Pazar, Mart 21, 2021

Ağaç Ev Sohbetleri #82

Ağaç Ev Sohbetleri'nin bu haftaki sorusu Mr.Kaplan'dan geldi:

"Karşı cinste sizi en çok şaşırtan şeyler nelerdir? Sosyal yaşamda cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırmak için neler önerirsiniz?" 

O kadar güzel ki soru! Maalesef az sonra yazacaklarım bazı açılardan cinsiyetçi bulunabilir. Yine de yazacağım. Yapıcı eleştirilere ve seviyeli tartışmalara açığım. Bence bu sohbetlerin en güzel yanı bu fikir alışverişleri.



Karşı cinste beni en çok şaşırtan şey inanılmaz öz güvenleri. Belki de kendini bilmezlikleri demeliyim. Mesela sokakta gezen 40-50 yaşındaki göbekli, kel, bakımsız amcaların kızları yaşlarındaki kadınlara bakmaları, laf atmaları, o kadınların onlardan etkilenme ihtimali olduğuna inanmaları... Kendiyle barışık olmak başka bir konu, kendini bilmezlikse bambaşka. Erkekler çoğunlukla -istisnalar hariç- kendilerini olduklarından daha ince, daha fit, daha yakışıklı, daha karizmatik, daha çekici, daha daha daha... görüyorlar. Hatta bazıları kendilerini bir nimet, bir lütuf olarak görüyor. Bu konudan girmişken zengin ve yaşlı erkeklerin kendilerinden genç, güzel, çekici kadınlarla evlenmelerine de çok şaşırıyorum. Bu hikayedeki kadına şaşırmıyorum çünkü genel olarak onun amacı belli ama erkeğe çok şaşırıyorum. Seninle sırf paran için birlikte olduğunu bile bile biriyle birlikte olmak? Ya öyle olmadığını düşünüyor ki bu durumda ilk söylediğime varıyor yani kendine aşırı güveniyor, paramla ilgisi yok, beni sevdiği için benimle birlikte diyor ya da sebebin parası olduğunu bile bile buna razı oluyor. Belki de sebebi hiç umursamıyordur. İşte bu noktada çok şaşırıyorum. İstisnalar tabi ki vardır. Yaş farkına ve aradaki ekonomik uçuruma rağmen birbirini gerçekten sevdikleri için birlikte olan çiftler olabilir. Benim kastettiklerim onlar değil tabi ki. 

Genel olarak bakınca karşı cinste en çok şaşırdığım konular farklı bakış açılarımızdan kaynaklanıyor. Her şeye çok farklı açılardan bakıyoruz. Kendimize ve dış dünyaya çok farklı pencerelerden bakıyoruz. Kadınlar genelde kendi vücutları, bedensel durumları, zihinsel durumları ve ilişkileri ile ilgili daha gerçekçi bakış açısına sahiptirler. Kaç kilo olduklarını, aynada nasıl göründüklerini, dışarıdan nasıl göründüklerini/algılandıklarını daha objektif değerlendirebilirler. Etrafta neler olup bittiğini daha kolay analiz ederler. Erkekler analiz etmeye odaklanmaz, görüp geçerler. 

Erkekler konusunda şaşırdığım o kadar çok şey var ki... Neyle devam etsem? Bakalım... Şaşırdığım bir başka şey eşyalarını bulamayıp sürekli annelerine ya da eşlerine sormaları: "O nerede?" "Bu nerede?". Bu kadarla da kalmıyor. Şurada diyorsun ama yine de bulamıyor çünkü aradığı şey bir şeylerin altında ya da arkasında ama oralara bakınmak aklına dahi gelmiyor. Mesela elmalar nerede diyor, dolabın sebzelik bölümünde diyorsun, sebzeliği açıyor ama elmaları bulamıyor. Burada yooook diye bağırıyor, gidip bakıyorsun elmalar orada, sadece portakalların altında kalmışlar. Bu basit örnek hemen hemen her şeye uygulanabilir.  Çoraplar, kişisel eşyalar... Çevremdeki neredeyse tüm kadınlar bu konudan şikayetçi ama henüz "Karım mütemadiyen çoraplarını/ çantasını/anahtarını vs. bulamayıp bana soruyor, ben de elimle koymuş gibi buluyorum" diyen bir erkeğe pek rastlamadım :))) 

Mr. Kaplan yazısında kadınların erkekler için değil, diğer kadınlar için giyindiğini yazmış. Kısmen haklı. Biz kendimizi iyi hissetmek için giyiniyoruz. Genelde de giysilerimizi, saçımızı hem cinslerimiz fark edip iltifat ediyor ve bu bizi daha da iyi hissettiriyor. Yani kadınlar "Bugün şu kırmızı elbisemi giyineyim de tüm erkeklerin aklını başından alayım" demiyor giyinirken. O kırmızı elbiseyle aynaya bakınca kendini beğeniyor, iyi hissediyor ve bu ruh hali tüm benliğine yansıyor. Öz güveni yükseliyor, adımları güçleniyor, gülümsemesi ile etrafına ışık saçıyor. Kendini sevince güzelleşiyor dünya. Ne kastettiğimi okuyan tüm kadınlar anlayacak. O kırmızı elbise sadece bir elbise değil aslında. O bir zırh, bir kalkan, bir kılıç. O elbiseler, makyaj, saç baş bizim dünyayla, hayatla başa çıkma silahlarımız. Aynadaki görüntümüzden memnunsak daha rahat, daha mutluyuz, daha güçlüyüz. 

Yabancı filmlerde gördüğümüz rengarenk giyinmiş siyahi kadınlara hayranlık duyarım. Çoğu kilolu ve iridir ama asla saklamazlar bedenlerini. Kıvrımları ile mutludurlar, rengarenk elbiseler giyerler; başlarına rengarenk şallar sararlar ve inanılmaz da çekici gelirler bana. Tam bu noktada ayrımcılık yaptığım söylenebilir.

Erkekler kilolu/göbekli olunca "keşke kendilerine dönüp bir baksalar" derken, söz konusu kıvrımları ile barışık olan kadınlar olunca işler değişiyor mu yani diyebilirsiniz. Ama benim ilk başta bahsettiğim o "amcalar" kendilerine bakmıyorlar bile. Yani kilolu olabilir, kel olabilir, bıyıklı ya da sakallı olabilir ama kendine bakar, giyim kuşamına, kişisel temizliğine özen gösterir, haliyle tavrıyla, aurasıyla, kişiliğiyle kendini öyle bir ortaya koyar ki -bahsettiğim o siyahi kadınların yaptığı gibi- işte o zaman ben de haddimi bilir, saygı gösterir, ağzımı bile açmam. 

Özetlemem gerekirse durup kendine şöyle bir alıcı gözle bakmadan tüm dünyanın ayakları altına serilmesini bekleyen, tüm kadınların onun için yaratılmış olduğunu, onun için giyinip onun için süslendiklerini sanan, varlığımızın tek sebebinin erkeklere bakmak, yedirmek, içirmek, eşyalarını bulmak olduğunu sanan ve her türlü isteklerini yerine getirerek onları mutlu etmek için yaratıldığımızı düşünen erkeklere çok ama çok şaşırıyorum. Tüm erkekler böyle değil. Ben özellikle böyle olan erkeklerden bahsediyorum. Her birini tek tek gördükleri bu akıl almaz rüyadan uyandırmayı o kadar çok isterdim ki! 

En başta da dediğim gibi söz konusu erkekler olunca şaşırdığım o kadar çok şey var ki... Ama haksızlık etmeyeyim kadınlarla ilgili de şaşırdığım çok şey oluyor. Onlar da başka bir yazının konusu olur belki :) 

Eleştirilerinizi, fikirlerinizi bekliyorum merakla :) 

7 yorum:

  1. Yaaa öyle deme. Dış görünüşle çekicilik çok farklı kulvarlar.. Her zaman para, statü ya da "baba figürü ihtiyacı" olmuyor kadınların kendilerinden büyük ya da dış görünüşü çekici olmayan erkeklerle olma nedeni. Sakinlik, bedensel değil içsel dünyanın güzelliği, olgunluk.... ;)
    Diğer konuda ise: Diş macunu tüplerini plastiğe çevirdiler çünkü hakikaten boşanma nedeni oluyormuş ortadan sıkılması. Bari erkekler için bu "görememe" hadisesine de pratik bir çözüm bulsunlar ne bileyim app olsa mesela evi tarasa sonra erkek neyi arıyorsa yerini söylese falan...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay Allahaşkına kadın yaratsın bu app'i ve iki defa aynı şeyi soran erkeğe "gözünle baaaaak" komutu çaksın app. :)))))

      Sil
    2. Bayıldım bu app. fikrine :))))) Ya dedim ya biraz yüzeysel ve cinsiyetçi yaklaşıyor olabilirim bazı mevzulara maalesef. Belki de dediğin gibi baba figürü eksikliğidir, güç, korunma, sevilme ihtiyacıdır yaşamadan bilemeyiz. Bu arada tabi ki karizmanın, çekiciliğin dış görünüşle alakası yok. Duruş, bakış, var oluş... Başka şeyle ama işte bir de Ali Ağaoğlu ve İbrahim Tatlıses vakaları var bir yanda. Yani mevzular duruma göre değişebilir :)))) Misal bir Sean Connery desen başka bakarım olaylara :p

      Sil
  2. heeeey ağaç ev 83 ü de yazarsın işallah. akşam yazcam ben de. andromeda buldu konuyu. bir hafta sonra yazmışsın bunu ayolcum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ancak yetiştim :D 83'e de bakarım. Kısmet artık :))))

      Sil
  3. Hayır, hiç de cinsiyetçi bulmadım:) Burada özgürce düşündüklerimizi yazıyoruz. Yazdıklarımız hoşa gidebilir ya da gitmeyebilir. Katılırız, ya da katılmayız. Önemli olan içtenlikle fikirlerimizi ortaya dökebilmemiz.

    Özgüven konusunda erkeklerin varlık durumu ile kadınların çekiciliği büyük rol oynuyor sanırım. Bu söyleyeceklerim geneli yansıtmakta, istisnalar kaideyi bozmaz:) Diyeceğim; eğer adamın parası varsa kadınlar tipine bakmaksızın ona koşuyor. Kadınlar açısından ele alırsak, bu kez sermaye güzelliğe dönüşüyor. Güzelliğini kullanan kadınlar daha seçici oluyor, varlıklı ve kariyer sahibi erkeklerle ilgileniyor daha ziyade. Ancak hem varlıklı olma durumuna hem de çekiciliğe göre yapılan tercihler genel olarak birliktelikte sorun yaratmakta. Güzel bir kız yaşça büyük olan bir erkeği niye tercih edebilir? Kariyer+para!
    Kadının varlıklı olması durumunda ise tercihi yakışıklı ve kaslı erkeklere yönelim oluyor.

    Aslında çekicilik, varlıklı olma durumu, yaş farkı, aile yapısı ve kariyer ikinci derecede önemli bence. Önemli olan karakter yapısı insanın.

    Erkeklerin kendilerine bakmaksızın çocuğu yaşında kızlara ilgi duyması özgüvenden ziyade toplumun onlara yüklediği bir özellik. Çünkü toplumumuzda hala hüküm süren kızın beğenilip istenmesi durumu var. Kızlar evde oturup görücü beklerken erkekler seçici durumunda. Siz hiç bir kızın erkeğini seçtiği durum gördünüz mü? Evet, istisnalar olabilir ve bu istisnalara bayılıyorum ben:) Ancak genel olarak seçici durumda olan her zaman erkek. Evlenme teklifinde bulunan hep erkek.

    Yazdığınız pek çok şeye katılıyorum. Evet, kadınlar daha titiz, analiz etmesini seven, erkekler daha çabuk karar veren cinsler.

    Erkeklerin eşya bulamaması konusunda yerden göğe kadar haklısınız:) Bizde de aynı durum var. Fakat burada kafayı karıştıran eşlerin eşyaları yeni koydukları yerin koordinatını değiştirmeleri. Yani örneğinizde olduğu gibi elmalar portakalın altında olmayacak, eğer her zaman konulan yer portakalın üzerindeyse yine orada olacak. Yoksa erkeklerin devreleri yanıyor:)) Bir de soruyoruz mesela; pijamam nerede? Cevap: orada, odada! Ya evde bir sürü oda var söz gelimi ama bileceksin işte. Hadi odayı buldun diyelim, odanın neresinde? Dolapta! Hangi dolap, hangi çekmece. Koordinat vereceksin arkadaş yoksa beyin çalışmıyor:)))
    Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mr. Kaplan tam koordinatları verin, bir daha sormayalım, hemen bulalım demişsiniz. Okurken çok güldüm esprili anlatımınıza :)) Ben hiç sormasanız, kendiniz arayıp bulsanız diyorum ama pek mümkün değil sanırım :) İşin şakası bir yana bizim evde buzdolabını eşim yerleştiriyor ve yine de bir şey alacağı zaman bana soruyor. Sen yerleştirdin, ben nasıl bileyim diyorum ama nafile :)) Alılayım artık diyorum ama hâlâ şaşırıyorum :)))

      Sil

İkigai

İkigai, şu anda okuduğum kitabın adı. Kitabın alt başlığı "her güne mana ve neşe katmak".  Kısaca açıklamak için  Wikipedia 'y...