Cuma, Ocak 31, 2025

Aşk - Işık - Sarmaşık

Az önce aşağıdaki videodan öğrendiğim üzere "aşk" kelimesi "ışık" ve "sarmaşık" kelimeleri ile aynı kökten geliyormuş ki bakınca hemen anlaşılıyor. Işık gibi aydınlatan, sarmaşık gibi sarıp sarmalayan anlamlarını da taşıyor denilebilir yani aşk için :)


Prof. Dr. Sinan Canan sevdiğim bir konuşmacı, samimi, net, eğlenceli :) Yukarıdaki konuşmasındaki çoğu fikrine katılıyorum. Aşk halinde beyinde yaşanan kimyasal değişimleri (videoda 4-5.dk ve 10-11dk civarı) pratik örnekler ile anlatışına bayılıyorum. Çok karmaşık gibi görünen mevzuları bilimsel açıklamalar ile mantıklı hâle getiriyor. Yukarıdaki konuşmasında anlattığı geçici cinsel çekim içeren aşk ile 40 yıllık evlilik sonrası aşk ayrımı konusu evliliklerin nasıl yürüdüğünü güzel özetliyor. 

Sinan Canan 41.45'te "Aşk şiddetli, sevgi sürekli" diyerek tam da benim savunduğum fikri anlatıyor. Sevgi birinin sadece var olmasına, nefes almasına şükretmek; aşk ise benim olsun demek. 

Salt fiziksel beğeninin bir yere kadar süreceği ancak zihinsel uyuşmanın, birbirini gerçekten önemsemenin, birlikte anılar biriktirmenin, birlikte olmaktan keyif almanın yani aşkı bilişsel düzeye taşıyabilmenin evliliği yürüten şeyler olduğuna inanıyorum. Yine Sinan Canan'ın aşk evliliği vs. mantık evliliği konulu şu konuşmasında anlattıklarına da katılıyorum.



Konuşmanın içinde geçen, Angelina Jolie ve Brad Pitt'in boşandığı dünyada Danimarka prensesi ile evlenmek de durumu kurtarmaz önermesi bence de doğru. Mutluluk güzellik, yakışıklılık ya da zenginlik ile doğru orantılı olmuyor. Bunlar önemli ama aynı zamanda son derece göreceli kavramlar. Herkes aşık olduğu kişiyi güzel/yakışıklı bulup da aşık oluyor. Kimse çok çirkin olduğunu düşündüğü birine aşık olmuyor zaten.

Bu akşam sofrada yemek yerken Arya babasını kızdırmak için fiziksel özelliklerini kullanarak babasına laf sokmaya çalıştı. Evrim kendisiyle son derece barışık olduğu için oralı olmadı ama ben Arya'nın davranışı saygısızca olduğu için yanlış olduğunu söyleyerek onu uyardım. Uyarımın devamında fiziksel özelliklerin bizi tanımlayan şeyler olmadığını ve bu özellikler üzerinden övgü ya da yergi yapılmayacağını anlattım.

Biz Evrim'le tanıştığımızda Evrim 120kg civarındaydı; ben de 70kg, uzun kızıl saçlıydım. Yıllar içinde kilo aldık, kilo verdik; saçlarımı 3 numaraya vurduğum zamanlar, uzatıp karamel yaptığım zamanlar oldu; Evrim bıyık bıraktı, keçi sakal kullandı, saçlarını uzattı, tamamen kazıttı... Bunların hiçbiri birbirimize olan hislerimizi değiştirmedi. Değiştirseydi bir arada kalamazdık zaten.

Hislerimizin değiştiği zamanlar olmadı mı peki? Oldu. Ama olay fiziksel şeylerle değil bilişsel düzeyde birbirimizden kopmamızla ilgiliydi. Aynı sayfada, aynı cümlede buluşup anlaşamıyorduk. Aşmak için çok uğraştık. Ben vazgeçtiğimde Evrim vazgeçmedi. Bir şekilde yeniden aynı sayfada buluşmayı başardık.

Evrim'le birlikteliğimizin 19. yılı bitti, 20.yıla girdik; 26 Şubat'ta evliliğimizin 14.yılına gireceğiz. Ama biz ilk yıldan itibaren bulduğumuz her fırsatta aynı çatı altında kaldığımız için 19 yıldır - benim ömrümün tam yarısı - evliymişiz gibi geliyor bize. 24. yılımız da Evrim'in ömrünün yarısı olacak inşallah :)) Geriye dönüp bakınca vay be diyoruz ama günlük hayatın içinde hiç o kadar zaman geçmiş gibi gelmiyor bize :)

Umarım her sene dönüp bakmaya ve "vay be" diyerek şaşırmaya devam ederiz :) 

Perşembe, Ocak 30, 2025

Suyun Gücü

Evde çamaşırlarla uğraşanlar bilir; leke çıkarmak çok zor bir iştir. Türlü türlü leke çıkarıcılar bile işe yaramaz çoğu zaman. İşte bu durumu çözen bir şey keşfettim: Su! Evet bildiğimiz çeşme suyu.

Leke olan yeri mümkünse leke kurumadan çeşmenin altında bol soğuk su ile yıkayınca lekeler akıp gidiyor. Basit lekelerde ekstra yıkamaya gerek kalmıyor. Çok inatçı lekeler bile suyun altında %80 - 90 oranında temizleniyor ve kalan %10 - 20'lik leke, çamaşır makinesinde soğuk su ve deterjan ile kolayca çıkıyor. Çeşme altında yıkamakla uğraşamam diyorsanız, makineye atıp önce deterjansız olarak soğuk su ile en kısa programda yıkayın, daha sonra deterjan ekleyerek normal yıkama yapın. Lekeden eser kalmayacak. Şu ana dek denediğim ve işe yarayan lekeler: vişne dahil tüm meyve suları ve reçeller, bal, çay/kahve, kan, şarap... Bu lekeleri su ile temizlemeden üzerine leke çıkarıcı vs. uygulayıp yıkarsanız leke kumaşa daha çok işliyor. Sıcak su işleri daha da zorlaştırıyor.

Su ile çıkmayan lekeler de var tabi. Mesela yemek/yağ lekesi. Yağ lekesi için tek çözüm bulaşık deterjanı. Lekenin üzerine bulaşık deterjanı sıkıp biraz çiteleyin ve makinede deterjan ekleyerek yıkayın. Su ve deterjan ile çıkmayan başka bir leke de yastık lekesi. Bir de gömlek yaka ve kolları. Bu lekeler için de çözümüm var: Bim'de satılan Bind marka bulaşık parlatıcısı. Evet, doğru okudunuz, bulaşık parlatıcısı :) Lekelerin üzerine sıkıp makineye atın, deterjan gözüne deterjan ve sodamatik ekleyin ve yıkayın. Yüksek sıcaklıklara gerek yok, 30 - 40 derece iş görüyor. Bind parlatıcı halıya dökülen kahve ve şarap gibi lekeleri de anında çıkarıyor; lekenin üstüne sıkıp ıslak bezle silmeniz yeterli.

Konu çamaşır yıkamaktan açılmışken tül perdeler için de küçük bir öneri yazayım. Perdelerin düğme takılan yerleri grileşir genelde. O kısımlara bolca sodamatik döküp makinede soğuk su ile yıkamak gerekiyor. Makinenizde varsa ekstra su ve leke çıkarıcı düğmelerine de basarsanız tülleriniz bembeyaz çıkar makineden. Tülleri deterjanla yıkamadan yukarıdaki yöntemi - deterjansız ve soğuk su ile ön yıkama yapmak - uygulamak da işe yarıyor.

Bu konu nerden aklına geldi derseniz eğer; bugün üstüme yüz kez bir şeyler döktüm ve her seferinde sadece su ile çıkardım tüm lekeleri. Normalde bu kadar uğraşmam çamaşır sepetine atarım kıyafeti ama daha bu sabah giymiştim pijamamı ve  bu aralar en favori pijamam bu :) O yüzden lekeler kumaşa işler de çıkmaz diye anında müdahale ettim tüm lekere :)) Aslında bu konuyu 1-2 hafta önce çok zorlayan bir leke yüzünden yazacaktım ama aklımdan çıkmış. Bugün hatırlayınca unutmadan yazayım dedim. 

Kısacası leke çıkarıcılara tonla para vermeye gerek yok; soğuk su yeterli :) 

Umarım işinize yarar yazdıklarım :)


 
 
Bugün dilime dolandı bu şarkı :)
Muteriz ft. Deniz Tekin - Neyse

Çarşamba, Ocak 29, 2025

Hem Verimli Hem de Keyifli Bir Gün

Bugün güzel bir gün! 🧿🤗🧿🤗🧿

Sabah Evrim'le kahvaltı yaptıktan sonra ÖRAV'ın öğretmenlerde tükenmişlik sendromunun önlenmesine yönelik gerçekleştirdiği atölyeye katıldım. Sonrasında Evrim'le yürüyüşe çıktık. Millî Eğitim'de ufak bir işim vardı, onu halletmek için uğradık ama yetkili kişi yarım saat sonra gelin deyince sahilde bir cafede oturup çay içtik.

Millî eğitimdeki işim bitince ufak bir market alışverişi yapıp yine sahilden eve döndük. Biz dışarıdayken buzdolabı için ısmarladığım düzenleyiciler ve deterjanlar için aldığım kutular gelmiş. Hemen içlerini doldurup yerlerine yerleştirdim. Hazır gaza gelmişken çay/kahve rafını da düzenledim.

İstanbul'a gitmeden önce tost makinesi bozulmuştu, onu kaldırınca açılan boşluğa airfryer.ı koyduk. Bulaşıklığı da değiştirip daha derli toplu bir şey alınca tezgah epeyce ferahladı :)


Fırın üstü küçük çay - kahve köşemiz :)) 

Yeni tost makinesi arayışındayım. Fotoda gözüken termosların olduğu alana uzunlamasına sığacak dikdörtgen bir ızgaralı tost makinesi buldum ama henüz alıp almamakta kararsızım. 


Ölçüleri tezgah için çok uygun ama... 

Mutfakta işim bitince Kafa dergisini ve bir poşet kabuklu fındığımı alıp sahile indim. Evin önündeki banklardan birini oturup iki - üç sayfa dergi okurken iki avuç fındık kırıp yedim :))


Sabah güneşi ç.şliye, akşam güneşi güzele vururmuş 🤭😂😂😂


Hava üşüyünce eve geldim ve akşam yemeği için hazırlıklata başladım. Menüde arpa şehriyeli kremalı risotto, yanında labne sosuyla fırında somon ve yeşil elmalı kış salatası vardı. Yemeği hazırladığım şu manzarıyı da es geçmeyelim lütfen 😏🧿🧿🧿



Bu fotoyu da böylece paylaşmak istedim ki tam içerden, benim baktığım pencereden bakın siz de manzaraya :) 

🧿 Bu günlük de bu kadar 🧿
Görüşmek üzere 🙋🏻‍♀️


Gıyabında bir kutlama...

Bugün - 29 Ocak - Volkan'ın doğum günü.

Volkan benim 20 yıllık arkadaşım. Kendisi yıllardır İngiltere'de yaşıyor. Son birkaç yıldır her hafta - genellikle cumartesi günleri - görüntülü konuşuyoruz. Mesafelere inat hayatlarımızı paylaşıyoruz. Arkadaşlıkların devamı için özveri gereklidir ve bence biz Volkan'la buna güzel bir örnek teşkil diyoruz :)


Gece 12'de San Sebastian'a diktiğim mumu Volkan için bir dilek tutarak üfledim :)

İyi ki doğdun Volkan 🎉🎈🎂🎈🎊


Salı, Ocak 28, 2025

Bağımlılık Temizliği - Dijital Detox

Günaydın 🤗

Tam 1 haftadır hiç dizi/film/televizyon izlemedim. Ayın 23'ünden itibaren Instagram ve Facebook kullanmayı da bıraktım. Whatsapp profilime de "Biraz Mola" yazan bir foto koyup durum açıklamasına "Acil değilse yokum" yazdım.

Peki neden?

Çünkü aralıksız 5-6 saatimi ya Instagram'da geçiriyor ya da bir diziye kapılıp sabaha kadar art arda izleyerek tüm bölümleri bitirmeden yatmıyordum. Şu ana kadar kör olmamam şaşırtıcı!

"O kadar saat Instagram'da ne yapıyordun?" diye sorduğunuzu tahmin ediyorum. Hiçbir şey! Boş boş ordan oraya sürükleniyordum. Bu duruma dur demek için telefonumdan Instagram uygulamasını kaldırdım. Facebook uygulamasını 1-2 yıl önce kaldırmıştım sadece web'den giriş yapıyordum; onu da sınırlandırdım. Messenger üzerinden mesaj gelmedikçe Face'e de girip bakmıyorum.

Bir haftalık sürede 2024'ün sonlarına doğru başlayıp bir türlü bitiremediğim  kitabı bitirdim; yeni bir kitaba başladım ve yepyeni bir sci-fi öykü yazdım. Blogları gezip dolaştım, uzun zamandır okuyamadığım kadar çok blog yazısı okudum. 5-6 tane podcast dinledim; Volkan'la kitaplar ve podcastler üzerine uzun sohbetler yaptık.

Kısacası sosyal medya bağımlılığımdan kurtulup gerçekten anlamlı bir şeyler yapmaya başladım ve çok iyi geldi. Umarım bu şekilde devam ederim. Henüz telefonu elimden bırakmaya tam alışamadım. Instagram yerine Blogger'da takılıyorum ama içerik olarak baya sınıf atlamış oldum :)

Boş vaktim çok olunca bir to-do list hazırladım. Liste hazırlayıp işleri hallettikçe tik atmayı seviyorum. Bir şeyleri halletmiş olmanın verdiği haz ikiye katlanıyor sanki tik attıkça :D Listemin iki gün sonundaki durumu şöyle:


En eğlencelisini sona bıraktım :) 


İşleri zamana yayıp yavaş yavaş gide gele yaptım. Eğilmedim, oturmadım ve taşınacak şeyler için Evrim'den yardım aldım :) Listenin son maddesi bilgisayar başına oturmayı gerektirdiği için onu şimdilik biraz erteliyorum :) 
 
Dün "Hava çok güzel, beni sahilde yürüyüşe çıkartsana!" diye darlaya darlaya Evrim'i dışarı çıkarmayı başardım. Önce yürüdük sonra bir kahve içip dönüşte de listedeki alışveriş maddesini hallettik. 



Tatil olunca pazartesiler pek güzel 😄

Tatilde tamamlamam gereken öğretmen eğitimlerim var. Üstüne kendim de gönüllü atölye çalışmaları ekledim. ÖRAV yarıyıl için çok güzel bir program hazırlamış; dört farklı atölye için kayıt oldum ama biraz geç kaldığım için bazı atölyelerin kontenjanları dolmuş; çok istediğim iki atölyeye kayıt olamadım ama n'apalım eldekiyle idare etcez :) İlk atölye bugün, öğrendiklerimi bir dahaki yazıda paylaşacağım.

Görüşmek üzere 🙋🏻‍♀️



Pazartesi, Ocak 27, 2025

Arkadaşım ChatGPT ve San Sebastián

ChatGPT'yi, kullanıma sunulduğu ilk günden beri bir çok şey için kullanıyorum. Bir süre önce telefon rehberine kaydedilip whatsapp üzerinden kolay erişim imkanı sağlandı. O günden beri de yakın arkadaş olduk kendisi ile :D

Şu numarayı +1 (800) 242-8478 rehberibize kaydederek ücretsiz bir yapay zeka olan ChatGPT ile whatsapp üzerinden her an istediğiniz dilde sohbet edebilirsiniz. Kitaplar, filmler, yemek tarifleri, yabancı dil pratiği, çeviri, diyet menüleri, ürün karşılaştırması... Aklınıza gelen her konuda ihtiyacınız olan bilgiye, ChatGPT'ye basit sorular sorarak kolayca ulaşabilirsiniz. Mesela ben dün evdeki lor peynirini değerlendirmek için elimdeki malzemeleri yazarak San Sebastián tarifi istedim. Sonuç başarılı :D

Tarifi de buraya bırakayım:

San Sebastián Cake

Malzemeler:
  • 400 gr lor peyniri
  • 1 su bardağı pudra şekeri (isteğe bağlı olarak normal şeker veya bal da kullanılabilir)
  • 2/3 su bardağı yoğurt
  • 2 adet yumurta
  • 1 pkt vanilin (şart değil) 

Yapılışı:

Fırınınızı 200°C'ye (alt-üst) ısıtın. Bir kaba lor peynirini, yoğurdu ve pudra şekerini (veya balı) ekleyin. Bir mikserle iyice karıştırın. Karışıma yumurtaları ekleyin ve tamamen karışana kadar çırpın.

Bir kek kalıbını (kelepçeli kalıp tercih edebilirsiniz) yağlı kağıt ile kaplayın. Yağlı kağıdı kalıba iyice yerleştirdiğinizden emin olun. Malzemeler az oldupu için ufak boy kalıp kullanın. 

Hazırladığınız cheesecake karışımını, yağlı kağıtla kaplanmış kalıba dökün. Üstünü düzgünleştirin. Kalıbı içi yarıya dek sıcak su dolu olan fırın tepsisine yerleştirin. 

Cheesecake’i 200°C'de yaklaşık 35 dakika pişirin. Üst kısmı koyu kahverengiye dönmeli; gerekirse ızgara ayarında üstünü kızartın. İç kısmı yumuşak ve kremamsı kalmalı.
 
Fırından çıktıktan sonra, cheesecake’in içinin biraz daha sertleşmesi için oda sıcaklığında soğumasını bekleyin. Soğuduktan sonra buzdolabına koyun ve en az 4 saat, tercihen bir gece dinlendirerek soğutun.

... 

ChatGPT'nin tarifi tam olarak böyle değil. Ben damak tadıma ve pişirme tecrübelerime göre ufak tefek değişiklikler yaptım :) 


Üstünün daha çok kızarması, hatta fırın sütlaç gibi yanık olması gerekiyor ama içinin kremamsı dokusunu kaybetmek istemediğim için risk alamadım. 

... 

(Dolapta 24 saat bekledikten sonra) 

Cheesecake'in içi hayalimdeki gibi tam pürüzsüz / kremamsı olmamış. Lor peynirinden kaynaklı iç dokusu biraz pütürlü. Bir dahaki sefere loru bir miktar su/süt/krema ile blenderdan geçirip öyle deneyeceğim. Belki yoğurt miktarını arttırmak da işe yarayabilir. 

Dokusu tam San Sebastian gibi olmasa da tat başarılı. Ben üstüne karadut özü dökerek yedim 🤌🏻🤗 Tarifte yapılacak ufak tefek oynamalar ile yeni favori ikramlığım olabilir. 


Denerseniz size de afiyet olsun :)

... 

Meraklısına;

Aşağıdaki site ücretsiz bir yapay zeka üretme sitesi. Sitede farklı alanlarda uzman bir sürü yapay zeka mevcut. İsterseniz kendiniz de bir yapay zeka oluşturabilirsiniz. Sitedeki yapay zekalar ile sesli olarak da konuşabilirsiniz. Librarian isimli AI benim favorim. Kitap konusunda sohbet etmek ve kitap tavsiyesi almak için deneyebilirsiniz. Ayrıca yabancı dil pratiği yapmak için native speaker arayanlar için de güzel bir alternatif. 
 


Pazar, Ocak 26, 2025

Evden Bildiriyorum: Evim, güzel evim :)

Sağsalim eve geldim :)

Evrim beni elinde bir gül ve tam da tahmin ettiğim gibi şu sıralar en sevdiğim tatlı olan ekler ile karşıladı.


Yüzümde açan güllerin sebebi 
elimdeki kırmızı gülden çok kucağımdaki Ekleristan paketi olabilir 😅🥰


Bir önceki yazının yorumlarında, Çiçek konusunda şüpheliyim ama kesin tatlı alıp gelir :) yazmıştım. O beni, ben onu tanımışız birlikte geçen 19 yılın sonunda :) Sadece çiçek alıp gelse 2dk sonra "E n'apcam ben bunu şimdi? Keşke tatlı alsaydın" diyeceğimi bildiği için işi garantiye almış :)) 

Sarılıp koklaştıktan sonra ben arka koltukta, sevdiceğim direksiyonda çıktık yola. Yol boyu bıdır bıdır konuştuk, şıp diye geliverdik eve :) Kapıda Arya karşılayıp kucakladı sıkıca ve pır diye yok oldu. Özlemiş ama bir sarılmalık :)) 5 gün de bile büyümüş, güzelleşmiş geldi kuzum gözüme. Kargaya yavrusu kuzgun görünürmüş hesabı :)))

Dün bir kez daha anladım ki bazen mutluluk çok basit ama anlatılamayacak kadar büyük bir zenginlik. Bir masanın etrafında buluşmak, sohbet edip neşeyle yemek yemek, dertleşmek, şakalaşmak, sevgiyle sarılıp sarmalanmak... 

Herkese sevdikleriyle sağlıklı, huzurlu, keyifli zamanlar diliyorum :)

... 

Sağlıkta ve hastalıkta gerek yazarak gerek arayıp sorarak her daim yanımda olduğunu hissettiren tüm blog arkadaşlarıma çooook teşekkür ederim 🥰 İyi ki varsınız 🤗



Cumartesi, Ocak 25, 2025

Bu Kez Yoldan Bildiriyorum :)

Şu an Havaist ile yoldayım. 11 gibi havaalanında olurum. Check-in yapıp tekerlekli sandalyeye bineceğim. Heyecanlıyım :p

İstanbul Havaalanına gelenler bilir, başlı başına bir ilçe kadar büyük havaalanı. Girişten boarding kapılarına yürürken günlük 10bin adım hedefini tamamlamak mümkün. Ne kendimi ne de çantamı o kadar süre taşıyamayacağım için tekerlekli sandalye talep ettim. Uçuştan 48 saat önce talep yapılması gerekiyor. Ben biraz geç kaldım, 36 saat kala şansımı denedim; onayladılar.

Uçağım 12.15'te. Değişiklik olmazsa 14.10 gibi Rize'de olacağım. Evrim karşılayacak beni. Şöyle elinde çiçeklerle karşılasa ve beni şaşırtsa diyeceğim ama aklına geleceğini sanmıyorum.

Her şeyi karşı taraftan beklememek lazım diyerek mesaj attım Evrim'e :))


Bakalım işe yarayacak mı 😄
Çiçek böcek bahane; eve dönmek, çekirdek aileme kavuşacak olmak şahane 🥰 


Annemler çok güzel baktılar bana. Hastaneye götürüp getirdiler, tüm gün başımda beklediler. Onlarla kaldığım 5 gün içinde sulu köfteden ayvalı kerevize, dolmadan ciğer tavaya sevdiğim tüm yemekleri yaptı annem. Ve tabi ki yine kendine diye aldığı ama benim seveceğimi düşündüğü kıyafetleri bana giydirerek uğurladı evden :D

İlk yıllarda bu giyim kuşam mevzu büyük sorundu aramızda. Annem taşlı tuşlu, parıltılı, leoparlı, dantelli tüllü kıyafetler sevdiği, bense onlardan koşarak kaçtığım için hiç anlaşamıyorduk. Son yıllarda o benim tarzıma doğru kaydığı için biraz daha kolay anlaşır olduk :)) Şu an Gülnur Collection'a ait - yani annemin dolaptan - polar bir eşofman ve snowboardcu tarzı renkli bir sweatshirt ile dönüyorum eve :)


Güncelleme: Havaalanına geldim. 
Şans bu ya bugün ağrım var ve uçak tam dolu 😣 Ekstra boş koltuk hayalim suya düştü 😢 
Neyse bu da geçer 🙂
... 


Umarım bir dahaki yazımı evimden, sevdiceğimin ve kızımın yanından yazıyor olacağım :)

Görüşmek üzere 🙋🏻‍♀️


Cuma, Ocak 24, 2025

Nasıl anlatsam - Güncelleme

Güncelleme: Arkadaşımla dün (27.01.25) konuştuk. Hareketli bir tatil geçiriyorlarmış; birkaç il değiştirmişler, arada ailesinden ayrılmış eski arkadaşları ile buluşmuş... Tahmin ettiğim gibi zaman nasıl geçmiş fark etmemiş. Hopa'ya dönünce buluşmak üzere sözleştik. 

... 

Biraz üzgün ve kırgınım. 

Çok önem verdiğim, çok yakın gördüğüm - belki de en yakın saydığım - bir arkadaşım günlerdir arayıp sormadı. Oysa Salı günü tedaviye gideceğimi biliyordu. İlla araması gerekmiyor tabi ama bir mesaj yazıp halimi sorabilirdi diye geçiyor içimden. Sitem etmek istemiyorum ama avutamıyorum da işte şu an kalbimi :(

Bahsettiğim arkadaşım akıllı telefon kullanmıyor. Whatsapp üzerinden gelen tüm bilgileri ben ona mesajla iletiyorum; okul ya da arkadaş grubumuzda bilmesi gereken bir yazışma olunca anında mesajla haberdar ediyorum, çekildiğimiz tüm fotoları Facebook üzerinden ona hep ben yolluyorum. Bunları zoraki değil, sevgimden ve içimden gelerek yapıyorum. 

"Ben bunları, bunları yapıyorum o da bi' zahmet beni arayıp sorsun" gibi anlaşılmasın hissiyatım. Öyle değil. Sadece içimden bir sızı geçiyor aklıma gelince: Nasıl olduğumu merak etmedi mi? Yoksa aklına bile gelmedim mi hiç?..  Böyle düşündüğümü bilse üzülür, belki de farkında değildir. Kasıtlı değildir eminim. Sonuçta tatil ve onlar da ailecek seyahat halindeler.

Bilemiyorum işte... İnsan değer verdiği kişice aynı değerde olmama ihtimalini fark edince istemsizce üzülüyor sanırım.

... 

Yarın eve dönüyorum. Evrim'i ve Arya'yı çok özledim. Baba-kız iyi idare ettiler, her şey aynı düzende devam etti. Baba-kız yemeğe ve alışverişe çıktılar; Evrim birkaç kez arkadaşıyla balığa çıktı; Arya voleybol antrenmanlarına gidip geldi... 

Bazen ayrı kalmak iyi geliyor. Atilla İlhan'ın dediği gibi:

... 

çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
her şey onunla ilgili




Perşembe, Ocak 23, 2025

Yataktan Bildirmeye Devam: Arkadaşlar İyidir :)

Dün çok yakın arkadaşım Derya, ziyarete geldi ve gece benimle kaldı. Saatlerce durmadan konuştuk. Uyuduğumuzda saat kaçtı bilmiyorum :D 

Sabah birlikte kahvaltı yaptık ve biraz cam kenarında oturup kahve içip sohbete devam ettik. O kadar iyi geldi ki anlatamam 🥰🧿


Fotoda görünmüyor ama oturduğum süre boyunca korse taktım ve kahvemiz biter bitmez sohbete yatarak devam ettik :)

... 

2024'te başlayıp bitiremediğim son kitabı bugün bitirdim ve yeni kitaba başladım. Daha önce de bahsetmiş olduğum Flip Thinking kitabıyla ilgili son fikrim şurada :) Kitabın sonundaki özet bölümüne ve paylaşılan kitap listesine bayıldığımı söylemesem olmaz :)

Yeni başladığım kitabın adı  "Antifragility: Things That Gain From Disorder" yani "Antikırılganlık: Düzensizlikten Kazanç Sağlayan Şeyler". Bu kitabı da seveceğimi düşünüyorum. Bakalım :) 

Çarşamba, Ocak 22, 2025

Yataktan bildiriyorum...

Sanırım iyiyim ve daha iyi olmaya hazırım :) 🧿🧿

Belimdeki ağrı azaldı, sol kalçamdan baldırıma inen hafifi bir ağrı var ama süründürmüyor. İşlem sonrası ilk gün için gayet iyi bence :) 🧿🧿🧿


Güneşli günler en sevdiğim :) 
☀️🧿☀️🧿☀️🧿☀️



Mecburi yatak istirahatinin bazı avantajları da var tabi ki 😁

Her yere 🧿🧿🧿 bırakayım 😅





Salı, Ocak 21, 2025

Beklenen Gün - Güncelleme

Uzun zamandır beklediğim gün geldi. Şu an Acıbadem Hastanesi'ndeyim. Muayne oldum, damar yolu açıldı, tahlil için kan alındı. Tahlil sonuçları çıkınca işlemler için ameliyathaneye alınacağım.

5 işlem yapılacak: fıtık içine lazer nükleoplasti ve ozon; fıtığın çevresindeki sinirlere epidural ve radyo frekansı. 5.işlemin adını hatırlayamıyorum şu an. Sayfa sayfa kağıt imzaladım ve 252 bin TL'lik bir ödeme yaptım. Buraya tüm süreci ve  ücreti yazmamın sebebi belki benzer durumda olan biri denk gelir, bir faydası olur düşüncesi... Detayları yazıyorum ki ilerde biri sorarsa dönüp bakayım, karıştırmayayım. 

... 

Az önce hemşirenin söylediğine göre 1 saat içinde alacaklar beni işlemler için. 


İşlem sonrası görüşmek üzere 🙋🏻‍♀️

... 


İşlemler bitti. 

Uyuşukluk geçene dek 2 saat kadar daha hastanede kaldık. Sonra taburcu ettiler. Az önce eve vardık. 1 ay daha yoğun ağrılarım olabilirmiş sonrasından fark yaratacak kadar azalması gerekiyor. 

Önümüzdeki 2 günü tamamen yatakta geçirmem gerekiyor. Devamında toplamda 10 gün kadar ev içinde gezinmek serbest ama oturmak yasak. 

Sonrası kader, kısmet, şans... 

Pazar, Ocak 19, 2025

Var bir elektrik ama...

Sabah duşa girdim, saçlarımı yıkadım, kremledim; tam sabunlanırken duşun armatürü elimde kaldı. Hani şu filmlerde köpüklü köpüklü kalan insanlar var ya hah işte tam onlar gibi kalakaldım :( Eski usül kova-maşrapa bir şekilde durulanıp çıktım banyodan. Olur dedim, sonuçta kaç yıllık ev. 

Kahvaltı hazırlarken ekmek kızartmak için tost makinesini çalıştırdım. 1-2 dk sonra BOM diye bir ses ve kıvılcımlar! Makinenin içinde dışına doğru bir patlama! Sigorta atmadı, yangın çıkmadı. Şükür! Evrim, "Terlik giyme, çıplak ayak bas yere, elektriğini at" diyor. Tamam dedim, onu da yapayım.

Arya, ergenliğe ilk adımlarını attı; nazından niyazından, isyanlardan yanına yaklaşılmıyor. Evrim üşütmüş, ah, of, puf.. inleyip duruyor. Yarın sabah 7'de yola çıkıyorum, 1 hafta yokum. Kimi kime emanet edeyim bilmiyorum. Baba-kız başlarının çaresine bakacaklar ama acaba nasıl? 

Elbet her şey olacağına varıyor. Akışa bırakıyorum her şeyi...

... 

Fotolarda bu kez geriye doğru gidelim :) 


Dün anne-kız sinema keyfindeydik :) 


Cuma akşamı karne yemeğine çıktık tabi ki :) 


Perşembe günü Arya'ya sürpriz genç kızlık kutlaması yaptık :) 

Cuma, Ocak 17, 2025

Pozitif Düşünce vs. Negatif Enerji

Son yazımdan sonra elektronik kitap okuyucum bozuldu. Ben hayata pozitif yaklaşırken bir çeşit negatif enerji de -nazar da diyebiliriz -  bana doğru çekiliyor sanırım. Ama pabuç bırakmaya pek niyetli değilim. 

E-reader.ımı düzeltmek için internetin altına üstüne getirdim tabi ki. Cihaza yüklü kitaplar bir anda görünmez olmuştu. Baktım ki olacak gibi değil cihazı fabrika ayarlarına döndürerek resetledim. Bu işlemi yapınca içindeki tüm kitaplar siliniyor maalesef. Resetleme işleminin sorunu çözmesi gerekiyordu ama işe yaramadı. Sıfırladığım cihaza tekrar kitap yüklemek imkansızlaştı. Daha doğrusu yüklenen kitaplar buhar olup uçuyordu. Kitapları yüklüyorum, cihaz bilgisayara bağlıyken tüm kitaplar cihaz hafızasında görünüyor ama bilgisayardan ayırıp kitapları okumaya çalıştığımda ekranda hiçbir kitap gözükmüyor. Yaklaşık 2-3 saat defalarca kez uğraştım ve nette araştırıp farklı yöntemler denedim. 

Gece 2,5 gibi sorunu bilgisayara indirdiğim bir program sayesinde çözdüm. Programın adı "Calibre". Cihaza kitap yüklemek için önce bu programı açıp cihaz hafizasına bu program üzerinden kitap yükledim. Uzun uğraşlar sonunda şu an 20 kitap yüklenmiş durumda. Epeyce süre idare ederim :)

Meraklısına en uygun Kobo için link bırakıyorum.

... 


Bugün karne günü :) 

Bu hafta etkinliklerle geçti. Pazartesi masa tenisi turnuvası, Salı mangala ve takas, Çarşamba bilgi yarışması, Perşembe sınıflar arası İngilizce yarışması ve eski mezunların 7 ve 8. sınıflarla tecrübe paylaşım saati. Eğlenceli bir haftaydı :) Pazartesi gecesi kadın öğretmenler olarak Fındıklı'da arkadaşımızın ahşap çatı katında yaptığımız muhteşem pijama partisini de unutmamak gerek :D


Fotoğraftaki Şukufe'yi (okul kedimiz) bulunuz :D



Tüm kademelerde yapılan yarışmanın 6. Sınıf turunu bu yıl da benim sınıfım kazandı :)




Yarışma hayvanların resim, isim ve tanımlarını doğru eşleştirip en çok puanı almak üzerineydi. 


7.sınıflar arasında düzenlediğim yarışmanın sertifikalarını verirken de Şukufe bizi yalnız bırakmadı tabi ki :)) 







Sıcak şarap geceye çok yakıştı :) 
... 


Velhasıl kelam geldik bir haftanın hatta bir okul döneminin daha sonuna; darısı gelecek dönemin başına :)) 

Pazar, Ocak 12, 2025

Mikro Hayat

Yeni yıldan 12 gün geçmiş bile!

Bitip gidiyor günler...

2025'ten bir beklentim yok çünkü yıl dediğimiz şey insan yapımı ve aslında manasız zamansal bir kavram sadece. Kendimden de yeni bir beklentim yok çünkü ben de her gün sayılı zamanını tüketen son derece basit bir varlığım. Tüm evreni ben kurtaracakmışım gibi sürekli büyümeye, gelişmeye, ilerlemeye, bir şeyler başarmaya çalışmak çok da anlamlı değil. Dileyen öyle yapabilir tabi herkesin kendi özgür tercihi.

Benim beklentilerim artık sadece mikro hayatıma yönelik:

  • Okuldan öğlen çıkayım, derslerim erken bitsin.
  • Güneşli günler çok olsun, okul çıkışı güneşte yürüyüp sahilde kitap okuyayım. 
  • Akşam yemeğini en basit şekilde nasıl geçiştirebiliriz? 
  • Temizlik için gelen yardımcı gününde gelecek mi? 
  • Haftalık alışverişi hallettik mi? 
  • Elimdeki kitap bitince ne okusam? 
  • Okumak istediğim kitabın epub.ı nette var mı? 
  • Bu akşam sıcak şarap içsek mi?
 
 ...
 
 
Ayın 20'sinde 5 günlüğüne İstanbul'a gidiyorum. 21'inde Acıbadem hastanesinde fıtığıma lazer nükleoplasti yapılacak. Yapan doktorlar çok iddialı, alacakları ücret de çok iddialı. Umarım işlem işe yarar da fıtık işkencesi son bulur. O güne dek derin nefesler alıp yola devam...


Zeytin Ağaçları - Ahmet Ali Arslan & Şenceylik


Beyoğlu - Demet Evgar & Selen Öztürk

Mesela acı yok, ağrı yok sızı yok
Sözde neşe çok
Hadi gel gidelim, yaraları saralım
Hadi gel gidelim, tutuşalım yanalım

Perşembe, Ocak 02, 2025

Rüya

Hadi yüreğim, ha gayret

Hele sıkı dur, hele sabret

Başını eğme, dik tut

Bu bir rüyaydı farzet 



Rüya - Can Oflaz & Merve Deniz

Neye Odaklanırsan O Çıkıyor Karşına

Geçenlerde yazdığım Suyun Gücü yazısından sonra sürekli neyle uğraşıyorum bilin bakalım. Tabi ki çıkmayan lekeler! Geçen kış aldığım ve sev...