Cumartesi, Ağustos 29, 2020

Muharebe Meydanı

Bazı savaşları kazanamayız ama savaşmaktan da alamayız kendimizi. İşte yine tam ortasındayım muharebe meydanının! Kazanamayacağımı bile bile kendimle savaşıyorum. Oysa ufacık bir zafere razıyım. Biraz nefes almaya, biraz nefes aldırmaya, kendime olamasam da en çok sevenime nefes olmaya...

Neden bu kadar zor? Ben neden bu kadar zorluyorum? Anlayamıyorum kendimi. Yemin ederim anlayamıyorum. Alıyorum kendimi karşıma; soruyorum, konuşuyorum, anlatıyorum. AMA anlayamıyorum. Deli oluyorum, sinir oluyorum, kendi kendime düşman oluyorum.

Neden? Neden böyleyim? Neden huzursuzluk peşinde koşuyorum bile bile? Neden durduğum yerde, tam da olmam gereken yerde duramıyorum. Neden hayatın akışına ters yönde yüzmeye çalışıyorum? İstemiyorum böyle olmak!

İngilizce'de "self-destructive" diye bir sıfat var, "kendi kendini yıkan/yok eden demek. Ya da "kendine zarar" diye de çevirebiliriz. Tam beni anlatıyor. Kimse değil, bir ben yeterim beni yıkmaya, yakmaya, yok etmeye! Kendimi yolda indirip öyle devam etmek istiyorum hayat yolculuğuma. Nasıl olacak o dediğinizi duyar gibiyim. Bilmiyorum henüz ama bir şekilde olmalı, oldurmalıyım. Kendimle devam edemiyorum çünkü hayata.

Bazıları yemeden içmeden kesilir derdi olunca, ben okumaktan, yüzmekten, nefes almaktan, yaşamaktan kesiliyorum. 1 yıl önceki yazılarıma bakıyorum, bir arpa boyu yol alamamışım! 1 yıldır boğuşuyorum kendimle, hayat öyle de geçiyor böyle de ve ben bunu bile bile hala boğuşuyorum boş yere. Offfff gerçekten bıktım bu kısır döngüde boğulmaktan!


11 yorum:

  1. Ya bu gece N. bi laf etti; bezen dedi insan çözüm bulamıyorsa bir kısırdöngüden çıkmak için, tamamen bırakmalı kendini. Yani düşün boğuluyorsun ve seni kurtarmaya biri geliyor, sen debelendikçe birlikte boğuluyorsunuz. Bırak kendini tamamen bırak, o gelen çekecek zaten seni.. Belki sen de bırakmalısın debelenmeyi ve gelenlere bırakmalısın kendini bir süreliğine. Yüzmeyi öğrenmek için de aynı teknik lazım, hayatla akabilmek için de... Unutma bu gelgitler aslında seni renkli kılan, onlarla savaşmayı bıraksan belki mutluluk tam orada..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yav ben durayım diyorum; su kaçıyor gözüme, boğazıma, kalbime, ruhuma... Genzim mi yanıyor, ciğerim mi belli değil. E bari yüzeyim diyorum, kramplar giriyor ayağıma, elime koluma, zihnime... Bırakayım boğulayım diyorum... Yok! Onu da beceremiyorum. Ya bir insan boğulmayı nasıl başaramaz??? Ama deniz de çok acayip, ne boğuyor ne yüzdürüyor! Tam boğulcam seni uzatıyor, can simidi gibi <3

      Sil
    2. Bak şimdi aklıma ne geldi. M.’nin en zor zamanlarında süpervizörüme tam şunu demiştim: sanki ben denizdeyim, çırpınıyorum, o ise teknede, benimle dalga geçiyor, elini uzatıyor tam yakalayacağım beni batırıyor ve gülüyor en beteri de gülüyor bana!
      O da demişti ki. Teknede sadece o mu var, yoksa başkası da var mı?
      Düşündüm. Var. O zaman? ;) Senin de var canım benim..... E. var, bu deli C. var, daha birsürü insan var o teknede. Kendi kendinle savaşmayı bırak çünkü biz seni tam olduğun gibi çok muhteşem buluyoruz ❤️

      Sil
    3. Ha bu arada ben de teknede değilim aslında :))) düşündüm de denizin ortasında kulaç kulaç yüzen o manyak da benim galiba, az sağa bakarsan görebilirsin 🤣

      Sil
    4. Gördüm gördüm! Parıl parıl gözlerle bana bakıyor sağda biri :))))))

      Sil
  2. Okurken beni yazmış dedim :)
    Bu kısır döngüde hissetmeye ve yaşamaya başlayalı o kadar uzun zaman oldu ki alıştım mı, artık normalim bu mu diye kendime sorar oldum.
    Akışa bırakmak da çok çözüm olmadı ben de çünkü zaten akışa bıraktığım için bu haldeyim sanırım.
    Bir çözüm bulursan lütfen yaz :)

    YanıtlaSil
  3. Başlığı okuyunca Sakarya meydan muharebesi hakkında bir şeyler yazdınız sandım:) Umudunuzu kaybetmemek için 30 Ağustos'a giden süreci düşünün. Toplum olarak yaptıklarımızı bireysel olarak da yapabiliriz bence. Ama hiçbir şey kolay değil:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ağustos'un başı zor, sonu zor Mr. Kaplan! Başı doğumgünüm, sonu Eylül!

      Sil
  4. sen çok seviyon kendine kızmayıı. diyom sana sal gitsin yaaa gevşet vidalarıııı :) ay alanson çok saçma konuştu bugünlerdeee :)

    YanıtlaSil
  5. Böyle uzaktan uzaktan ahkâm kesmek ne derece doğrudur bilemem ama yazma ihtiyacı duydum. Kendini tanımanın, sorunları bilmenin önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan aslında umutlu bir iç döküş bu. Akışına bırakmak mı olur, üstüne gitmek mi olur... Bir şekilde çözeceksiniz. Bir de lütfen zaten çok zor zamanlarda olduğumuzu dikkate alın. Artı huzursuzluk ekleyen zamanlar bunlar. Sevgilerimi yolluyorum, mesafeli mesafeli kucaklıyorum:)

    YanıtlaSil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...