Bu haftanın konusu Sessiz Gemi'den:
"Dünyayı geniş bir açıdan görebildiğinizi düşünüyor musunuz? "Ötekileştirme" kavramı size ne ifade ediyor? Hümanist olmanın tam anlamını biliyor muyuz? "Normal" kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Bu sorularla birlikte bir de video paylaşmış ve video ile ilgili fikirlerimizi de paylaşmamızı istemiş Sessiz Gemi. Videoyu izlemekten büyük keyif aldım. Aşağıda paylaşıyorum. TEDx videolarını ne kadar ilham verici bulduğumdan mutlaka söz etmişimdir blogta. Öğrencilerime de sürekli tavsiye ediyorum Hem İngilizcelerini geliştirmek hem de dünya görüşlerini genişletmek için.
Videonun konusu "öteki" olmak. Ne zaman ve nasıl "öteki" oluyor insan ve bu "öteki" etiketi bireyi nasıl etkiliyor? Ben oldum olası ötekileştirmeyi mantık dışı bulurum. İçine doğduğumuz hiç bir koşulu seçme şansımız yokken nasıl olup da doğduğumuz anda mecbur olduğumuz ırk, din, dil, renk, cinsiyet ya da fiziksel özelliklerimiz sebebi ile ayrımcılığa maruz kalabiliyoruz ki? Hangimiz kendi ırkını, rengini, cinsiyetini, dilini hatta dinini kendi seçti ki? Hepimiz bunların içine doğduk ve bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyoruz. Amerika'da doğan birinin Meksika'da doğan birine ya da bir beyazın bir siyahiye ya da Asyalı'ya 2. sınıf insan muamelesi yapmasının ardındaki mantık nedir? Hepimiz "insan" değil miyiz? Detaylara inecek olursak hepimiz birbirimizden farklıyız tabi ki ama bu farkları hayatı güzelleştiren, çeşitlendiren şeyler olarak görüp kucaklamalıyız.
21. yüzyılda hâlâ böyle saçma şeyleri tartışıp mantıklı olanı anlatmaya çalışmak zorunda olmamamızı çok garipsiyorum. Benim gördüğümü bir başkası nasıl göremiyor anlayamıyorum. Bir insanı ten rengi yüzünden ya da doğduğu yer yüzünden "ötekileştirmek" ne kadar trajikomik ve saçma! Mr. Kaplan yazısında "Ötekileştirmeyi bütün toplumlara sinsice kabul ve nüfuz ettiren iki önemli kurumdan biri siyaset, diğeri ise dindir." demiş. Tamamen katılıyorum. Tarihteki tüm savaşlar ve en saçma anlaşmazlıklar hep siyaset ve din yüzünden, daha doğrusu bunların altında yatan güç arzusu yüzünden olmuştur. Parçala-Böl-Yönet metoduyla insanları birbirine düşürüp çıkan kargaşa sayesinde durumdan çıkar sağlamıştır güç peşinde koşanlar.
Maalesef bugün bizim ülkemizde de dünyanın geri kalanı gibi "öteki"leştirme kavramına örnek teşkil eden şeyler yaşanmaktadır. Türk, Kürt, Laz, Hemşin, Ermeni, Yahudi, Müslüman, Hristiyan, Sağcı, Solcu... Herkes diğerini "öteki"leştiriyor. Farlılıklarımız hayatın renkleri olmak yerine aramıza ekilen nifak tohumlarının kaynağı oluyor maalesef. Peki bu "ötekileştime" kimin ekmeğine yağ sürüyor sizce? Hangimiz ne kazanıyoruz bu saçma tutumdan? Bu noktada milliyetçiliğin de bir çeşit ötekileştirme olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Sırf burada doğduğum için "Türklüğüm"e sahip çıkmam gerektiğini söylemek, herkesten bunu beklemek çok saçma. Almanya'da doğsam Alman, İsveç'te doğsam İsveç, Fransa'da doğsam Fransız olacaktım yahu. Neden böylesine basit gerçeklerden saçma çıkarımlara varıyoruz ki?
Siyah, beyaz, çekik gözlü, koyu tenli, Avrupalı, Asyalı, Afrikalı, Hristiyan, Müslüman, Hindu, Yahudi, gay, trans... Ne olursa olsun karşımızdakinin "insan" olduğunu unutmamalıyız. Etiketlerin hepsi sökülüp atılınca geriye ortak payda kalıyor: "İnsanlık". İşte hümanist olmak da burda başlıyor bence. Din, dil, ırk, siyasi görüş... Bizi tanımlayan, kaçıncı sınıf insan olduğumuzu belirleyen kriterler bunlar değil, olmamalı da! Hümanizmin temelinde insanın önce kendini bilmesi esastır. Kendini bilen karşıdakini ön yargıların esiri olmadan tanıyabilir.
Her türlü ötekileştirmeye karşıyım ama eminim ki ben de bir yerlerde, bir noktada birilerini ötekileştirdim, dışladım, itham ettim. Aynı şekilde birileri de mutlaka beni ötekileştirdi bir noktada. Maalesef insan doğası gereği bazı şeylerden ne kadar istesek de kaçamıyoruz. Ama her fırsatı değerlendirip bu konuda bilinçlenmeli ve çevremizi de bilinçlendirmeliyiz.
"Normal" kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz sorusuna gelirsek, hep aynı şeyi soruyorum kendime "Bu normal kime göre, neye göre belirleniyor?", "İnsanlığın da Greenwich meridyeni gibi bir sıfır noktası mı var acaba?" Yani kısacası gerçeklikte "normal" diye bir şey olduğunu düşünmüyorum, sözüm ona "normal" denen şey sadece toplumun dayattığı bazı kısıtlamalara birebir uyan kişi ya da durum bence. Ama hiçbirimiz bir başkasının fikrini, dayatmasını, "normal" bulduğunu yapmak ya da "normal" olmak zorunda değiliz. Herkes "kendi" olma ve kendi fikirlerini savunma hakkına sahip, tabi ki saygı çerçevesini göz önünde bulundurarak.
Yazımı videoda da yer alan ve Voltaire'e ithaf edilen şu alıntı ile bitirmek istiyorum:
"Fikirlerinize katılmıyorum ama onları söyleme hakkınızı ölümüne savunabilirim."
tamam ağaç ev 88 senin olsun verdim gitti :)
YanıtlaSilTeşekkürler :)
Silsanırım en çok lgbt, ötekileştiriliyor bizde :)
YanıtlaSilMaalesef :( Oysa ne kadar saçma! Aslında kime ne birinin cinsel tercihlerinden değil mi!? O kadar üzerimize vazife olmayan şeylere takıyoruz ki toplumca kafayı...
SilKonuyu çok güzel açmışsınız Mrs. Kedi. Ben o kadar detaya girmedim. Ötekileştirme konuları çok fazla. Sanırım toplum, bazen de karanlık güçler teşvik ediyor insanları ötekileştirmeye. Sağ sol çatışmalarının doruğa ulaştığı bir dönemde öğrenciydim. Samimiyetle itiraf edeyim faşist dediğimiz ülkücü bir genç öldürüldüğünde sevinçten havalara uçardık. Onlar gerçek anlamda birer düşman, birer ötekiydi bizim için. Elbette onların gözünde de bizler. Görüyorsunuz işte. Onlar ve bizler... Ötekileştirme böyle bir şey. Kardeşi kardeşe düşman etmişlerdi o zamanlar. Oynanan oyunu görecek yaşta, tecrübede değildik. Şimdi o zamanki düşüncelerimden utanç duyuyorum.
YanıtlaSilKonuyu haftaya Ağaç Ev Sohbetimizde daha da açmayı planlıyorım Mr. Kaplan. Nasıl "öteki" oluyoruz, "öteki" olmak nasıl bir şey ve bunu nasıl avantaja çevirebiliriz üzerine birebir kişisel deneyimlerimizden bahsedelim istedim önümüzdeki hafta. Eminim çoğumuz bir noktada kendimizi "öteki" gibi hissetmiş ya da sizin anlattığınız gibi birilerini "öteki"leştirmişizdir. Bunu fark ettiğimizde bu deneyimi olumluya çevirmek de elimizde aslında.
Silgerçekten de konuşulabilecek çok fazla detayı olan bir konu bu çok da güzel ele almışsın keyifle okudum ve katıldım her birine :) bence hümanist düşünme biçimini çocuklara öğreterek geleceği daha iyi bir yer yapabiliriz hala umut var bence :) ve öğretmenlik de en saygı duyduğum meslek. hiçbir şey bilmeyen bir çocuğa dünyaları keşfetmek ve öğrenmek için birer anahtar gibi öğretmenler. daha iyi bir dünya görüşü ve hümanist olmak konusunda da çocukları en iyi öğretmenler yönlendirebilir bence :)
YanıtlaSilAynen dediğin gibi çocuklara dünya görüşü edinmelerinde yardım etmeye çalışıyorum. Onlarla bol bol sohbet ediyorum; yaratıcı, bilgilendirici, ilginç videolar izleyip üzerine düşünmeye sevk etmeye çalışıyorum. Çoğu zaman ders kaynadı diye seviniyorlar içten içe gözlerinde görüyorum ama biliyorum ki farkına bile varmadan genişliyor dünyaları ve dünyaya bakış açıları. En çok bu yanını seviyorum öğretmenliğin. Yoksa sadece İngilizce öğretmeye odaklansam ölürüm acıdan maalesef :))))
Silne güzel bütün bu söylediklerin :) ben her zaman okulun ezberden ibaret kalmaması ve bu tür aktivitelerin ve bu tür yaklaşımların da olması gerektiğini savunurum böylece çocuklar düşünmeyi ve farklı açılardan incelemeyi öğreniyor :)
SilÇok güzel bir konu seçimi, takip ettiğim kadarıyla okudum, parmaklar yanık fazla yorum yapamıyorum bu hafta - oh be yaşaa sesleri alkışlar.. :)))
YanıtlaSilÖtekileştirme insanın doğasında var, toplum olmak ve toplum içinde kendini koruma içgüdüsü yani önüne geçilemez ama hümanizm, etik düşünce ve "sorgulayıcı inanç sistemi" ile belki bir nebze zararsızlaştırılabilir.
haydi diyelim aile kendi de bilmiyor, çocuğuna aktaramadı ama bir öğretmen senin şu yukarıdaki davranışın gibi bile davransa o çocuğun ufku açılır, bir "neden?" diye sorabilirse zaten tamamdır... gerisi gelir.
pozitif ayrımcılıktan da bahsetmek önemli. yani dış görünüşüyle "üstün" görmek ya da ait olduğu bir grup nedeniyle saygı duymak da aslında çok zarar veriyor. kaç almanı uyarmak zorunda kaldım "sen hiç türke benzemiyorsun" dedi diye.. oturdum anlattım neden bu ayrımcılıktır, neye neden olur vs.. işte insanlar tatlı tatlı tartışabilse...
Kesinlikle haklısın. Mesela bu "Sen hiç Türk'e benzemiyorsun" mevzusu da bir çeşit ötekileştirme işte di mi? Utanarak itiraf edeyim benim de yapmışlığım var :(
SilBenim annem ve dayım sarışın, bembeyaz tenli, yeşil gözlü ama dedem ve anneannem inadına esmer, koyu tenli, kara gözlü, kara kaşlı :) Almanya'ya ilk gittiklerinde evlerine polis gelmiş "Hakkınızda şikayet var, Alman çocuklar kaçırdığınızdan şüpheleniyoruz" diye. Anneannem o polisler tekrar gelip annemleri alırlar diye o kadar korkmuş ki annemleri apar topar Türkiye'ye yollamışlar hemen.
Önemli ve geniş bir konu, güzel ifade etmişsiniz:)
YanıtlaSilEvet oldukça geniş bir konu. Çok teşekkürler :)
Sil