Pazartesi, Ekim 25, 2021

*Sen düştün kalbimden...

Momentos'un paylaştığı şarkıyı dinliyorum 2 gündür 🤗

Merak ettim, Türkçe halini de dinleyeyim dedim. Önce Ajda Pekkan'dan dinledim sonra Renan Bilek'ten. Aşağıya her iki versiyonu da bırakıyorum.


Ajda Pekkan - Ne Tadı Var Bu Dünyanın


Renan Bilek - Ne Tadı Var Bu Dünyanın

Şarkının Türkçe sözleri hoş. Sonlara doğru bir yerde "Vazgeçtim ben bu sevgiden / Sen düştün kalbimden*" diyor şarkı.  Dinlerken aklıma geçenlerde izlediğim bir TEDx konuşması geldi. Konuşmacı "aşk"ın kalpteki değil de beyindeki etkilerinden bahsediyor:

"But romantic love is much more than a cocaine high -- at least you come down from cocaine. Romantic love is an obsession, it possesses you. You lose your sense of self. You can't stop thinking about another human being. Somebody is camping in your head. As an eighth-century Japanese poet said, "My longing has no time when it ceases." And the obsession can get worse when you've been rejected."

Çevirisine bakarsak:

"Ama aşk (romantic love), kokain kafasından daha fazlasıdır - en azından kokain kafasından çıkarsınız (gerçekliğe geri dönersiniz demek istiyor :) Aşk, bir saplantıdır, sizi esir alır. Benlik algınızı kaybedersiniz. Başka bir insanı düşünmekten kendinizi alamazsınız. Biri kafanızda kamp yapar. Bir 8.yy. Japon şairinin dediği gibi "Arzumun/hasretimin dindiği bir an bile yoktur". Ve bu saplantı, reddedildiğinizde daha da kötüleşebilir."

...

"And indeed, it has all of the characteristics of addiction. You focus on the person, you obsessively think about them, you crave them, you distort reality, your willingness to take enormous risks to win this person. And it's got the three main characteristics of addiction: tolerance, you need to see them more, and more, and more; withdrawals; and last: relapse. I've got a girlfriend who's just getting over a terrible love affair. It's been about eight months, she's beginning to feel better. And she was driving along in her car the other day, and suddenly she heard a song on the car radio that reminded her of this man. Not only did the instant craving come back, but she had to pull over from the side of the road and cry. So, one thing I would like the medical community, and the legal community, and even the college community, that indeed, romantic love is one of the most addictive substances on Earth. "

"Ve aslında, aşk, bir bağımlılığın tüm karakteristik özelliklerini taşır. O kişiye odaklanırsınız, saplantılı bir şekilde onu düşünür, onu çok arzular, gerçeği çarpıtır, o kişiyi kazanmak için büyük riskler almaya hazırsınızdır. Ve bağımlılığın 3 temel ayırt edici niteliğine de sahiptir: tolerans, giderek daha çok görmeye ihtiyaç duyarsınız; gerileme ve son olarak, nüksetme. Berbat bir aşk ilişkisini yeni yeni atlatan bir kız arkadaşım var.  Neredeyse 8 ay oluyor ama yeni yeni iyi hissetmeye başlıyor.  Önceki gün tek başına arabasını kullanırken, radyoda ona, o adamı hatırlatan bir şarkı duymuş. Karşı konulmaz bir arzulama hissi gelmekle kalmamış, kız arabayı kenara çekmek zorunda kalmış ve ağlamış. Yani, tıp camiasına, hukuk camiasına ve hatta akademik camiaya söylemek istediğim tek şey, "Aşk"ın gerçekten yeryüzündeki en bağımlılık yapıcı maddelerden biri olduğudur."

Konuşmanın yapılan bilimsel çalışmalara dayandığını belirtmekte fayda var. Yani ellerinde somut kanıtlar var. Mr. Kaplan'ın da dediği gibi aşk bir çeşit hastalık, saplantı hatta kokain bağımlılığı gibi bir çeşit bağımlılık.

Şarkının sözlerinden yola çıkıp yine Aşk'a vardı yolum :) 

Sizce aşk nerede başlar, nerede biter? Kalpten mi düşer aşıklar, beyinden mi? Beyninizde kamp yapan bir yabancı olsaydı nasıl kovalardınız? Ya da kovalamayıp bırakır mıydınız kendi haline? 

Update: Evrim'in beynimde kamp yaptığı ilk zamanları hatırlıyorum. Gecem o, gündüzüm o :) Tam da videoda anlatıldığı gibi giderek daha çok görmek istiyor, ondan şüpheye düşünce geri çekiliyor ama çok geçmeden yine nüksediyordu ona olan saplantı seviyesindeki bağımlılığım. Reddedildikçe değil de görüşemedikçe daha da kötüleşiyordu halim. Sevgisinden emin olana dek böyle devam etti sanırım. Birlikte geçen 15 yılın ardından Evrim'in beynimdeki yeri ayrı, kalbimdeki yeri apayrı :) İstediğini seçip kamp kurabilir her daim :))))

Siz de biraz anlatır mısınız :)

14 yorum:

  1. Aslında bir delilik hali değil mi? Kendinden çok ama baya çok başkasına bağlanmak. Sürekli onu düşünmek, onunla yatmak, onunla kalkmak. Hani baktığımda beyinle yapılacak eylemlere benzemiyor. Duygusal bir şeyler var. Ama kalp mi yoksa başka şeyler mi emin olamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapılan araştırmalarda aşık kişilerin beyinlerinde karar verme bölgesinin etkilendiği, hatta bloke olduğu gözlemlenmiş. Yani beynin bazı fonksiyonları geçici olarak devre dışı kalıyor aşık olunca :D Durumun vahametine göre deliliğe kadar gidebilir :)))

      Sil
  2. Ay o kadar yazdım, uçtu! İşlerimi halledeyim geleceğim yine aşk konusunda yoruma ama bir şey dikkatimi çekti ve güldürdü beni. “O kadar kötü olmuş ki, ağlamış” anlamına gelen bir cümlen var. Ağlamak kötü bir şey mi yahu? Yani birisi için, özlediği için ağlamak bence insanın en güzel duygularından biri. Ha hırstan ağladıysa bu adam / kadın neden benim olmadı diye, o ayrı hikâye.. Ama evet ya, sevmek, ağlamak güzeldir; bunu hissedemeyen öyle çok insan var ki…
    Aşk konusuna gelicem :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cümle benim değil :D Konuşmayı yapan kadın, arkadaşından bahsediyor. Şarkı kadını o kadar etkilemiş ki ağlamak için arabayı kenara çekmiş diye anlatıyor arkadaşını videodaki konuşmacı. Yoksa bence ağlamak ya da şarkıdan etkilenmek kesinlikle kötü bi'şey değil. İçten gelen her tepki sadece o anın gerçeği, iyi ya da kötü diye nitelendirmek bile yanlış. Olan oluyor, bize sadece o anı yaşamak kalıyor :)

      Sil
    2. aaa yanlış anlamışım :) daha doprusu ingilizcesini değil türkesini okuyunca öyle anlamışım.
      gelelim aşk konusuna. bence aşk karşılıklı olduğu sürece dünyanın en güzel duygusu, ha bu tam dengeli bir karşılık olmayabilir elbette ama en azından tarafların birbirlerine duyduğu hisler olumludur. Ama sanırım bu konuşmada geçen ve bizlerin de aşk konusunda tartışırken kaçırdığımız nokta, aşk bu değil bu kara sevda :) yani bağlılık yerine bağımlılık, kara sevdadır. Aşk daha farklı birşey ve beyindeki mekanizmalar da farklı işliyor. Karasevdada gerçekten ödül-ceza mekanizmasıyla ve bağımlılıkla ilişkili bölgeler çok aktifken, aşkta ya da sevgide karşılıklı bir duygu ve dolayısıyla doyum da varsa (miktarına girmiyorum yine bak) beyindeki aktif merkezler farklı. Yani bizim Türkçe'de sevgi ve aşk ayrımı aslında çok doğru bir ayrım çünkü beyinde de sevgi ve karasevda baya farklı merkezlerde.. Bu karasevda konusunda kişilik yapısından genetiğe tut baya ilginç noktalar çalışılıyor çünkü kara sevda terapistlerin de şu sırada tamamen bağımlılık tedavisiyle aynı çekilde müdahale ettiği bir psikolojik sıkıntı.
      İlginç konular bunlar :)
      Yaşasın aşk, sevmek sevilmek diyelim...

      Sil
  3. aşk bana bir virüs gibi geliyor, hasta olmak açısından değil de insanın bir kez yakalanması açısından. vücut bağışıklık geliştiriyor ve aynı dengesizliğe bir daha düşmemenin bir yolunu buluyor. su çiçeği gibi. hatta o kadar su çiçeği gibi ki, iz bırakması bile benzer (:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşk sadece bir kez yaşanan bir şey değil bence. Ben eşimden önce de aşık olmuştum. O da olmuş :)) Birden fala kez aşık olan çok tanıdığım var. Virüsse bile grip gibi tekrarlayan bir virüs bence :)))

      Sil
  4. Bunun bir nevi bağımlılık olduğu fikrindeyim artık. Aklın, bavulunu alıp bir süreliğine yerini terk etmesi hali :))

    İyi ki bu şarkının Türkçesini yapmışlar, dilimde söyleyip duruyorum yıllardır. :) <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle akıl bavulunu alıp başka bir yere gidiyor ve işte o tam da boşluktan istifade biri gelip çadırını kuruveriyor kafamızın içine :))))

      Sil
  5. ajda biricik yaa :) aşkla ilgili bu açıklamaları yanlış buldum, aşkı bu şekillerde yaşayanların kendilerinden kaynaklanan bir durum olmalı, yani, aşkı, böyle kokain, bağımlılık gibi yaşayanlar da vardır tabii, aşkla ilgili değil o insanlarla ilgili bu, belki boşluktayken, belki birine ihtiyaç duyarken, belki bunalımdayken aşık olanlar böyle oluyorlardır herhalde. aşk böyle bir şey değil tabiside, kalp ve beyin ortak çalışmasıdır yaniii aşk, insana yaşama sevinci verir, hayatı doğayı insanları sevmesini sağlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar kişisel açıklamalar değil, yapılan bilimsel çalışmaların sonucu. Karşılıklı olan sevgi ilişkilerinde beynin verdiği tepkiler başkadır belki ama canım Ceren'in de yazdığı gibi kara sevda denilen türden bir aşkta beynin tepkileri tam olarak böyleymiş. Bilimsel veriler var elde. Çalışmaya katılan kişiler aşık olduklarını beyan etmişler ve yapılan beyin taramaları ve çeşitli çalışmaların sonucunda ortak bulgulara ulaşılmış. Sonuçlar raporlaştırılmış. Yani bence yanlış denilecek bir fikir beyanı olarak bakamayız. Ancak tersini kanıtlayan çalışmalar varsa ne âlâ, onlara da bakalım seve seve ;)

      Sil
    2. hımm, kara sevda ise başka tabii, anormal bir durum demekkisi oooo :)

      Sil
  6. Bence her türlü duygu ve düşüncenin merkezi beyindir. Bunu söylemem sizi şaşırtmamış olmalı Mrs. Kedi:) Kalp, gereğinden fazla anlam yüklenmiş akciğer, karaciğer, böbrek gibi bir organ. Bunu söylemem sizi şaşırtabilir ve hatta canınızı da yakabilir. Basit bir pompadan ibaret, beynin talimatıyla atışları hızlanan ya da yavaşlayan, yeri geldiğinde duran bu organ inancın, aşkın ve pek çok duygunun merkezi olarak bilinmiş ve yıllardır buna inandırılmışız.
    Belirttiğiniz üzere aşkın bir tür hastalık olduğunu sürekli söylüyorum. Bence sevgi aşktan daha yüce bir duygu. Aslında DBE'nin ifade ettiği gibi bir kara sevda olarak görüyorum aşkı. Diğerleri sevgiden başka bir şey değil. Sadece sevgimizi gözümüzde daha yüksek yerlere koymak ve onu büyütmek için kendimizi kandırmaktan başka bir şey değil sevgiye aşk demek. TEDx konuşmasını ilgiyle dinledim. Beni şaşırtan husus bazılarında aşk denilen tutku halinin 25 yıl devam etmesi. Zira aşkın en ateşli yanı kavuşamama halidir bence. Sizin Evrimle olan ilişkinizi de ben aşk olarak ifade edemem. O sevgi ve birbirinize olan güvenin ta kendisi. Eğer aşk olsaydı ne siz ne de o birbirinizi düşünmekten ne işinize ne gündelik yaşamınıza yer verirdiniz. Oysa aklınızda her şeye yer var. Aşk aklın rafa kaldırıldığı kısa bir dönem bana göre:) Bir de daha önce ifade ettiğim üzere her iki kişi aynı anda aşık olmaz. Bir aşık vardır bir de maşuk ya da maşuka:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediklerinize katılmamak ne mümkün Mr. Kaplan :) Bence de her şey beynimizde olup bitiyor ve kalbimiz de ciğerlerimiz gibi sıradan bir organ :D Abartıp şımartmamak lazım kalbimizi :)) Evrim'le aramızdaki hissiyat kesinlikle sevgi. Bir zamanlar aşk vardı ama kavuşunca yerini kademeli olarak sevgiye bıraktı ki bence uzun soluklu tüm ilişkilerde durum böyle.

      Sil

Sakin Kalabilmek

Bir süre önce olana bitene sinirlenmenin çok manasız olduğunu kabullenmiş ve olan biten şeyler karşısında sakinliğimi korumanın daha mantıkl...