Bu sabah okul müdürümüz ortaokul öğrencileri için düzenlenen bir yarışmanın bilgisini paylaştı okul grubumuzda: "Nakiye Elgün Öykü Yarışması"
Kimmiş acaba diye merak edip araştırdım ve iyi ki de öyle yapmışım çünkü Nakiye Hanım çok ilginç biriymiş. Osmanlı döneminden başlayarak Cumhuriyet sonrasında da kız çocuklarının eğitiminin yaygınlaşması için çalışmış çok önemli bir eğitimci ve ilk kadın milletvekillerimizden biriymiş. Daha önce adını duymamış olmama hem şaşırdım hem de üzüldüm. Nakiye Hanım'dan sonra araştırmaya devam ettim ve Cumhuriyet tarihimizde bir çok alanda öncülük eden birbirinden değerli kadınlara ulaştım. Bazılarından burada bahsetmek istiyorum. Mesela ilk "il belediye başkanı" olan Müfide İlhan da Nakiye Hanım gibi çok değerli bir eğitimci. İlk kadın "belde belediye başkanı" olan Sadiye Hanım ise şu an yaşadığım şehirden biri. Sadiye Hanım, 1930 yılında Artvin ili, Yusufeli ilçesinin Kılıçkaya beldesinde seçilmiş başkanlığa. Düşünün ki kadınların seçme seçilme hakkının olmadığı bir yerde aday olan ve seçilen ilk kadınsınız! Nasıl bir başarı, nasıl bir kıvanç!
Belki de belediye başkanlarından önce bahsetmem gereken biri Türkiye'nin ilk kadın köy muhtarı Satı Kadın. Satı Kadın'ı, Atatürk'ün doğum tarihini sorması üzerine 19 Mayıs 1919 diyen kadın olarak hatırlayabilirsiniz belki de. Kendisi daha sonra Atatürk'ün tavsiyesi üzerine milletvekilliğine aday olup meclise giren ilk kadın milletvekillerimizden bir başkası.
Tüm bu tarihimiz için çok önemli kadınları araştırırken aklıma gelen Türkiye Cumhuriyet'in ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu'ndan bahsetmeden geçmemek gerek. Süreyya Ağaoğlu, İstanbul Kız Lisesi'nden mezun olduktan sonra 1921 yılında, hukuk eğitimi görmek için Darülfünun'a başvurmuş. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne başvuran ilk kız öğrenci olarak fakültenin kız öğrencilere açılmasında öncü rol oynamış ve 1925'te bu fakülteden mezun olduktan sonra 5 Aralık 1927'de Ankara Barosu'na kaydolmuş ve 1928'de serbest avukatlık ruhsatını alarak, “Türkiye'nin ilk kadın avukatı” unvanının sahibi olmuş.
Süreyya Ağaoğlu'nu da yine Atatürk'le olan bir anısından hatırlıyor olabilirsiniz. Süreyya Hanım'ın iş yeri evine uzak ve öğle aralarında arkadaşı Melahat Hanım ile ne yapacaklarını çözemiyorlar. Sonunda Süreya Hanım'ın babasına da danışarak yakınlardaki İstanbul Lokantası'na gidiyor iki arkadaş. Ancak İstanbul Lokantası'nda yemek yiyen bu iki yalnız(?!) kadından rahatsız olanlar onları şikayet ediyor. Süreyya bu durumu ilk fırsatta Mustafa Kemal Atatürk'e anlatıyor. Atatürk hemen ertesi gün Süreyya'yı iş yerinden alıyor ve lokantanın önünde durarak herkesin duyacağı yüksek ve keskin bir tonda “Bu gün Süreyya’yı bize götürüyorum ama yarın buraya gelecek, yemeğini lokantada yiyecek.” diyor. O günden sonra kadınlar da rahatça lokantalara gidip yemeklerini yiyebiliyorlar. Ben sanırım okul yıllarımda okumuştum bu anektodu.
Şimdilerde bizim için çok normal olan çoğu şey Cumhuriyet'in ilk yıllarında o kadar sıradışıydı ki! Düşünün senelerce evlere kapatılmış, erkeğin iki adım gerisinden yürümeye mahkum edilmiş kadın artık erkekle yan yana eşit haklara sahip olmaya başlıyor. Tabi ki karşı çıkanlar çok, Atatürk'ün müdahil olduğu ve kadınları öne çıkmak için desteklediği birçok olay var.
Özellikle kız çocuklarımıza beyaz atlı prenslerin gelip prensesleri kurtardığı hikayeler yerine en zor zamanlarda bile dimdik ayakta durup düzene kafa tutarak haklarına sahip çıkan kadınların hikayelerini anlatmalıyız. Konu ilginizi çeker umuduyla aşağıya başka kadınların hikayelerine ulaşacağınız linkler bırakıyorum.
Suat Berk, Fatma Beyhan Nil, Melahat Ruacan, Handan Dalay Kaftancı
Fatma Aliye Topuz'un 17 yaşında evlendirildiğini ve 10 yıl boyunca ancak kocasından gizlice kitap okuyabildiğini öğrendiğimde kendi adıma hissettiğim özgürlüğü ve mutluluğu anlatamam. Düşünsenize 10 yıl boyunca kitaplarınızı saklamak zorunda olduğunuzu!
Ayrıca şu linkten Türkiye'nin Öncü Kadınları Kampanyası kapsamında yapılan illüstrasyonlara ve bilgilere de ulaşabilirsiniz.
ne güzel bir paylaşım , nakiye hnm senin sayende tanıdım :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
SilMüfide İlhan Mersin'in ilk kadın Belediye Başkanı. Çok değerli bir insan. Çok güzel işler başarmış.
YanıtlaSilGüzel bir konu ele almışsınız.
Günün karşımıza ne çıkaracağı hiç belli olmuyor :) Nakiye Hanım'la başladığım güne, ondan aldığım ilhamla öncü Türk kadınlarımızı anlattığım rehberlik dersimle devam ettim. Çok iyi geldi :)
SilYa çok hoş bir yazı ama sanki süreyya hanım'ı yine bir beyaz atlı prens kurtarmış.... ;)
YanıtlaSilBen aslında bu konuyu çözemedim. Tarihte hep böyle futbol maçı gibi bir erkekler bir kadınlar öne geçmiş, bir türlü bir birlikte yürüyebilme hali yok. Bir kadınlar alıyor sazı eline, bir erkekler, bir türlü ortaya düzgün bir ezgi çıkmıyor..
Toplumun baskısına boyun eğmemiş, vazgeçmemiş, inat etmiş, Atatürk'e anlatmış. Atatürk karşı çıksa durmaz onu da ikna etmek için uğraşırmış bence :)
SilTüm dünyada kadınlar korkunç ezilmişler, halen de eziliyorlar. O zamanın şartlarında böylesi işler başaran kadın atalarımıza şükran duyuyorum. En inanılmazı ve acısı da; kadınlar için bu kadar uğraşmış bir insanın arkasından, yine bir kadın tarafından iğrenç ve korkunç sözler söylenmesi. Allah ıslah etsin, şeytanlarından bulsunlar. Ne güzel bir konuya değindin Kedi, var ol.
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
SilHepsi değerli ve öncü kadınlar. Atatürk en olumsuz koşullar altında kadına hak ettiği değeri kazandırdı.
YanıtlaSilBenim aklıma takılan bir şey var. Benim nazarımda mecliste cinsiyet farkı olmamalı. Biri önderlik etse kadın ve erkek milletvekili aday sayısını eşitlemeyen partiye oy vermeyeceğiz dese ben erkek halimle desteklerim. Fakat kadınların en az yarısının bu öneriye sıcak bakacağını beklemiyorum. Durum böyle olunca başarılı kadınları parmakla sayarız böyle. Oysa o kadar çok başarılı kadın var ki önlerine set çekilen.
Kafamızdaki erkek egemen algılar bizim bile fark etmediğimiz kadar diplerde gömülü Mr.Kaplan. Haklı çıkabilirsiniz kadınların kadınları desteklemeyeceği konusunda. Ama değinmeden geçemeyeceğim, siz de farkında olmadan eril bir ifadeyle "Ben bile erkek halimle desteklerim" demişsiniz :)) Asla eril bakış açısıyla ters bir manada demediğinizi biliyorum ama işte bilinç altımız bir şekilde yönlendiriyor hepimizi. Aslında hepimiz kadın-erkek demeden karşımızdakine birey olarak bakmalıyız ama başaramıyoruz. Ben bugün dersimde sadece öncü kadınlardan bahsederken bile ufak bir tereddüt yaşadım. Acaba "feminist" ya da "erkek düşmanı" gibi uç noktalara çekilir miyim bir ihtimal diye :))) Cinsiyete değil, yapılan işlere bakmayı öğrenmeliyiz insanlık olarak bir an önce.
SilBu kadınlar şüphesiz Türk tarihinin en önemli insanları ve tüm derslerde anlatılmalı diye düşünüyorum. Güçlü kadınlar en büyük ilhamımız 🌸
SilÜniversitede "Kadın Ressamlar ve Otoportreleri" konulu projemi hazırlarken tanışmıştım her biriyle. Zira önce kadının toplumdaki yeriyle başlamıştım. Bu yazıyla tekrar hatırlamış oldum. İyi ki vardı bu güzel kadınlar. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilBen de ne güzel sunum hazırlanır, araştırma yapılır, makale yazılır bu konuda diye düşündüm tüm öncü kadınlarımızı tanımaya çalışırken :)
Silsüreyye ve topuz u duymuşum. tenk yuuu güzel bilgii :)
YanıtlaSil:)
Sil