ama bana çok komik geliyor. Analiz edip eleştirel gözle bakınca her şeyden bambaşka bir şey çıkarmak mümkün tabi ama söz konusu çizgi filmler ise bence eğlenmek için izlemesi en güzeli :) Heidi'den bahsetmişsiniz, çok severek izlediğim bir çizgi filmdir. Hâlâ bazen kızımla izlerim. Heidi'nin hikayesi üzücüdür ama Heidi hep yüzümüzü gülümsetir :)
SilBeni artık tanıdığınızı düşünüyorum. Bu yüzden aklıma geleni acaba yanlış mı anlar korkusu olmadan yazıyorum. Bu anime konusu da öyle. Niyetim eleştirmek değil. Konuyu bilmediğim için eleştirmek haddim de değil. Zaten kolay kolay birini eleştirmem. Ancak ne kadar aykırı gelse de fikrimi açıkça ortaya koymaktan da çekinmem. Ve bana da aynısı yapıldığında bayılırım, bir adım öteye gideyim, eleştirilmekten de hoşlanırım. Çenem düştü, nerdeyse ne yazacağımı unutacağım:)
SilEvet benim sözüm sadece animeler için değil. Uzun yıllar Hollywood filmerinin etkisiyle küçük Amerika olmadık mı? Bizim serial'lar onlarca ülkede gösteriliyor, kendi açımızdan iyi bir tanıtım aracı en azından.
Oğlum bilgisayar oyunu Fifa nın bağımlısıydı, zor kurtardık. Bir yakınımızın oğlu ODTÜ gibi okulu bıraktı bu oyunlar yüzünden. Kendimden örnek vereyim, bir ara tetris diye bir oyun modaydı. Aleti elimden bırakmazdım, sonunda eşim evden yok etti, öyle kurtuldum.
Bilmiyorum, işin felsefi boyutu nedir ama ben faydacılık demek istiyorum. İlgilendiğim herhangi bir konu, bana bir şeyler öğretmeli. Arada sadece stres atmak ya da eğlenmek için farklı şeyler yapılabilir ama bir talk show izlemek için bile seçici davranmak istiyorum.
Aynı şey, kitap okumak, film seyretmek, hatta müzik dinlemek için de geçerli. Mesela bu yazıyı yazarken bile düşünüyor, muhakeme ediyorum, sizden gelecek bir cevabın benim ufkumu genişleteceğini hatta doğru bildiğim yanlışlarımı düzelteceğini biliyorum.
Şimdi, hiç izlemediğimi söylediğim animelerde yapılan ne? Bir takım hayali kahramanlar ve insanustü güçler, zombiler, cinler, kötü adamlar vs. Bir yorumda okumuştum, eğer animede kendinizi bir karakterin yerine koyamazsanız, bırakın seyretmeyin, çünkü zevk alamazsınız. Bağımlılık yaratması toplumda algı yaratması bakımından tehlike yaratabileceğini düşünüyorum. Ona ayrılan zamanın daha verimli bir şekilde geçirilebileceğini düşünüyorum.
Merak ettiğim konu şu: Herhangi bir anime seyrettikten sonra bana şunu kazandırdı diyebiliyor musunuz? Ya da zombilerin, olağandışılıkların sizleri eğlendiren tarafı ne?
I'm so sorry! Çok uzattım:)
Mr. Kaplan bayılıyorum sizinle bir konuyu tartışmaya, fikir alışverişinde bulunup ilerlemeye :) N'olur siz hep böyle tatlı tatlı uzatın, olur mu :) Şimdi sorunuzu büyük bir zevkle yanıtlayacağım.
SilBlack Clover adlı animeyi izlemenizi çok isterdim. Hemen seveceğinizi sanmıyorum ama izleseniz ne demek istediğimi anlayacağınıza eminim. Bu animenin okullarda ders olarak izletilmesini çok istiyoruz eşimle. Her izlediğimizde keşke diyoruz, keşke izletilse de gençler azmin, kararlılığın, elinden geleni yapmanın ne demek olduğunu öğrense; keşke kendilerine bir hedef koyup canla başla çalışsalar o hedef uğruna tüm gençler.
Black Clover animesindeki baş kahramanımız herkesin büyü gücünün olduğu bir dünyada büyü gücü olmadan dünyaya geliyor -ya da o güç herkeste olduğu gibi ortaya çıkmıyor belki de-. Henüz tüm bölümleri izlemediğimiz için bilmiyoruz. Ama bu çocuk hiç büyü gücü olmadığı halde büyücüler kralı olmayı koymuş aklına. Asla vazgeçmiyor ve bu uğurda o kadar çok çabalıyor ve kendine inanıyor ki ilk başta onu küçümseyenlerin bile takdirini kazanıyor mutlaka bir noktada. Saflığından, iyiliğinden ödün vermeden her şeyi yapıyor ve bir şekilde en olmayacak durumlarda bile kazanan o oluyor. Tabi ki arkadaşlarının hatta bazen rakiplerinin yardımıyla oluyor bu. Animedeki her bir karakter o kadar derinlik sahibi ki oturup saatlerce tek tek karakter analizi yapabiliriz eşimle. En umursamaz görünen karakterin iç dünyasından, alkolik sanılan kızın annesiyle geçmişine kadar bir sürü arka plan konusu var.
İzlediğimiz tüm animeleri şöyle bir düşündüm ve ortak noktalarını, ne hissettirip, ne kazandırdıklarını anlamaya çalıştım siz sorunca. Kitap okumaktan, film izlemekten çok farklı değil. İyi vakit geçirmemizi sağlıyor. Ama filmlerden bir tık ilerde bence çünkü her birinin işlediği ya da arka planda bize düşündürdüğü çok daha ciddi konular var. Şu an size saatlerce anlatabilirim :))))) Biz eşimle izlediğimiz kadar üzerine konuşuyoruz da ve ikimizin de cidden sevdiği anime karakterleri var. İzleyip de kendimizle özdeşleştiremediğimiz şeyleri sevemeyebiliriz önermenize katılıyorum ancak bir gün bir yerlerde denk gelip izleseniz seveceğiniz bir anime karakteri olduğuna eminim. Tek sorun o kadar çok anime var ki o karakteri bulmak biraz zor olabilir :D
Detaylı açıklamalarınız için çok teşekkürler, Black Clover hakkında söyledikleriniz bana Amir Khan'ın Hint filmlerini hatırlattı.
SilYazınızı okuduktan sonra treni kaçırdığımı anladım. Bloglar arasında anime yorumlarında da Fransız kalışım aynı nedenden ötürü.
Çizgi filme karşı değilim, seyretmek de bozmaz beni ama sanırım önceliğim kitap ve film olur.
Benim için bu yazışma ders niteliğinde oldu.
ANI-101 Introduction to Animatical Philosophy:)))
Benim de hiç ilgimi çekmeyen bir konu! Ama anime sayılır mı bilmem, öle bayıla izleyip yeniden en baştan izlesem dediğim "Death, Love and Robots" var. Bir tek o ama :P
YanıtlaSilEvrim'le kardeşim de onu çok seviyor. Ben 1-2 bölüm izledim ama merak ediyorum geri kalanını da. Kıçımın üstüne oturup bir şey izlemeyi başardığım gün izlenecekler listemde yani :D
Sililk anime izleyişimi naruto shippuden ve tokyo ghoul a yapmıştım .Bunlarda listemde olanlar arasında idi çok güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Naruto'yu izleyen bir arkadaşım sayesinde onu da biraz izlemiştim ama nedense devam etmedim. Tokyo Ghoul ilk kez duyuyorum, bir bakayım :)
Silen sondaki soruyu bilemedim. lucifer e benziyomuş :) oooo bu yazı da ne tatlı ya birçok güzel dizi var. bleach şu sıralarda izliyom yaaa, sailor moon da şu sıralarda yeniden izliyom. bir de sailor moon crystal var devamı onu da izliycem :) fma hastasıyım :)
YanıtlaSilYa ben de sormayı unuttum eşime :( Bu gece sorarım unutmazsam :D Arada ben de diyorum Sailor moon baştan izlesem mi diye ama izlenecek bir sürü yeni anime varken geri dönemiyorum :))
Silya bir iblisle bir melek yaaa izledin mi good omens dizisini izlemediysen izleeeee :) david tenant michael sheen :) death note hem kitaplarını aldım hem de izledim :) üç dört beş noları izlememişim ama üçü de uyar banaa :) kahya sebastian da izleyebilirim. ölümcül günahları daaa :) tımams yarın yapayım ben deee :)
YanıtlaSilGood Omens'i eşim izledi, ben de yandan yandan arada baktım ama takip edemiyorum bu aralar hiçbir şeyi :( Bir çeşit sıkılma hastalığına tutuldum, izleyemiyorum.
Silnarutoooo da iyi tabii tokyo ghoul daaa. ya var yaa büssürü güzel anime çizgisi kikiki :)
YanıtlaSilBak yine kabuslar göreceksin şimdi:)))
SilAnime miminiz ile ilgili ne kadar heyecanlıydım biliyorsunuz. Gözlerimden kalpler çıkıyor şu anda resmen :)) Sailor Moon konusunda aynıymışız. Bende çizgi film diye düşünerek izlemiştim ve ilk animemdi❤ Bleach animesini sıklıkla duyuyorum ama henüz izlemek konusunda bir adım atamadım. Sizin de çok sevdiğinizi gördükten sonra şart oldu ve tabi aynısı Fairy Tale animesi için de geçerli. İlk fırsatta yapacağım bu mimi, çok teşekkür ederim :)
YanıtlaSilBen de senin yazını heyecanla bekliyorum :)
Sildaptım ben daaa :)
YanıtlaSilBakayım hemen :)
Silben de çok bilmiyorum, ama eduvardoelrik karakterini çok sevmiştim, full metal alchemist'deki. hayao miyazaki'nin yaratmış olduğu dünyayı da seviyorum. death note'da bir klasik. ama maalesef çok uzun süren animeleri izleyemiyorum. 5262627272 tane bölüm olanlar var:) sanırım death note ve full metal alchemist dışında bir de rüzgarlı gizemli bir anime vardı, ismini asla hatırlayamayacağım, bu üçlü dışında izlemedim. Death, Love and Robot'a başlamıştım ama izleyemedim sonra.
YanıtlaSilair' miş rüzgarlı dediğim :))
SilBakayım ona da :)
SilAvatar dışında izledim mi bir şey bilmiyorum. Avatar anime sayılıyor mu ondan da haberim yok ama çok güzel bir diziydi. You're lie in april izlemeye başlamıştım ama kaldı bir yerde bitiremedim daha. Bir dizi daha başlatmıştı Bilgiç ama onu da sürdürmedik. Bir de hayalet kızlı bi anime dizisi vardı. Heh buldum Anohana: The Flower We Saw That Day. Onu bitirmiştim. Güzeldi :)
YanıtlaSilEvet Avatar da anime sayılıyor. You are lie in April ve The Flower We Saw That Day baya baya animeymiş zaten :) Ama ben izlememişim onları, ekleyeyim listeye :)
SilAaa, benim beş yabancı dizimin cevapları da bu yazıya sıkışabilirmiş :)
YanıtlaSilEskiden anime-çizgi film izlemeye daha meraklıydım, şimdi nedense bir türlü denk mi düşmüyor ne, yani izlemiyorum hiç. :) Aslında dediğim gibi çok severim çizgi film gibi şeyleri...
Onu ayrıca yazdım zaten bir önceki yazıda :) 5 çok az bir sayı, 5 dizi - 5 anime zor seçtim ki ikisi bir arada hiç yetmez 5 :D
SilHeeyy! Ben de yaptım mimi, çok güzeldi teşekkür ederim :)
YanıtlaSilŞimdi gördüm, hemen okuyorum :)
SilMim vesilesiyle blogunuzu keşfetmiş oldum, çok da sevdim. Takibe alıyorum hemen sizi, mimi de cevaplamak isterim. Ben de anime izlemeyi çok seviyorum ama henüz çok fazla izlemiş sayılmam. Yine de beş tane sıralayacak kadar izledim sanıyorum :D Sizden birkaç anime önerisi almak isterim :')
YanıtlaSilO zaman hoşgeldiniz :) Yazınızı merakla bekliyorum, ben de bloğunuza bakayım hemen :)
SilÇok güzel bir paylaşımmış. Küçükken Ay Savaşçısına bayılırdım. :)
YanıtlaSilBleach' te en sevdiğim karakterler Toshiro ve Ulquiorra oldu. İchigo' yu pek sevemedim ben. :)
En çok epik fantastik tarzı seviyorum. O yüzden içlerinden bazılarını yarıda bırakmışımdır.
Ben Bleach'teki karakterlerin neredeyse hepsini seviyorum ama favorim Kenpachi sanırım. Kenpachi'nin sahnelerine bayılıyorum :) Ama Mayuri Kurotsuchi'ye de bir o kadar gıcık oluyorum. Bu kadar bahsedince izleyesim geldi :)
Sil