Pazartesi, Ocak 25, 2021

Keşke...

Arya uyuyor, ben onu izliyorum. 

Keşke sadece gerçekten hak edenler anne-baba olsa...

Hak etmediğim şeylerin ve hakkını veremediğim ünvanların - "anne"lik bunlardan sadece biri- ağırlığıyla eziliyorum. Teselli bulacağım mucizevi bir karşılık yok maalesef. Bazen sadece öylesine yazıyorum işte.



12 yorum:

  1. Yok, öyle deme. Şu satırları yazman bile aslında annelik işini ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor Kedi. Mükemmel olmaya çalışmanın sancıları bunlar bence. Tabii seni tanımadan ahkam kesmeyeyim de, buradan öyle görünüyor sadece. O yoldan ben de geçtim, bir zaman sonra, yok yok o kadar da fena değilim moduna giriliyor 😂. İznin olursa, şöyle sıkıca kucaklayıp bir sıkıyorum seni. Bu iyi gelir, kucaklamanın sürüyle etkisi var, gene ahkam kesip yazmayayım, her yerde var zaten. Sırtına da iki pıt pıt, hadi geçti gittiii...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Desteğiniz için çok teşekkürler. Okulda bir arkadaşım var, anne olmak için doğmuş. O kadar sevgi dolu, o kadar şefkatli, o kadar "anne" ki... İnsanlar konuşurken uzaktan onları gözlemlemeyi seviyorum. Aslında her şeyimiz ortada; numaradan söylediklerimiz, gerçekten söylediklerimiz, isteyip de söylemeyemediklerimiz... O arkadaşım ne zaman çocuklardan bahsetse içinden inanılmaz bir şefkat fışkırıyor. Mecbur olduğu için değil sevdiği için, severek yapıyor her şeyi. Bense sadece o ünvanı taşıdığım için bir çeşit sorumluluk bilinci ile istemeye istemeye yine de yapılması gerektiği gibi yapmaya çalışıyorum her şeyi. Kızımı mümkün olan en iyi şekilde yetiştirmem gerekiyor düşüncesi ile içten içe hiçbir şey yapmak istemiyorum hissiyatı arasında gidip geliyorum mütemadiyen. Böyle bir sorumluluğu taşımak istemiyorum aslında ama bunu demek için çok geç. Bu sorumluluğu aldıysam da dediğiniz gibi mükemmel şekilde yerine getirmek zorunda hissediyorum kendimi. Anlatması zor :(

      Sil
  2. <3 Dünya üzerindeki tüm annelerin ara sıra hissettiklerini hissediyorsun ve sen anne olmayı hak ediyorsun! Anne olmak çok zor, bazen oturup ağlıyorum, bazen sinirden birilerini hırpalamamak için kapıyı çekip çıkıyorum, bazen öyle depresifim ki sadece gece olsun uyusunlar da biraz yetişkin gibi insan gibi hissedebileyim diyorum. Biliyorsun Öğrenen Anne'yle 7 sene süren bu iniş çıkışları.
    Ve herkes böyle inan bana. Yani çocuğunu yardımsız tek başına yetiştiren herkes böyle. Ha çocuğunu günde 2 saat görebilen, dolayısıyla herşeyi "muhteşem" algılayan anneler de var. Ama onları da tatillerde görüyoruz :))))
    Dün seninle yazışırken iki arkadaşım daha yazıyordu. Biri akşamın 18.45'inde ikinci şarap şişesini yarıladım derken, diğeri arka fonda yanan bir ev ve kılını kpırdatmayan bir kadının GIF'ini yolladı "şu an ben" diye :) Yani yalnız değilsin. Böyle böyle büyüyecekler işte.
    Kocaaaaaamn sarılıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünya yansa umrumda değil modunu benimseyip devam edebilsem... Olmuyor ki! Diyelim ki ödevleri yapmak istemiyor. Tamam yapmazsa yapmasın. Yemek yemiyor, yemesin. Ne hali varsa görsün demek istiyorum aslında. Bana ne deyip dönüp arkamı gitmek istiyorum. Ama işte kahretsin öyle de yapamıyorum ki :( Yemeğini yesin, alması gereken besinler eksik kalmasın. Ödevini yapsın, öğrenmesi gerekenleri öğrensin, ileride iş sahibi olabilsin... Aslında kılımı bile kıpırdatmak, laf anlatmak, uğraşmak istemiyorum ama ne hali varsa görsün diyerek bırakamıyorum da işin ucunu :( Hep iki arada bir derede! Huzur istiyorum :( Her şey kendiliğinden olması gerektiği gibi olsa ya keşke. Neden hep mücadele? Yoruldum anne olmaya çalışmak, eş olmaya çalışmaktan... İçimden geçenlere kulak vermek istiyorum ama salak bilincim ya da sağ duyum - ad her ne halt ise - yoluma taş koyuyor :(

      Sil
  3. Bu kısa iç dökmeye yanıt olarak sayfalarca yazılabilir. Her anne de bu denli cesaretli olamaz. Çocuğunuz büyüdüğünde bütün bunları çok net biçimde hatırlayacaktır. Genellikle çocuklar da, yetişkinler de en sevdiklerine, yanı başlarında olana naz yaparlar. Tüm kaprislerini sevdikleri çekecektir, bilirler.
    Zaman tüm itibarınızı geri getirecektir biliniz. Bazen de suçluluk duygusu onlarla olacaktır.
    İnstagramda yoksunuz sanırım. Blogdaki son yazımı orada da yazmıştım. Kızımın da yorumu vardı. Farklı duygular ama bir göz atmak isterseniz...
    İyi ki annesiniz, iyi ki içinizi boşaltabiliyorsunuz...
    Bir başka anneden sevgiyle-dostça...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen o kadar çok bunalıyorum ki bağıra bağıra bıktım artık diye söylenip ağlıyorum. Kızım 7,5 yaşında, ileride bu anları hatırlayıp sevilmediğini düşünecek diye üzülüyorum. Şimdi bile gözlerinde yoksa beni sevmiyorlar mı korkusunu görüyorum ama yine de kendimi tutamıyorum maalesef. Bu durumun sevgiyle hiç ilgisi yok aslında, tabi ki kızımı her anne gibi çok seviyorum ama işte gücüm tükeniyor bazen. Buraya yazmak cesaret işi gibi görünüyor ama aslında tam tersine bir çeşit günah çıkarıp rahatlama isteği. Biliyorum yalnız değilim, dışarıda binlerce kadın benzer şeyler yaşayıp suçluluk hissiyle boğuşuyor ama aynı zamanda binlerce kadın da neden bahsettiğimi anlayamıyor bile. Anaç kelimesinin hakkını veren kadınlardan olmak isterdim, en azından huzurlu olurdum.

      Instagram kullanmıyorum, 3 hafta önce tamamen bıraktım. Blogunuza gidip yazınızı okuyacağım şimdi. Yorumunuz ve desteğiniz için çok teşekkürler :)

      Sil
  4. Bu yazınızı daha önce okumuş ve yorum yapıp yapmama konusunda kararsız kalmıştım işin doğrusu. Çünkü sizi tam olarak anlayabilmek için anne olmak gerektiğini düşünüyordum. Samimi bir itirafta bulunmam gerekirse Arya konusunda yazdıklarınız beni üzüyordu. Babalar için durum tamamen farklı. Annelerin hakkı ödenmez. Sizin yaşlarınızda belki o kadar önemsemiyordum. Ama şimdi anneliği biraz daha farklı bir gözle görme imkânım olduğunu düşünüyorum. Yoğun iş hayatında bütün yük eşimin üzerindeydi. Hele çalışan anneler için inanılmaz bir yük bu. Annelik başlı başına ağır bir meslek. Bir de ataerkil kültürümüzde ev işleri ikinci bir meslek olarak kadının sırtında. Üstüne bir de çalışan bir anneyseniz tek vardiyada üç iş üst üste biniyor ki, çıldırmamak işten değil. Bu bakımdan aklınızdan geçenleri şimdi daha iyi anlıyorum. Size şunu söylemek istiyorum: Evet, yalnız başına çocuk büyütürken büyük fedakârlık göstermek zorundasınız. Ama bütün yaptığınız fedakârlıklar karşılığını bulacak, sizi inanılmaz derecede mutlu edecek. Kafama takılan bir konuyu yorumlarda okudum. Yarın bu yazıları Arya okuduğunda ne hisseder? Tecrübe sahibi bir baba olarak size şunu söyleyebilirim. Hep bu sıkıntılı anlarınız, kızgınlıklarınız Arya büyüyünce güzel birer anı olarak hatırlanacak ve asla sizin hakkınızda olumsuz bir kanaate kapılmayacak. Bir gün eşim oğlumu resmen öldürüyordu sinirden, elinden ben zor aldım. Oğlum annesine o kadar yakın ki anlatamam. O olay zaman zaman aklımızda geldiğinde hep birlikte gülüyoruz. Haddim olmayarak şunu da ilave edeyim. Eğer Arya olmasaydı, hayat çok monoton ve anlamsız olurdu. Şimdi kendinizi suçlamayı bırakın ve Arya ve sizlerin birbirinize en büyük şans olduğunu düşünün. Demesi kolay da demeyin, ben buradan duyuyorum:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mr. Kaplan, anne-baba olarak geri dönüşü olmayan hatalar yapıp Arya'da tamiri olmayan yaralar bırakma ihtimalimizden o kadar korkuyorum ki... Geriye bakınca çoğunlukla güzel günler hatırlanıyor ama belki de bütünüyle hatırlayamadığımız, yarım yamalak bazı şeyler kişiliğimizi derinden etkileyebiliyor. Her anne-baba gibi ben de Arya için en iyisini istiyorum ama bunun altından kalkmak gerçekten çok zor. Elimden geleni yapmaya çalışıp tökezledikçe bunalıp saçmalıyorum bazen. Kimi günler kötü, kimi günler iyi; bir şekilde yuvarlanıp gidiyoruz tabi ki ama kendimi devam edemeyecek gibi hissettiğimde içimdekileri dökmeden nefes alamıyorum. İçimi dökünce biraz sakinleşip daha normal bakabiliyorum mevzuya. Yorumlarınız benim için çok kıymetli, çok teşekkürler :)

      Sil
  5. eveey, sınavla evlenilsin, sınavla anne baba olunsuun :)

    YanıtlaSil
  6. Bir universite hocasinin da eş adaylarini sinavdan gecirdigi dedikodulari vardi ogrenciler arasinda ve akademik camiada bir zamanlar calistigim universitede:)
    Saka bir yana kimse super ebeveyn olamaz.Insaniz, bizi de kendi ebeveynlerimiz buyuttu. Herkesin heybesindekinden ister istemez cocuklarina da bazi seyler dusuyor.Cocuklar iyi egitilmisse ve sevildiklerini iliklerine kadar hissetmisse bunu anlarlar buyuduklerinde...
    Ama artik hazzetmedigim Woody Allen in eski bir filminde kadin kararsizlik icinde hayatini dusunuyor, anlam katacak bir seyler ariyordu galiba, "acaba cocuk mu yapsam" diyor hemen ardindan ama sonra vazgecemem ki diye ekliyordu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün konuştuk benzer bir konuyu. Yokuş aşağı giden evlilikleri kurtarmak için çocuk yapan insanlar nasıl bir deliliğin içindeler acaba diye sorguladık. Hayata anlam/heyecan vs. katmak ya da bitmekte olan bir evliliği kurtarmak için çocuk yapmak bencilce ve mantık dışı bir hareket. Kaynağını sevgiden almıyorsa sonucu da sevgi olamaz bence çocuk yapma kararının. Çok severek, çok isteyerek bile anne-baba olanlar zorluk yaşıyorsa diğerlerini hayal edemiyorum bile.

      Sil

Pardon, tam olarak neye yetişemiyorsun?

Kendime soruyorum soruyu.  Bu saçma sapan yetişme tutkusu ya da takıntısı nereden geliyor anlayamıyorum. Neye yetişeceğiz acaba? Kaçan ne? N...