Çarşamba, Ocak 08, 2020

Zor

Neden "Çok gülme, çok ağlarsın!" derler ve neden her seferinde gerçek olur? "Kendini gerçekleştiren kehanet" denen şey bu mudur acaba? Yani öyle düşündüğümüz için mi öyle olur yoksa cidden öyle olduğu için mi söylenmiştir bu söz?

Bu kez geri adım atıp şu söze pabuç bırakmayacağım. İnadına güleceğim gittiği yere kadar. Gitmeyince düşünürüz gerisini.

15 yorum:

  1. O bir kehanet.. içinde korku dolu bir duygu sakladığından oluyor. "Ya olursa, ya olursa... ahanda oldu" aportta bekleyince gerçekten oluyor.

    Katılıyorum, pabuç bırakma cidden.. kahkaha at, hem iç organlara masaj da olur :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ara o kadar çok kahkaha atıyorum ki :))) 2020 güzel başladı ama şu kehanet bir köşede bekliyor biliyorum maalesef. Ama olsun daha gelmedi sırası :) Gelene dek iç organlara masaja devam :)))

      Sil
  2. İnşallah hep böyle gülersin. Güzel ve olumlu düşünmeye, gülmeye, hayatına onları çekmeye devam et ki güzellikler, tebssümler kucağını hiç boş bırakmasın.

    YanıtlaSil
  3. Aaaaah, gel yamacıma. Şimdi! Bu söze ben uzun süredir diş biliyorum. Çok düşündüm, yazmadan geçemeyeceğim, affet (uzun olacak, hissediyorum, öfkeliyim çünkü).
    Bu kendini gerçekleştiren kehanet konusu, biz çocuk kültürde ya da "korku kültürlerinde" çok yaygın. Maşallah'sız konuşmamak, nazar boncukları, falcılar, kadercilik.. Çok gülme ağlarsın!
    Yetişkin "yetkin" kültürlerde ise, genelde kendi kaderini kendin yaratma, kişisel gelişim, olumlu düşünme yaygın: "instead of worrying what you cannot control, shift your energy to what you can create".
    Bunun nedeninin tutuculuk ve korku olduğunu düşünüyorum. Yine bu da bireyselcilik ve toplulukçu yapılarla destekleniyor. Malesef "ayıp, koşma düşersin, aman"larla büyütülen, şen kahkahaları "çok gülme bak ağlayacaksın"la bastırılan çocukların, birkaç olumsuz deneyimle bunu doğrulaması ve genellemesi çok doğal. Sonra gelsin "bak yine aynı şey oldu, demek ki bu bir yaşam kuralı". Ama arada binlerce kural dışı mutluluk oluyor, çok gülüp ağlamamak oluyor ve sonucu neden değiştiremiyor? Çünkü: korku baskın..
    İnsan içine bakarsa aslında korkulacak hiç bir şey yok. Kurallar, etik ve güç tamamen kendi içinde.. Eğer sana yanlış geliyorsa, yapma. Doğru olduğunu hissediyorsan da sonuna dek git.. Süreç, sonuçtan önemli. Sonuç kötü de bitse, bazı süreçlerin yaşanılması gerekiyor insan hayatında.. Kimimiz öğrenmek diyoruz, kimimiz kendini geliştirmek, büyümek, hakikate yakınlaşmak ve hatta "bütünlenmek"...
    İnadına gülmek değil bahsettiğim ama gülebildiğin anların da kıymetini bilmek.
    Bu konuda ben de çalışıyorum... Yazmak iyi geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle tutuculuk ve korku etkili. Böyle düşündükçe de bu sonucu çekiyoruz evrenden tüm negatif enerji ile. Tam tersine kontrolü ele alıp inadına olumlu düşünmek lazım ama maalesef bazı şeyler çocukluktan kodlanıyor beynimizde. Fark ettikçe değiştirmeye çalışıyorum ama değişim uzun ve sancılı bir süreç. Ah yine "süreç"! Benim tüm süreçlere ilgili sıkıntım var ya çok tez canlıyım :) Sonunu düşünmeyi bırakıp süreçten keyif almak, süreçleri en iyi şekilde yönetmek lazım :) Yaz yine uzun uzun sen. Her zaman :)

      Sil
  4. evet eveeet gül gül gül, ağlamaya fırsat olmasııın, amelie gibiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amelie deyince İstridye Avcısı'nın Amelie Kafası yazıları geldi hemen aklıma :) okuması çok keyifli, tatlı bir tebessüm yayılıyor insanın yüzüne :)

      Sil
  5. Benim de başıma çok geliyor, bir diğer versiyonu da istemediğin ot burnunun dibinde bitermiş mantığı, çok basit konuda dahi bir şey için aman olmasın dediğim an başıma gelir. Olumsuzu çağırmak gibi geliyor bana biraz da o yüzden aklımdan uzak tutmaya çalışıyorum. Çoğu zamanda işe yarıyor aslında. O yüzden hep olumlu düşünmeye çalışıyorum ki en azından olmamış bir şey için önceden korkup panik olmayayım. :)
    Umarım 2020 hep gülümseyerek geçer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep beraber olumlu bakalım 2020'ye, belki utanır da bozamaz hiç kendini, hep güldürür yüzümüzü :)

      Sil
  6. heey, ortak öykümüzün devamını şimdi yazdııım. eski bölümleri kaçırdıysan, yazımdaki sessiz geminin blogunda öykünün geçmiş bölümlerinin tamamısı. masalın masalı hihi. tekrar bir bölüm daha yazsana sen dee. yazmak istersen söleeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep, ben bir süredir yazamıyorum, okuyamıyorum, izleyemiyorum hatta dinleyemiyorum. İyiyim ama başka bir boyutta, paralel bir evrende yaşıyorum. Anlayacağın dönüp öyküye devam edebilecek gibi hissetmiyorum. Siz devam edin, ben ilk fırsatta uğrayacağım ne var ne yok diye ;)

      Sil
    2. oh iyimiş, güzel mi oralar :) nerden geçiliyor :)

      Sil
    3. Hem güzel hem değil :D Güzel, bol bol gülüyorum. Değil, hiç kitap okuyup öykü yazamıyorum. Bakalım hayırlısı :) Geçiş yolu biraz engebeli, ilk adım yazmayı bırakıp dışarı çıkmak ;)

      Sil
  7. Hepsi tevatür bunların. Uyanık biri çıkmış bir lâf etmiş, dilden dile dolaşmış. Hayat boyu kim gülmüş ki! Kâh gülerek kâh ağlayarak, kâh üzülüp kâh sevinerek geçer hayat. Yani şu söz de seninkinin eşi olabilir. "Çok ağlama, çok gülersin" The same probability:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Probability... Sevdiğim kelimelerden biri :) Her şey olasıdır, olasılıkları düşünmek bile keyiflidir bazen değil mi?

      Sil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...