Pazartesi, Nisan 18, 2022

(YENİ) Ağaç Ev Sohbetleri #139


Bu hafta konu benden ama çok düşündüğüm hâlde fazla bir şey gelmedi aklıma. Şimdi yazmaya başlayınca aklıma gelen ilk şeyi sorayım. 

Bizim kültürümüzde kendini anlatan / "öven" pek sevilmez. Karşı taraftan bir iltifat alınca bile "Yok canım, estağfurullah!" falan deriz hemen. Genelde iltifat özürlüyüzdür, maalesef iltifat etmeyi de pek bilmeyiz, kibarca kabul etmeyi de. Oldu da kendini öven birine rastlarsak da hiç vakit kaybetmeden "Amma da kendini beğenmiş" diyerek yaftalarız. Ama ben bugün bunu değiştirmek istiyorum. İyi yanlarımızı görmek ve kendimizi sevmek için bir egzersiz gibi düşünebiliriz bu haftanın konusunu. 

Eğer dışarıdan biri gibi kendine bakıp kendini övecek olsan ne derdin? Kendinin hangi özelliğini/özelliklerini takdir ederdin? (Belki de "İnsanların, senin en çok hangi niteliğinin değerini bilmesini istersin?" diye de düşünebiliriz soruyu) 

Dışarıdan kendime baksam, ilk olarak sorumluluk sahibi oluşumu, gerektiğinde elimi taşın altına koymaktan çekinmeyişimi takdir ederdim. Hata yaptığımda kabul edip rahatlıkla özür dileyebilişimin ve bir de aklımda ne varsa açık açık söyleyişimin yani insanların yüzüne söyleyemeyeceğim şeyleri asla arkalarından söylemeyişimin değeri bilinsin isterim. Sanırım biliniyor da :) 

Bazen kişisel olarak beni çok bunaltan bir şey olsa da bir işin sorumluluğunu üstlendiysem o işi hakkıyla, tam olması gerektiği zamanda, tam olması gerektiği gibi yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Yapamama ihtimalim varsa o iş bitene dek Dünya dar geliyor bana. Bu yanımı birlikte çalıştığım insanlar da, arkadaşlarım da biliyorlar ve "İşi Rüya'ya verdiysen kontrol etmene gerek yok, sen unut, Rüya unutmaz" derler. Bu durum yüzünden çok strese girerim o iş bitene dek ama bitince de çok iyi hissederim :) Benim gibi olmayanlara da pek katlanamam ve bunu dile getirmekten de hiç çekinmem. 

Okul müdürümüz ben kendimi tutamayıp sinirlenince bile durup sakince dinler ve asla kızmaz. Hatta güler. Çünkü art niyetle değil tamamen açık yüreklilikle söylediğimi bilir. Odasına girip "İyi misiniz? Hiç böyle yapılır mı bu iş?" diye çıkıştığımda durur bir düşünür ve genelde "Sen böyle diyorsan, iyi değilimdir belki de. Bir anlat bakalım, ne yapmışım, nasıl yapılmalıymış." der. Sadece o değil, arkadaşlarım da bilirler fevri olduğum kadar art niyetsiz olduğumu ve kolay kolay alınmazlar dediklerimden. Ama işte bazen bu yanlarımı anlamayıp beni kaba, sinirli, katlanılmaz bulanlar da oluyor. Onları da anlıyorum aslında. 

Dış dünyada her şey o kadar eğilip bükülüyor ki insanlar alışmışlar sahte kibarlıklara, lafı dolandıranlara, doğruyu açıkça söylemek yerine binbir örtü ile süsleyip püsleyip saklayanlara... Söyleyecekleriniz işine gelmiyorsa ne düşündüğünüzü bilmek istemiyor insanlar. Eh herkesin kendi tercihi. Ben tam tersine gerçek dostun gerçekleri oldupu gibi söylemesini isterim. Yanlışsam "Rüya, yanlışsın!" diyebilmeli arkadaşım. 

İnsan dostunun yanlışlarını mümkün oldukça kırmadan açıkça söylemeli. Yanlışa düştü diye uzaklaşmak ve yanlışa düşen kişiyi yalnız bırakmak bence en büyük hata. Bak arkadaşım, yanlış yapıyorsun. Seni yargılamıyorum, senden vazgeçmiyorum. Yanındayım ama bu yanlışta seni desteklemiyorum. Gel, bu yanlıştan bir an önce dön." diyenden zarar gelmez insana. Bunu yapmadan çekip gidene zaten asla dost olmamıştır bence. 

Daldan dala konuğum bir ağaç ev sohbeti oldu kusura bakmayın.

Siz de lütfen dönüp şöyle bir bakın kendinize! Hangi niteliğinizin kıymetini bilsin işvereniniz, aileniz, sevdikleriniz? 

15 yorum:

  1. özelliklerin hoş, güzel ve faydalı :) tatlı anlatmışsın :) en tatlısı da okul müdürü ile ilişkin :) ne yapmışım diyormuş ya o anı düşündüm de ne tatlı bir andır :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler :) Müdürümüz iletişime açık biri ne desem gülüyor, hiç sinirlenmiyor :D

      Sil
  2. Özelliklerinin birkaçını kendime benzettim,mesela aşırı derecede sorumluluk sahibiyim, birine söz verdiysem,asla ve asla o sözden dönmem. İnsanları asla kırmamaya dikkat ederim fakat beni kullanmaya kalkarlarsa o zaman çok fevri oluyorum.Senin gibi birinin hatasını görürsem kibarca uyarırım. Birine arkadaşım dediysem arkasından onu asla çekiştirmem ve yanımda arkadaşım hakkında kimseyi de yanlış konuşturmam.Bu kadar şeyi yazınca da utandım aslında;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorumluluk sahibi olmak iyi bir şey ama bazen insan kendini boş yere hırpalıyor. Ben aldığım sorumluluğu tamamlayan dek yiyorum kendimi. Her şeyi ölçülü yapmak lazım :) Dedim ya biz iyi yanlarımızı takdir etmeyi pek bilmiyoruz :) Utanılacak bir şey değil aslında :)

      Sil
    2. Sorumluluk konusunda aynen senin gibi düşünüyorum. Ne yazık ki hayatımı çok zorlaştırıyorum ben de.Umarım ölçülü olmayı öğrenirim.

      Sil
  3. .Çok çok kendimi bulduğum bir yazı oldu. Gerçekten yanlışsan yanlışsın diyen birini bulmak öyle zor ki, benim hayatımda böyle biri yok mesela hep iş işten geçince derler, ama yanlıştı yaptığın diye.
    Sırf bundan metevellit eğer ben bir yanlış görüyorsam dan diye söylüyorum. İster iyi niyetle alır, ister kötü ama kimse için kendimi eğip bükemem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olan olduktan sonra "Ben aslında seni uyaracaktım ama bozulursun diye bir şey demedim" diyenleri boğmak istiyorum ben bazen :p Söyleseydin ya zamanında! Ben en baştan fikrimi söyler ama karşıdakinin kararına saygı duyacağımı ve her koşulda yanında olacağımı da eklerim.

      Sil
  4. En doğrusunu yapmışsınız Mrs. Kedi. İnsan düşününce daha sıradan konular geliyor aklına. Bir anda aklımıza gelen konular daha orijinal oluyor. Bunun gibi çok konu aklıma geliyor ama kısa bir süre sonra unutuyorum. Sıcağı sıcağına bir yere not almak lazım:)

    Bence konu güzel seçilmiş. Bizim kültürümüzde diye başlayan paragrafında kendimi buldum. Kendini öven kimse pek sevilmez, evet ben de sevmem. İltifat alınca biraz gururum okşansa da bunun hoşuma gitsin diye söylendiğini, abartılı bir kompliman olduğunu düşünürüm. Kendini öven bir kişiyi "aman bu da kendini beğenmiş." demesem bile pek hazzetmem. Şimdi bütün bunları yıkıp farklı bir karaktere bürünmek kendi açımdan tam bir şalanj:) Bu şalanja var mıyım, madem konu bu noktaya geldi, elbette varım.

    Elbette bizim blog dünyasındaki dostluğumuz hiçbir beklentiye dayanmıyor, bu yüzden birbirimize karşı tam güvenimiz var. Herhangi bir konuda düşüncemiz neyse onu, saygı çerçevesinde, olduğu gibi, abartmadan, çarpıtmadan yansıtıyoruz. Bu yüzden ben şöyle biriyim dediğimizde karşı tarafı hiçbir şekilde yanıltmak amacı gütmediğimizi, çünkü buna ihtiyacımız olmadığını biliyoruz. Ancak toplum önünde, farklı mecralarda durum farklı. Şöyle ki, eğer biri ben hiç yalan söylemem, ben şöyle titizim falan diyorsa bilin ki o kişi yalancı pisliğin tekidir. Bence toplum içinde kendimizi davranışlarımızla kabul ettirmeli, karşımızdaki kişiyi de söylediklerine değil yaptıklarına göre değerlendirmeliyiz.

    Sizin yazdıklarınızı okuduğumda sizin hakkınızda tasavvur ettiklerimden farklı birini bulmadım. Pek çok bakımdan kişilik ve davranış özelliklerimiz birbirine benziyor. Keşke başkaları da riyakarlıklarını bırakıp oldukları gibi görünebilseler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dedim ya Mr. Kaplan kendini anlatana, övene iyi gözle bakılmaz bizde. Ama bazen de durup kendimizi değerlendirmeli ve "Benim de şu yanlarım iyi yahu?" diyebilmeliyiz bence :D Tanımadığımız ya da hâlihazırda çok da sevmediğimiz insanlara karşı şüpheyle yaklaşabiliriz kendilerini övdüklerinde ama tanıdığımız, güvendiğimiz, iyi biri yapınca onun için kendini beğenmiş diye düşünmeyiz; böbürleniyor demeyiz. Aksine doğru söylüyor, haklı diye geçer içimizden. Bu kadarını kendimize de çok görmeyelim :)

      Sil
    2. O zaman benden günâh gitti, yazımı bekleyin Mrs. Kedi:))

      Sil
  5. Çok teşekkürler 🥰 Aslında içi dışı bir oluyor fevri insanlar :D Bence iyi yani :) Kırıcı olmadan dürüst olmak iyi :)

    YanıtlaSil
  6. Uyarsan önce kendi uzaklaşıyor zaten insanlar. :)) Pek dostum da olmadığı için böyle dertlerim yok. Kendi içimde yaşayan biriyim, canımı sıkmadıkları sürece kimsenin canını da sıkmam. :)
    Güzel anlatmışsın düşüncelerini. Sorumluluk sahibi olmak önemli. Günümüzde pek umursanan bir şey değil malesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzaklaşacak diye susup seyirci kalmak bana ters geliyor. Ben arkadaş olarak üzerime düşeni yapıp sonuna dek de yanında olmaya çalışırım ama hem hatada ısrar edip hem de benden uzaklaşırsa yapacak bir şey yok. Pişman olur gelirse ben yine burdayım. Hepimiz hata yapıyoruz, pişman olunca yalnız kalmamalıyız bence :)

      Sil
  7. İtinayla insanların yanlışlarını düzeltir, bak şöyle yap falan deriz ya. Dediğin gibi güzellikleri de hiç övmeyiz. Teşekkürü bilmeyiz, iltifat etmeyiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kötü yanları söylemek de atak, iyi yanları söylemekte ise çekimseriz toplumca.

      Sil

İkigai

İkigai, şu anda okuduğum kitabın adı. Kitabın alt başlığı "her güne mana ve neşe katmak".  Kısaca açıklamak için  Wikipedia 'y...