Çarşamba, Kasım 06, 2019

Unutma, Durabilirsin! Hatta Düşebilirsin de!

*Güzel kızım,

Evet, evet senden bahsediyorum. Güzelsin! O kadar güzelsin ki... O kadar çok sevilmeyi hak ediyorsun ki... Ve inan bana o kadar çok sevileceksin ki...

Ama dayan, aşman gereken yollar, sabırla beklemen gereken yıllar var. Sakın beklemekten yorulup kestirme yollar arama. O yolların ucunda yaşlı, kurnaz bir kurt seni bekliyor. Sen hiç görmedin kurt; tanıyamaz; insan sanırsın. Ne olur sabret! Uzun ama güvenli yolları tercih et!

Herkes aynı yollardan geçmiyor büyürken. N'olur annemizle kıyaslama kendini. Sen onu fersah fersah geçeceksin. O üniversiteden döndü, sen dönmeyeceksin. O bıraktı öğretmenliği tam hak edip almasına çeyrek kala, sen bırakmayacaksın. O ne seni, ne de kardeşini kendi büyütemedi; sen ilk 2 yıl tek başına bakacaksın kızına. Sonraki yıllarda da hep yanında olacaksın. Yarışma annemizle ne olur! İlerde öğreneceğin en büyük ders kaybedeceğin savaşlara en baştan hiç girmemek olacak. Bu savaşın galibi olmayacak. İkiniz de kaybedeceksiniz ama senin kaybın daha büyük olacak. Daha kendin küçücük bir kız çocuğuyken sanki anne olan senmişçesine avuttuğun, geceleri masal anlatarak uyuttuğun gibi avut hep annemizi. Büyüdükçe küçülme! Kaybetme merhametini! Birlikte geçireceğiniz zamanların kıymetini bil.

Büyürken zor zamanların olacak. Ama yalnız olmayacaksın. Kardeşin olacak -evet sürprizi biraz bozdum ama-. Abla olmak kolay değil ama çok seveceksin, çok da sevileceksin. Sonra çok harika dostların olacak. Her biri birbirinden değerli, vazgeçilmez. En zor zamanlarında hep yanında olacaklar. Onlar olmasa bugün ben sana bu mektubu yazamazdım, büyüdükçe anlayacaksın.

Sana umuttan, yarınlardan, güzel günlerden bahsetmek istiyorum ama o günler gelene dek dayanmalısın. Vazgeçmezsen son gülen sen olacaksın. Yeter ki yan yollara sapma, önündeki yoldan ayrılma! İlerleyen yıllarda da şimdi olduğu gibi hayat çelme takıp seni düşürmeye çalıştıkça kaçmaya çalışacaksın hep. Unutma, durabilirsin! Hatta düşebilirsin ve öylece kalabilirsin bir süre! Korkma! Elbet tekrar kalkacaksın ayağa.

Bak, asla düşme demiyorum sana. Düşe kalka büyüyeceksin. Yanlışların olacak ama doğruya da varacaksın. Mesela yıllarca haybeye aradığın sevgiyi, aşkı hiç ummadığın anda bulacaksın. Ama mutlu son da çok kolay olmayacak. Gerçek hayatın tam da masalların mutlu sonla bittiği yerde başladığını öğreneceksin.

Annene sarıl, kardeşini sarmala, dostlarına güven! Kendin olmaktan vazgeçme. Sevilmek için değişmek zorunda değilsin, seni olduğun gibi sevenlerden yana kullan her daim tercihlerini.

Seni seviyorum küçük kız, sen de unutma kendini sevmeyi asla!

İmza:

Sen...
Abla, eş, anne, öğretmen, dost...

Dipnot: Öğretmen olma! Olursan da beden eğitimi öğretmeni falan ol. Tüm gün bahçede hopla zıpla, öğrencilerin göz bebeği ol ;)

*10 yaşımdaki halime yazdım bu mektubu. Bu Mim'i Sessiz Umman başlatmış, ben Deep sayesinde haberdar oldum. Diğer bloggerlarınkini okudukça çok yutkundum. Kendi 10 yaşıma zorla dönüp baktım. Çok derinlere inmek istemedim. 10 yaşındaki çocuk ne anlasın bunları demeyin. Ben 10 yaşında neredeyse 100 olmuştum.

3 kişiyi mimleyin denilmiş ama zorla güzellik olmaz. İsteyen, gönüllü olan varsa ben mimledim saysın, yazsın.

11 yorum:

  1. Emeğinize sağlık. Duygulandım iyi mi.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de hem okurken hem yazarken duygulandım. İyi geldi, ayıldım uzun bir uykudan :)

      Sil
  2. Aslında ben mümkün olduğunca en derinlere dalmamaya çalıştım. Dalarsak hepimiz vurgun yeriz, çıkamayız geri diye korktum :)

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel yazmışsın, dozunda. Derinlere inmediğin iyi olmuş. Küçük kız zorlukları yendi, şimdi önünde mutlu güzel günler var. Arya gözlerinin içine bakıyor, ne kadar şanslıyım diyor, ne kadar sabırlı, ne kadar yürekli annem var:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de Arya'nın gözlerinin içine bakıyorum. Nasıl hayat dolu, nasıl enerjik, nasıl sevgi kelebeği :) Biliyorum her koşulda yolunu bulacak. Korkmuyorum gelecekten. Hatta geçmiş için de şükrediyorum beni ben yaptığı için :)

      Sil
  4. Çok güzel yıllar olarak geçmemiş o yıllar ama çok güzel yıllara dönüşmüş. Alın terinin serveti olarak sunulmuş önünüze şuanki yıllar. Sizin yazınıza da bayıldım. Bu mimde gözlerimin dolmadığı tek bir yazı yok. Yüreğinize yıllarınıza sağlık :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Ben bloglar arasında gezinirken ve yazarken bir nefret ettim, bir sevdim bu mim.i :) Gerçekten çok duygulandırıyor insanı geçmişe dönmek, 10 yaşında çocukların gözünün içine bakmak ve onlara güçlü olmaları gerektiğini hatırlatmak. Ama sonuç olarak güzel bir mim etkinliği oldu bence de :)

      Sil
  5. çok hüzünlü yazmışsın amaaa zor çocukluk geçirmiş gibisin sankii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir yandan sokaklarda delice koşturup doyasıya oynadığım bir çocukluk, diğer yanda geceleri annemi sakinleştirip uyutmak için anlattığım masallar... Sonra ablalık, yarı annelik yıllarım, gece 3,5'a kadar ayakta bebek sallayıp sabah herkes gibi okula gidişim... Çok acayip yıllarmış cidden ama şimdi sadece eski bir filmden bölük pörçük görüntüler gibi zihnimde o zorluklar :)

      Sil
  6. Çok duygulandım mektubunuzu okuyunca. Her kesin çocukluğunda sonradan dönüp baktığında kalbini sızlatan bir şeyler vardır mutlaka bunu anladım ben. Hep güzel günler olsun nasibiniz. Mimi yaptığınız için çok teşekkür ederim. Sizi tanıdığım için de ayrıca mutlu oldum. Sevgiler.❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben çok teşekkür ederim bu mim için. Sayenizde hepimiz çocukluğumuzla buluştuk, ne kadar güçlü olup o yılları nasıl da aşıp bugünlere geldiğimizi hatırladık :)

      Sil

İkigai

İkigai, şu anda okuduğum kitabın adı. Kitabın alt başlığı "her güne mana ve neşe katmak".  Kısaca açıklamak için  Wikipedia 'y...