Önce soruları çözdüm sonra "Kendine Ait Bir Oda"ya daldım.
Virginia Woolf'un Kendine Ait bir Oda'sı uzun zamandır rafta beni bekliyordu. Pazar okula giderken attım çantama.. Neden şimdiye kadar okumamışım acaba? Kitapta sevdiğim bölümleri paylaşayım :)
Woolf, benden, daha doğrusu bir Manx kedisinden bahsetmiş :D
Tam da Woolf'un dediği gibi sanki "... bir çimenliğin orta yerinde duraklayıp evreni sorguluyorum; bir şey eksik, bir şey farklı..."
... tuhaf, güzel olmaktan ziyade ilginç...
Erkeklerin - sözüm meclisten dışarı, istisnalar var tabi ki - kendilerini nasıl dev "ayna"sında gördüklerini açıklıyor bu satırlar.
Biraz acımasız bir eleştiri gibi görünebilir ama erkeklerin yüzyıllar boyunca kadınlar için "eksik etek", "saçı uzun, aklı kısa" gibi tanımlar kullandığı düşünüldüğünde pek de haksız denilemez.
Kadının kendine ait bir odası olmasını geçtim, kendi hayatı üzerinde en ufak bir söz hakkı bile yokmuş.
Hayatın içinde yok sayılan kadın, ne ilginçtir ki en büyük edebi eserlerde baş karakter oluveriyor.
Kurmaca kralların kaderine hükmeden kadın gerçekte kurmaca yazma hakkına bile sahip değil.
Ne yaman çelişki!
Böyle bir dünyada yetişen kadınların kendilerini ifade etmeye çalışacak cesareti bulması mucize!
Bugün bile toplumun büyük bir kesiminde aynı bakış açısı hakim.
Woolf, kitap boyunca kadınların erkek egemen toplumda yüzyıllarca mütemadiyen ezilip, küçük ve değersiz görülüp arka plana itildiğini; kurmaca bir eser yazmak bir yana, kendilerini ifade edecek gücü bulmalarının bile ne kadar zor olduğunu gözler önüne seriyor. O zorlu süreçte bir şekilde yazan, gizli saklı da olsa yazmaya cesaret eden cesur kadınlardan bahsediyor. Woolf; Fanny Burney, Eliza Carter ve Aphra Behn'in kadınların edebiyat alanındaki öncüleri olduğunu ve Jane Austen, George Eliot ve Emily Bronte gibi kadın yazarların onlar sayesinde daha kolay kabul gördüğünden de bahsediyor.
Kitap 160 sayfalık, kısa bir eser ama hemen bitmiyor. Biraz ağır gidiyor nedense. Belki de bahsi geçen konular insanı sık sık durup düşünmeye ittiği içindir. Kitap kadın yazarlara, tüm engellere ve zorluklara rağmen vazgeçmeyip yazmaya devam ettikleri için haklarının teslim edilmesi gerekliliğini hissettiriyor.
Henüz okumayanlara tavsiye edilir :)
Aaa çok şaşırdım Manx kedisini sen bu kitaptan edindin çünkü bu kitabı çok seviyorsun gibi düşünmüştüm hep 🤣 e burdan değilse nerden peki?
YanıtlaSilBen de Cengiz Aytmatov’un ilk öğretmenini bitirdim dün, gözlerim doldu.. Öğretmenler anne babadan bile daha önemli aslında, kıymetini bilemesek de..
Bu kitaptan almadım Ceren'im :) Özdemir Asaf'ın "Mum Alevi ile Oynayan Kedinin Öyküsü" şiirinden aldım kediliğimi :) Kuyruksuz oluşumsa hayatın beni sürekli kuyruğumdan yakalayıp çevirmesine bir tepki olarak gelişti :)
SilÖğretmen, bir çocuğun hayatında o kadar çok şeyi değiştirebilir ki bazen hiç farkına bile varmadan... Hepimizin vardır, hayatına dokunan unutulmaz öğretmenleri. İyi ki varlar!
Radyoda "Kadın Mucitler" serisinde bunu öyle net görüyorum ki, yüzyıl öncesinden kadınların neler icat ettiği ve bu icatlarının babaları, kocaları tarafından sahiplenildiği ya da sahiplenmek zorunda bırakıldığı gibi durumları öğrenmek, aslında erkek egemen düzenin kadınlardan ne kadar korktuğuna işaret ediyor.
YanıtlaSilKadın mucitler serinin hayranıyız ailecek Momentoscum :) Tüm zorluklara rağmen engelleri aşıp icatlar yapan kadınlara hayran olmamak imkansız!
Silİki kuyruksuz kedi çok konuştuğunuzdan kitap yavaş ilerledi demek. 🙂 Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkürler :)
SilVirginia Woolf 'dan okuduğum ilk kitaptı . Nasıl hiç okumamışım diye vahlanmıştım.
YanıtlaSilBenim de hep okuyayım dediğim bir kitaptı ama zamanı şimdiymiş demek ki :)
Silbu yazardan deniz feneri adlı romana hayranım :)
YanıtlaSilYazdım okunacaklar listeme ;)
Sil