Perşembe, Ağustos 20, 2020

Hayat ve Hayati Kaptan - 7. Bölüm

Hayat'ın üzgün halinden çok etkilenen ve onu üzdüğü için kendine çok kızan Rıfat, gönlünü almak umuduyla ertesi gün Hayat'ı görmeye Cağaloğlu'ndaki iş yerine gitti ancak Hayat orada değildi; sabah arayıp hasta olduğunu işe gelemeyeceğini bildirmişti. Bunu öğrenen Rıfat iyice endişelenerek kendi iş yerine döndü. İçi rahat etmeyince de Hayat'ı aramaya karar verdi. Telefonu Hayat'ın annesi Raife Hanım açıp Hayat'ın çok halsiz olduğunu ve uyuduğunu söyledi. Rıfat rahatsız ettiği için özür dileyerek telefonu kapattı ama içindeki huzursuzluk iyice artmıştı. Akşam iş çıkışı bir buket çiçek yaptırarak vapura bindi ve adaya döndü.

Her zamanki gibi Kaptan köşkünden vapura binenleri izleyen Hayati Kaptan, Rıfat'ın elinde bir buket çiçekle vapura bindiğini görünce uykusuzluktan ve iç hesaplaşmasından harap olmuş sinirleri bir darbe daha aldı. Adaya varana dek içi içini yese de elinden gelen bir şey yoktu. Ada iskelesine yanaştıklarında Rıfat aceleyle vapurdan inmeye çalışıyordu. Hayati Kaptan kendine daha fazla engel olamayarak arkasından seslendi:

- Rıfat Bey, bekler misiniz beni, hemen geliyorum.

- Şey... Peki bekliyorum.

Hayati Kaptan, aceleyle işini halledip mümkün olan en kısa sürede Rıfat'ın yanına gitti. Rıfat'ın endişesi ve sabırsızlığı yüzünden okunuyordu.

- Kusura bakmayın sizi beklettim ancak sizinle önemli bir konuda konuşmak istemiştim. Vaktiniz varsa...

- Çok isterdim ancak şimdi olmaz. Hayat rahatsızlanmış, bugün işe de gidememiş. Onu ziyarete gidiyorum da...

- Öyle mi? Peki, ben sizi tutmayayım o zaman. Geçmiş olsun dileklerimi iletirseniz sevinirim.

- Teşekkürler, iletirim tabi ki. Görüşmek üzere!

Rıfat koşar adımlarla giderken Hayati Kaptan'ın elinden çaresizlikle ardından bakmaktan başka bir şey gelmiyordu. Rıfat'ın uçarcasına gidişinin aksine Hayati Kaptan son derece ağır adımlarla gitti evine. Kapıya vardığında hislerinin ağırlığıyla iyice ezilmiş adeta bir gemi enkazına dönüşmüştü. Eve nasıl girdi, yatak odasına nasıl gitti, kendini yatağa nasıl attı hiç bilmiyordu. Tek bildiği kendini uykunun sakin limanlarına bırakmak için can attığıydı.

Rıfat, Hayat'ın kapısını çalıp içeri girmişti. Annesi Rıfat'ın geldiğini haber verince Hayat giyinip aşağıya indi. Rıfat, Hayat'ı görünce  az da olsa rahatladı. Raife Hanım:

- Rıfat Bey oğlum öğlen aramıştı seni, hasta olduğunu öğrenince endişelenmiş, içi rahat etmemiş, seni görmeye gelmiş. Bu güzel çiçekleri de getirmiş.

- Teşekkürler Rıfat. Endişelenmene mahal yoktu. Buraya kadar zahmet etmişsin. Şimdi daha iyiyim.

- Daha iyi olmana çok sevindim. Ben seni daha fazla yormadan kalkayım.

- Aaa olur mu hiç Rıfat Bey oğlum! Buraya kadar gelmişsin yemek yemeden bırakmayız seni. Değil mi kızım?

Hayat son günlerde giderek artan bu emrivakilerden bunalmış olsa da belli etmemeye çalışarak:

- Tabi ki! Yemeğe kal lütfen Rıfat.

- Size zahmet vermek istemem Raife Teyzecim, hem Hayat da halsiz zaten.

- Zahmet olur mu hiç çocuğum? Siz küçükken de hep beraber yerdik yemek, ne soframızın ne de ailemizin yabancısı değilsin. Allah ne verdiyse yeriz beraber. Hadi siz oturun, ben sofrayı kurarım. Ali Bey de gelir neredeyse.




*Şarkı: Sevince - Erkin Koray

5 yorum:

  1. Bölümler birbiri arkasına geliyor:) Dün gece bütün bölümleri okumuştum zaten, saat geç olduğu için sadece bu bölüme yorum yazmamıştım. Şimdi bir de baktım ki bölüm ikiye ayrılmış:)
    Yazı sürükleyici olunca uzunluğu fark etmiyor aslında. Belki bazı okurlar yazının uzunluğundan ürküp okumaya başlamıyorlar.

    İşler karışık:) Bundan sonra ne olur kestirmek zor. Rıfat, hiçbir şeyden habersiz Hayat'ın peşinde. Merak ettiğim şey, Yasemin Hanım'la Hayati Bey'in ilişkisi. Sanırım o ilişkide bir problem var ki gözü Hayat Hanım'a takıldı. Yoksa gerçek hayatta olabiliyor mu böyle hadiseler?:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel soru Mr. Kaplan! Çok teşekkürler :) Hayati Bey ile Yasemin Hanım'ın ilişkisini hiç detaylı yazmadığımı siz sorunca fark ettim. Onu da yazmalıyım sanırım.

      Gerçek hayatta oluyor böyle şeyler Mr. Kaplan. Sebebi bence zamanla rutine bağlanan hayatlar. Hayat, evlilikler, ilişkiler rutinleştikçe ve paylaşılan şeyler aynılaştıkça insanlar gözlerini yeniden dışarıdaki hayata açıyorlar. Aşkın gözü körken, aşk tükendikçe görme yeteneği geri geliyor, göz açılınca da eninde sonunda yeni bir şey görüyor bence.

      Sil
    2. Evet evet.. Kaystros haklı.. bizim kaptanla karısının durumları nedir acaba? :))

      Sil
  2. ah ah aşk hastası olduuuuu :)

    YanıtlaSil

Sakin Kalabilmek

Bir süre önce olana bitene sinirlenmenin çok manasız olduğunu kabullenmiş ve olan biten şeyler karşısında sakinliğimi korumanın daha mantıkl...