Sevgili Momentos'un sesinden dinlemek için tıklayın.
"Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir." sözü kime ait bilmiyorum ama altına imzamı atabilirim. Uzaktan bakınca her şey kolay ve net görünür insana. Siyah - Beyaz. Ama yakınlaştıkça göz aldanır, siyahla beyaz bulanıklaşır, yer yer gölgeler beliriver. Uzaktan bakıp "Ben asla onun yaptığını yapmam" dediğimiz nice insanı, aynı şeyleri bizzat kendimiz yaşayınca anlarız ancak. Masumiyetimiz aynı koşullarla karşılaşıp kendimizi aynı durumun içinde bulduğumuz ana kadar dayanır.
Eskilerin bir lafı vardır: "Bekara karı boşamak kolay!" Biraz kaba bir laf ama gerçeklik payı var. Sadece evlilik için değil, tüm zor koşullar için kullanılabilir. "Tok, açın halinden anlamaz." atasözümüz de yine benzer durumlar için kullanılabilir. İçine düşmeden hiçbir zorluk tam olarak anlaşılamaz. Mesela parasal sıkıntı çekmeyen biri için eskiyen ve sürekli arıza çıkaran bir arabayı değiştirmek kolaydır. Ama bütçesini zar zor denk düşüren biri için bu durum büyük bir sorun teşkil eder.
Hayatında yolunda gitmeyen bir şeyden şikayet eden birini o sorunu yaşamayan kişi anlayamaz. Hatta aynı sorunu yaşamış ama bir şekilde aşmış biri bile anlayamaz çünkü o artık başka bir evrededir.
Empati gerçekten çok değerli ve çok zor bulunan bir yetenek. Karşımızdakini dinleriz, yargılamayacağımıza söz veririz, destek olmak isteriz ama yine de akıl vermekten, biz olsak ne yapacağımızı anlatmaktan alamayız kendimizi. Bize göre çok basit ve gün gibi ortada olan çözüm yolları sorunu bizzat yaşayan için hiç de kolay ve gerçekleştirilebilir değildir belki de. Öyle olsa zaten çoktan yapılmış ve sorun çözülmüş olur değil mi? Nedense bir kendimizi zeki sanırız zaman zaman. Derdini anlatan yakınımıza açık açık demesek bile "Bu kadar basit bir şeyi neden dert ediyor? Neden şöyle yapıp halletmiyor?" deriz kendi kendimize. Keşke o kadar kolay olsa!
Uzaktan bakınca küçücük görünen şeyler yaklaştıkça büyür hatta bazen devasa boyutlarıyla aklımızı başımızdan alır. İşte yaşanan sorunlar, sıkıntılar, zorluklar da böyledir. Ne kadar yakınsak, ne kadar çok maruz kalırsak o kadar büyüktür. Yargılamak, akıl vermek, sorunu basite indirgemek... Bunlar kolay. Zor olansa aynı şeyi yaşasak ne hissedeceğimizi bilemeyeceğimizi ve o koşullarda ne yapacağımızdan emin olamayacağımızı kabul etmektir. Herkesin vereceği tepkiler, alacağı yaralar ve iyileşme süresi farklıdır. Bu yüzden başınıza gelmeyen ya da geldiyse bile bir şekilde atlattığımız zorluklar için ya da henüz düşmediğimiz hatalar için kimseye ahkâm kesmemeliyiz.
Yeryüzündeki her hata insan için, insan yapımı, insan kaynaklı... Eh her birimiz de insan olduğumuza göre her hataya düşme olasılığımız var. Bunu aklımızda tutup büyük konuşmamalıyız sanırım. Bu konu ne zaman gündeme gelse aklıma yıllar önce Deniz Seki'nin Popstar yarışmasındaki sözleri geliyor. Daha önce hapis cezası almış olan Bayhan'ın Popstar seçilmesine karşı çıkmış ve hüküm giymiş birinin Popstar seçilmesini onaylamadığını, Bayhan'ın bu şekilde ödüllendirilmesinin yanlış olduğunu söylemişti. Yıllar sonra kendisi de hüküm giyip hapishaneye düşünce "İnsan kınadığını yaşamadan ölmezmiş" denildi. Deniz Seki ünlü olduğu için gündemi günlerce meşgul eden bu durum gibi nice örnek vardır hayatın içinde kim bilir.
Anne olduğum günden itibaren özellikle hiç bir çocuğu ya da anne-babayı eleştirmemeye çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki aynı şeyi ben de yaşayabilir ve aynı duruma düşebilirim. Olur da kendimi unutup bir an eleştirecek olursam hemen kendimi frenleyip "Kınamıyorum, benim de çocuğum var. Her an her şey olabilir." diyorum kendi kendime.
Güzel bir yazı. Gözümüzle gördüğümüz kulağımıza duyduğumuz şeyler gerçek olmayabilir. Duyduklarım ız anlamlandırır farklı anlayabilir yorum yapabiliriz. Sevdiğimiz insanın sözlerini kırıcıda olsa affaderiz. Sevmediğimiz insan olursa hayatta affetmeyiz. İnsan ilişkilerinde yargıda bulunmadığını eleştiri yapmadığınız sadece dinleyici olduğunuzda sorun çıkmıyor. Gözümmüz le gördüğümüz şeylerin bizi yanıltığına dair örnek vermişsiniz. Algı yanılmaları vb durum. Sevgiler.
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Tamamen nesnel olmamız mümkün değil, illa ki kendi yaşantımızla, kendi deneyimlerimizle yorumluyoruz gördüklerimizi, duyduklarımızı. Kendi deneyimimiz yoksa da toplumun bize dayattıkları ile bir sonuca/yargıya varıyoruz. Öyle anlarda susmalı, karşımızdakini dinleyip sadece varlığımızla destek olmaya çalışmalıyız sanırım :)
SilBu yazıdakileri aklımıza kazımamız gerek. Tecrübe etmiş biri olarak söylüyorum, asla asla dememeli! Hayat öyle bir döndürüyor ki insanı feleği şaşıyor.
YanıtlaSilGüzel bir yazı, seslendirebilirim bunu podcastte, istersen :)
Momentoscum 🥰 benim yazılarımdan birini seslendirmene nasıl mutlu eder beni 🥰🥰 ama sanki öykülerden birini mi seslendirsen? Son karar senin, sen seç içine sineni 😊
SilHangi öykü geliyor aklına.. eskilerde tek bölümlük var mı biraz bakayım.
SilOyyy bilemedim ki 😅 Sen istediğin bir yazıyı ya da öyküyü seç Momentoscum, en güzel öylesi olacak eminim 😊
SilBu yazıyı çok beğendiğimden bunu seslendirdim. :) Link aşağıda.
Silhttps://open.spotify.com/episode/51eQgMgbhvAJkVNUdfB9UZ
Momentoscum, çok teşekkürler 🤗 Yazıya linki ekleyip dinlemeye gidiyorum 😍🥰😍🥰😍
SilGerçekten de farkındalık yaratan bir yazı olmuş. Böyle oturup oturup her kısmını aklıma kazıyasım var.
YanıtlaSilBenim de çıktısını alıp her köşe başında gelene geçene dağıtasım var bildiri gibi :D
Silharika ve doğru bir yazı olmuş ellenize sağlık. cümlenin “hah işte bu” dediği yerdeyim. Ben de anne olunca bir cok şeyi deneyimledim ve öğrendim. “bunu asla böyle yapmam” dediğim ne varsa yaptım. olayın içinde değilken meğersem nasıl kuru sıkı bir tabancaymışım...
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Evet anne olunca birçok şeyi anlıyoruz :D Asla "asla" dememek gerek :)
SilBen de doğru yazı olmuş dedim, ikinizi de çok alkışladım.
YanıtlaSilAma çok:)
Çok keyifliydi yahu, okurken dinlemek:)
Biraz daha alkış o halde:)
Ben de öyle yaptım, açtım, hem Momentos'um dinledim hem yazıdan takip ettim :D Keyfim katlandıkça katlandı :) Bugün boş günüm evdeyim, daha güzeli olamaz derken oldu işte!
Sil:))) ne güzel ya beğendiyseniz inanılmaz kanatlandım ben de :) Teşekkürler @buraneros, @kuyruksuzkedim
SilHer ikinizin de emeğine sağlık! :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
SilÇok teşekkürler :) En önce benim sonra da hepimizin dikkat etmesi gereken bir mevzu :)
YanıtlaSilanne olunca ben de daha temkinli konuşmaya ya da düşünmeye başladım:)
YanıtlaSilharikasınız çok güzel bir çalışma olmuş:)
Çok teşekkürler :) Anne olunca ne kadar büyüyoruz, ne kadar çoğalıyoruz aslında :)
SilYargılama hastalığı diye bir şey var ve hepimiz zaman zaman yakalanıyoruz buna.
YanıtlaSilHer koşulda sanki illa bir fikir belirtmemiz gerekiyor gibi hissediyoruz. Oysa sadece karşımızdakini dinlemeyi öğrenmeliyiz :)
Silistediğimiz gibi görüyoz de mi her şeyi yaaa :)
YanıtlaSilİstediğimiz gibi değil de daha çok gözümüzün önündeki pencere kadar görebiliyoruz. Pencerenin dışına çıkıp geniş açıyla bakmak lazım :)
Sil