Çarşamba, Şubat 16, 2022

Ağaç Ev Sohbetleri #130



Haftanın konusu Deep'ten gelmiş:

"Huzurlu aşk mı tercih edersiniz, yoksa gelgitli, iniş çıkışlı mı?"

- Soruya itirazım var Hakim Bey! Nerede görülmüş huzurlu aşk? Her kim ki gördüğünü iddia ediyor, ya "aşk"ı bilmiyor ya kendini!

"Aşk" deyince herkesin anladığı başka. Kimisi bir kez olur ömürde diyor, kimi uslanmaz aşık! Ben birden fazla olduğu konusunda eminim :))) Emin olduğum diğer bir konuysa aşk varsa huzur yok. Bir laf, bir bakış, kaşın bir hareketi, anlık bir dalgınlık... ve daha bir sürü ufacık şey insanın tüm huzurunu yok edebilir eğer söz konusu aşksa. Niye öyle durdu, niye böyle dedi, acaba artık bana aşık değil mi? Ooooo!.. Sonu gelmez şüphelerin, endişelerin, uykusuz gecelerin. 

Eğer "Ben gayet de aşığım ve çok da huzurluyum" diyorsanız bence bahsettiğiniz şey "aşk"tan ziyade "sevgi" :) Dedim ya tanımlar, kavramlar değişiyor kişiden kişiye. Sabahattin Ali'nin şu sözleri benim Aşk'a bakışımla birebir tutuyor:

“Benim beklediğim aşk başka! O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka… Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilemez bir istemek!”

Ortada mukavet edilemez ve mantık sınırlarının dışında bir istemek hali varsa kim nasıl söz edebilir ki "Huzurlu Aşk"tan? Gelin biz soruyu değiştirelim:

"Huzurlu, güvenli, karşılık bir sevgi mi yoksa fırtınalı, inişli çıkışlı, *karşılıklı(?)/karşılıksız bir aşk mı?"

*Bu noktada bir parantez açarak Mr. Kaplan'ın kulaklarını çınlatalım çünkü onun deyişiyle karşılıklı aşk da mümkün değil, sadece bir aşık var, bir de aşık olunan.

Sorumuza dönecek olursak; ben o inişli çıkışlı, karşılıklı/karşılıksız aşkı birkaç kez tattım. Bol acılı Adana Kebap gibi desem komik olacak ama öyle işte. Hem acısından yanıp yakılırsın hem de tadından aldığın keyifle yemeğe devam edersin :))) Ama gün sonunda yana yana tükenince ve mantığın bünyeye geri döndüğü ender anlarda "Aşkı batsın, olmayıversin!" der insan.

Evrim'e deli gibi aşık olduğum ilk yıllarımızı hatırlıyorum. Aslında şimdi geriye dönüp bakınca Mr. Kaplan'a hak veriyorum. Ben çok aşıktım, Evrim değildi. Sonra bir şeyler oldu ve rolleri değiştik. Evrim öyle aşık oldu ki hiç yapmayacağı, o güne dek hiç yapmadığı şeyler yaptı benim için. Birlikte geçen ilk yıllarda fırtınada hayatta kalmayı başardık. 16. yılımızda ise sakin, dengeli, huzurlu bir sevgiyi paylaşıyoruz. Hangisini tercih ederim sorusuna buradan bakarak cevap verirsem, önce fırtınalar kopsun ardından süt liman olsun :)

Aşkla hiç tanışmadan bir ömür geçiren varsa dünyadaki en huzurlu insan o olabilir. Çünkü bir kez aşkla tanıştıktan sonra hiçbir şey aynı olmuyor. Varlığı bir dert, yokluğu ayrı bir dert :D



12 yorum:

  1. Önce fırtına sonra sütliman güzelmiş kedicim. Ama hep sütliman da kalmasın tabii ara ara dalgalansın yine.. değil mi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, evet canım Ceren'im :) Zaten ne dersek diyelim, dalgalara set çekmek ne mümkün :) Arada fırtına da lazım :D

      10. evlilik yıl dönümümüz geldi çattı. Mart başında Evrim'le ufak çaplı bir kaçamak yapıp yeniden dalgalandıracağız denizi umarım :) İki kedi hevesle bekliyoruz Mart'ın gelmesini :D

      Sil
  2. Bir 10 yıl sonra, sonra bir 10 yıl sonra daha bu yazından hangi cümleler eksilir, neler ilave edilir okumak isterim kesinlikle.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Göz açıp kapayana dek geçer bir 10 yıl daha sanırım. 10 yıldır evliyiz ama tam 16 yıldır beraberiz. Düşünsenize 4 yıl sonra 20 yıldır birlikteyiz diyeceğiz Evrim'le. Ondan sonra 6 yıl geçecek bu kez 20 yıldır evliyiz diyeceğiz. Hiç uzak görünmüyor nedense :) Neler eksilir acaba? Düşününce ben de çok merak ettim sevgili Buraneros :)

      Sil
  3. Aynen katıyorum dediklerinizi Mrs. Kedi. Aşkı bulup sevgiye dönüştürebilen şanslı kişilerden biri olduğunuzu düşünüyorum. Aşkta mantık aranmaz. Bence karşılık da beklenmez. Karşınızdaki kişi sizi kullansa, hatta ona olan bağlılığımızı sujistimal etse bile siz asla bunu göremezsiniz. Bu yüzden aşkın gözü kördür denir. Evrim iyi bir insan, bu yüzden ona olan bağlılığınızı kullanmamış ve bir süre sonra sevginiz karşılık bulmuş. Evrim'inki aşk mı yoksa vicdan, mantık çerçevesinde duyguların harekete geçmesi mi bilemem. Aşık. kişi için ilişkiyi yürütmek zordur ama bir o kadar da coşkulu, mutluluk ve heyecan vericidir. Aşık kişi karşısındaki insan ne yaparsa yapsın onda hata bulamaz. Hatayı hep kendinde arar ve bu durum onu perişan eder. Aşkın belli bir süresi vardır bana göre. O süre dolunca aşk biter, bazen nefrete bazen sevgiye dönüşür ki ideali budur. Eğer kavuşma gerçekleşmemiş ise, şiddeti azalsa bile aşk ölünceye kadar devam eder. Bence...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evrim'in durumu gerçekten ilginç. Tanıştığımızda beni tavlamak için elinden geleni yapmıştı cool tavrını bozmadan :)) Ama sonrası tam bir muamma! Ne zaman konuşsak "Hayata dair bir umudum, bir beklentim yoktu, sana boş yere umut vermek istemediğim için kendimi tutuyordum ama baktım ki senin gözün kara, vazgeçmeyeceksin, ben de bıraktım kendimi" diyor. Son 1 yıla kadar da inatla hâlâ ilk günkü gibi aşık olduğunu iddia ediyor ve aşık birinin tüm semptomlarını gösteriyordu neredeyse :))) Ama artık o da eskisi gibi gözü kör aşıklar olmadığımızı kabul ediyor son zamanlarda :)

      "Kavuşunca biten ya da şekil değiştiren şey, kavuşamayınca bitmiyor" mevzusu da oldukça ilginç aslında. Bitmeyen aşk mı yoksa kafamızda kurduğumuz hayaller mi emin değilim. Bence aşk her türlü bitiyor vadesi dolunca. Yaşarsak hatırası kalıyor, yaşayamazsak da uktesi.

      Sil
  4. Katılıyorum. Aşkın olduğu yerde huzur olmaz. Huzur dinginlik verir. Hangi aşk gönüle dinginlik vermiştir? Tatlı ve hoş kelimeler huzurun yalan rüzgarını gönlünüze değdirir ve buna da kanarsınız. Aşk, huzur sunmaz aşktan önce beslediğiniz huzuru tüketir.

    Her cümlemize hak veriyorum, paylaşım için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşk söz konusu olunca iyi zamanlar olsa da mutlaka huzursuz günler, geceler de oluyor işin içinde. Yorumunuz için teşekkürler :)

      Sil
  5. :) sen ve kaplan aşk hakkında olumsuzsunuz hep :) aşkı huzursuz eden bir duygu olarak görüyorsunuz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya aslında olumsuztan çok realistim diyelim biz ona :D Aşk huzursuz etmiyor da düşünmekten huzur kalmıyor insanda pek.

      Sil
    2. tamamdır gelecek hafta senin :)

      Sil
  6. heeey, kaplana demiştim, haftaya sen yaz diye, onun son ağaç ev yazısında, o da tamam dedi, haftaya kaplan yazcak, sen de öbür hafta yaz o zaman, ya da istersen kaplana söle, sırayı değiştirin yani :)

    YanıtlaSil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...