Cuma, Ocak 15, 2021

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli...

O kadar güzel ki Nazım şiirleri... Hangisini seçip paylaşayım bilemiyorum.


Hasret 

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,

belini sarmayalı,

gözünün içinde durmayalı,

aklının aydınlığına sorular sorular sormayalı,

dokunmayalı sıcaklığına karnının.

Yüz yıldır bekliyor beni

                    bir şehirde bir kadın.

Aynı, daldaydık, aynı daldaydık

Aynı daldan düştük ayrıldık.

Aramızda yüz yıllık zaman,

                          yol yüzyıllık.


...


Seni Düşünmek

“Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey

Dünyanın en güzel sesinden

En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey

Fakat artık ümit yetmiyor bana,

Ben artık şarkı dinlemek değil

Şarkı söylemek istiyorum…”


...


Seviyorum Seni

Seviyorum seni

denizi uçakla ilk defa geçer gibi.

İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık

içimde kımıldanan bir şeyler gibi,

Seviyorum seni

‘Yaşıyoruz çok şükür!’ der gibi.


...


Kar Kesti Yolu

Kar kesti yolu

sen yoktun

oturdum karşına dizüstü

seyrettim yüzünü

gözlerim kapalı


Gemiler geçmiyor

uçaklar uçmuyor

sen yoktun

karşında duvara dayanmıştım

konuştum, konuştum, konuştum

ağzımı açmadan


Sen yoktun

ellerimle dokundum sana,

ellerim yüzümdeydi


...


Yine Sana Dair

Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,

Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,

Sende uzaklığı,

Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.


Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine

Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,

Ve bir avcı iştihasıyla etini dişlemek senin.


Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,

Fakat asla ümitsizliği değil…


...


Tahir’le Zühre Meselesi

Seversin dünyayı doludizgin

ama o bunun farkında değildir

ayrılmak istemezsin dünyadan

ama o senden ayrılacak

yani sen elmayı seviyorsun diye

elmanın da seni sevmesi şart mı?

Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık

yahut hiç sevmeseydi

Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?


Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da

hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.


...


Yaşamaya Dair

Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

                        bir sincap gibi mesela,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

                           yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,

yani o derecede, öylesine ki,

mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,

yahut kocaman gözlüklerin,

                            beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

                                          insanlar için ölebileceksin,

                           hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

                          hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

                         hem de en güzel en gerçek şeyin

                                       yaşamak olduğunu bildiğin halde.






12 yorum:

  1. "Ekmeği tuza banıp yer gibi, seviyorum seni."

    Bir duyguyu, bu kadar yalın, bir o kadar muhteşem anlatımdır. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden bilmiyordum bu şarkının Nazım şiiri olduğunu ama her defasında derinden hissediyordum o hisleri. Öğrendiğimde daha iyi anladım nasıl o kadar etkilediğini insanı :)

      Sil
  2. Ne güzel bir derleme yapmışınız. Dünya çapında bir şair. Ne yazık ülke olarak değerini geç anlamışız.
    Bütün şiirleri güzeldir, insana yaşama sevinci verir. Ben en çok "Yaşamaya Dair" adlı şiirini severim. Dün İnstagramda yayınladım.
    Sevgiyle, dostça.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şiir hayatın vazgeçilmezlerinden bence. Keşke herkes için öyle olsa. Durup şiir okuyan, bir şiirle duygulanan, şairlere sevdalanan insandan zarar gelmez kimseye :)
      Sevgiler...

      Sil
  3. hayat olmak da ayıp değil hayati olmak da :)

    YanıtlaSil
  4. Özellikle dur şiir okuyayım biraz dediğim anlar çok azdır. Ama arada bloglarda, yazılarda güzel şiirleri okuyunca çok mutlu olurum. Her satırı, düşündüren, derin anlamlar içeren sözler. İşte bu bir yetenek, ya da yaşamak hayatı dibine kadar. Pek çok şarkının sözleri olmuş, pek çok besteye yakışmış üstelik.

    Nazım'ın şiirlerini üniversite yıllarından bilirdik. Bir dönem ne kadar büyük bir suçtu Nazım'ın şiirlerini okumak.
    "Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
    Fakat asla ümitsizliği değil…" mısraları ne kadar can alıcıymış, ne kadar korkutmuş insanları...

    Teşekkürler Mrs. Kedi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nazım'ın vatan haini ilan edilmesi ne kadar acayip! Şiirlerinin yasaklanması, vatandaşlıktan çıkarılması... O kadar ilginç ki hayat hikayesi. Onca şeye rağmen ümitsizliğe yenilmeyip muhteşem şiirler bırakmış ardında. Hayran olmamak elde değil.

      Sil
  5. Kendim adına utanarak yazıyorum ama hiç Nazım kitabı alıp da okumadığım halde ezbere bildiğim şiirleri var ki bu da şairin başarısını göstermezse nedir? :)
    Bir kadına değil çok farklı, derin anlamlarda yazıldığını da ekleyeyim ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de hiç Nazım kitabı alıp okumadım, utanarak belirteyim ben de. Dahası Hopa'da yaşıyorum 5 yıldır ama Nazım'ın burda tutuklanıp hapsedildiğini de bugün öğrendim. Şiirleri ezbere bilip kendini pek bilmediğimi anlamış oldum. Bilmemek değil, öğrenmemek ayıptı di mi :D

      Sil
  6. “Aramızda yüzyıllık zaman, yol yüzyıllık” taa kalbimden hissettim. Şiirler çok özel Nazım Hikmet çok çok özel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şiir güzel, şair güzel :) Araya giren yüzyıllık zamana ve yüzyıllık yollara inat sevenler adına Cemal Süreya'nın bir şiiri ile cevap vereyim bu güzel yoruma:

      Öyle Uzaktan Seviyorum Seni

      Uzaktan seviyorum seni!
      Kokunu alamadan,
      Boynuna sarılamadan.
      Yüzüne dokunamadan.
      Sadece seviyorum!

      Öyle uzaktan seviyorum seni!
      Elini tutmadan.
      Yüreğine dokunmadan.
      Gözlerinde dalıp dalıp gitmeden.
      Şu üç günlük sevdalara inat,
      Serserice değil adam gibi seviyorum.

      Öyle uzaktan seviyorum seni,
      Yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden.
      En çılgın kahkahalarına ortak olmadan.
      En sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.
      Öyle uzaktan seviyorum seni!

      Kırmadan,
      Dökmeden,
      Parçalamadan,
      Üzmeden,
      Ağlatmadan uzaktan seviyorum.

      Öyle uzaktan seviyorum seni;
      Sana söylemek istediğim her kelimeyi,
      Dilimde parçalayarak seviyorum.
      Damla damla dökülürken kelimelerim,
      Masum beyaz bir kağıtta seviyorum.

      Sil

Pardon, tam olarak neye yetişemiyorsun?

Kendime soruyorum soruyu.  Bu saçma sapan yetişme tutkusu ya da takıntısı nereden geliyor anlayamıyorum. Neye yetişeceğiz acaba? Kaçan ne? N...