Pazar, Ocak 05, 2020

Bir Kadın, Bir Erkek - Ağaç Ev Sohbetleri #19

Bu haftanın ağaç ev sohbet konusu için fikir DBE'den geldi. Deep "Olur tabi" deyince ve benim de bu konuda yazmaya çok ihtiyacım olunca ilk yazıyı ben yazayım dedim. Kaptırınca biraz(?!) uzun yazmış olabilirim ama n'apalım ben bu kısa yazma işinde pek iyi değilim :D

İşte bu haftanın soruları:

1) Kadın ve erkek arasında duygusal* cinsel bir yakınlık olmaksızın gerçek bir dostluk olabileceğine inanıyor musunuz? Olursa nasıl olur? Yakın mı, mesafeli mi? Eğlenceli mi, sıkıcı mı?

Evet, kadın-erkek arkadaşlığının mümkün olduğuna inanıyorum ama bazı ön koşullara bağlı bu arkadaşlık. Bu koşullar yetiştirilme tarzı ve karşı cinse bakış açısı ile çok yakından alakalı. Küçüklüğünden itibaren kız-erkek bir arada büyüyen, evde, okulda, sokakta bir arada oynayan kızlar ve erkekler büyüdüklerinde de rahatça arkadaş olabilirken, "Aman kızım erkeklerden kendini sakın! Uzak dur, asla güvenme!" mantığı ile büyütülen kızlar ve "Benim paşam ne canlar yakacak, kızlar pervane olacak etrafında!" minvalinde sözlerle büyütülen erkekler arkadaşlığın ne demek olduğunu bile öğrenemiyor maalesef (Bilmedikleri için ihtiyaç da duymuyor olabilirler diyeceğim ama tam öyle de değil galiba durum). Oysa kadın-erkek arkadaşlığı insanlığın gelişmesi için elzem. Arkadaşlık etmeyi bilmeyen bir insanın iyi bir sevgili ya da eş olabileceğine inanmıyorum. Gördüğü her karşı cinsi, potansiyel sevgili ya da daha kötüsü cinsel obje olarak değerlendiren biri nasıl iyi bir eş, iyi bir anne ya da baba olabilir ki? Öncelikle insan olarak bakabilmeliyiz birbirimize. Bunun tohumları da çocuklukta atılmalı.

Benim oldum olası bir sürü erkek arkadaşım olmuştur. Sevgili değil, arkadaş. Arada sevgilim olmasını çok istediğim arkadaşlarım da olmadı değil tabi ama kısmet işte :))) İlk okulda Ender adında bir arkadaşım vardı ki saçlarına bayılırdım, bana hep kedileri anımsatırdı saçları nedense. Yine ilkokul arkadaşlarımdan Üzeyir ve Kemal'i de severdim. Aynı mahallede karşılıklı evlerde oturduğumuz Dursun'la okul sonrası ve yazları hep birlikte oynardık. Orta sondan itibaren sıra arkadaşlarım hep erkekti. Orta sonda Burak Mert, lise hazırlıkta Serhat, ön sıramda oturan Soner ve Burak, Serhat'tan sonraki sıra arkadaşım Ahmet, lise 2 ve 3'te Görkem ve Eray.

Üniversitede 100 kişilik sınıftaki 10 erkekle ilk muhabbet kuran ve onlarla en çok takılan da yine bendim. Üniversite hayatımın 3,5 yılı haftanın en az 2-3 günü 3 erkekle (Acıbadem'in 3 atlısı Oktay, Volkan ve Berkay'a şuradan göz atabilirsiniz) aynı evde geçti. Sonra Kerem (Evrim'le tanışma kaynağımız:), Mustafa ve Evrim'in diğer arkadaşları... Sürekli bir sürü erkeğin içindeydim ve çok eğleniyordum. Say deseniz bu kadar kız ismi sayamam :P Tabi ki bir sürü de kız arkadaşım oldu yıllar içinde ama şimdi konumuz başka :)

Kadın-erkek arkadaşlığı benim hayatımın vazgeçilmezlerinden sanırım. Ne zaman ki arkadaşlarımla arama mesafeler girdi, o zaman tökezlemeye başladım hayatta. Hatta birkaç gün önce eşimle tam da bu konu üzerine konuştuk. Arkadaşlarımın eksikliğini çok hissettiğimi anlattım Evrim'e. Eskiden saatlerce konuştuğum, her biriyle ayrı bir hobi paylaştığım erkek arkadaşlarımdan çok uzaktayım şimdi. Kimiyle gece gündüz gezip geyik yaparken kimiyle kitap değiş tokuşu yapar, kimiyle dibine kadar dertleşir ağlar, kimiyle film/dizi izler, kimiyle gecelere akardım ki hepsinin yeri ayrıdır hâlâ gönlümde. Son yıllarda tüm bunları yapamadığım için bunaldığım anlar giderek arttı.

Şu sıralar arkadaş olarak konuşabileceğim birilerine çok ihtiyaç duyuyorum. Çünkü ben gerçekten kadın-erkek sohbetini çok seviyorum. Erkeklerin her türlü konuya o kadar düz ve olduğu gibi bakabilmeleri beni mest ediyor. Bu yüzden Evrim eşim olmasının yanı sıra hayattaki en yakın arkadaşım da aynı zamanda. Eşim benim bu halimi bildiği için şimdiye dek çok anlayışlıydı. Bu anlayış önceki arkadaşlarımın hepsini tanıması ve hepsine çok güvenmesinden kaynaklı tabi ki. AMA - evet artık hayatımızda AMAlar var maalesef - şu saatten sonra sıfırdan birine güvenemeyeceğini, erkeklerin %80-90'ının tüm kadınları sadece "kadın" olarak gördüğünü söylüyor. İşin ucu istenmeyen yerlere gider ve suçlusu sen olursun diyor. Ben mi ne diyorum? Ne desem boş! Adamı ikna etsem sonra dediği şey gelse başıma... ki olmamış / olmayacak iş değil. Sonra otur ayıkla pirincin taşını ayıklayabilirsen! Ama burada bir parantez açıp tüm erkeklerin kadınları sadece "kadın" olarak gördüğü önermesini asla savunmadığımı belirtmek istiyorum. İlk başta da dediğim gibi kız-erkek bir arada olmaya alışık insanlar için cinsiyet önemli değil arkadaşlık konusunda ama diğerleri için bir şey diyemiyorum. Belli bir olgunluğa ve doygunluğa erişmekle alakalı kadın-erkek arkadaşlığının kurulabilmesi ve devam etmesi. Bu olgunluk ve doygunluk mevcutsa bir kadın ve bir erkek pekala çok yakın arkadaş, dost olabilir. Buradan tüm yakın erkek arkadaşlarıma selam olsun :) Her fırsatta görüşüp eğlendiğimiz günleri özlemle anıyorum.

*Yorumlardan sonra duygusal kelimesini editledim :) Duygusal yakınlık olmadan arkadaşlık, dostluk olmaz tabi ki :)

Dipnot: Acıbadem'in 3 atlısı ile ilgili yazıyı ararken 2010 yılında yazdığım başka bir yazı dikkatimi çekti. Kadın-erkek arkadaşlığına o an çevremdeki erkeklerin nasıl baktığından bahsetmiş ve bakış açılarını eleştirmişim o yazıda. Biraz fevri ve sitemkar bir yazı olmuş ama çok da haksız değilim yazdıklarımda.


32 yorum:

  1. Ya süper.. Benim sorum daha çok "okul, eğitim hayatı dışında, yetişkinlik yaşamında, araya cinsellik girmeden kadın erkek dostluğu mümkün mü?" türü bir soruydu (duygusal yakınlık olmadan dostluk olur mu yahu?). Ama cevabın çok güzel..
    Eğitim hayatı boyunca insan arkadaşlığa savunma kalkanları olmadan yaklaşıyor bence de, sonra ne oluyor bilmiyorum iş yaşamı mı, artık herkesin yavaş yavaş "hayattaki diğer yarımı, en yakın arkadaşımı, eşimi buldum" ya da "buluyorum, bulmak üzereyim, bulamadıysam da sen o olmayasın?" havasıyla arkadaşlıktan çok bu "eşliğe denkliğe" kayması mı.. Yoksa evlenen erkek arkadaşlarımızın birden "anaaa kadınlarla başka şeyler de yapılabiliyomuş" diye düşünme olasılığını hesaplayan eşleri mi :D Bilmiyorum. Birşey oluyor ve kadınlarla erkekler yollarını ayırıyor adeta.
    Ama mümkün değil de değil, olabiliyor. Genelde gay olduğunu anlıyorsun dermişim (en güzeli aslında) ahahah yok, olabiliyor, oldu bana da, bir elin parmak sayısını geçmedi 35 sonrası özellikle ama, evet, oluyor yani. Olsun isterim. Cinsellik havası esmeden karşı cinsten biriyle konuşabilmek muhteşem bir duygu...
    Fakat şu da var. Şimdi sen de demişsin. Evlenince "işte en yakın arkadaşım, oh be, bu bana bir ömür boyu yeter, zaten aradığım herşey bunda, ne gerek bana başka arkadaş, oooohey" havası gelebiliyor bazen insana. O çok tehlikeli ya... Yani tamam mutlu evlilik, şahane, uyum, sohbet, ortak zevk ve hobiler enfes ama.. Yani eş başka dost başka yahu.. Bazen nasıl kız-kıza çıkılabiliyor ve "oh be dünya varmış" deniyorsa, kız erkek de çıkılmalı, ay o dostluk çok güzel birşey yahu..... Bitmesin ömür boyu!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Niye güzel; onu yazmamışım: çünkü kadınlarla erkekler aynı olaya bazen öyle farklı bakıyor ki, erkek arkadaşlarımın bakışıyla tamamlandığını hissediyorum konunun! Ondan!

      Sil
    2. Hah işte tam da bu! Evet bambaşka bir bakış açısı sunuyor karşı cinsin arkadaşlığı insana! Biz Evrim'le o kadar birbirimize benzedik ki beraber geçen 14 yılda, artık konuşmadan, adeta telepatik olarak anlaşıyoruz. Aynı düşünceleri paylaşıyoruz. İnsan arada başka düşünceler duymak, başka bir pencereden bakmak istiyor. İlla erkek olması şart mı peki? Yani başka hemcinslerimizin bakış açıları da çok farklı değil ki kendimizinkinden. Diğer dediklerine de birbir katılıyorum. 30'dan sonra işler değişiyor. Herkesin hayatı daha ev, aile, eş odaklı oluyor. Hal böyle olunca karşıt cinslerin arkadaşlığı eşli görüşmeler halinde devam ediyor eğer devam ederse. Belli bir yaştan sonra sıfırdan yakın bir arkadaşlık kurmak erken yaşlara kıyasla zorlaşıyor. Keşke öyle olmasa ama hayat işte :)

      Sil
    3. Yorumu tamamladıktan sonra gördüm DBE'nin yorumunu:)
      "duygusal yakınlık olmadan dostluk olur mu yahu?" demiş. Benim de kafama takılmıştı bu konu:) Duygusal yakınlık mutlaka sevgili, eş olmakla ya da cinsellikle mi ilişkilendirilmeli? Kadın erkek arasında sevgi, birbirini anlama, üzüntüye sevince ortak olma ya da hemcinslerinle kurduğun ilişkiye benzer bir duygusallık olamaz mı?

      Sil
    4. Sevgili Mr. Kaplan, böyle kısacık yorumlarla kurtulamazsınız. Yazınızı bekliyoruz :)

      Sil
    5. Sizlerin yazı ve yorumlarınızı okuyup demleniyorum:) Evet, yazacağım elbette. Seçtiğiniz konuyu da Ağaç Ev Sohbetlerinde yılın konusuna aday gösteriyorum:)

      Sil
    6. İçine Gay kelimesi geçen cümleme yaptığınız yoruma bir de buradan baktım evet yanlış anlaşılabilir, hemen düzelteyim. Hiç istemem yanlış anlaşılmasını..
      Ben şunu demek istemiştim: 2 tane çok yakın erkek arkadaşım var, içtiğimiz su ayrı gitmez türü bir dostluk ve ikisi de gay. Onların bakış açıları hem kadınlara hem erkeklere göre apayrı olabiliyor ve çok keyif alıyorum zengin bakış açılarından. Gay olmayan erkek arkadaşlarım da var elbette ama gay olanlarla farklı bir yakınlık var aramda, belirtmeden geçemeyeceğim. Belki dediğiniz gibi, benim içimde de "aman şimdi dostuz ama başka bir amaç olmasın" korkusu gömülü olabilir, mutlaka benim de başıma geldi dost bildiğim dağlara yağan karlar ama onu da şöyle açıkladım kendime:
      Bir kadın ile bir erkek aslında ilk görüştükleri an cinsel ilgi konusu belli oluyor. Ya vardır ya yoktur ve bu ilk anda anlaşılır aslında. Ama bazen biz bunu "aman yok şimdi bu dostluğu hiçlemeyeyim" diye zorlayarak gömüyoruz ve bazen bunu başarıyoruz, bazense bir süre sonra bir yerden açık veriyor, o çok yıpratıcı olabiliyor karşı taraf için. Ama o cinsel enerji baştan yoksa, o zaman tadından yenmiyor işte, şahane bir dostluk oluyor.. Ama kendimize açık olmak lazım, bu adama dost olarak mı bakıyorum potansiyel aşık olarak mı, bu konuda kendimize açık olmalıyız. Oynamamalıyız.. Ben açık söyleyeyim, hiç oynamadım, blöf hiç yapamam, pokerde de çok kötüyümdür. Ya direkt flört ederim ya da tamamen kankaya bağlarım. Ama bazen karşımdakinden emin olamayınca, çift yönlü ilişkiler konusunda kafam çok karışıyor.. O nedenle, bir kadına en iyi, en güvenli dost gay erkekler :D Ayrıca modadan ve benim hiç takip edemediğim bazı popüler kültür konularından (magazin basını, sosyal hayatın son gelişmeleri vs) beleşe haberim oluyor. Ay faydacılık üzerine kurulu dostluklar gibi oldu bu sefer de...
      Ay ne yazsam batıyorum bu ara :D Ama siz anladınız beni umarım...

      Sil
    7. heey, kızların en iyi arkadaşları gay lerdir kiii zateen :)

      Sil
  2. Her üç yazınızı da okudum:) İçimden geçen, harfi harfine yazdıklarınızın tamamına katıldığımı söyleyip noktayı koymak:)

    Kadın erkek arasındaki dostluğa/arkadaşlığa toplumun bakış açısı epey farklı. Hemen bir kulp takıverirler. Beni en çok üzen durum da bu. Evrim'e hak veriyorum. Erkekler en az söylediği oranda kadını bir arkadaş olarak görmezler. Onlardan biraz ilgi görseler altında başka şeyler ararlar. Açıkçası bunun nedenini bilmiyorum tam olarak. Üzerinde düşünmek gerek, belki bunun altında yatan yetişme tarzı, kültür vs. Kadınlarda durum biraz farklı olabilir belki. Yani erkek, kadına arkadaşça/dostça bir yakınlık gösterdiğinde kadın da altında başka bir şey arar mı?
    Kadınların kendi aralarında yaptıkları sohbetle erkeklerin kendi aralarında yaptığı sohbet genel olarak birbirinden çok farklıdır. Kadın-erkek dost muhabbetleri bence her ikisinden daha keyifli. Ancak, doğru kişileri arkadaş/dost bellemek bu işin olmazsa olmazı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkemizdeki erkekler söz konusu olunca arkadaşlık kurmak için gerçekten belli bir olgunluk ve doygunluk gerekiyor sanırım. Belli bir olgunluğa erişmiş bir erkeğin bir kadının arkadaşça olan yakın ilgisini hemen başka yere çekmeyeceğini düşünüyorum çünkü dediğim gibi çok sevdiğim, çok güvendiğim, nereden baksanız her biri 15-20 senelik çok yakın erkek arkadaşlarım, dostlarım var :) Dediğiniz gibi doğru kişiyle karşılaştıktan sonra kadın-erkek sohbetleri çok keyifli :)

      Sil
  3. Güzel konu.. yorumlar dahil hepsini okudum. Doğru saptamalar. Tüm yaşamım boyunca "yanında kendimi erkek ve yanımda kendini kadın" hissedebilecek rahatlıkta 4 erkek dostum var. Bunun dışında kız-erkek arkadaşlar da mevcut.

    Çocukken, "ateşle barut" ikilemesini çok dinlemiş bir insan olarak kendi hayatımda bunu kulak arkası ettim. Biz ve bizden bir önceki nesil ise bunu kesinlikle anlamayıp, beni mutlaka onlardan birine yakıştırıp durdular :) DBE.' nin de dediği gibi farklı bir pencereden olaya bakan biriyle sohbet çok değerli. İki karşıt cins arasında mükemmel dostluk olur.

    O zaman YAŞASIN ERKEK VE KADIN ARKADAŞLIĞI ! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes ateş, herkes barut değil tabi ki ama işte ateşle barut harbiden yanyana durmaz :D yani biri ateş gibi hissediyorsa ve karşı taraf da barutsa ya da tam tersi biri barut gibi hissederken karşı taraf alev alevse sonuç malum :p Arkadaşlık olması için tüm bunların olmaması gerek. Tüm mesele içinde bulunulan koşullarda gizli. Normal koşullarda arkadaş olmak mümkünken normal olmayan koşullarda uzak durulması en mantıklısı sanırım :)

      Sil
    2. Momentos mesela ben sizin kadın mı erkek mi olduğunuzu ilk başta anlayamamıştım ve sırf bu nedenle bile çok sevmiştim sizi ve yazılarınızı. Araya maydonoz oldum ama..
      Ay ben hep diyordum "anane yaaa o benim arkadaşım ve erkek evet ama erkek arkadaşım değil yaaaa." bir de insan şöyle anlayabiliyor dost musun potansiyel aşık mı: onunla olmayı düşününce miden kalkıyorsa :D Iyyyy diye bir nida çıkıyorsa ağzından tamam sorun yok dostluğa devam...
      Iyyyyy'sa arkadaş, awwwwww'sa aşık :D

      Sil
    3. DBE ömürsünüz :)))))
      Bittim bu ıyyy sözlerine.. elbette kalbimiz bize her daim yön gösteriyor. Bir dinlesek kendimizi.

      Sil
  4. oleey. akşam gelcem okumaya, gece de yazcam ben daa :) ağaç ev sohbet konusu her zaman bulabilirsiiin :)

    YanıtlaSil
  5. ah evet bak, ön koşullar demişsin yaniiii eveet :) öğrencilikte iyimiş bak arkadaşlıkların. e güzel dönem tabii. sonrasında demekki zaman içinde kopmalar olmuş, ne derler hayat savurmuş demekki. ayrıca evrim çok haklıııı :) ay umarım yine olur kaynatcağın, geyik yapacağın, güleceğin arkadaşların ki. ay bencesi de arkadaş olamayan erkekten sevgili olmaz ama gel de bunu anlat. yani demekki bu arkadaşlık olabiliyor, öğrencilikte o zaman, iş ortamında da olabiliyo ama :) duygusal deyince ben zaten direk aşk ilişkisini anlıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duygusal: sevgi, üzüntü, korku, neşe, vs gibi duygulara has, bu duyguların paylaşımına özgün
      cinsel: fiziksel aşk, tutku, bedensel birliktelik
      duygusal aşk: içinde cinsellik olmayan, genelde flört ya da platonik ilişkiler için kullanılan terim
      :) Olmuş mudur?

      Sil
    2. pikiii :) duygusal: kore filmlerinde ağlamak gibii :), cinsel : grinin elli tonu gibiii :) duygusal aşk: lise boyunca aynı oğlanı sevip ona hiç sölememek gibii, hıhım olmuştur :) üçü de pek keyifli, başkalarında olunca, kendinde olunca hepsi işkence kikiki :)

      Sil
    3. Sen bir ömürsün deep. Kikikiki:))))

      Sil
  6. heey teşekkürleer, yazdım ben de şimdii. ne zor konuydu yaaa :) soruyu azcık değiştirdim ama senin sorunu da olduğu gibi yazdım :) cinsel yakınlık demek bana zor geldi de ondan ama yanii. özür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuyayım :) değiştirebilirsin tabi nasıl rahat edersen ama cinsellik hayatın ilk gerçeği, olmasa biz de olmayız ;) yani alışmak ve kullanmak lazım hem kelime olarak hem de insanlığın devamlılığı için :)

      Sil
    2. tabisideki yaa ama bak blogumu çok küçük yaştaki blogçular da okuyo, 10 yaşındaki kızlar oğlanlar filan da okuyor, bir dolu aile de okuyor yani, ana kız, kızkardeşler, cinsel sözcüğü daha hiçbir yazımda geçmedi yani :) gerçi internette her şey var da :)

      Sil
  7. işallah her zaman başka konular da bulursun kiiii :)

    YanıtlaSil
  8. heey, baak, yazıma gelen yorumları oku arada, ilginçli :), genelde galiba, kız blogçular, çoğunlukla, iyi bişey ama olmuyo diye düşünme eğiliminde gibi :) bizim ülke de işallah tabii bi gün fransa gibi filan olur ama bizim ülke daha aşka cinselliğe çok aç bir ülke, ondan, şimdilik arkadaşlık biraz zor duruyor, ama ileride işallah yaa, herkes bir doysun aşka sevgiye cinselliğe filan yani :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Takip ediyorum ;) Dostluk için olgunluk ve doygunluk önemli cidden.

      Sil
  9. Yalnız bu konu iyi oldu ya :)) herkes birilerinin yazısının altına yorum bırakıyor. Konu yorumlarda daha derin, daha rahat tartışılıyor.

    YanıtlaSil
  10. http://mavilaleden.blogspot.com/

    bu ağaç ev 19 yazısını okusan yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi okudum ve yorum bıraktım. Haberdar ettiğin için de teşekkürler ;)

      Sil
    2. hıhıms :) tyhra ve dbe ye de dedim :)

      Sil
  11. cat tales
    cat tails

    :) hoş oluyoooo.

    YanıtlaSil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...